“Allah Yerde midir Gökte midir Bilmem!” Diyen Niçin Kafir Olur?

preview_player
Показать описание
“Allah Yerde midir Gökte midir Bilmem!” Diyen Niçin Kafir Olur?

---

Sosyal Medya Hesapları:

#cübbeliahmethoca
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

ALLAHÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMEDİN VE ALA SEYİDİNA MUHAMMED

minecraaft
Автор

ALLAH razı olsun hocam Allaha emanet ol

leyla
Автор

Elhamdülillahi Rabbil Âlemin اَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ العَالَمِينَ

Mavii-igkq
Автор

Bana dua edenden Allahu Teala hazretleri razı olsun

ynsemre
Автор

Cübbeliye sorum var. Peki Peygamberimiz (S.a.s) Miraçda nereye gitti? Kendisi söylüyor göğe çıktı merdiven geldi önüne . 1 /2/3/4 ... Kat semaya çıktı sonra öyle bir noktaya geldi ki orda artık Cibril(a.s) gitmedi Peygamberimiz gitdi . Peki mekan yoksa nereye gitdi Peygamberimiz? Kendisinin Miraçla bağlı videosunda kendisini yalanlıyor. Ama severek izlediğim biri. Bu konuda katılmıyorum. Kuran ne dediyse odur. Mekandan münezzehtir hangi hadisde?

sahintagiyev
Автор

Iı' Cübbeli Ahmet Hoca YouTube kanalındaki 'Kavaidül Akaid İtikad' videoları "Allah'ı Tanımak" konuludur.Ayet, Hadis, Ehli sünnet alimlerden nakillerle 52bölüm/Allah'ın izniyle 1.Bölümle başlayalım konular bağlantılıdır.

kidv
Автор

Kelime-i Tevhid "Laaaa ilahe illallaah Muhammedurrasulullaah" şeklinde söylenmektedir 😊

alimlermeclisi
Автор

Iııı' Cübbeli Ahmet Hoca YouTube kanalındaki 'Kavaidül Akaid İtikad' videoları "Allah'ı Tanımak" konuludur.Ayet, Hadis, Ehli sünnet alimlerden nakillerle 52bölüm/Allah'ın izniyle 1.Bölümle başlayalım konular bağlantılıdır.

kidv
Автор

Kayyum ismiyle bakıldığında herşeyi devam ettiren vücud mahluk içinde olması düşünülemez mahlukun varlığı tamamen Allah'ın kudretine bağlı olduğundan heryerde herşeyde irade sahibidir heryeri görür herşeyi mutlak idare
eder .Allah'ın varlığının çok farklı olması sebebiyle düşünülmesi orneklendirilemeyeceginden sadece özellikleri ile bakılırsa sıfatlarından vacibul vücud hariç heryerde tüm özellikleri ile tecelli eder..mesela hayat verir ..insandaki özellikler görmek işitmek irade bilmek onun izniyle olduğu için herkesten her mahluktan çok çok fazla heryerde tecelli eder .mesela görme özelliği gordurme şeklinde tecelli eder..bunu unutmamak lazım ..

metinkara
Автор

Cahil olması gevur yapar mı hocam namaz kılıyor oruç tutuyor ama biraz kolaya kaçmadınız mi üstelik bir kişi ben böyle düşündüm yanlış olduğunu öğrendi tövbe etti diyelim

aslanamca
Автор

Bu tarz sorulara bu konu hakkında bilgim yok dense aynı hüküm mü geçerli olur

AntopuS.
Автор

EY CÜBBELİ SEN, SAVUNDUĞUN CEMATTE KOVULMANA BİLE ENGEL OLAMADIN. AZAP MELEKLERİ SENİ YAKALASA NE DİYECEKSİN MERAK EDİYORUM DOĞRUSU...

EMINEDOLAS-ojpn
Автор

Allah her yerdedir. Allahın nurunun olduğu bir katta var. Saf saf dizilen melekler topluluğu var sürekli Allahı zikir ediyorlar. Şimdi Allah yukarda desekte dünya yuvarlak. Hangi tarafta bulunduğunu bilemeyiz.

fxtrot
Автор

RA’ATÜ’L-EŞ’ARIYYIN, SAYFA 31-33

“Allah u Teala’nın yakınlığı ve uzaklığı mesafe uzunluğu ve ya kısalığı değildir. Ancak değer vermek (ikramda bulunmak) ve değer vermemek (önemsememek) manasındadır. İtaatkar olan Allah u Teala’ya keyfiyetsiz olarak yakındır, günahkar ise keyfiyetsiz olarak Allah u Teala’dan uzaktır”
(Fıkhul Ekber/67) İMAM I EBU HANİFE (rahimehullah) şöyle diyor:

“ALLAH U TEALA ARŞA İSTİVA ETMİŞ AMA İHTİYACI OLMADAN VE ONU MEKAN KILMADAN !!! O arş ve arşın dışında kalan her şeyi ihtiyacı olmadan korur. Eğer mahluklar gibi Allah da ona muhtaç olsaydı alemi yaratmaya gücü yetmezdi, eğer arşta OTURMAYA ve ya KARAR KILMAYA (MEKAN EDİNMEYE) ihtiyacı olsaydı o zaman ARŞI YARATMADAN EVVEL NEREDEYDİ ???? ALLAH U TEALA BÜTÜN BU NOKSANLIKLARDAN MÜNEZZEHTİR.
(El-Vasiyye (yazılı eser), s.2)
Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) buyurdu ki: “Aziz ve celil olan Allah, her gece gecenin ilk üçte biri geçince dünya semasına iner ve der ki: Ben melik olanım. Ben melik olanım. Var mı Bana dua eden? Ben de onun duasını kabul edeyim. Var mı Benden dilekte bulunan? Ben de ona istediği­ni vereyim? Benden mağfiret isteyen var mı? Ben de ona mağfiret edeyim. Ve bu tan yeri ağarıncaya kadar böyle devam eder, gider.” Müslim’in bir rivaye­tinde ise “sabah fecr ağarıncaya kadar” şeklindedir. Lafız Müslim’indir.
Fethu’l-Bârî’de (3/25) şöyle denmiştir: 

“İnme”nin manâsında ihtilâf edilmiş ve ortaya birtakım görüşler çıkmıştır:

1): Kimileri onu/inmeyi zâhiri ve hakîkati üzere kabûl etmişlerdir. Bunlar, müşebbihedir/Allah’ı kullarına benzetenlerdir. Allah onların i’tikadlarından yücedir.

2):Kimileri bu husûstaki hadîslerin tamâmını sahîh olduğunu inkâr etmişlerdir. Bunlar, Hâricîler ve Mu’tezile’dir. Bu görüş mükâberedir /yanlışta olduğunu bildiği halde hak ve hakîkat karşısında inâd edip direnmektir.

3): Kimileri bunları, icmâl yolu üzere/tafsîlâta girmeden, Allâh Teâlâ’yı keyfiyyetden ve teşbîhden pâk tutarak bunlara îmân ederek geldikleri gibi kabûl edip geçerli kılmaktadırlar. Bunlar Selef’in cumhûrudur/ çoğudur. Bu inancı Beyhakî ve diğerleri dört imâmdan, Ebû Hanîfe, Mâlik, Şâfiî ve Ahmed İbnü Hanbel’den, iki Süfyân’dan (Süfyân-ı Sevrî ve Süfyân İbnü ‘Uyeyne’den, İki Hammâd’dan /Hammâd İbnü Süleymân (veya Zeyd) ve Hammâd İbnü Seleme’den, Evzâî, Leys ve başkalarından naklettiler.

4): Kimileri lâyık olacak ve Arap dilinde kullanılan bir şekilde te’vîl etmişlerdir.

5): Kimileri te’vîlde o kadar ileriye gitmişlerdir ki, nihâyet iş bir çeşit tahrîf haddine varmıştır.

6): Kimileri de Arap dilinde kullanılan ve yakın olan te’vîl ile uzak ve (Ehl-i Sünnet tarafından) terkedilmiş olan te’vîllerin arasını ayırmış, bazı(nasslar)da te’vîl yapmış, bazılarında da işi Allah’a bırakmışlardır. Mâlik’den nakledilen de budur. Muteahhirûn’dan İbnü Dekîk el-‘Îd bu görüşte kesin görüş bildirdi. Beyhekî, “bu görüşlerin en sâlimi/sağlamı, Sâdık/sözünde doğru olan Nebi (sallallâhu aleyhi vesellem)’den bir şey/açıklama gelmedikçe bilâ keyf/nasılsız îmân etmek ve anlatılmak istenen ma’nâ hakkında susmaktır. Gelirse ona gidilir” dedi.

Umdetü’l-Kârî’de (3/623) şöyle denilmiştir: 

Şüphe yok ki, nüzûl /inmek cismin üstten alta intikâlidir ve Allah bundan münezzehdir. Nüzûl hakkında gelen rivâyetler Müteşâbihâttandırlar. Onlar(ın an-laşılması) husûsunda âlimler iki kısımdırlar:

Birincisi, Müfevvıda/(ne demek olduğunu Allah’a) bırakanlar. Onlara îmân eder, te’vîllerini Allah’a bırakırlar. Bununla beraber Allah’ı noksân sıfatlardan kesin olarak tenzîh ederler.

İkincisi de Müevvile(te’vîl edenler)’dir. Onları yerler(in)e göre lâyık oldukları şekilde te’vîl ederler. Bu sebeble onlar “Allah’ın iner” (hadîsin)in manasının “Allah’ın emri iner, ” yahut “melekleri (iner)”, veya bunun istiâre olduğunu ve ma’nâsının duâ edenlere bolca lütûfta bulunmak ve duâlarını kabûl etmek v.b. demek olduğunu söylemekle te’vîl ettiler.

Hattâbî şöyle dedi: Bu hadîs sıfât hadislerindendir. Selef’in bunun/bu hadîsin hakkındaki mezhebi /gittikleri yol, ona îmân etmek, onu zâhirleri üzere icrâ etmek ve keyfiyeti/nasıl oluşu ondan nefyetmektir. Hiçbir şey O’nun gibi değildir. Ve O, hakkıyla işiten ve hakkıyla görendir.

Kadı Beydâvî şöyle demiştir: Kat’î olan aklî delîllerle O’nun cisim ol-mak ve bir mekânda bulunmaktan münezzeh olduğu sübût bulunca, O’na, “bir yerden daha aşağı bir yere intikal” ma’nâsında olan “nüzûl” imkânsız olur. O halde (Nüzûl ile) murâd edilen rahmetinin nûrudur
Maliki alimlerinden Ebu Abdillah El Kurtubi (600-671 h/1204-1274 m) “Ayetul Kursi”ni tefsir ederken “El Aliy” (yüce) kelimesinin izahında diyor:

“O Alîydir.” Bununla kadrin ve konumun yüksekliği anlatılmak istenir. Me­kân itibariyle yükseklik değil. Çünkü yüce Allah mekân tutmaktan münez­zehtir.

İmam Eş’ari’ye ithaf edilmiş olan “Tabyin Kadhib al-Muftari fima nusiba ila l-imam al-Ash’ari“ isimli kitabının 150. sahifesinde İmam İbn Asakir şöyle buyuruyor:

Ve dahi Neccariyye ismindeki fırka diyor ki Bârî olan Allahu subhanehu genişletilmeden ve bir yön izafe edilmeksizin her yerdedir. Buna karşın Haşeviyye ve Mücessime fırkaları O’nun (subhanehu) Kürsü’de mevcut olduğunu, Kürsü’nün O’nun yeri olduğunu ve Kürsü’nün üzerinde oturduğunu söylüyorlar. Ve lakin İmam Eş’ari bu ikisi arasındaki mutedil olan yolu tutmuştur ve buyurmuştur ki Allahu subhanehu var idi ve başka hiç bir mekan mevcut değildi ve sonra O Kürsü’yü yarattı, O’na hiç bir mekan gerekmez ve O mekanları yaratmadan önce nasıl idiyse, onları yarattıktan sonra da yine öyledir.
Zekeriyya el-Ensarî’nin talebesi, hicrî 974 yılında vefat etmiş olan İmam Şihabuddin İbn Hacer el-Heytemî eş-Şafiî, Minhacu’l-Kavîm isimli eserinin 224. sahifesinde buyuruyor ki:

Biliniz ki el-Karafî ve başkaları eş-Şafi, Malik, Ahmed ve Ebu Hanife’den rivayet etmiştir ki, Allah onlardan razı olsun, her kim Allahu tealaya bir yön izafe eder yahut cisim isnad ederse, o küfre düşer. Ve onlar (bu ulema) böyle söylemekte haklıydı.
Hicri 478 yılında vefat eden Abdulmelik bin Abdullah el cuveyni ”el İrşad” ile ”Kavati ull Edilleti fi Usulil İtikad” adlı kitabında;
bu kitabı derul kutubul ilmiyye basmış birinci baskı 21. sayfada diyorki…
‘’ heşeviyye ve kerramiyye’den bazılar Allah hakkında söyledikleri ALLAH yukarıda dır sözünü yani yukarı cihettedir sözü. ALLAHU TEALA onların bu sözünden beridir ve bu söz ümmetin icmaı ile küfürdür’

Buhârinin hocası olan Nuaym ibn Hammâd şöyle demiştir: “Allâh’ı yarattığı şeylere benzetmiş kimse küfre girmiştir (Dînden çıkmıştır).” Kaynak: Molla Ali Kârî, Şerhu Kitabi’l-Fikhi’l-Ekber, s:54, Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye.

haceganyolu
Автор

Abi ben mi aptalım sizde mi sorun var, Allah arşa gitmek istiyor ise arşa gidemez mi ? Giderse mekana muhtaç mı oluyor ?
Allah arşı yaratıp otaya istiva etmiştir çünkü öyle istemiştir, öyleyse ondan önce neredeydi demek nasıl bir saçmalıktır ?

MuratPolat-nslw
Автор

Ey hocam ey, bilmeyene kız vermeyin diyorsunuz. Onlara evin araban olsun yeter ne yaptığını sorgulamazlar bile.

VolkannGul
Автор

Bu konudaki hatanız apaçık ortada iken zorla elmaya armut diyen mecnun misali zorlamalar yapıyorsunuz! Tercüme edeyim, Gelin bakalım Ebu hanife öyle mi demiş;

"أبا حنيفة عمن يقول : لا أدري ربي في السماء أم في الأرض قال : قد كفر لأن الله يقول : (, الرحمن على العرش استوى ) وعرشه فوق سبع سماوات قال : فإنه يقول : على العرش استوى ولكنه لا يدري العرش في الأرض أو في السماء ، قال إذا أنكر أنه في السماء فقد كفر ."
Ebu Hanife dedi ki: "Her kim rabbim semada mı Yoksa yerde mi bilmiyorum? Derse o kimse kafirdir. (Buraya kadar sizin içerikte dediğiniz şey. Ebu Hanifenin dediğini siz maşallah kendisinden daha iyi anlıyorsunuz değil mi? Devam edelim bakalım devamı nedir?)

Ebu Hanife devamen diyor ki: "çünkü Allah azze ve celle diyor ki {Rahmân arşa istiva etmiştir} onun arşı ise yedi kat semanın üzerindedir. Yine derse ki: Allah arşa istiva etmiştir fakat arş yerde mi gökte mi bilmiyorum? Ebu Hanife dedi ki: şayet arşın semada olduğunu inkâr ederse o kimsede kafirdir.

Sizler cehmiyye mutezile itikatli Topluluksunuz! 4 imamın kitaplarını ve reddiyelerini okuyan kimseler gerçeği görürler. Çok bir şey değil yahu!! Alın Ahmed bin hanbel'in zındıklara ve cehmiyye'ye reddiye kitabını yâda darimin cehmiyye'ye reddiye kitaplarını.. yahu kitabus'Sunne adlı eserleri alın bu itikatta olanları tekfir ediyorlar, küfürle itham ediyorlar. Ehli sünnet bunlar gibi demiyor arkadaşlar düpe düz hatalı anlatımlar yapılıyor.

Hbbk-qb
Автор

Kafirin manasını ya sen bilmiyorsun ya ben.

semihyilmaz
Автор

Iı' Cübbeli Ahmet Hoca YouTube kanalındaki 'Kavaidül Akaid İtikad' videoları "Allah'ı Tanımak" konuludur.Ayet, Hadis, Ehli sünnet alimlerden nakillerle 52bölüm/Allah'ın izniyle 1.Bölümle başlayalım konular bağlantılıdır.

kidv
Автор

Allah razı olsun hocam rabbim acil şifalar versin bir an önce sağlığınıza kavuşmayı nasip etsin kıymetli hocam Allaha emanet olun amin inşallah

MeryemAyşee