filmov
tv
SEYADÉ ŞAME- ESMER EMMAN

Показать описание
SEYADÊ ŞAME
1922 Bazid (Doğubayazıt, Ağrı) doğumlu. Erivan Radyosu'nda Dengbej olarak sesini topluma ulaştırmıştır.
Seyadê Şame,1942 yılında ekonomik bir iş sonucu pasaportsuz olarak İran sınırında yakalanır ve Erzurum cezaevine konulur. Kısa bir dönem sonra tahliye olan Şame, ailesine döndükten sonra çıkan sürgün kararı üzerine Alaca'ya gitmek zorunda kalır. Seyadê Şame'nin ailesi Çorum ilinin Alaca kasabasına sürgün edilmiştir.
Alaca'ya sürgün gelindikten kısa bir süre sonra, ailenin en büyüğü Seyadê Şamê tutuklanır. Seyadê Şame "Devlet aleyhine casusluk yapmak" suçundan tekrardan yakalanıyor ve Erzurum cezaevine konuluyor. Erzurum cezaevinde askerlik yapan Bazid'li bir Asker de var. Ara sıra görüşmeleri de oluyor. Seyadê Şame üç yıl cezaevinde Kaldıktan sonra cezaevinden firar eder. Firar etmesinde Bazid'li askerin rolü var. Bazid'li askerin temin ettiği eye ile, Seyadê Şame hücre penceresinin demir parmaklıklarını keserek cezaevinden firar eder. Bu firar haberi ailesine geldiğinde ailesi inanmıyor, ve şöyle diyorlar; "Na rom xayîne, Wana Seyad kuştine Me dixapînin Dibên fîrare" (Bizleri kandırıyorlar, Seyad'ı öldürmüşlerdir. Kaçamaz)
Erivan radyosuna gitmesine vesile olan Erzurum cezaevinden kaçışı, daha sonra tüm ayrıntıları ile açığa çıkıyor. 1944 yılı kışında Erzurum'dan yürüyerek Türkiye sınırını aşıp İran'a geçer. İran'a iltica eder. İran o dönemler Sovyetlerin işgali altındadır. Sovyetler Birliği, İran'ı 1946'da boşaltıyor. Geri çekilirken orada yaşayan bir çok pasaportsuz, kimliksiz insanı beraberinde Sovyetler Birliğine götürür. Seyadê Şame de bu gidenlerin içindedir. Seyadê Şame oraya gittikten sonra, Sovyetler Birliğinin vatandaşı olur. Orada da Seyadê Şame rahatlığa kavuşmaz. Bu sefer de Türk casusu ithamıyla Sovyetlerde tutuklanıyor ve Sibirya'ya gönderiliyor. On bir yıl Sibirya'daki kamplarda yaşamak zorunda kalır.
Stalin'nin ölümünden sonra çıkarılan af ile Ermenistan'ın başkenti Erivan'a yerleşir. Bir arkadaşının önerisiyle, uzun yıllar Erivan radyosunun Kürtçe bölümünde ses sanatçısı olarak çalışır. Seyadê Şame'nin karizmatik kişiliği nedeniyle radyodan tüm Kürtler tarafından kısa sürede tanınır hale gelir. Gözü pek, zeki, girişken ve lider bir kişilik olan Seyadê Şame Erivan Radyosunda Apo türküsüyle büyük beğeni kazanır. Firardan tam 15 yıl sonra bir gün bir çocuk "Seyad amca Erivan radyosunda konuşuyor, stran söylüyor" diye bağırarak aileye haber veriyor. Aile sevinir sevinmesine ama bir türlü Sovyet Cumhuriyetine gitme olanağı olmaz. Ta ki 1990 yılına kadar. Daha sonra kardeşi Erivan'a gider, yıllar sonra da olsa abisi Seyad ile karşılaşır. Elli yıl sonra 1991 yılında Bazid'e baba evine döner. Evdekilerle bir bir tanışır, tanıdıkları tanımadıkları olur. 1991 yılında Bazîd'deki evine gelen Seyadê Şame'nin dikkatini sırtını duvara dayamış yaşlı bir kadın çeker ve bu bacım kimdir neden tanıştırmadınız, der. Akrabaları o bacın değil o seni yaklaşık 50 yıl bekleyen nişanlın Zülfinaz'dır derler. Yaklaşık 50 sene beklemiştir. Seyadê Şame öyle donar kalır gözleri dolu dolu. Başını önüne eğer, utanır Zülfinaz'ın yüzüne bile bakamaz. Hala şokta olan Seyadê Şame dayanamayıp tekrar Erivana geri döner ve yaklaşık bir ay sonra ailesine bir mektup gelir ve Seyadê Şame vefat etmiştir, denilir.(2017 tarihli artıgerçek haber sitesinden alınmıştır)
1922 Bazid (Doğubayazıt, Ağrı) doğumlu. Erivan Radyosu'nda Dengbej olarak sesini topluma ulaştırmıştır.
Seyadê Şame,1942 yılında ekonomik bir iş sonucu pasaportsuz olarak İran sınırında yakalanır ve Erzurum cezaevine konulur. Kısa bir dönem sonra tahliye olan Şame, ailesine döndükten sonra çıkan sürgün kararı üzerine Alaca'ya gitmek zorunda kalır. Seyadê Şame'nin ailesi Çorum ilinin Alaca kasabasına sürgün edilmiştir.
Alaca'ya sürgün gelindikten kısa bir süre sonra, ailenin en büyüğü Seyadê Şamê tutuklanır. Seyadê Şame "Devlet aleyhine casusluk yapmak" suçundan tekrardan yakalanıyor ve Erzurum cezaevine konuluyor. Erzurum cezaevinde askerlik yapan Bazid'li bir Asker de var. Ara sıra görüşmeleri de oluyor. Seyadê Şame üç yıl cezaevinde Kaldıktan sonra cezaevinden firar eder. Firar etmesinde Bazid'li askerin rolü var. Bazid'li askerin temin ettiği eye ile, Seyadê Şame hücre penceresinin demir parmaklıklarını keserek cezaevinden firar eder. Bu firar haberi ailesine geldiğinde ailesi inanmıyor, ve şöyle diyorlar; "Na rom xayîne, Wana Seyad kuştine Me dixapînin Dibên fîrare" (Bizleri kandırıyorlar, Seyad'ı öldürmüşlerdir. Kaçamaz)
Erivan radyosuna gitmesine vesile olan Erzurum cezaevinden kaçışı, daha sonra tüm ayrıntıları ile açığa çıkıyor. 1944 yılı kışında Erzurum'dan yürüyerek Türkiye sınırını aşıp İran'a geçer. İran'a iltica eder. İran o dönemler Sovyetlerin işgali altındadır. Sovyetler Birliği, İran'ı 1946'da boşaltıyor. Geri çekilirken orada yaşayan bir çok pasaportsuz, kimliksiz insanı beraberinde Sovyetler Birliğine götürür. Seyadê Şame de bu gidenlerin içindedir. Seyadê Şame oraya gittikten sonra, Sovyetler Birliğinin vatandaşı olur. Orada da Seyadê Şame rahatlığa kavuşmaz. Bu sefer de Türk casusu ithamıyla Sovyetlerde tutuklanıyor ve Sibirya'ya gönderiliyor. On bir yıl Sibirya'daki kamplarda yaşamak zorunda kalır.
Stalin'nin ölümünden sonra çıkarılan af ile Ermenistan'ın başkenti Erivan'a yerleşir. Bir arkadaşının önerisiyle, uzun yıllar Erivan radyosunun Kürtçe bölümünde ses sanatçısı olarak çalışır. Seyadê Şame'nin karizmatik kişiliği nedeniyle radyodan tüm Kürtler tarafından kısa sürede tanınır hale gelir. Gözü pek, zeki, girişken ve lider bir kişilik olan Seyadê Şame Erivan Radyosunda Apo türküsüyle büyük beğeni kazanır. Firardan tam 15 yıl sonra bir gün bir çocuk "Seyad amca Erivan radyosunda konuşuyor, stran söylüyor" diye bağırarak aileye haber veriyor. Aile sevinir sevinmesine ama bir türlü Sovyet Cumhuriyetine gitme olanağı olmaz. Ta ki 1990 yılına kadar. Daha sonra kardeşi Erivan'a gider, yıllar sonra da olsa abisi Seyad ile karşılaşır. Elli yıl sonra 1991 yılında Bazid'e baba evine döner. Evdekilerle bir bir tanışır, tanıdıkları tanımadıkları olur. 1991 yılında Bazîd'deki evine gelen Seyadê Şame'nin dikkatini sırtını duvara dayamış yaşlı bir kadın çeker ve bu bacım kimdir neden tanıştırmadınız, der. Akrabaları o bacın değil o seni yaklaşık 50 yıl bekleyen nişanlın Zülfinaz'dır derler. Yaklaşık 50 sene beklemiştir. Seyadê Şame öyle donar kalır gözleri dolu dolu. Başını önüne eğer, utanır Zülfinaz'ın yüzüne bile bakamaz. Hala şokta olan Seyadê Şame dayanamayıp tekrar Erivana geri döner ve yaklaşık bir ay sonra ailesine bir mektup gelir ve Seyadê Şame vefat etmiştir, denilir.(2017 tarihli artıgerçek haber sitesinden alınmıştır)