filmov
tv
Sınav kaygısıyla baş etmenin yolları nelerdir? İşte cevabı...
Показать описание
İstanbul Kent Üniversitesi Kariyer ve Gelişim Merkezi Direktörlüğünün düzenlediği Sınav Kaygısı konulu seminerine Psikoloji Bilimi Uzmanı Rosie Dalva konuk oldu. Sınav kaygısıyla baş etmek için beden ve nefes egzersizleri önerdi. Dalva, “Güçlü ve iyi olduğumuz geçmiş deneyimleri düşünerek beynimize güvende ve her şeyin yolunda olduğunu hatırlatabiliriz. Sınavı hayatımızdaki tek önemli olaymış gibi en tepeye koymak yerine, kendimizi üstesinden geleceğimize inandırmalıyız” dedi.
Üniversiteye girişte ikinci adım olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) için gün sayan öğrencilerin sınav başarısına etki eden en önemli etken kaygı. 15 ve 16 Haziran tarihlerinde yapılacak YKS sınavı öncesi Psikoloji Bilimi Uzmanı Rosie Dalva, İstanbul Kent Üniversitesi’nin düzenlediği panelde lise öğrencileriyle bir araya gelerek onlara sınav kaygısıyla baş etmenin yollarını anlattı.
Kaygının her alanda karşımıza çıkan bir takım olay ve durumlara karşı verdiğimiz duygusal, fiziksel uyarılmış tepki hali olduğunu söyleyen Dalva, “Uyaranları yönetemeyiz ama bizde oluşan fizyolojik ve duygusal tepkileri yönetebiliriz. Kaygı ve stres modundayken beynin beta denilen beyin dalgasına geçip, bedene ‘şu anda bir tehlike var, çok iyi kaçmalı veya savaşmalıyız’ mesajı gönderiyor. Bu mesajı da hücrelere ileten adrenalin ve kortizon hormonudur. Kaygı sırasında bu hormonlar vücutta birikmeye başlıyor. Bazen gerçekten hayati bir tehlike yok, fakat beyin bunu ayırt edemiyor. Her iki durumda da bu hormonlar salgılanıyor” dedi.
KAYGIYI YÖNETMENİN YOLLARI
Kaygıyı yönetmenin yolları olduğunu vurgulayan Dalva, “Beden egzersizleri yapabiliriz, nefesi stres modundayken sığ çekeriz. Onu daha derinden alarak bedeni gevşetebiliriz. Güçlü ve iyi olduğumuz geçmiş deneyimleri düşünerek beynimize güvende ve her şeyin yolunda olduğunu hatırlatabiliriz. Sınavı hayatımızdaki tek önemli olaymış gibi en tepeye koymak yerine, ‘bunun üstesinden gelebiliriz, gerekli antrenmanları zaten yapıyoruz’ diye kendimizi telkin etmeliyiz. Olumlu düşünceler geliştirerek süreci yönetebiliriz” diye konuştu.
AİLELERE DÜŞEN GÖREV NE?
Ailelerin kendilerini çocuklarının geleceğinden çok fazla sorumlu hissettiklerini belirten Rosie Dalva, “Bu seçimlerin onlar için hayati önem taşıdığını düşünüyorlar. Oysaki hayat uzun bir yolculuktur. Sınav evet çok önemli, geleceklerine dair belirleyici unsur oluyor ama her şey demek değildir. Ailelerin kaygı ve endişede kalmalarına gerek yok çocuklar zaten en doğrusunu yapacaktır” ifadelerini kullandı.
“BEYİN TEKRAR YOLUYLA ÖĞRENİR”
Son dakikaya kadar ders çalışmanın olumsuz düşünceleri artırdığını aktaran Dalva, “Son güne kadar çalışmak doğru veya yanlış demek çok zordur. Ancak son dakikaya bırakmak, bazı bireylerde çok fazla heyecan, stres, endişe dozunu artırıyor, olumsuz düşüncelere neden oluyor. Her öğrencinin kendi çalışma şekli var, ancak beyin tekrar yoluyla öğrenir. Birçok şeyi defalarca tekrar etmek, sonra küçük bir ara vermek ardından beyni bunu arka planda tekrar etmesini sağlamak başarıya giden yoldur. Beynin dinlenme alanına da çok ihtiyacı var, bilimsel çalışmalar da bunu gösteriyor” dedi.
Demirören Haber Ajansı(DHA) Resmi Web Sitesi
Sosyal Medya Adreslerimiz
Üniversiteye girişte ikinci adım olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) için gün sayan öğrencilerin sınav başarısına etki eden en önemli etken kaygı. 15 ve 16 Haziran tarihlerinde yapılacak YKS sınavı öncesi Psikoloji Bilimi Uzmanı Rosie Dalva, İstanbul Kent Üniversitesi’nin düzenlediği panelde lise öğrencileriyle bir araya gelerek onlara sınav kaygısıyla baş etmenin yollarını anlattı.
Kaygının her alanda karşımıza çıkan bir takım olay ve durumlara karşı verdiğimiz duygusal, fiziksel uyarılmış tepki hali olduğunu söyleyen Dalva, “Uyaranları yönetemeyiz ama bizde oluşan fizyolojik ve duygusal tepkileri yönetebiliriz. Kaygı ve stres modundayken beynin beta denilen beyin dalgasına geçip, bedene ‘şu anda bir tehlike var, çok iyi kaçmalı veya savaşmalıyız’ mesajı gönderiyor. Bu mesajı da hücrelere ileten adrenalin ve kortizon hormonudur. Kaygı sırasında bu hormonlar vücutta birikmeye başlıyor. Bazen gerçekten hayati bir tehlike yok, fakat beyin bunu ayırt edemiyor. Her iki durumda da bu hormonlar salgılanıyor” dedi.
KAYGIYI YÖNETMENİN YOLLARI
Kaygıyı yönetmenin yolları olduğunu vurgulayan Dalva, “Beden egzersizleri yapabiliriz, nefesi stres modundayken sığ çekeriz. Onu daha derinden alarak bedeni gevşetebiliriz. Güçlü ve iyi olduğumuz geçmiş deneyimleri düşünerek beynimize güvende ve her şeyin yolunda olduğunu hatırlatabiliriz. Sınavı hayatımızdaki tek önemli olaymış gibi en tepeye koymak yerine, ‘bunun üstesinden gelebiliriz, gerekli antrenmanları zaten yapıyoruz’ diye kendimizi telkin etmeliyiz. Olumlu düşünceler geliştirerek süreci yönetebiliriz” diye konuştu.
AİLELERE DÜŞEN GÖREV NE?
Ailelerin kendilerini çocuklarının geleceğinden çok fazla sorumlu hissettiklerini belirten Rosie Dalva, “Bu seçimlerin onlar için hayati önem taşıdığını düşünüyorlar. Oysaki hayat uzun bir yolculuktur. Sınav evet çok önemli, geleceklerine dair belirleyici unsur oluyor ama her şey demek değildir. Ailelerin kaygı ve endişede kalmalarına gerek yok çocuklar zaten en doğrusunu yapacaktır” ifadelerini kullandı.
“BEYİN TEKRAR YOLUYLA ÖĞRENİR”
Son dakikaya kadar ders çalışmanın olumsuz düşünceleri artırdığını aktaran Dalva, “Son güne kadar çalışmak doğru veya yanlış demek çok zordur. Ancak son dakikaya bırakmak, bazı bireylerde çok fazla heyecan, stres, endişe dozunu artırıyor, olumsuz düşüncelere neden oluyor. Her öğrencinin kendi çalışma şekli var, ancak beyin tekrar yoluyla öğrenir. Birçok şeyi defalarca tekrar etmek, sonra küçük bir ara vermek ardından beyni bunu arka planda tekrar etmesini sağlamak başarıya giden yoldur. Beynin dinlenme alanına da çok ihtiyacı var, bilimsel çalışmalar da bunu gösteriyor” dedi.
Demirören Haber Ajansı(DHA) Resmi Web Sitesi
Sosyal Medya Adreslerimiz