filmov
tv
Umut AltıNtaş ~ MerdaNa mıNa

Показать описание
M. ARIK /Kitap sayfalarının arasına yolculuk yapmaya ne dersiniz?
"Bir trene binip gitme şansınız olsaydı nereye giderdiniz?" Böyle bir soruyla başlamak istiyorum yazmaya sevgili okurum
Bir seyahatname...
Haydi seyahat romanı diyelim. Ama "nereden nereye?" Sorusunun cevabını nasıl vereceğiz. Dünden yarına mı?
Hayalden gerçeğe mi yoksa gerçekten hayale mi...
Belki de, sadece gerçekten gerçeğe
bir seyahattir.
Seyahatlerde kitap okumak ile kitapta seyahat etmek..
Hadi benimle beraber yazdıklarımı okuyarak bu safta benimle ve okuduğum kitapla hayal aleminde gezelim sevgili okur
Saat 00: 2 di ve günlerden
Çarşamba... Yüreğimden bir parçayı sayfaların arasına bırakıp kapağını kapattım.
Aklımda Attila İlhan'ın
Sisler Bulvarı kitabından bir dize: "Bir trene binmek, rastgele gitmek istiyorum." Tamam tamam... Melankoliye bağlamadan cevabı siz kıymetli okurlara bırakıyorum.
Ayvayı Yedik Müzesi ile tanıştım yazarın kalemiyle. Son kitabıydı. Kim bilir, belki de doğru seçimdir. Bazen sondan başlayıp geçmişe doğru gitmek gerekir. Üslubu, mesajları öyle hoşuma gitti ki kitabı elimden bırakır bırakmaz Uzaya Giden Tren'i buldum elimde. Tam da yolculuklara çıkmak istediğim, göğsümün kafesinde daralıp kaldığı yerde...
( Uzaya Giden Tren )
Bir tren rotası ile yola çıkılan, hayal gücünü geliştirmeyi, hikâye kurgulamanın ve yaratıcı yazarlığın inceliklerini gösteren oldukça akıcı bir yolculuk. Okurken kendimi bir tren koltuğunda oturmuş rotamı hayal ederken bulduğumu söyleyebilirim. Yazmayı sevenler, Yazmak isteyip yazamayanlar, Yazmaya yeni başlayanlar, Yazmak zorlu iş üstesinden gelemiyorum diyenler, Nereden başlayacağını bilemeyenler için eserin biçilmiş kaftan... "Kitap sayfalarının arasına yolculuk yapmaya ne dersiniz?" Kimler binebilir bu trene? Hikayesi olan herkes. Eserin arkasında "Uzaya Giden Tren" için bir bilet bulunuyor. Arkasına hikayenizi yazarak siz de bu efsunlu yolculuğa eşlik edebiliyorsunuz. Üstelik ineceğiniz istasyonu seçmek de sizin elinizde! "Bazı kelimeler çok güzel kokuyordu. Kelimeler çok tatlıydı. Kelimeler çok ekşiydi. Kelimeler çok eğlenceliydi. Kelimeler yüreğe iyi geliyordu." (s. 31)
Hiç kelimelerin turşusunun kurulduğunu duydunuz mu? Ya da kurutma iplerine asıldığını? "-Eskici geldi! Eskiciii! Deyimler, atasözleri, tekerlemeler alırım. Kiloyla kelimeler alırım. Eskiciii!" (s. 28)
Eserin en sevdiğim noktalarından biri de dilimizde unutulmaya yüz tutmuş, artık pek az kullanılan kelimeleri yeniden keşfetmeye teşvik etmesiydi. Zira deyimlerde, eski kelimelerde bile bir incelik vardı, yok olup gitmemeliydi: punduna getirmek, pürdikkat, curcuna, efsun, heybe, palas pandıras... "Çünkü sadece tüm yüreğiyle arayanlar bulabilirdi." (s. 51)
Her konuda geçerli değil mi? Bulmanın yegâne şartı. Hani ne derler: Ararsan bulamazsın ancak bulanlar yalnız arayanlardır. Trenin gideceği rotayı da, hayatına vereceğin yönü de... Peki sen yolculuk hikayen için hazır mısın? Unutma bu rotanın kaptanı da sensin, yolcusu da... Resimli, sayfa numaraları dahi tren raylarından oluşan, içinizi sıcacık eden bir yolculuk. Bu yolculukta yazmayı daha çok isteyecek, belki de ilk adımları atacaksınız. Her okumanın bir güzelliği var. Takıldığınız yerde sayfalarda antrenmanlar gizli, bu rotaya bir de rehber gerek değil mi? Yoldaşınız kitaplar olsun!
Uzaya giden tren kalkıyor. Biletleri hazırlayalım lütfen! 😊
🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋
"Bir trene binip gitme şansınız olsaydı nereye giderdiniz?" Böyle bir soruyla başlamak istiyorum yazmaya sevgili okurum
Bir seyahatname...
Haydi seyahat romanı diyelim. Ama "nereden nereye?" Sorusunun cevabını nasıl vereceğiz. Dünden yarına mı?
Hayalden gerçeğe mi yoksa gerçekten hayale mi...
Belki de, sadece gerçekten gerçeğe
bir seyahattir.
Seyahatlerde kitap okumak ile kitapta seyahat etmek..
Hadi benimle beraber yazdıklarımı okuyarak bu safta benimle ve okuduğum kitapla hayal aleminde gezelim sevgili okur
Saat 00: 2 di ve günlerden
Çarşamba... Yüreğimden bir parçayı sayfaların arasına bırakıp kapağını kapattım.
Aklımda Attila İlhan'ın
Sisler Bulvarı kitabından bir dize: "Bir trene binmek, rastgele gitmek istiyorum." Tamam tamam... Melankoliye bağlamadan cevabı siz kıymetli okurlara bırakıyorum.
Ayvayı Yedik Müzesi ile tanıştım yazarın kalemiyle. Son kitabıydı. Kim bilir, belki de doğru seçimdir. Bazen sondan başlayıp geçmişe doğru gitmek gerekir. Üslubu, mesajları öyle hoşuma gitti ki kitabı elimden bırakır bırakmaz Uzaya Giden Tren'i buldum elimde. Tam da yolculuklara çıkmak istediğim, göğsümün kafesinde daralıp kaldığı yerde...
( Uzaya Giden Tren )
Bir tren rotası ile yola çıkılan, hayal gücünü geliştirmeyi, hikâye kurgulamanın ve yaratıcı yazarlığın inceliklerini gösteren oldukça akıcı bir yolculuk. Okurken kendimi bir tren koltuğunda oturmuş rotamı hayal ederken bulduğumu söyleyebilirim. Yazmayı sevenler, Yazmak isteyip yazamayanlar, Yazmaya yeni başlayanlar, Yazmak zorlu iş üstesinden gelemiyorum diyenler, Nereden başlayacağını bilemeyenler için eserin biçilmiş kaftan... "Kitap sayfalarının arasına yolculuk yapmaya ne dersiniz?" Kimler binebilir bu trene? Hikayesi olan herkes. Eserin arkasında "Uzaya Giden Tren" için bir bilet bulunuyor. Arkasına hikayenizi yazarak siz de bu efsunlu yolculuğa eşlik edebiliyorsunuz. Üstelik ineceğiniz istasyonu seçmek de sizin elinizde! "Bazı kelimeler çok güzel kokuyordu. Kelimeler çok tatlıydı. Kelimeler çok ekşiydi. Kelimeler çok eğlenceliydi. Kelimeler yüreğe iyi geliyordu." (s. 31)
Hiç kelimelerin turşusunun kurulduğunu duydunuz mu? Ya da kurutma iplerine asıldığını? "-Eskici geldi! Eskiciii! Deyimler, atasözleri, tekerlemeler alırım. Kiloyla kelimeler alırım. Eskiciii!" (s. 28)
Eserin en sevdiğim noktalarından biri de dilimizde unutulmaya yüz tutmuş, artık pek az kullanılan kelimeleri yeniden keşfetmeye teşvik etmesiydi. Zira deyimlerde, eski kelimelerde bile bir incelik vardı, yok olup gitmemeliydi: punduna getirmek, pürdikkat, curcuna, efsun, heybe, palas pandıras... "Çünkü sadece tüm yüreğiyle arayanlar bulabilirdi." (s. 51)
Her konuda geçerli değil mi? Bulmanın yegâne şartı. Hani ne derler: Ararsan bulamazsın ancak bulanlar yalnız arayanlardır. Trenin gideceği rotayı da, hayatına vereceğin yönü de... Peki sen yolculuk hikayen için hazır mısın? Unutma bu rotanın kaptanı da sensin, yolcusu da... Resimli, sayfa numaraları dahi tren raylarından oluşan, içinizi sıcacık eden bir yolculuk. Bu yolculukta yazmayı daha çok isteyecek, belki de ilk adımları atacaksınız. Her okumanın bir güzelliği var. Takıldığınız yerde sayfalarda antrenmanlar gizli, bu rotaya bir de rehber gerek değil mi? Yoldaşınız kitaplar olsun!
Uzaya giden tren kalkıyor. Biletleri hazırlayalım lütfen! 😊
🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋
Комментарии