filmov
tv
KÜN Âşık Sanatı Sempozyumu | Uzun İnce Bir Yoldayım/Muhlis Berberoğlu
Показать описание
Bu çalışma, Kapadokya Üniversitesi Âşık Sanatı: 2023 Âşık Veysel Yılı Projesi’nin bir etkinliği olarak başta âşık sanatı olmak üzere âşıklık geleneğinin ulusal sınırlarını aşıp evrenselin sınırlarına uzanan temsilcilerinden Âşık Veysel’in kültür mirasını gençlere tanıtmak ve âşıklık geleneğinin yaşamasına katkı sağlamak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Projenin bilimsel faaliyeti olarak 3-4 Ağustos 2023 tarihlerinde Âşık Sanatı Sempozyumu düzenlenmiştir.
Proje kapsamında dostluk, hoşgörü, birlik, insan ve doğa sevgisi gibi Anadolu’nun ortak insanlık tasavvuruna sunduğu nice değeri duru bir Türkçeyle şiirine nakşedip sazıyla seslendiren Âşık Veysel’in külliyatından eserler seçilmiş, bu eserler icra edilerek kayıt altına alınmış ve videolar müzik platformlarında paylaşılmıştır. Anadolu’nun gönül sesini yansıtan ve âşıklık geleneğinde derin izler bırakan bu eserler, geleneğin yaşatıldığı ve izlerinin görülebileceği çeşitli mekânlarda kaydedilmiştir. Bu çalışma, Nevşehir’in Ürgüp ilçesine bağlı Cemil köyünde, Muhlis BERBEROĞLU tarafından icra edilmiştir.
Âşık Veysel, çoğunlukla koşma, destan, ağıt türlerinde eserler vermiş, şiirlerinde kültürel değerler, tabiat, ayrılık, gurbet, aşk, toplumsal olaylar ve vatan sevgisi gibi konuları işlemiştir. İnsanlığın birlik ve kardeşlikle mayalandığına inanan Âşık Veysel’in şiirlerinin özünde insan sevgisi yer almaktadır.
Eser; destanlardan masallara, şiirlerden romanlara dek tüm edebî türlerde kahramanın varoluş amacını aradığı, erginleşme sürecini içeren, evrensel bir tema olan ve elbet nihayete ermesi nedeniyle ölümle eşleştirilen “yol” metaforu üzerine kuruludur. Yol; Veysel’in iki kapılı han olarak tanımladığı dünyaya hayat kapısından giren insanın aldığı ilk nefesten itibaren başlar ve ölüm kapısından çıkarken verdiği son nefese kadar insana eşlik eder. İşte yolun taşıdığı bu hakikat nedeniyle tüm insanlar gibi Veysel de aslında yola çıkmaz; “yola düşer.” Yola düşmeye hüküm giyen Veysel; gece gündüz demeden, sıla-gurbet bilmeden, kâh vardığını kâh ırak kaldığını sanarak menzile yetişmek için gider de gider.
UZUN İNCE BİR YOLDAYIM
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne hâldeyim
Gidiyorum gündüz gece
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
Uykuda dahi yürüyom
Kalmaya sebep arıyom
Gidenleri hep görüyom
Gidiyorum gündüz gece
Kırk dokuz yıl bu yollarda
Ovada, dağda, çöllerde
Düşmüşüm gurbet ellerde
Gidiyorum gündüz gece
Düşünülürse derince
Uzak gözükür görünce
Yol bir dakka miktarınca
Gidiyorum gündüz gece
Şaşar Veysel işbu hâle
Kâh ağlaya kâhi güle
Yetişmek için menzile
Gidiyorum gündüz gece
Kaynak:
Proje Yöneticisi: Halil İbrahim ÜNSER
Organizasyon: Yusuf GÖKKAPLAN
Metin: Duran Can GAZİOĞLU
Kayıt-Mix-Mastering: Muhlis BERBEROĞLU
Yönetmen/Kurgu-Renk Düzenleme: Eray MERT
Yönetmen Yardımcısı/Kamera: Umut YILDIZ, Cemil DEMİRALP, Tunay Tunahan PEKSÖZ
Görsel Efekt: Harun Fuat GÜVEN
Müzik Danışmanı: Muhlis BERBEROĞLU
Proje kapsamında dostluk, hoşgörü, birlik, insan ve doğa sevgisi gibi Anadolu’nun ortak insanlık tasavvuruna sunduğu nice değeri duru bir Türkçeyle şiirine nakşedip sazıyla seslendiren Âşık Veysel’in külliyatından eserler seçilmiş, bu eserler icra edilerek kayıt altına alınmış ve videolar müzik platformlarında paylaşılmıştır. Anadolu’nun gönül sesini yansıtan ve âşıklık geleneğinde derin izler bırakan bu eserler, geleneğin yaşatıldığı ve izlerinin görülebileceği çeşitli mekânlarda kaydedilmiştir. Bu çalışma, Nevşehir’in Ürgüp ilçesine bağlı Cemil köyünde, Muhlis BERBEROĞLU tarafından icra edilmiştir.
Âşık Veysel, çoğunlukla koşma, destan, ağıt türlerinde eserler vermiş, şiirlerinde kültürel değerler, tabiat, ayrılık, gurbet, aşk, toplumsal olaylar ve vatan sevgisi gibi konuları işlemiştir. İnsanlığın birlik ve kardeşlikle mayalandığına inanan Âşık Veysel’in şiirlerinin özünde insan sevgisi yer almaktadır.
Eser; destanlardan masallara, şiirlerden romanlara dek tüm edebî türlerde kahramanın varoluş amacını aradığı, erginleşme sürecini içeren, evrensel bir tema olan ve elbet nihayete ermesi nedeniyle ölümle eşleştirilen “yol” metaforu üzerine kuruludur. Yol; Veysel’in iki kapılı han olarak tanımladığı dünyaya hayat kapısından giren insanın aldığı ilk nefesten itibaren başlar ve ölüm kapısından çıkarken verdiği son nefese kadar insana eşlik eder. İşte yolun taşıdığı bu hakikat nedeniyle tüm insanlar gibi Veysel de aslında yola çıkmaz; “yola düşer.” Yola düşmeye hüküm giyen Veysel; gece gündüz demeden, sıla-gurbet bilmeden, kâh vardığını kâh ırak kaldığını sanarak menzile yetişmek için gider de gider.
UZUN İNCE BİR YOLDAYIM
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne hâldeyim
Gidiyorum gündüz gece
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
Uykuda dahi yürüyom
Kalmaya sebep arıyom
Gidenleri hep görüyom
Gidiyorum gündüz gece
Kırk dokuz yıl bu yollarda
Ovada, dağda, çöllerde
Düşmüşüm gurbet ellerde
Gidiyorum gündüz gece
Düşünülürse derince
Uzak gözükür görünce
Yol bir dakka miktarınca
Gidiyorum gündüz gece
Şaşar Veysel işbu hâle
Kâh ağlaya kâhi güle
Yetişmek için menzile
Gidiyorum gündüz gece
Kaynak:
Proje Yöneticisi: Halil İbrahim ÜNSER
Organizasyon: Yusuf GÖKKAPLAN
Metin: Duran Can GAZİOĞLU
Kayıt-Mix-Mastering: Muhlis BERBEROĞLU
Yönetmen/Kurgu-Renk Düzenleme: Eray MERT
Yönetmen Yardımcısı/Kamera: Umut YILDIZ, Cemil DEMİRALP, Tunay Tunahan PEKSÖZ
Görsel Efekt: Harun Fuat GÜVEN
Müzik Danışmanı: Muhlis BERBEROĞLU
Комментарии