filmov
tv
TARIM ARAZİLERİNİN TAPU İŞLEMLERİNDE DİKKAT EDİLECEK AYRINTILAR
Показать описание
Tarım arazisi, normal bir araziden farklı olarak toprak özelliği itibariyle üretime uygun olup tarımsal üretim yapılan veya tarımsal üretim yapılmaya uygun olan ya da imar ve ıslah yoluyla üretim yapılmaya uygun hale getirilebilecek olan araziler olarak tanımlanabilir.
Mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri, özel ürün arazileri ve dikili tarım arazileri 5403 sayılı kanunun 3. maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır: “ Mutlak tarım arazisi: Bitkisel üretimde; toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin kombinasyonu yöre ortalamasında ürün alınabilmesi için sınırlayıcı olmayan, topografik sınırlamaları yok veya çok az olan; ülkesel, bölgesel veya yerel önemi bulunan, hâlihazır tarımsal üretimde kullanılan veya bu amaçla kullanıma elverişli olan araziler, Marjinal tarım arazisi: Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri ve dikili tarım arazileri dışında kalan, toprak ve topografik sınırlamalar nedeniyle üzerinde sadece geleneksel toprak işlemeli tarımın yapıldığı araziler, Özel ürün arazisi: Mutlak tarım arazileri dışında kalan, toprak ve topografik sınırlamaları nedeniyle yöreye adapte olmuş bitki türlerinin tamamının tarımının yapılamadığı ancak özel bitkisel ürünlerin yetiştiriciliği ile su ürünleri yetiştiriciliğinin ve avcılığının yapılabildiği, ülkesel, bölgesel veya yerel önemi bulunan araziler, Dikili tarım arazisi: Mutlak ve özel ürün arazileri dışında kalan ve üzerinde yöre ekolojisine uygun çok yıllık ağaç, ağaççık ve çalı formundaki bitkilerin tarımı yapılan, ülkesel, bölgesel veya yerel önemi bulunan araziler.”
Asgari tarımsal arazi büyüklüğü ise Tarımsal Arazilerin Mülkiyetinin Devrine İlişkin Yönetmelik’te belirtilmiş olup ve mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar ve örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektar olarak belirlenmiştir.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 8/B maddesi ve Tarımsal Arazilerinin Mülkiyetinin Devrine İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereği, tarımsal arazilerin ifraz, hisselendirme, pay temliki, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi, elbirliği mülkiyetinin devri, paylı mülkiyet olarak intikal, taksim ve vasıf değişikliği işlemlerinin yapılması, Bakanlık il/ilçe tarım ve orman müdürlüklerinin görüşü alınarak Tarım ve Orman Bakanlığı’nın izin vermesine bağlıdır. Dolayısıyla, tarım arazisi niteliğinde olmayan arazilerden farklı olarak tarım arazisini üçüncü bir kişiye devretmek isteyen kişi Tarım ve Orman Bakanlığı’nın iznini almak zorundadır. Kanun’un bu tür bir sınırlama ve özel usul getirmesinin yegâne sebebi, tarıma elverişli toprakların bir bütün olarak korunması ve bölünmenin önüne geçilmesidir.
Bakanlıktan izin alınmasını gerektirmeyen bazı haller, şu şekilde sıralanabilir: Taşınmaz malikinin ilçe sınırları içinde tek tarımsal arazisinin devir konusu yapılması, tapu müdürlüğünün herhangi bir cevap ve izin beklemesine gerek kalmaksızın yapılır. Yine malikin aynı ilçe sınırları içinde birden fazla tarımsal arazisinin olması ve bunların bir kişiye devri herhangi bir şart aranmaksızın tapu müdürlüklerinde gerçekleştirilir. Fakat aynı ilçede birden fazla tarımsal arazisi bulunan malikin bu arazilerinin hepsini birden fazla kişiye devretmek istemesi durumunda ise devir, sınırdaş arazilerde ekonomik bütünlük değerlendirmesi yapıldıktan sonra gerçekleştirilir. Bu değerlendirme sonucunda sınırdaş arazilerin toplamının ekonomik bütünlük oluşturmaması sonucunda her bir parselin başka kişilere devredilmesinde hiçbir sakınca bulunmamaktadır.
Ekonomik bütünlük, Tarımsal Arazilerin Mülkiyetinin Devrine İlişkin Yönetmelik’te şöyle tanımlanmıştır: “Mülkiyeti aynı kişiye ait birden fazla tarımsal arazinin tarımsal üretim faaliyetine ekonomik bir değer katacak şekilde birbirine bağımlı olarak işletildiği Bakanlıkça tespit edilen araziler”. Yine aynı yönetmeliğin 7. Maddesinde hangi oluşumların ekonomik bütünlük arz edip etmediği belirlenmiştir.
Ekonomik bütünlük halinde olan tarım arazilerinin satışı halinde, diğer araziler arasındaki mesafe ekonomik bütünlük sağlayamayacak kadar uzaklaşacak ve yeter gelirli arazi sınırının altına düşecek ise bu satış, yapılamaz. Yeter gelirli arazi, bölge farklılıkları göz önünde bulundurulmak suretiyle 5403 sayılı kanunun ekinde yer alan 1 sayılı listede belirlenen yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerini aşan arazilerdir.
Tarım arazilerinin devri satış dışında miras yoluyla da gerçekleşebilir. 5403 sayılı kanunun 8/B ve 8/C maddeleri, mirasçıların öncelikle kendi aralarında anlaşmasını aramaktadır. Bu anlaşma, bütün mirasçıların kendi payını bir mirasçıya veya yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğünü sağlaması durumunda birden çok mirasçıya devri şeklinde olabileceği gibi mirasçıların kendi paylarını bir üçüncü kişiye devretmesi de mümkündür. Ayrıca mirasçıların anlaşmaları sonucunda, payları oranında kuracakları bir limited şirket veya aile ortaklığına tarımsal arazileri devretmeleri de mümkündür.
Mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri, özel ürün arazileri ve dikili tarım arazileri 5403 sayılı kanunun 3. maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır: “ Mutlak tarım arazisi: Bitkisel üretimde; toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin kombinasyonu yöre ortalamasında ürün alınabilmesi için sınırlayıcı olmayan, topografik sınırlamaları yok veya çok az olan; ülkesel, bölgesel veya yerel önemi bulunan, hâlihazır tarımsal üretimde kullanılan veya bu amaçla kullanıma elverişli olan araziler, Marjinal tarım arazisi: Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri ve dikili tarım arazileri dışında kalan, toprak ve topografik sınırlamalar nedeniyle üzerinde sadece geleneksel toprak işlemeli tarımın yapıldığı araziler, Özel ürün arazisi: Mutlak tarım arazileri dışında kalan, toprak ve topografik sınırlamaları nedeniyle yöreye adapte olmuş bitki türlerinin tamamının tarımının yapılamadığı ancak özel bitkisel ürünlerin yetiştiriciliği ile su ürünleri yetiştiriciliğinin ve avcılığının yapılabildiği, ülkesel, bölgesel veya yerel önemi bulunan araziler, Dikili tarım arazisi: Mutlak ve özel ürün arazileri dışında kalan ve üzerinde yöre ekolojisine uygun çok yıllık ağaç, ağaççık ve çalı formundaki bitkilerin tarımı yapılan, ülkesel, bölgesel veya yerel önemi bulunan araziler.”
Asgari tarımsal arazi büyüklüğü ise Tarımsal Arazilerin Mülkiyetinin Devrine İlişkin Yönetmelik’te belirtilmiş olup ve mutlak tarım arazileri, marjinal tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar ve örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektar olarak belirlenmiştir.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 8/B maddesi ve Tarımsal Arazilerinin Mülkiyetinin Devrine İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereği, tarımsal arazilerin ifraz, hisselendirme, pay temliki, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi, elbirliği mülkiyetinin devri, paylı mülkiyet olarak intikal, taksim ve vasıf değişikliği işlemlerinin yapılması, Bakanlık il/ilçe tarım ve orman müdürlüklerinin görüşü alınarak Tarım ve Orman Bakanlığı’nın izin vermesine bağlıdır. Dolayısıyla, tarım arazisi niteliğinde olmayan arazilerden farklı olarak tarım arazisini üçüncü bir kişiye devretmek isteyen kişi Tarım ve Orman Bakanlığı’nın iznini almak zorundadır. Kanun’un bu tür bir sınırlama ve özel usul getirmesinin yegâne sebebi, tarıma elverişli toprakların bir bütün olarak korunması ve bölünmenin önüne geçilmesidir.
Bakanlıktan izin alınmasını gerektirmeyen bazı haller, şu şekilde sıralanabilir: Taşınmaz malikinin ilçe sınırları içinde tek tarımsal arazisinin devir konusu yapılması, tapu müdürlüğünün herhangi bir cevap ve izin beklemesine gerek kalmaksızın yapılır. Yine malikin aynı ilçe sınırları içinde birden fazla tarımsal arazisinin olması ve bunların bir kişiye devri herhangi bir şart aranmaksızın tapu müdürlüklerinde gerçekleştirilir. Fakat aynı ilçede birden fazla tarımsal arazisi bulunan malikin bu arazilerinin hepsini birden fazla kişiye devretmek istemesi durumunda ise devir, sınırdaş arazilerde ekonomik bütünlük değerlendirmesi yapıldıktan sonra gerçekleştirilir. Bu değerlendirme sonucunda sınırdaş arazilerin toplamının ekonomik bütünlük oluşturmaması sonucunda her bir parselin başka kişilere devredilmesinde hiçbir sakınca bulunmamaktadır.
Ekonomik bütünlük, Tarımsal Arazilerin Mülkiyetinin Devrine İlişkin Yönetmelik’te şöyle tanımlanmıştır: “Mülkiyeti aynı kişiye ait birden fazla tarımsal arazinin tarımsal üretim faaliyetine ekonomik bir değer katacak şekilde birbirine bağımlı olarak işletildiği Bakanlıkça tespit edilen araziler”. Yine aynı yönetmeliğin 7. Maddesinde hangi oluşumların ekonomik bütünlük arz edip etmediği belirlenmiştir.
Ekonomik bütünlük halinde olan tarım arazilerinin satışı halinde, diğer araziler arasındaki mesafe ekonomik bütünlük sağlayamayacak kadar uzaklaşacak ve yeter gelirli arazi sınırının altına düşecek ise bu satış, yapılamaz. Yeter gelirli arazi, bölge farklılıkları göz önünde bulundurulmak suretiyle 5403 sayılı kanunun ekinde yer alan 1 sayılı listede belirlenen yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerini aşan arazilerdir.
Tarım arazilerinin devri satış dışında miras yoluyla da gerçekleşebilir. 5403 sayılı kanunun 8/B ve 8/C maddeleri, mirasçıların öncelikle kendi aralarında anlaşmasını aramaktadır. Bu anlaşma, bütün mirasçıların kendi payını bir mirasçıya veya yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğünü sağlaması durumunda birden çok mirasçıya devri şeklinde olabileceği gibi mirasçıların kendi paylarını bir üçüncü kişiye devretmesi de mümkündür. Ayrıca mirasçıların anlaşmaları sonucunda, payları oranında kuracakları bir limited şirket veya aile ortaklığına tarımsal arazileri devretmeleri de mümkündür.
Комментарии