filmov
tv
KÜN Âşık Sanatı Sempozyumu | Bâd-ı Sabâda Benden Yâre Haberi / Tülay ÖRTEN YILDIZ
Показать описание
Bu çalışma 2022 yılında, Kapadokya Üniversitesi Âşık Sanatı: 2022 Abdal Yılı projesinin bir etkinliği olarak başta âşık sanatı olmak üzere abdallık geleneğini gençlere tanıtmak ve bu kültürün yaşamasına katkı sağlamak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Projenin bilimsel faaliyeti olarak 28-29 Temmuz 2022 tarihlerinde Âşık Sanatı Sempozyumu düzenlenmiştir.
Proje kapsamında âşık sanatını besleyen önemli kollardan olan abdallık geleneğini yansıtan eserler seçilmiş, bu eserler icra edilerek kayıt altına alınmış ve bu videolar müzik platformlarında paylaşılmıştır. Abdallık geleneğinde derin izler bırakan bu eserler, geleneğin yaşatıldığı ve izlerinin görülebileceği çeşitli mekânlarda kaydedilmiştir. Bu kapsamda Çorum’un Sungurlu ilçesinde Tülay ÖRTEN YILDIZ tarafından icra edilen eser, Çorumlu âşık Şekip ŞAHADOĞRU’na aittir. Tülay ÖRTEN YILDIZ, Şekip ŞAHADOĞRU’nun torunudur.
1932-1998 yılları arasında yaşayan Şekip ŞAHADOĞRU, âşıklık geleneğini ve bağlama çalmayı küçük yaşlarda öğrenmeye başladı. 8 yaşından itibaren babası Âşık Hasan’dan bağlama dersleri aldı. ŞAHADOĞRU, önce yöresinde daha sonra Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde tanındı. Gezginci âşıklık geleneğine uygun olarak dolaşıp türkü söyledi.
Şiirleri çeşitli gazete, dergi ve araştırmalarda yayımlanan Şekip ŞAHADOĞRU, özellikle uzun havalarıyla bilinen bir âşıktır. Tavrıyla, yöresinde olduğu kadar, başka yörelerden âşıkları da etkilemiş gerek tek başına ve gerekse başka âşıklarla birlikte hem Türkiye’de hem de Türkiye dışında birçok albüm hazırlamıştır. Şiirlerinde, Alevi Bektaşi dünya görüşü baskın olmakla birlikte, hem ilahi aşkı hem de beşerî aşkın hâllerini konu edinmiştir. İnsanın yüceliğe, olgunluğa, ermişliğe ve Allah’a sevgiyle ulaşılabileceği düşüncesi, Hz. Ali ve Ehl-i Beyt sevgisi şiirlerinin başlıca konusudur (Ercan 1998: 567).
Sözlük anlamı “baharda esen hafif ve hoş rüzgâr, seher yeli” olan “bâd-ı sabâ” ifadesi, başta Divan edebiyatı olmak üzere âşıklık geleneğinde âşığın hasret ateşinden kavrulan gönlüne ince bir bahar esintisi gibi ferahlık veren, sevgiliden gelecek vuslat haberini tasvir etmek için yaygınlıkla kullanılan mazmunlardandır. Şekip ŞAHADOĞRU eserinde büyük bir ustalıkla bu mazmunun kullanım alanını, sevgiliden gelecek haberi taşımanın ötesinde âşığın ahvalini sevgiliye bildirme işlevi ile ele alarak genişletmiştir. Âşık, bâd-ı sabânın hoşluk veren ferahlığı ile varlığını sevgilinin varlığında eritecek kadar aşkla dolu ahvalinin bildirilmesini isteyerek yüz vermeyen, nazlı sevgilisinden lütuf ummaktadır. Beklediği müjdeyi alamayacağını bilse de aşk şerbetinden bir kere içen âşığın vahdet anlayışına da gönderme yapılarak canı artık cananındır, canandadır. Sevgilisine kavuşamadığı için eşe dosta ah eden âşığın can gözüyle görüp ölümle birlikte farkına vardığı sevgilisi ise canan değil Rahman’dır. Bu nedenle eser hem beşerî aşkı hem de ilahi aşkı sembolize etmektedir.
BÂD-I SABÂDA BENDEN YÂRE HABERİ
Bâd-ı sabâda benden yâre haberi
Vahdetine daldı diye söyleyin
Hatırlayıp da o yâr beni sorarsa
Can cananda kaldı diye söyleyin
Yâre söyleyin Pir’e söyleyin
Hakk diye bağlanıp da ikrar verende
Ahuzarım eş de dost da yâren de
Şekip can gözüyle canan görende
O günlerde öldü diye söyleyin
Yâre söyleyin Pir’e söyleyin
Kaynak: Ercan, Abdullah (1998). 14. Yüzyıldan Günümüze Çorumlu Şairler. Çorum: ÇEKVA Yay.
Taşlıova, M. Mete (2008). Sözlü ve Yazılı Kaynaklarla Çorum Halk Şiiri Antolojisi Âşıklar, Ozanlar, Şairler. Çorum: T.C. Çorum Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları.
Bu video Kapadokya Üniversitesi tarafından hazırlanmış olup, içerikle ilgili tüm sorumluluk Üniversiteye aittir.
Organizasyon: Yusuf GÖKKAPLAN
Kayıt: Ozan Deniz SÜZER
Mix-Mastering: Ahmet Gökhan COŞKUN
Yönetmen/Kurgu-Montaj: Edip BÜLBÜL
Yönetmen Yardımcısı/Kamera: Ali Haydar Erdoğan TOMBAK
Drone Görüntüleri: Harun Fuat GÜVEN
Görsel Efekt: Çağdaş GENİŞ
Renklendirme: Caner HALICI
Müzik Danışmanı: Muhlis BERBEROĞLU
Proje kapsamında âşık sanatını besleyen önemli kollardan olan abdallık geleneğini yansıtan eserler seçilmiş, bu eserler icra edilerek kayıt altına alınmış ve bu videolar müzik platformlarında paylaşılmıştır. Abdallık geleneğinde derin izler bırakan bu eserler, geleneğin yaşatıldığı ve izlerinin görülebileceği çeşitli mekânlarda kaydedilmiştir. Bu kapsamda Çorum’un Sungurlu ilçesinde Tülay ÖRTEN YILDIZ tarafından icra edilen eser, Çorumlu âşık Şekip ŞAHADOĞRU’na aittir. Tülay ÖRTEN YILDIZ, Şekip ŞAHADOĞRU’nun torunudur.
1932-1998 yılları arasında yaşayan Şekip ŞAHADOĞRU, âşıklık geleneğini ve bağlama çalmayı küçük yaşlarda öğrenmeye başladı. 8 yaşından itibaren babası Âşık Hasan’dan bağlama dersleri aldı. ŞAHADOĞRU, önce yöresinde daha sonra Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde tanındı. Gezginci âşıklık geleneğine uygun olarak dolaşıp türkü söyledi.
Şiirleri çeşitli gazete, dergi ve araştırmalarda yayımlanan Şekip ŞAHADOĞRU, özellikle uzun havalarıyla bilinen bir âşıktır. Tavrıyla, yöresinde olduğu kadar, başka yörelerden âşıkları da etkilemiş gerek tek başına ve gerekse başka âşıklarla birlikte hem Türkiye’de hem de Türkiye dışında birçok albüm hazırlamıştır. Şiirlerinde, Alevi Bektaşi dünya görüşü baskın olmakla birlikte, hem ilahi aşkı hem de beşerî aşkın hâllerini konu edinmiştir. İnsanın yüceliğe, olgunluğa, ermişliğe ve Allah’a sevgiyle ulaşılabileceği düşüncesi, Hz. Ali ve Ehl-i Beyt sevgisi şiirlerinin başlıca konusudur (Ercan 1998: 567).
Sözlük anlamı “baharda esen hafif ve hoş rüzgâr, seher yeli” olan “bâd-ı sabâ” ifadesi, başta Divan edebiyatı olmak üzere âşıklık geleneğinde âşığın hasret ateşinden kavrulan gönlüne ince bir bahar esintisi gibi ferahlık veren, sevgiliden gelecek vuslat haberini tasvir etmek için yaygınlıkla kullanılan mazmunlardandır. Şekip ŞAHADOĞRU eserinde büyük bir ustalıkla bu mazmunun kullanım alanını, sevgiliden gelecek haberi taşımanın ötesinde âşığın ahvalini sevgiliye bildirme işlevi ile ele alarak genişletmiştir. Âşık, bâd-ı sabânın hoşluk veren ferahlığı ile varlığını sevgilinin varlığında eritecek kadar aşkla dolu ahvalinin bildirilmesini isteyerek yüz vermeyen, nazlı sevgilisinden lütuf ummaktadır. Beklediği müjdeyi alamayacağını bilse de aşk şerbetinden bir kere içen âşığın vahdet anlayışına da gönderme yapılarak canı artık cananındır, canandadır. Sevgilisine kavuşamadığı için eşe dosta ah eden âşığın can gözüyle görüp ölümle birlikte farkına vardığı sevgilisi ise canan değil Rahman’dır. Bu nedenle eser hem beşerî aşkı hem de ilahi aşkı sembolize etmektedir.
BÂD-I SABÂDA BENDEN YÂRE HABERİ
Bâd-ı sabâda benden yâre haberi
Vahdetine daldı diye söyleyin
Hatırlayıp da o yâr beni sorarsa
Can cananda kaldı diye söyleyin
Yâre söyleyin Pir’e söyleyin
Hakk diye bağlanıp da ikrar verende
Ahuzarım eş de dost da yâren de
Şekip can gözüyle canan görende
O günlerde öldü diye söyleyin
Yâre söyleyin Pir’e söyleyin
Kaynak: Ercan, Abdullah (1998). 14. Yüzyıldan Günümüze Çorumlu Şairler. Çorum: ÇEKVA Yay.
Taşlıova, M. Mete (2008). Sözlü ve Yazılı Kaynaklarla Çorum Halk Şiiri Antolojisi Âşıklar, Ozanlar, Şairler. Çorum: T.C. Çorum Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları.
Bu video Kapadokya Üniversitesi tarafından hazırlanmış olup, içerikle ilgili tüm sorumluluk Üniversiteye aittir.
Organizasyon: Yusuf GÖKKAPLAN
Kayıt: Ozan Deniz SÜZER
Mix-Mastering: Ahmet Gökhan COŞKUN
Yönetmen/Kurgu-Montaj: Edip BÜLBÜL
Yönetmen Yardımcısı/Kamera: Ali Haydar Erdoğan TOMBAK
Drone Görüntüleri: Harun Fuat GÜVEN
Görsel Efekt: Çağdaş GENİŞ
Renklendirme: Caner HALICI
Müzik Danışmanı: Muhlis BERBEROĞLU
Комментарии