filmov
tv
Kar/Yorum:Turgut Karatas/ Şiir:Servet Karakus
![preview_player](https://i.ytimg.com/vi/YXuqt5STeuI/maxresdefault.jpg)
Показать описание
Kar!
İzdüşümü bütün doğayı
saran beyaz güzellik.
Ayışığı düşmüş yanaklarına.
Kimseye benzemeyen kartanesi;
Sen olur cümle lisanım,
Sözüm sükût'um sen...
....
Buğ tutmuş penceremden dışarıya,
Tuz gibi düşüncelere dalıyorum;
Aşıma katsam tat,
Yarama bassam acı veriyor.
Önümdeki bardak gibiyim;
İçim dökülse,
Ayrılık havası doluyorum...
Ve Kimsenin görmediğini görüyorum,
Hiçbir cümlede çoğulum olmamış sen.
Gizli öznem;
Kaç gecedir Karşıdaki
tren garını seyrediyorum,
Kimi kavuşmalara gidiyor,
Kimi ayrılıklardan geliyor.
Trenlerin kalkış ve
geliş saatleri ezberimde.
Kulağıma aşina olmuş anonslar.
Akşam garın lambaları
saat 17:05'de yanıyor,
Sabahları 07:10'da tekrar sönüyor.
Çok şey öğrettin bana,
Çok şeyi ezber ettirdin...
.......
Gece de kar sessizliği!
Aralık tüm soğuklara
kapılarını aralamış.
Tüm yaz yağmayı bekleyen kar,
Toprağı incitmeden kırmadan yağıyor
Ve Toprakta birleşiyor kartaneleri...
Önümde dilsiz ve sağır arkadaşım;
Bir kar hikayesi anlatıyor;
Erzurum'dan Kars'a götüren intiharlar,
Fırtınalı bir otobüs yolculuğu.
Dört yanı kar ile
kapanmış bir şehre giden,
Burjuva büyümüş mutlu olamamış aşık.
Ve hiç tanımadan sevmek; en güzel
aşktır diye devam ediyor...
Tanımadan sevmek;
Tüm kış çiçeklerini toplayıp hiç
tadılmayan bir kokuyu aramak.
Hiç hissetmediğin sıcağı
ile geceyi ısıtmak...
.....
Gece 03:10 treni de geldi!
Arkadaşım devam ediyor;
"Bu şehir Dünyanın bittiği yer" diye...
Senin yaşamadığın her yer gibi.
Ara ara mola verip şiir yazıyorum sana.
Yaktığım sigaramı sana benzetiyorum,
Yavaş yavaş beni
bitirsede bırakamıyorum.
Çok seviyorum içmeyi,
Sevdikçe içiyorum içtikçe
ciğerimi yaralıyor...
Ve gözüme garın ön
duvarında ki yazı çarpıyor.
Sanki benim için yazılmış gibi...
"Sesim uzak sana, sözüm yakın"
Mesafelerini ölçemediğim
şiirler yazıyorum sana
Bil ki; kalemim kadar sana yakınım.
Çünkü; O benim yüreğimi temsil ediyor,
Ve yüreğimde seni.....
.....
Saat 07:10 tüm lambalar söndü,
Gündüz karanlığı başladı bende.
İnsanlar yavaş yavaş
bozuyor karın sessizliğini,
Telaş hep bilindik telaş.
İlacımı almam lazım!
Biliyorsun sensizliğin
doğurduğu derdim var.
Duygularımı kontrol edemiyorum.
Yorgunum;
Yorgunluğumun sen gibi bir nedeni var!
Yanımda olsaydında
uyumayıp yorulacaktım,
Ama sağlıklı ve birbirine
karışmamış duygular ile...
İzdüşümü!
Kar tanesi ol gel her gece,
Yalnız kalmayayım...
Sana roman okurum,
Gözlerim ile sana şiirler yazarım...
Yanağına düşen ayışığından öperim,
Sonra sabah sokak
lambalarını söndürürüz...
.......
Servet Karakuş
İzdüşümü bütün doğayı
saran beyaz güzellik.
Ayışığı düşmüş yanaklarına.
Kimseye benzemeyen kartanesi;
Sen olur cümle lisanım,
Sözüm sükût'um sen...
....
Buğ tutmuş penceremden dışarıya,
Tuz gibi düşüncelere dalıyorum;
Aşıma katsam tat,
Yarama bassam acı veriyor.
Önümdeki bardak gibiyim;
İçim dökülse,
Ayrılık havası doluyorum...
Ve Kimsenin görmediğini görüyorum,
Hiçbir cümlede çoğulum olmamış sen.
Gizli öznem;
Kaç gecedir Karşıdaki
tren garını seyrediyorum,
Kimi kavuşmalara gidiyor,
Kimi ayrılıklardan geliyor.
Trenlerin kalkış ve
geliş saatleri ezberimde.
Kulağıma aşina olmuş anonslar.
Akşam garın lambaları
saat 17:05'de yanıyor,
Sabahları 07:10'da tekrar sönüyor.
Çok şey öğrettin bana,
Çok şeyi ezber ettirdin...
.......
Gece de kar sessizliği!
Aralık tüm soğuklara
kapılarını aralamış.
Tüm yaz yağmayı bekleyen kar,
Toprağı incitmeden kırmadan yağıyor
Ve Toprakta birleşiyor kartaneleri...
Önümde dilsiz ve sağır arkadaşım;
Bir kar hikayesi anlatıyor;
Erzurum'dan Kars'a götüren intiharlar,
Fırtınalı bir otobüs yolculuğu.
Dört yanı kar ile
kapanmış bir şehre giden,
Burjuva büyümüş mutlu olamamış aşık.
Ve hiç tanımadan sevmek; en güzel
aşktır diye devam ediyor...
Tanımadan sevmek;
Tüm kış çiçeklerini toplayıp hiç
tadılmayan bir kokuyu aramak.
Hiç hissetmediğin sıcağı
ile geceyi ısıtmak...
.....
Gece 03:10 treni de geldi!
Arkadaşım devam ediyor;
"Bu şehir Dünyanın bittiği yer" diye...
Senin yaşamadığın her yer gibi.
Ara ara mola verip şiir yazıyorum sana.
Yaktığım sigaramı sana benzetiyorum,
Yavaş yavaş beni
bitirsede bırakamıyorum.
Çok seviyorum içmeyi,
Sevdikçe içiyorum içtikçe
ciğerimi yaralıyor...
Ve gözüme garın ön
duvarında ki yazı çarpıyor.
Sanki benim için yazılmış gibi...
"Sesim uzak sana, sözüm yakın"
Mesafelerini ölçemediğim
şiirler yazıyorum sana
Bil ki; kalemim kadar sana yakınım.
Çünkü; O benim yüreğimi temsil ediyor,
Ve yüreğimde seni.....
.....
Saat 07:10 tüm lambalar söndü,
Gündüz karanlığı başladı bende.
İnsanlar yavaş yavaş
bozuyor karın sessizliğini,
Telaş hep bilindik telaş.
İlacımı almam lazım!
Biliyorsun sensizliğin
doğurduğu derdim var.
Duygularımı kontrol edemiyorum.
Yorgunum;
Yorgunluğumun sen gibi bir nedeni var!
Yanımda olsaydında
uyumayıp yorulacaktım,
Ama sağlıklı ve birbirine
karışmamış duygular ile...
İzdüşümü!
Kar tanesi ol gel her gece,
Yalnız kalmayayım...
Sana roman okurum,
Gözlerim ile sana şiirler yazarım...
Yanağına düşen ayışığından öperim,
Sonra sabah sokak
lambalarını söndürürüz...
.......
Servet Karakuş