Büyük Ev Ablukada - HAYALETLER

preview_player
Показать описание
Olmadı Kaçarız PLakçılık iştahla sunar karşınızda... FIRTINAYT
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Ders çalışırken şarkı dinliyordum artık sadece şarkı dinliyorum teşekkürler bu destek için Büyük Ev Ablukada (:

t.naddia
Автор

Enis Arıkan'dan dolayı şarkıya eşlik ederken artık Heyaletler diye etmek istemiyorum. Ama aklımdan da çıkmıyor bir türlü...

duygud
Автор

Öyle bi şey ki unutup tekrar tekrar dinlesem de aynı zevki hissetsem diyorum

sehercan
Автор

Gün geçtikçe ne azalıyo ki
Bi yandan hep aynı hep aynı devam ediyomuş hissi
Neden bazı günler ötekilerden daha güzel?
Bi yandan hep aynı hep aynı devam ediyomuş gibiler

Kaç kaç kaçımız kaçamıyoruz?
Kaç kaç kaçımız kaçamıyoruz

Hayaletler dolanıyo aramızdan süzülerek
Sana bana uu uu dokunarak uu uu
İçimizden koparıyo

Meraba ben hangimizdim?
Hepimiz kim oluyoduk?
Hayallerin mi bi sorunu var?
Başka bi şeylere dönüyor bu
Ödünüzü koparacak bir fikrim var
Hepimiz yok olucaz
Ve hükümdar, bi onun haberi yok
Haberi yok
Dil boşa dönüyo herkes günahkar
Hayaletler dolanıyo
Aramızdan süzülerek
Sana bana renksiz ve şekilsiz
Dokunarak eşsiz ve tatsız
İçimizden koparıyo
Biz bu değiliz
Bu bizden geriye kalan
Biz bu değiliz
Bu bizden geriye kalan
Kupkuru bi kalabalık
Kupkuru kupkuru kupkuru bi kalabalık

denizgul
Автор

Ilk defa Hepsinde ne fenayla dinlemeye başladım şimdi hepsini dinlemeden duramıyorum

gara.ismailov
Автор

Hayranım bu müziklerinize. 19 yaşımda(daha iki gün önce) sizi keşfetmem gec degil de mi? Zaten öncesinde bu müziklerle uçmam mümkün degilmiş gibi. Sözler yaşla anlam kazanıyor.

fatmaakar
Автор

Gün geçtikçe ne azalıyor ki, kendimden başka? Gerçekten artan o kadar yalnızlık, sevgi ihtiyacı, kafamdaki dumanlar varken neyin azaldığını söyleyebilirim? İnsan hayatı bir sigaraya benzer, ölümüne kadar çekersin içine alacağın zarara ve benliğindeki azalmana engel olamadan.

Bir yandan da düşünüyorum, günler ve geceler hep aynı ve hep aynı devam ediyormuş hissi veriyor bana. Geceler sürekli, kendi yıldızlarını kaybetmemek için kendisini uzatıyor ve gündüz de devamlı olarak bir aydınlatma peşinde. İnsanların karanlıkta uyanıklar ve aydınlıkta uyuyanlar olarak ikiye ayrıldığı bir dünyada bu neyin kafasıdır gündüz ve gece? Yoksa gitmeli miyiz gündüz gece? Aşık Veysel'i haklı çıkarmak uğruna.

Bazı günler bana gerçekten ötekilerden daha güzel hissini verirler. Bu his, aynı bir kadına baktığımız zaman ötekilerden daha güzel hissini almamız gibidir. O kadın varken öteki kadınların, o gün varken öteki günlerin bir anlamı yoktur. Bu yüzdendir günleri ötekileştirmemiz.

Kaç, kaç, kaç ulan kaç! Sığın! Kimden kaçıyorsun? Kendinden mi? Başka neyden kaçacaktın? Yakacak, yiyecek, giyecek gibi bir kelime bu kaçacak? İnsan, kaçacak olmak için mi doğmuştur? Doğduktan sonra kulağına fısıldanan ismi bir kaçacak mıdır? Bu arada kaçımız kaçamıyoruz ve kaçımız kaçabiliyoruz? Sana tekrar soruyorum ey burayı okuyan. Kaçımız kaçamıyoruz ve kaçımız kaçabiliyoruz? Eminim ki şu an bütün İsviçreli bilim adamları ve istatistik bilimi mezunları toplansa bu soruları cevaplayacak verileri sonsuza kadar toplayamazdı.

Aramızda hayaletler dolanıyor süzülerek, bak dinle, önem ver buna. Çay mı içiyorsun? Demdir senin süzülen dertlerin, insan demli bir hayat yaşamak ister körü körüne ve o süzülen hayaletler ne kadar fazla olursa o kadar acı olur içtiğin hayat da. İnsan ruhu da aynı böyledir. Bilimsel açıdan varlığı henüz kanıtlanamamış olan ruh insanın süzgeci olan vicdanından geçebilmek için hayatı boyunca id-ego-süperego reaksiyonunda kendine bir yol bulmaya çalışır. Bulur mu? Sana ya da bana dokunarak buluyorsa bulur. Hem de öyle bulur ki! İçimizden kopararak bulur yolunu! Zaten bu hayatta ne varsa, ne yaratılmışsa, ne evrimleşmişse -her ne boksa- içimizden kopararak bulur yolunu...

Kopanlar bir suskunluk kaynağıdır. Susmamızı emrederler bize, çünkü yazıların ve sözlerin olmadığı yerde müzik vardır. Goethe, mimari donmuş müzik ve müzik akan mimaridir, derken yalan söylememişti. Synthesizerlar, evet evet, lanet olası synthesizerların hepsini sana hediye ediyorum Goethe! Tüylerin diken diken olup gözeneklerinden fırlaması gibi üstüne adrenalin hormonları damlatılmış çiçeklerimin hepsini senin mezarının üstüne bırakıyorum ve Hayaletler parçasıyla mezarının üstünde dans ediyorum renk diye cevaplanarak!

Merhaba! Ben hangimizdim bu arada? Umberto Eco'nun çift kişiliği mi yoksa Dostoyevski'nin Yakov Petroviç'i mi? Alter ego mu doppelgänger mı? Çift kişilik mi ruh ikizi mi? Hepimiz kimiz, biri bunu açıklayabilir mi bana? Yazarlar bile bu soruyu cevaplayamıyorsa, bir tek "kimsin sen" sorusunda suskun kalıyorsam nedir bu olayın sırrı, söyleyecek olan kimse yok mu?

Hayallerin bir sorunu vardır, bir de sınırı... Bu iki kelime arasındaki seslilerin farklılığı senin sesin ile benim sesim arasında gidip gelen bir yankıdır. Bu yankının adı sevgidir. Sesliliğine kavuşturduğumuz kelimeler bizim sınırlarımızı ve sorunlarımızı belirler, araya koyduğumuz harfler ise bakışlarımızdır. Böyle böyle cümleleşiriz, ilişkilerimiz olur kitapların kıskanacağı.

Ödünüzü koparacak bir fikrim var şimdi bakın, bakın, toplanın. Hepimiz yok olacağız bu yazılar bu yazıyı okuyan sen de dahil ne bakıyorsun sadece bakmakla kalan sen de dahil hepimizin yok olacağını bildiğin halde bu yazıyı okumaya ve şimdiki zamanını benleştirmeye devam ediyorsun yok olmak ve yok olmanın ardından gelen sonrasızlık mı yoksa var olmak ve var olmanın önünden gelen öncesizlik mi daha ilgi çekicidir sence? Ezel kavramını elinde tutan hükümdara sorsak mı bu soruyu? Onun dünyadan haberi yok! Hatta bir onun haberi yok. Herkes günahkarken, herkes acı içinde kıvranıp sefalet içinde boğuluyorken, çocuğunu yiyen insanlar, kendi kardeşini düzen yalıtılmışlar varken boşa dönmüyor muyuz sence dünyacım? Bir düşün. Ben bu kadar düşündüm, sen niye hiç düşünmezsin?!

Ah ulan, aramızda dolanan hayaletlerden başka hiçbir şeyimiz yok artık. Renksiz, şekilsiz, eşsiz ve tatsız. Aynı dile koyduğun o şeffaf kağıt gibi artık sadece geçmişimiz kaldı elimizde ikimize ait bir hayalet olarak. Başka hiçbir şey yok. Hiçbir şey yok. Hiçbir şeyyok. Hiç birşey yok. Hiçbirşeyyok. İmlalar bile yanılır sana bakıldığında ihtimalsiz kalmalarca.

Sana son sözlerim, biz bu değiliz, emin ol. Bu, bizden geriye kalanlardır. Bizden geriye kalanlar varken, bizi biz yapan parçaların ne önemi vardır? Bu bizi "biz" kümesinden uzaklaştırıp irrasyonel ve sahte sevgilere yakınsatmaz mı? Yoksa geriye kalanlarımızı satmayı mı düşündün? Hayır, ben onları kendi Masumiyet Müzemde sonsuza kadar saklayacağım.

Kupkuru bir kalabalık ve ıslanan tek şey gözlerimin içi. Gözlerimle gördüğüm bu kalabalığın hiç mi ıslanmaz gözleri?

alintilarlayasiyorum
Автор

2032 de yapacağım filmin 2.fragman müziği olacak

defromilkan
Автор

ay hala daha fırtınayt albümüne yeni şarkılar eklersiniz artık :) 55 senedir hiç sıkılmadan aynı şeyleri dinlemedeyiz.

nietsmmar
Автор

Bu şarkıyı torunuma miras bırakacam. Uçan arabada son ses, eli dışarıda dinlesin

mehmetkaraboga
Автор

6:15 "biz bu değiliz, bu bizden geriye kalan"

mustafadogan
Автор

Gecenin bu vaktinde iyi ki uykum bölünmüş

mehmetcanoncrak
Автор

Enis arıkan gelecek hep bu şarkıyı dinlerken aklımıza "heyaletler"

eftelyagezginn
Автор

abi soloda kendimle yalnız kalmak çok kötü oluyor

selimhanyuceer
Автор

En iyi kısım 6.07’den sonra başlıyo
biz bu değiliz bu bizden geriye kalan

MonoBelya
Автор

Zihnimin içinde bi fırtına bi kaos aldı başını gidiyor. Adamsınız lan BEA

zeyneppoyraz
Автор

her sene bir dönem oluyor ve ben bu dönemin içinde bütün albümü dinleyip seneyi bekliyorum

miisantrop
Автор

Işık görmüş tavşan gibiyim. Geç keşfettiğim için yüzler asık..

tilki
Автор

şarkı bittiginde alkisladim, super bir performans ve yolculuk, az tribal ama cok iyi...

hakantomasoglu
Автор

Böyle kaliteli bir müziğin bu kadar az ilgi gormesi üzücü...

ozgesonmez