KÖTÜ ANNE OLUR MU? - Tuna Tüner

preview_player
Показать описание
Annenin kötüsü olur mu? Anne kutsal mıdır? Çocukların ileriki yaşamları için önemi ne derecededir? Nasıl bir anne olunmalıdır? Hepsini Tuna Tüner'e sorduk. iyi seyirler...

Soru ve görüşleriniz için;

#yasaminhizmetinde #kuantumdrama #ailedizimi
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

İlk okul birinci sınıfım ikinci sınıfta olabilir tam hatırlamıyorum ama 39 yaşında hâlâ hatırladığım şey annemin zevk için saçlarımı deli saçı gibi kesip okula gönderdiği gün... Öğretmenimin kızım saçını bir duzeltsinler de öyle gel yarın demesi, tüm sınıfın bana ucube gibi bakması. Çok güzel saçlarım vardır benim dalgalı hacimli parlak . Reklamlardaki kızlar gibi ... Annem canı sıkılınca oyuncaklarımizi sobaya atabilir kıyafetlerimizi yakabilir saçlarımızı kesebilir, her hangi bir alet ile dovebilir. Sürekli beddua edebilir . Özellikle insanların içinde aşağılayabilir. Ve tüm bunlara rağmen doğduğumuz için biz suçlu olabiliriz . Bu çok olağan bir durum gibi büyüdüm . Bu çok olağan değil anormal bir durum bu cinayet ile eş değerdir. Bu katliamdır. Üstelik ölen de olmaz . Uzun yıllar öz güven sorunu yaşadım . Bu yüzden beni inciten aşağılayan bir adama yıllarımı verdim . Son bir kaç yıldır kendimi kıymetli hissediyorum. Çöpe giden bir ömürden geriye ne kaldıysa onu yaşamaya ayakta tutmaya çalışıyorum . Bakamayacaginiz değil sevemeyeceginiz çocuğu dünyaya getirmeyin nolur.

cennetdeniz
Автор

Kötü annesi olanlar kötü anne olmamak için kendi ile savaşır.

cennetdeniz
Автор

Anne kutsal değildir “Annelik” kutsaldır. Bu cümleye kalbimi bıraktım ❤️

busraergun
Автор

Anne baskısından kurtulmak için evlenip annelik baskısına maruz kalmak

nazifekuzucuk
Автор

Keşke annemi hiç tanımasaydım. Keşke gerçekten beni leylekler getirmiş olsaydı.

baris
Автор

Erkek kardeşlerimi adam yerine koyup, Onların bir dediklerini iki etmeyen, beni de yok sayan ANNEM, 80 küsur yaşına gelince ve oğulları ona bakmayınca, beni kendisine bakmam için çağırdı. 3-4 ay ona kraliçeler, sultanlar gibi baktım. Bir eli yağda, bir eli balda, her istediği önüne geldi. Hem kusursuz hizmetim, hem de psikojik desteğimle şahane zamanlar geçirdi. Ben ise, onun evinde bir sığıntı gibi yaşadım. Hatta, ona maddi yük olmayayım diye, bütün yeme içme masraflarımı kendim karşıladım.1. ve 2. Doz  aşılarını da yaptırdım. Pandemiden dolayı, ona bir hastalık bulaşmasın diye, aylarca evden dışarı çıkmadım. Annemin evinde kaldığım süre zarfında o, 2-3 günde bir devamlı bir şeyleri bahane edip, agresifleşerek, eşime ve bana saldırdı. Her defasında tartışma çıkardı. Her yaptığımız suç oldu. Her iki üç günde bir kaşlarını çatıp, öfkeyle beni ve kocamı azarladı. Neyse ki, Ramazan ayını bahane ederek evimize döndük. O günden bugüne kadar, halini hatırını soralım, olur da yokluğumuzda yalnızlık hissetmesin diye, her gün en az bir iki defa ve en az 1-2 saatlik telefon görüşmesi yaparak manevi destek vermeye çalıştım. Hatta işimi gücümü bırakıp, bütün problemlerini telefonla da olsa çözmeye gayret ettim. Hep, "canım, hayatım, tatlım, bebeğim, birctanem" gibi tatlı sözlerle, kendisine onu çok sevdiğimi söyledim. Ama o, beni her arayışında yediğimiz yemeklerden tut da, onu neden böyle yapmışız, bunu neden böyle demişiz gibi saçma sapan bir şeylerle, hemen hemen her gün, fitne fücur, gıybet, iftira, hatta eşimden beni soğutup, aramızı açmalara varacak kadar psikolojik baskı ve çirkefliklerine devam etti. En son sıkıntısı da, "neden getirdiğimiz zeytinyağını yemişiz de, ona bırakmamışız?" oldu. Bunu bahane ederek, hiç susmadan bize hakaret ve suçlamalarla, artık işi ayyuka çıkardı. Ne yaptıysak, ne dediysek bizi hep suçladı, herşeyimizden şikayet etti. Evlatlarinın evine gitmeyi kabul etmeyen annem, onun evine, ona bakmaya gitiğimize, bizi bin pişman etti. Üstelik de aramızdaki mesafemiz, otobüsle gittiğimiz için nerdeyse bir günlük yoldu. Kâbus gibi, her iki üç akşam da bir, bir mevzu bulup, öfkeyle agresifleşerek, hakarete varan azarlamaları devam etti. Bu duruma dayanamayıp, üzüntümden, kalbimin kırıklığından gecelerimiağlaya ağlaya uykusuz geçirdiğim bu 4 ayım, hayatımın en zor günleriydi. "Annem" olduğu için, yaşlı diye, büyüğüm diye, saygımdan hürmetimden, o üzülmesin, kırılmasın incinmesin diye bütün öfke dolu sözlerini ve hakaretlerini, hep alttan aldık, her yaptığını affettik, her acı sözünü içimize attık. Kendimizi ne kadar anlatsak sa anlamamakta ısrar ederek işi ağız dalaşına çekmeye çalıştı.

Her gün beni üzüp,   kalbimi kırmasindan, iftira ve suçlamalarindan, iyiliği için söylediğim her şeyi nasıl yapıyorsa, bir şeyi içinden cımbızlayıp, lafı sonundan anlayarak beni suçlayacak bir şeyler bulmasından, kendimi hep ona karşı savunuyor bulmaktan artık çok yoruldum. Ya onun gibi zalim ve kötü bir anne olursam korkusuyla hiç çocuk yapmadım.  Geriye dönüp baktığımda, 50 küsur yıllık hayatımda, ondan ne bir sevgi ne bir şefkat, ne bir tatlı söz, ya da sesini duymak istedim, seni özledim gibi gayet insanı bir telefon ya da davranış bile göremedim. Dini imanı para ve oğulları olan bu kadın, nasıl bu kadar kötü ruhlu bir anne olabiliyor sorusuna bir cevap bulamadım. Yıllardır acaba ben bir hata veya bir suç mu işledim de bana böyle davranıyor, ya da ben üvey evladıyım? yada evlatlık mı alındım? diye de düşünmeden edemiyorum. Hayatım boyunca iyi niyetli, yardımsever olup, doğru, dürüst, güzel ahlaklı, namuslu, şerefli ve çalışkan olmaya çalıştım. Ama o, benim bu iyi yönlerimle bırak gurur duymayı, hiç bir zaman ilgilenmedi bile.

Dün, yine telefonda eskileri karıştırıp beni üzmeye kalkışınca, sonunda sabrım taştı ve ona, "Ben senin kölen miyim? Sen kimsin ki beni bu kadar hırpaliyorsun?" diye bağırıp ağlayarak telefonu yüzüne kapattım ve bu bardağı taşıran son damla ile de onunla görüşmeme kararı aldım. Hiç olmazsa bir defa üzülürüm, artık benim için o, öldü diyerek kalbime sapladığı hançer darbelerine bir son verdim. "Anne babanıza "öf" bile demeyin" diyor Rabbimiz ama... artık bu kadar yıldır sabırlı beni bile, büyük bir başarı ile zıvanadan çıkartan anne denilen; bencil, cimri, iftiracı, dedikoducu, gıybetci, benimle sık sık alay eden, beni hor görüp hep aşağılayan (ki ben ünv. mezunu, o ise ilkokulu zar zor bitirmiş biri), hiç bir şekilde beni kaale almayan, beni hiç bir zaman insan yerine bile koymayan, cinsiyet ve evlat ayırımı yapan kötü kalpli bu kadın, "annem" olduğu  için çok utanıyorum. Keşke onun yerine çok iyi, sevgi ve şefkat dolu, evlat ayırımı yapmayan, tatlı dilli, güler yüzlü, pamuk şekeri, nur yüzlü bir anacığım olsaydı. Ölünceye kadar dizinin dibinden ayrılmaz, onu baş köşeye oturtup, elini sıcak sudan soğuk suya sokturmaz, ona bebeğim gibi bakar, adeta onun kölesi olurdum.

Maalesef ki, ebdveynlerimizi seçemiyoruz. Onlar da bizim en büyük imtihanlarımız. Ama artık bitti, maymun gözünü açtı, Onsuz bir hayatla, kendimi daha iyi hissetmeye başladım. Artık beni nasıl yok saymış, nasıl ezdiyse, hala bana yaşattığı travmalarını, özgüven eksikliğimi atlatmaya çalışıyorum.

Anlamadığim şey ise; Allah, beni kız çocuğu olarak yaratıp, bu dünyaya gönderdiyse, benim suçum ne? Cinsiyetimi mi değiştirmem gerekiyor, onun beni sevmesi için? Bu nasıl cahilce ve alçakça bir ayırımcılık? Bu dünyaya kadın olarak gelmek, neden beni hor görme ve bana ikinci sınıf insan gibi davranma lüksünü ona veriyor? Üstelik, o da bir kadın değil mi? Artık onu ve bu düşüncedeki cinsiyetçi evlat ayrımcılığı yapan, bu kafadaki ebeveynleri Allah'a havale ediyorum. Rûz-i mahşerde hesaplaşacağız nasıl olsa.

HER ŞEYE RAĞMEN İÇİMDEKİ İNSAN SEVGİSİNİ, İYİ NİYETİ,   YARATILANI YARATANDAN ÖTÜRÜ SEVMEYİ, ŞEFKATİ, YARDIMSEVERLİĞİ, NEZAKETİ, ÖZELLİKLE  DE İNSANLIĞIMI ISRARLA KAYBETMEMEYE ÇALIŞIYORUM. AMA ONUN BANA YAPTIĞI BUNCA ZULÜM VE DEĞERSİZLİK DUYGUSU İLE,   HAYATTA  HALA ÇOK ZORLUK ÇEKIYORUM.
İnsanın annesi böyle olursa, kimbilir başkaları nasıl olur deyip, kimseye güvenmiyorum.

herseyinhayirlisi
Автор

Annelerimizden gördüğümüz davranışları -iyi ya da kötü- bir sonraki kuşağa bilinçdışı olarak aktarıyoruz. Anne adayı her kadına “Annelik” eğitimi verilmeli aslında; sadece davranışsal değil, psikolojik eğitimler...

sukrbrk
Автор

Bir evlat eğer annesinin olduğu yerde evinde mutlu değilse o Anne kendisini bir sorgulamalı .Ben annemin olduğu hiç bir yerde mutlu olmadım, onunla yaşadığım güzel olan hiç bir anım yok. Bende şu an Anneyim ve benim çocuklarım bensiz bir saniye geçirmeye tahammül edemiyorlar .Annelik çocuklarının kalbine dokunmaktir .Duygusal anlamda onların ihtiyacını hissedip o açlığı doyurmak lazım .Şimdi bana dersenizki annen seni karnında taşımış .Kusura bakmasın kimse bende çocuklarımı karnimda taşıdım .İkinci çocuğum lizensefali hastası, normal bir çocuğa harcanan enerjinin ben ona belki 10 katını harcıyorum ama yuzbinkere bilseydim yine onu dogururdum .Ben ona aşk ile bakıyorum sevgiyle bakıyorum çünkü sevginin iyilestiremeyecegi hiç bir hastalık yoktur .Sevgisizligin ise hasta etmediği ruh yoktur .Ben anneliğin anneden öğrenildiğini düşünmüyorum eğer öyle olsaydı ben şu an çok kötü bir anne olurdum. Çocuklarının kendisine aşık olduğu bir Anneyim çünkü ben onların gözünden anlıyorum ihtiyaçlarını .

inciyldrm
Автор

Kocasına duyduyu nefretini çocuklarından çıkaran kadın aklıma geliyor anne diyince birgün sordum neden nefret ettiğin adamdan üç çocuk yaptın dedi öylesine oldunuz dedi

gulerdemzn
Автор

Ben de annemden sevgi eksikliği gördüm 27 yaşındayım.. saçımı okşadığını öptüğünü sarıldığını hatırlamam bu beni hep üzdü

evaneva
Автор

Annemi sevmiyorum hiç güzel bir anımız yok ki nesini seveceğim. Şeytan görsün yüzünü

sevgidili
Автор

Eğer cennet annelerin ayakları altındaysa..Allah beni annemin oldugu cennetine sokmasın..ben cehenneme razıyım Allahım.!

izzet.ciftci
Автор

Gerçekten herkes anne olamıyor annelik bambaşka.Sorumluluk merhamet sevgi yönü olmayanlar anne olmasın ya bencil olanlar hiç

tbtbtb
Автор

iyi niyet cahillik annesinden aktarmış falan yok, bizde kötü muameleyle büyüdük ama bunun ardına saklanıp kötülüğü seçmedik. Bu kadınlar kötü kalpli insanlar

elvanturanl
Автор

Ben anne olmaya ihttiyaç duymuyorum.. O nedenle evlendiğim zaman çocuk istemiyorum buna ihtiyaç duyan ve gercekten anneliğe hazır olanlar çocuk yapsın toplum çocuk yaptı hadi bende yapım diyen değil.

haticefindik
Автор

BİR ANNENİN HATA YAPMASI AYRI BİR KONU.
AMA BİR ANNENİN KASITLI OLARAK ÇOCUKLARINA ZARAR VERMESİ ÇOK BAŞKA BİR KONU.

dalyarak
Автор

Çocuklarını koşulsuz seven ve her daim iyiliğini isteyen ve onu elinden geldikçe desteklemeye çalışan ve çocuğuna sevdiğini ve onun değerli oldunu hissettirebilen anne kutsal dir

qlfysst
Автор

Annelik de kutsal değil hacı. Kutsal ne ki? Kut Tanrı demek. Kutsal Tanrısal demek. Annelik Tanrısal değil; doğal...

MsKadin
Автор

Annelik kutsal falan degildir.Annelerin de babaların da kötü olanlari, bencil olanları, karakteri bozuk olanları vardır.Yavrusu yenmesin diye kendini aslanın önüne atan geyik de var çocugunu cami avlusuna bırakan insan da var.Hangisi kutsal?

sesi
Автор

Zarar verirken iyi niyet neymiş?...
5-6 yaşlarında sopayla, demirle, hortumla döverken(terliği saymıyorum, hafif kaldığı için)iyi niyetli miydi.

selcukterzi