filmov
tv
Kız Kulesi Masalları | Kıymetli Kediler | Hikmet Körmükçü
Показать описание
İyi akşamlar çocuklaaar. Ben Hikmet. Buraya, Kız Kulesine gelirken kayıkta iki kedicikle karşılaştım. Öyle sevimlilerdi ki, görmeliydiniz. Ben onları severken hem mırıl mırıl mırladılar, hem de kulağıma bir masal fısıldadılar. Bakın, nasıl bir masal…
Bir varmış bir yokmuş,
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde,
Develer tellal, pireler berber iken eski hamam içinde,
Ben ninemin beşiğini tıngııııır mıngır sallar iken,
Annem düştü beşikten, babam koştu peşinden,
Ben atladım eşikten,
Az gittim uz gittim, dere tepe düz gittim,
Derken geldim size bir masal anlatmaya…
Zamanın birinde deniz kenarında şirin mi şirin bir şehir varmış. Bu şehrin yakınlarında da küçücük bir kasaba… Yemyeşil ağaçların olduğu bu kasabada minicik eski bir evde yoksul bir ana-oğul birlikte yaşarmış.
Oğlan biraz büyüyüp de genç bir delikanlı olunca bir iş bulup çalışmaya karar vermiş. Artık hem annesini, hem kendisini rahata erdirmek istiyormuş. Epey bir vakit yaşadıkları küçük kasabada iş aramış. Aramış, aramış, aramış… Ama bulamamış.
Günler sonra annesine “Anne, ben iyisi mi, bir de şehre gidip iş arayayım. Bakarsın orada bulurum” demiş.
Annesi önce itiraz etmiş; çünkü oğlunun uzaklara gitmesini istemiyormuş. Ama başka çareleri olmadığını anlayınca mecbur kabul etmiş. Zor günlerde harcamak üzere kenara koyduğu azıcık parasını bir keseye koyup oğluna vermiş.
Delikanlı, annesiyle vedalaşıp düşmüş yola. Az gitmiş, uz gitmiş, sonunda şehrin merkezine varmış. Orada limana yanaşmış kocaman gemiler görmüş. Gemileri seyrederken gözü bir balıkçıya takılmış. Balıkçının iki kedisi varmış. Ve nedendir bilinmez, balıkçı bu kediciklere bağırıp duruyormuş. Zavallı kedilerse korkudan tir tir titreyerek birbirlerine sokuluyormuş.
Delikanlı, kedileri o halde görünce çok üzülmüş; hemen balıkçının yanına gidip kedilere iyi davranmasını söylemiş. Öfkeli balıkçı genci dinlememiş bile.
“Onlar benim kedilerim, istediğim gibi davranırım” diye çıkışmış üstelik.
“Senin olması onlara kötü davranma hakkını vermez ki. Hem görmüyor musun nasıl da korkuyorlar?” demiş iyi kalpli genç.
Balıkçı kalın kaşlarının altından genci süzmüş, “Çok meraklıysan bu kedileri sana verebilirim, ama karşılığını da isterim” demiş.
Delikanlı şöyle bir düşünmüş; sonra elini cebine atmış, keseyi çıkarıp içindeki bütün parayı balıkçıya vermiş. Balıkçı halinden memnun bir şekilde hemen parayı cebine atmış. İyi kalpli genç kedileri kucağına alıp okşamış. Kediler de mırıl mırıl mırlayarak onun gözlerine teşekkür eder gibi bakmışlar.
Delikanlı iki kediyle beş parasız bir şekilde limanda gezerken limanın en büyük gemisinden gelen bir ses işitmiş:
“Gemiye tayfa lazım. İş arayan varsa hemen gelsin” diyormuş sesin sahibi. Delikanlı bu fırsatı kaçırmamış ve anlaşıp hemen gemiye binmiş.
Gemi yola çıkmış, büyük denizleri aşmış, uzak ülkelere varmış, en sonunda da bir adaya demir atmış. Gemideki herkes gibi genç adam da adayı gezmek için inmiş; tabii kedileriyle… Dere tepe yürümüş, sonunda yolu bir köye varmış. Bu köyün halkı çok misafirpervermiş. Onu güzel bir sofra kurup ağırlamışlar, uzun uzun sohbet etmişler. Bir ara bu küçük adanın en büyük derdini fısıldamışlar bizim gence. Meğer adanın her yerini fareler basmış. Bu fareler halkın neyi var neyi yok kemirip duruyorlarmış. Adanın hükümdarı ne yaparsa yapsın bu farelere bir çözüm bulamamış.
Bütün bunları dinleyen gencin aklına bir fikir gelmiş: “Beni hükümdarınıza götürür müsünüz?” demiş. “Sanırım bu derdinizin çaresi bende.”
Köylüler heyecanla genci saraya götürmüşler. Delikanlı, huzuruna çıkınca hükümdara yanında getirdiği kedileri göstermiş ve bu meseleyi çözmek için kendisinden izin istemiş. Hükümdar bir gence, bir de kedilere bir bakmış; şöyle bir düşünmüş… “Eh, bir de bunu deneyelim bakalım” diyerek delikanlıya izin vermiş.
TRT Çocuk Resmi Youtube Sayfasıdır. HEMEN ABONE OL!!!
TRT Çocuk yeniliklerini kaçırma! Özel TRT Çocuk videolarını ilk sen izle!
En sevdiğin çizgi filmlerin oyunlarını
App Store ve Google Play'den yükleyip oynayabilirsin.
Bir varmış bir yokmuş,
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde,
Develer tellal, pireler berber iken eski hamam içinde,
Ben ninemin beşiğini tıngııııır mıngır sallar iken,
Annem düştü beşikten, babam koştu peşinden,
Ben atladım eşikten,
Az gittim uz gittim, dere tepe düz gittim,
Derken geldim size bir masal anlatmaya…
Zamanın birinde deniz kenarında şirin mi şirin bir şehir varmış. Bu şehrin yakınlarında da küçücük bir kasaba… Yemyeşil ağaçların olduğu bu kasabada minicik eski bir evde yoksul bir ana-oğul birlikte yaşarmış.
Oğlan biraz büyüyüp de genç bir delikanlı olunca bir iş bulup çalışmaya karar vermiş. Artık hem annesini, hem kendisini rahata erdirmek istiyormuş. Epey bir vakit yaşadıkları küçük kasabada iş aramış. Aramış, aramış, aramış… Ama bulamamış.
Günler sonra annesine “Anne, ben iyisi mi, bir de şehre gidip iş arayayım. Bakarsın orada bulurum” demiş.
Annesi önce itiraz etmiş; çünkü oğlunun uzaklara gitmesini istemiyormuş. Ama başka çareleri olmadığını anlayınca mecbur kabul etmiş. Zor günlerde harcamak üzere kenara koyduğu azıcık parasını bir keseye koyup oğluna vermiş.
Delikanlı, annesiyle vedalaşıp düşmüş yola. Az gitmiş, uz gitmiş, sonunda şehrin merkezine varmış. Orada limana yanaşmış kocaman gemiler görmüş. Gemileri seyrederken gözü bir balıkçıya takılmış. Balıkçının iki kedisi varmış. Ve nedendir bilinmez, balıkçı bu kediciklere bağırıp duruyormuş. Zavallı kedilerse korkudan tir tir titreyerek birbirlerine sokuluyormuş.
Delikanlı, kedileri o halde görünce çok üzülmüş; hemen balıkçının yanına gidip kedilere iyi davranmasını söylemiş. Öfkeli balıkçı genci dinlememiş bile.
“Onlar benim kedilerim, istediğim gibi davranırım” diye çıkışmış üstelik.
“Senin olması onlara kötü davranma hakkını vermez ki. Hem görmüyor musun nasıl da korkuyorlar?” demiş iyi kalpli genç.
Balıkçı kalın kaşlarının altından genci süzmüş, “Çok meraklıysan bu kedileri sana verebilirim, ama karşılığını da isterim” demiş.
Delikanlı şöyle bir düşünmüş; sonra elini cebine atmış, keseyi çıkarıp içindeki bütün parayı balıkçıya vermiş. Balıkçı halinden memnun bir şekilde hemen parayı cebine atmış. İyi kalpli genç kedileri kucağına alıp okşamış. Kediler de mırıl mırıl mırlayarak onun gözlerine teşekkür eder gibi bakmışlar.
Delikanlı iki kediyle beş parasız bir şekilde limanda gezerken limanın en büyük gemisinden gelen bir ses işitmiş:
“Gemiye tayfa lazım. İş arayan varsa hemen gelsin” diyormuş sesin sahibi. Delikanlı bu fırsatı kaçırmamış ve anlaşıp hemen gemiye binmiş.
Gemi yola çıkmış, büyük denizleri aşmış, uzak ülkelere varmış, en sonunda da bir adaya demir atmış. Gemideki herkes gibi genç adam da adayı gezmek için inmiş; tabii kedileriyle… Dere tepe yürümüş, sonunda yolu bir köye varmış. Bu köyün halkı çok misafirpervermiş. Onu güzel bir sofra kurup ağırlamışlar, uzun uzun sohbet etmişler. Bir ara bu küçük adanın en büyük derdini fısıldamışlar bizim gence. Meğer adanın her yerini fareler basmış. Bu fareler halkın neyi var neyi yok kemirip duruyorlarmış. Adanın hükümdarı ne yaparsa yapsın bu farelere bir çözüm bulamamış.
Bütün bunları dinleyen gencin aklına bir fikir gelmiş: “Beni hükümdarınıza götürür müsünüz?” demiş. “Sanırım bu derdinizin çaresi bende.”
Köylüler heyecanla genci saraya götürmüşler. Delikanlı, huzuruna çıkınca hükümdara yanında getirdiği kedileri göstermiş ve bu meseleyi çözmek için kendisinden izin istemiş. Hükümdar bir gence, bir de kedilere bir bakmış; şöyle bir düşünmüş… “Eh, bir de bunu deneyelim bakalım” diyerek delikanlıya izin vermiş.
TRT Çocuk Resmi Youtube Sayfasıdır. HEMEN ABONE OL!!!
TRT Çocuk yeniliklerini kaçırma! Özel TRT Çocuk videolarını ilk sen izle!
En sevdiğin çizgi filmlerin oyunlarını
App Store ve Google Play'den yükleyip oynayabilirsin.