filmov
tv
Zahide'ye Muharrerât -2 | Tevfik Ayneli
Показать описание
Her insan hayatının bir dönüm noktası vardır, her şairin de bir şiir noktası.. Böyle namlunun ağzına sürülmüş bir kurşuncasına hatıralar sarar benliğini insanın, kaleminden de simsiyah harfler dökülüverir, sonra harfler hecelere, kelimelere, cümlelere, dizelere dönüşüverir.. Kurşuni lacivert bir göğün yansımasında, derin ve sessiz bir vadinin manzarasında, bir de müzmin bir şairin havsalasında durur o hatıralar.. Yeryüzüne çıktıkça ya hüzünlendirir de üstünü çizdirir ya da kışın zemherisinde bir yorgan olur, üstüne çektirir.. Her türlü zordur hatırlamak, her türlü ya mutlu eder insanı ya da besbeter.. Hatırlamak insanoğlunun kaderidir, Zahide’ye Muharrerât da işte bunun eseridir..
Sen bir saadet kuşusun Zahide, uçarken gökyüzünde, kanatlarını alabildiğine açarak uç, bulutlara dokun ve serpil; ve sakın unutma, çocuksun sen Zahide, bu dünya sana göre değil..!
***
Mesafeler vurdu beni
En zayıf yerimden
Sana koşan ayakkabılarımı
Ellerimden aldı
Hüzün ve sevdadan
Müteşekkil çemberimden
Aklımda sana olan
Bu bitmez gurbetim vardı..
Sesini diyorum Zahide,
En çok ben görmeliyim
Ve duymalıyım gözlerini
Yeryüzünde en çok ben
Sonra sırasını karıştırıp
Bir daha, bir daha demeliyim
Hatta seni en çok ben değil,
Bir tek ben görmeliyim
Bilirsin,
Kıskanırım seni ben,
Gökyüzünden, gözlerinden,
Denizlerden, her şeyden…
Senden uzak kalmak,
Ne tür bir ölüm Zahide ?
Sermedî bir âfitâbsın,
Masmavi gökyüzümde,
Yanı başında dahi hasretim sana,
Nerede kaldı sensizlik,
Gökkuşağındaki
Yedi renk gibi gizlisin bende..
Öyle işte Zahide,
Ha sensizlik ha kimsesizlik..
Gâh bir kartal kadar
Âzâd olsam göklerde
Gâh bir deniz feneri kadar
Yapayalnız ve dimdik,
Yine gece gündüz
Konaklardım pencerende,
Ayrılmazdım hiçbir yere,
Ne sonsuza dek ne şimdilik..
Seni tertemizler katında
Arayacağım göklerde
Ve görürsen beni orada,
Üstüme titre, biraz eğil..
Yoksa sana vaslolamam ,
Bu mücrîm benliğimle
Çocuksun Zahide,
Bu dünya sana göre değil…
Bir Eylül ayının, sıcak,
Son düzlüğünde,
Ömrümü meçhul bir
Sergüzeşte sürdüm..
Mütevekkil bir edayla,
Yemyeşil bir şehirde,
Çıkmaz sokaklarda ben,
Senin bahtına düştüm..
Ve açtım bembeyaz
Güllerimi ellerinde,
Hayatımı senden sonra
Ve senden önceye böldüm,
Bordo bir pelerin ve
Beyaz bir taç giymiştin,
Onlar seni değil
Sen onları süslemiştin,
Gözlerimi kaçırdım,
Çünkü ben
Zahide’mi gördüm..
Bak A.c.z. gibi diyorum işte,
Beni kabullen,
Kendini yanına al,
Gidelim..
Çık gel artık ıraklardan Zahide,
Belki bakarsın
Visal bulur kalplerimiz,
Birikir siyaha çalan
Denize şerdâ gözlerinde,
Upuzun bir nesir olur,
Ve ebediyen okunur,
Bizim de defterimiz..
Tevfik Ayneli
Sen bir saadet kuşusun Zahide, uçarken gökyüzünde, kanatlarını alabildiğine açarak uç, bulutlara dokun ve serpil; ve sakın unutma, çocuksun sen Zahide, bu dünya sana göre değil..!
***
Mesafeler vurdu beni
En zayıf yerimden
Sana koşan ayakkabılarımı
Ellerimden aldı
Hüzün ve sevdadan
Müteşekkil çemberimden
Aklımda sana olan
Bu bitmez gurbetim vardı..
Sesini diyorum Zahide,
En çok ben görmeliyim
Ve duymalıyım gözlerini
Yeryüzünde en çok ben
Sonra sırasını karıştırıp
Bir daha, bir daha demeliyim
Hatta seni en çok ben değil,
Bir tek ben görmeliyim
Bilirsin,
Kıskanırım seni ben,
Gökyüzünden, gözlerinden,
Denizlerden, her şeyden…
Senden uzak kalmak,
Ne tür bir ölüm Zahide ?
Sermedî bir âfitâbsın,
Masmavi gökyüzümde,
Yanı başında dahi hasretim sana,
Nerede kaldı sensizlik,
Gökkuşağındaki
Yedi renk gibi gizlisin bende..
Öyle işte Zahide,
Ha sensizlik ha kimsesizlik..
Gâh bir kartal kadar
Âzâd olsam göklerde
Gâh bir deniz feneri kadar
Yapayalnız ve dimdik,
Yine gece gündüz
Konaklardım pencerende,
Ayrılmazdım hiçbir yere,
Ne sonsuza dek ne şimdilik..
Seni tertemizler katında
Arayacağım göklerde
Ve görürsen beni orada,
Üstüme titre, biraz eğil..
Yoksa sana vaslolamam ,
Bu mücrîm benliğimle
Çocuksun Zahide,
Bu dünya sana göre değil…
Bir Eylül ayının, sıcak,
Son düzlüğünde,
Ömrümü meçhul bir
Sergüzeşte sürdüm..
Mütevekkil bir edayla,
Yemyeşil bir şehirde,
Çıkmaz sokaklarda ben,
Senin bahtına düştüm..
Ve açtım bembeyaz
Güllerimi ellerinde,
Hayatımı senden sonra
Ve senden önceye böldüm,
Bordo bir pelerin ve
Beyaz bir taç giymiştin,
Onlar seni değil
Sen onları süslemiştin,
Gözlerimi kaçırdım,
Çünkü ben
Zahide’mi gördüm..
Bak A.c.z. gibi diyorum işte,
Beni kabullen,
Kendini yanına al,
Gidelim..
Çık gel artık ıraklardan Zahide,
Belki bakarsın
Visal bulur kalplerimiz,
Birikir siyaha çalan
Denize şerdâ gözlerinde,
Upuzun bir nesir olur,
Ve ebediyen okunur,
Bizim de defterimiz..
Tevfik Ayneli