filmov
tv
Uzm. Klinik Psikolog Yasemin Meriç Kazdal -Alerjik çocukların okul ve sosyal hayatta karşılaştıkları
Показать описание
Uzm. Klinik Psikolog Yasemin Meriç Kazdal - Alerjik çocukların okul ve sosyal hayatta karşılaştıkları sorunlar ve çözüm önerileri.
Alerjik çocukları ve ailelerini neredeyse hastalığın kendisi kadar hatta bazen hastalıktan daha çok zorlayan durumun sosyal hayatta karşılaşılan sorunlar olduğunu söyleyebilirim. Sosyal hayata adapte olmaya çalışan, kendine yer bulmaya ihtiyaç duyan bir çocuğun hastalığından ötürü dışlanması, aynı sorulara, hatta aynı bakışlara maruz kalması bir zaman sonra dayanılması güç bir hal alır.
Hastalığından dolayı büyüme bozukluğu yaşayan, alerjik reaksiyonları dışarıdan görülen, kısıtlı beslenmek zorunda olan çocuklar yaşıtları tarafından zorbalığa maruz kalabiliyorlar. Alay etmek, aşağılamak, arkadaşlık etmek istememek, eleştirmek, dedikodu yapmak, taklit etmek, dışlamak gibi tutumlar zorbalık olarak değerlendirilmeli ve çocuğun buna maruz kalmaması için derhal müdahale edilmelidir. Aksi taktirde çocuk hızla yalnızlaşır ve otomatik olarak hayatlarındaki sosyal destek yok olur. Bu durum bir süre sonra çocuğun okulla ilişkini de bozar. Çocuk ders çalışmayı reddebilir hatta okula gitmek istemeyebilir. Ayrıca okul ve sosyal hayatta yaşanan bu ilişkisel problemler çocuğun kendini yetersiz ve değersiz hissetmesine neden olur. Bu da hem akademik başarısını hem de ilişki kurma becerisini zedeler.
Her çocuk, hastalığına bağlı olarak kendine has, dikkat çekebilecek özellikler taşıyabilir. Bu nedenle çocuğun kendisini ve hastalığını iyi tanıması, hastalığıyla ilgili duygularını yaşayabilmesi ve kendini ifade edebileceği bir aile ortamında olması büyük önem taşır. Kendini ifade edebilen çocuklar okul ortamı ve sosyal çevrede karşılaştıkları tepkileri de daha iyi yönetebilirler. Ancak ne olursa olsun sosyal çevresinden yoğun baskı ya da dışlanmaya maruz kalan bir çocuk için bu durum fazlasıyla zorlayıcı hatta bazen travmatik olabilir.
Her ne durumda olursa olsun çocuğunuzun zorbalığa maruz kalmasına asla izin vermeyin. Onları, arkadaşlıklarını gözlemleyip çocuğunuzla bol bol sohbet edin. Konuyla ilgili öğretmenlerden, yöneticilerden ve diğer çocukların ailelerinden destek almaya çalışın. Benzer durumları yaşayan ailelerle iletişim kurup duygu ve fikir alışverişinde bulunun. Özellikle sınıf öğretmenleri ile sürekli iletişim halinde olun. Onlardan açık ve net bir şekilde destek ve yardım isteyin. Grup çalışmalarına katılım için çocuğunuzu yüreklendirin.
Alerjik çocukları ve ailelerini neredeyse hastalığın kendisi kadar hatta bazen hastalıktan daha çok zorlayan durumun sosyal hayatta karşılaşılan sorunlar olduğunu söyleyebilirim. Sosyal hayata adapte olmaya çalışan, kendine yer bulmaya ihtiyaç duyan bir çocuğun hastalığından ötürü dışlanması, aynı sorulara, hatta aynı bakışlara maruz kalması bir zaman sonra dayanılması güç bir hal alır.
Hastalığından dolayı büyüme bozukluğu yaşayan, alerjik reaksiyonları dışarıdan görülen, kısıtlı beslenmek zorunda olan çocuklar yaşıtları tarafından zorbalığa maruz kalabiliyorlar. Alay etmek, aşağılamak, arkadaşlık etmek istememek, eleştirmek, dedikodu yapmak, taklit etmek, dışlamak gibi tutumlar zorbalık olarak değerlendirilmeli ve çocuğun buna maruz kalmaması için derhal müdahale edilmelidir. Aksi taktirde çocuk hızla yalnızlaşır ve otomatik olarak hayatlarındaki sosyal destek yok olur. Bu durum bir süre sonra çocuğun okulla ilişkini de bozar. Çocuk ders çalışmayı reddebilir hatta okula gitmek istemeyebilir. Ayrıca okul ve sosyal hayatta yaşanan bu ilişkisel problemler çocuğun kendini yetersiz ve değersiz hissetmesine neden olur. Bu da hem akademik başarısını hem de ilişki kurma becerisini zedeler.
Her çocuk, hastalığına bağlı olarak kendine has, dikkat çekebilecek özellikler taşıyabilir. Bu nedenle çocuğun kendisini ve hastalığını iyi tanıması, hastalığıyla ilgili duygularını yaşayabilmesi ve kendini ifade edebileceği bir aile ortamında olması büyük önem taşır. Kendini ifade edebilen çocuklar okul ortamı ve sosyal çevrede karşılaştıkları tepkileri de daha iyi yönetebilirler. Ancak ne olursa olsun sosyal çevresinden yoğun baskı ya da dışlanmaya maruz kalan bir çocuk için bu durum fazlasıyla zorlayıcı hatta bazen travmatik olabilir.
Her ne durumda olursa olsun çocuğunuzun zorbalığa maruz kalmasına asla izin vermeyin. Onları, arkadaşlıklarını gözlemleyip çocuğunuzla bol bol sohbet edin. Konuyla ilgili öğretmenlerden, yöneticilerden ve diğer çocukların ailelerinden destek almaya çalışın. Benzer durumları yaşayan ailelerle iletişim kurup duygu ve fikir alışverişinde bulunun. Özellikle sınıf öğretmenleri ile sürekli iletişim halinde olun. Onlardan açık ve net bir şekilde destek ve yardım isteyin. Grup çalışmalarına katılım için çocuğunuzu yüreklendirin.