MEHDİ GELMEYECEK! BU MİLLETİ KANDIRMAYIN - MEHMET OKUYAN

preview_player
Показать описание
MEHDİ GELMEYECEK! BU MİLLETİ KANDIRMAYIN | MEHMET OKUYAN (MUTLAKA DİNLE)

MEHMET OKUYAN KİMDİR?
Akademisyen, İlahiyat Profesörü, Tefsirci, Araştırmacı Yazar, Televizyon programı sunucusu. 1965, Çaykara / Trabzon doğumlu. İlköğrenimini Çaykara’da, ortaöğrenimini Trabzon’un Hayrat ilçesinde tamamladı. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi (1987) mezunu. Aynı fakültede Tefsir Anabilim Dalında araştırma görevlisi olarak (1988) göreve başladı. Yüksek lisansını “Yirminci Asrın İlk Yarısındaki Türk Müfessirleri” başlıklı tezi ile (1990) aynı yerde, doktorasını “Necmuddin Daye ve Tasavvufi Tefsiri” başlıklı tezi ile (1994) Ondokuz Mayıs Üniversitesi SBE’de tamamladı. Aynı fakültede yardımcı doçent (1994) ve doçent (2002) olarak görev yaptı. 2008’de profesörlük unvanını aldı.

Prof. Dr. Mehmet Okuyan, Ondokuz Mayıs Üniviversitesinde Fakülte Yönetim Kurulu Üyeliği, Temel İslam Bilimleri Tefsir Usülü ve Tarihi Bilim Dalı Başkanlığı, Temel İslam Bilimler Bölüm Bşk. Yardımcılığı ve Dekan Yardımcılığı görevlerinde bulundu.

Okuyan’ın makaleleri İlmî Araştırmalar, İslâmî Araştırmalar adlı dergilerde yayımlandı. TDV İslâm Ansiklopedisinde madde yazarlığı yaptı.

Halen OMÜ İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı’nda öğretim üyeliğine devam etmektedir. Ramazan günleri ağırlıklı olmak üzere çeşitli televizyon kanallarında dini programlar hazırlayıp sunmaktadır. 3 çocuk babasıdır; Arapça ve İngilizce bilmektedir.

#kuranveislam #tefsir #sohbet
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

"Bir söz kurana aykırıysa o söz hz. Muhammedin sözü oo laa maz. Çünkü o kurana aykırı konuşmaz." Ağzınızı sağlık hocam. Allah sizden razı olsun.

kaa-n
Автор

Bizim kurtaricimiz zaten geldi, 632de vefat etti 😢 hâlâ hangi kurtarıcı bekleniyor, müslümanlar nasilsa mehdi gelecek diye oturup her zulme sessiz kaldı,

tubaalkut
Автор

Bakara Suresi, 48. ayet: Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği, hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.
Şefaat Etmek ile ilgili ayetler
► Öyle bir günden sakının ki; (o gün) hiçbir nefis bir başkasının yerine geçmez, hiç kimseden şefaat kabul edilmez, hiç kimseden fidye alınmaz ve onlara yardım da edilmez. (2/Bakara 48)

Kur’ân’da şefaat kavramı için bk. 43/Zuhruf, 86

► Öyle bir günden sakının ki; (o gün) hiçbir nefis bir başkasının yerine geçmez, hiç kimseden fidye kabul edilmez, hiç kimseye şefaat fayda vermez ve onlara yardım da edilmez. (2/Bakara 123)

Kur’ân’da şefaat kavramı için bk. 43/Zuhruf, 86

► Ey iman edenler! İçinde alışveriş, dostluk ve şefaatin olmadığı (o dehşetli) gün gelmeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin. Kâfirler, zalimlerin ta kendileridir. (2/Bakara 254)

Kur’ân’da “şefaat” kavramı için bk. 43/Zuhruf, 86

► Allah... O’ndan başka (ibadeti hak eden) hiçbir ilah yoktur. (Hayat sahibi ve varlığa hayat veren) El-Hayy, (var olmak için hiçbir şeye muhtaç olmayan, her şeyin varlığı kendisine bağlı olan) El-Kayyûm’dur. Ne uyuklama ne de uyku tutar O’nu. Göklerde ve yerde olan her şey O’na aittir. O’nun izni olmadan kim O’nun yanında şefaat edebilir? Onların önünde ve arkasında olanı bilir. O’nun dilediği dışında O’nun bilgisini kuşatıp (kavrayamazlar). Kürsüsü gökleri ve yeri kuşatmıştır. Onları (gökleri ve yeri) korumak O’na ağır gelmez. O, (zatı ve sıfatları en yüce olan) El-Aliy, (zatı ve sıfatları en büyük olan) El-Azîm’dir. (2/Bakara 255)

► O (Kur’ân’la) Rablerinin huzurunda toplanacaklarından ötürü korkan (müminleri) uyar. Onların (Allah’ın) dışında ne bir dostları ne de şefaatçileri vardır. (Onları Kur’ân’la uyar ki) korkup sakınsınlar. (6/En'âm 51)

► Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi yalnız ve tek olarak bize geldiniz. Size nimet olarak verdiklerimizi de arkanızda bıraktınız. Size şefaat edeceğine inandığınız ortaklarınızı da yanınızda görmedik. Andolsun ki, aranızdaki bağlar kesildi ve (size fayda vereceğini) zannettiğiniz şeyler kaybolup gitti. (6/En'âm 94)

► Onlar onun (haber verdiği hakikatin) tevilinden/vuku bulmasından başka bir şey mi bekliyorlar? Onun (haber verdiklerinin) vuku bulduğu gün, onu daha önceden unutmuş olanlar diyecekler ki: “Şüphesiz ki Rabbimizin resûlleri, bize hak olanı getirmişlerdi. Acaba (Allah’ın azabından kurtulmamız için) bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Ya da (dünyaya) geri çevrilsek de (daha önce) yaptıklarımızdan farklı olarak (Allah’ı razı edecek) ameller yapsak?” Muhakkak ki kendilerini hüsrana uğratmış, (Allah’a) iftira ederek uydurdukları (hurafeler) kaybolup gitmiştir. (7/A'râf 53)

► Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden, işleri yöneten/çekip çeviren Allah’tır. O’nun izni olmaksızın hiç kimse şefaat edemez. İşte, Rabbiniz olan Allah budur. (Öyleyse) O’na ibadet edin. Öğüt almaz mısınız? (10/Yûnus 3)

► Allah’ı bırakıp, kendilerine hiçbir zarar ve fayda vermeyecek şeylere ibadet ediyor ve: “Bunlar, bizim Allah katındaki şefaatçilerimizdir.” diyorlar. De ki: “(Allah bu varlıklara ibadeti meşru kılmamış ve bunlara şefaat yetkisi vermemiştir. Buna rağmen böyle iddia ederek) Allah’a göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?” O (Allah), onların şirk koştuklarından münezzeh ve yücedir. (10/Yûnus 18)

Müşrikler Allah’ı (cc) hakkıyla tanımaz, buna binaen O’na (cc) gereken saygıyı göstermezler. O’nu (cc) vahye dayalı bilgilerle tanımadıklarından, şirket müdürüne ya da bir krala benzetirler. Konum sahibi varlıklara ancak aracılar vasıtayla ulaşılabileceklerini düşünürler ve Allah’la (cc) aralarında birtakım varlıkları şefaatçi tayin ederler. Oysa Allah (cc) kimseye böyle bir yetki vermemiş, kimseyi kendisiyle kulları arasına aracı kılmamıştır. (bk. 2/Bakara, 186; 5/Mâide, 35; 34/Sebe’, 22-23)

► O gün, Er-Rahmân’ın izin verip sözünden razı oldukları dışında, hiç kimsenin şefaatinin bir faydası olmayacaktır. (20/Tâhâ 109)

Kur’ân’da şefaat kavramı için bk. 43/Zuhruf, 86

► Onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. O’nun razı olduklarından başkasına şefaat etmezler. Ve O’na karşı korkularından dolayı kalpleri ürpermektedir. (21/Enbiya 28)

Kur’ân’da şefaat kavramı için bk. 43/Zuhruf, 86

► O’nun katında izin verdikleri dışında, hiç kimsenin şefaati fayda sağlamaz. (Meleklerin) kalplerinden korku giderilince: “Rabbiniz ne buyurdu?” derler. (Cevap olarak hep beraber:) “Hak olanı söyledi. O, (zatı ve sıfatları en yüce olan) El-Aliy, (en büyük olan) El-Kebîr’dir.” derler. (34/Sebe’ 23)

34/Sebe’ Suresi 22-23. ayetler, insanları şirk koşmaya sevk eden sebepleri ele almış ve çürütmüştür. Şöyle ki kendisinden fayda umulan bir varlık, dört sıfattan birine sahip olmalıdır.

1. Mülkünde tek otorite olması.

2. Tek otorite olmasa da ortak olarak mülk sahibi olması.

3. Mülkte ortaklığı olmasa da yardımcı veya vezir olarak yetki sahibi olması.

4. Üç özelliğe sahip olmasa da mülk sahibi nezdinde hatırı sayılır biri olması.

Allah (cc) dört vasfı da kendi dışındaki tüm varlıklardan nefyetmiştir. Mülk, yalnızca Allah’ındır (cc), hiçbir zerresinde ortağı yoktur, kimseye yetki ve yardımcılık vermemiştir. O’nun izin verdikleri dışında kimsenin şefaati yoktur... Öyleyse kul, dini Allah’a (cc) halis kılarak ve araya hiçbir aracı koymadan doğrudan Rabbine yönelmeli, O’ndan istemeli, O’ndan beklemelidir. Ayrıca Kur’ân’da şefaat kavramı için bk. 43/Zuhruf, 86

► Onları Yevmu’l Azife ile/yaklaşan günle uyar. O zaman kalpler gırtlaklara dayanır, (korku ve kaygıdan) yutkunurlar. Zalimler için ne yakın bir dost ne de şefaati yerine getirilen bir şefaatçi vardır. (40/Mü’min (Ğafir) 18)

► Onun dışında dua ettikleri, şefaat yetkisine sahip değillerdir. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler müstesna. (43/Zuhruf 86)

Ayet-i kerime iki hakikate temas etmektedir:

a. Kur’ân’da nefyedilen ve olmadığı kabul edilen şefaat, mutlak değildir. Kur’ân’ın ifadesiyle Allah’ın (cc) izin verdiği, razı olduğu, bilerek hakka şahitlik edenlerin şefaat yetkisi olabilir. (bk. 2/Bakara, 255; 19/Meryem, 87; 21/Enbiya, 28)

Ancak Allah’ın (cc) kime şefaat yetkisi vereceği, kimlerden razı olacağı ve kimi şefaate nail kılacağını yalnızca Allah (cc) bilir. Bu nedenle şefaat, yalnızca Allah’tan (cc) istenir. (bk. 39/Zümer, 43-44)

b. Hakka yani Kelime-i Tevhid’e şahitlik etmek bilerek olmalı, ilim üzere yapılmalıdır. Kişiye fayda sağlayan Kelime-i Tevhid neyi reddedip neyi kabul ettiğini bilerek söylenen La ilahe illallah’tır. (bk. 47/Muhammed, 19)
(Kuran-ı Kerim'de şefaat)
Hariciler ve Mutezile mezhebi Peygamberimiz'in (s.a.v.) şefaatini inkâr etmişlerdir.
Mutezile'nin ileri gelenlerinden Ali Cubbai (Şerhu'l Usul, 688) bunu açıkça dile getirir. Mutezile denilen, ehlisünnet dışı olan akımın da görüşü budur. Bildiğiniz gibi ehlisünnet, bir mezhebin değil Kuran ve Sünnet'i esas alan bütün hak mezheplerin genel adıdır.
A) Şefaati yok sayan ayetler hangi şefaati yok sayıyor?
Mutezile'nin veya şefaati inkâr eden mutezile kafalıların referans gösterdikleri bütün ayetler; müşriklere, kâfirlere ve putperestlere tapındıkları sahte ilahların ahirette şefaatçi -fayda sağlayıcı- olmayacağını gösteren ayetlerdir.
Şefaatin olumsuz anlamda kullanıldığı bütün ayetler istisnasız bu anlamda kullanılmıştır. Yani bu ayetlerde şöyle denilmiştir: Ey putperestler, ey kâfirler, ey müşrikler; ahiret âleminde size hiçbir şefaat fayda sağlamayacaktır.
Tapındığınız sahte ilahlar sizinle beraber ateş yakıtı olacak.
Çünkü şefaatin ilk şartı şudur: Ancak imanla ölmüş olanlara şefaat müsaadesi verilecektir. İşte biraz sonra örneğini vereceğim ve onlara şefaat olmayacak şekildeki bütün ayetler bu imansızlar hakkındaki ayetlerdir.
Bu ayetlerde reddedilen şefaat; müşriklerin ve kâfirlerin umduğu aracıların ve sahte ilahların şefaatidir.
Bunu görmek için, şefaat kelimesinin geçtiği ayetlerden önceki birkaç ayete bakmanız yeterlidir.

kanunisultansuleyman
Автор

Nisâ Suresi - 155-161 . Ayet Tefsiri
Ayet
فَبِمَا نَقْضِهِمْ مٖيثَاقَهُمْ وَكُفْرِهِمْ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَقَتْلِهِمُ الْاَنْبِيَٓاءَ بِغَيْرِ حَقٍّ وَقَوْلِهِمْ قُلُوبُنَا غُلْفٌؕ بَلْ طَبَعَ اللّٰهُ عَلَيْهَا بِكُفْرِهِمْ فَلَا يُؤْمِنُونَ اِلَّا قَلٖيلاًࣕ ﴿١٥٥﴾
وَبِكُفْرِهِمْ وَقَوْلِهِمْ عَلٰى مَرْيَمَ بُهْتَاناً عَظٖيماًۙ ﴿١٥٦﴾
وَقَوْلِهِمْ اِنَّا قَتَلْنَا الْمَسٖيحَ عٖيسَى ابْنَ مَرْيَمَ رَسُولَ اللّٰهِۚ وَمَا قَتَلُوهُ وَمَا صَلَبُوهُ وَلٰكِنْ شُبِّهَ لَهُمْؕ وَاِنَّ الَّذٖينَ اخْتَلَفُوا فٖيهِ لَفٖي شَكٍّ مِنْهُؕ مَا لَهُمْ بِهٖ مِنْ عِلْمٍ اِلَّا اتِّبَاعَ الظَّنِّۚ وَمَا قَتَلُوهُ يَقٖيناًۙ ﴿١٥٧﴾
بَلْ رَفَعَهُ اللّٰهُ اِلَيْهِؕ وَكَانَ اللّٰهُ عَزٖيزاً حَكٖيماً ﴿١٥٨﴾
وَاِنْ مِنْ اَهْلِ الْكِتَابِ اِلَّا لَيُؤْمِنَنَّ بِهٖ قَبْلَ مَوْتِهٖۚ وَيَوْمَ الْقِيٰمَةِ يَكُونُ عَلَيْهِمْ شَهٖيداًۚ ﴿١٥٩﴾
فَبِظُلْمٍ مِنَ الَّذٖينَ هَادُوا حَرَّمْنَا عَلَيْهِمْ طَيِّبَاتٍ اُحِلَّتْ لَهُمْ وَبِصَدِّهِمْ عَنْ سَبٖيلِ اللّٰهِ كَثٖيراًۙ ﴿١٦٠﴾
وَاَخْذِهِمُ الرِّبٰوا وَقَدْ نُهُوا عَنْهُ وَاَكْلِهِمْ اَمْوَالَ النَّاسِ بِالْبَاطِلِؕ وَاَعْتَدْنَا لِلْكَافِرٖينَ مِنْهُمْ عَذَاباً اَلٖيماً ﴿١٦١﴾
Meal (Kur'an Yolu)
﴾155﴿ Sözlerinden dönmeleri, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve “Kalplerimiz kılıflanmıştır” demeleri sebebiyle... Dahası inkârları sebebiyle Allah o kalpler üzerine mühür vurmuştur. Pek azı müstesna artık iman etmezler.
﴾156﴿ Bir de inkâr etmelerinden ve Meryem’e büyük bir iftira atmalarından;
﴾157﴿ “Allah elçisi Meryem oğlu Îsâ Mesîh’i öldürdük” demeleri yüzünden... Hâlbuki onu ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler; (başkası ona benzer kılındığı için) şüphe içine düşürüldüler. Onun hakkında ihtilâfa düşenler bu konuda tam bir kararsızlık içindedirler. Bu hususta zanna uyma dışında hiçbir bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmemişlerdir.
﴾158﴿ Bilâkis Allah onu kendine kaldırmıştır. Allah izzet ve hikmet sahibidir.
﴾159﴿ Ehl-i kitap’tan her biri ölümünden önce ona mutlaka iman edecektir; o da kıyamet gününde onlara şahit olacaktır.
﴾160-161﴿ Yahudilerin zulmü sebebiyle, bir de pek çok kimseyi Allah yolundan engellemeleri, kendilerine yasaklandığı halde faizi almaları ve haksızlıkla insanların mallarını yemeleri yüzünden önceden helâl kılınan temiz ve iyi şeyleri onlara haram kıldık ve içlerinden inkâra sapanlara acı bir azap hazırladık.

kanunisultansuleyman
Автор

Her can, ölümü tadacaktır. Sonunda sadece bize döndürüleceksiniz. / Ankebût Suresi - 57-60

erenkazimyildirim
Автор

Gelcek olsaydı son peygamberimiz Muhammedimiz gelirdi.

izmir
Автор

Ya bizleri nasıl şeylerle doldurmuşlar Allahım sen bizleri affeyle bol bol Kuranı Kerim okuyun mealden anlayarak okuyalım gözümüzü açalım Allahım fitnelerden batıldan bidattan bizleri muhafaza eylesin🤲🏻amin ecmain

jenniessoft
Автор

كَلَّآ إِنَّ ٱلْإِنسَٰنَ لَيَطْغَىٰٓ⁠
Kellâ innel insâne le yatgâ.
(6-7) Hayır, insan kendini yeterli gördüğü için mutlaka azgınlık eder.

kanunisultansuleyman
Автор

Muhammed (S A. V) Allahın elçisidir. E son peygamber elçi o olduğuna göre evet başkası gelmeyecek. Kuranda da gelecek demiyor zaman kim ne için uyduruyor bunları amaçları ne düşünmek gerek

mrvkrbyr
Автор

13- “Bilin ki, şüphesiz Allah yeri öldükten sonra diriltir; biz, akledesiniz diye sizlere ayetleri açıkladık.” [28]

İbn-i Abbas bu ayetin tefsirinde şöyle demiştir: “Yani, Allah Teala yeri öldükten sonra Âl-i Muhammed’in kıyam edecek olanı ile ıslah edecektir.”

Selam b. Müstenir de, İmam Muhammed Bakır aleyhi’s-selâm’dan bu konuda şu hadisi rivayet etmiştir: “Allah Teala, kıyam edecek Mehdi’nin eliyle yeri diriltecektir. O, adalet üzere halkı yönetecektir. Böylece yeryüzü zulümle öldükten sonra, adaletle tekrar dirilecektir.”[29]



14- “De ki: Haber verin, eğer suyunuz yere batacak olursa, bu durumda kim size bir akar su kaynağı getirebilir.” [30]

Bu ayetle ilgili olarak Hz. Resulullah Ammar-i Yasir’e şöyle buyurmuştur:

“Ey Ammar, Allah Hüseyin aleyhi’s-selâm’ın neslinden dokuz İmam getireceğini ahdetmiştir. Onun dokuzuncu çocuğu gaybete çekilecektir. İşte Allah’ın buyruğu budur.” Sonra da anılan ayeti okudu. “Onun uzun bir gaybeti olacaktır ki, birtakım insanlar bu dönemde imanlarını kaybedecek, diğer bir grubu ise imanlarını koruyacaklardır. O, ahir zamanda çıkıp yeryüzünü adaletle dolduracaktır. O, Allah’ın kelamının tevili (yorumu) için savaşacak, nitekim ben Allah’ın kelamının tenzili (nazil oluşu) için savaştım. Ey Ammar, o benim ismimi taşıyacak ve halkın bana en çok benzeyeni olacaktır.”[31]

Ebu Basir diyor ki: Hz. İmam Muhammed Bâkır aleyhi’s-selâm bu ayetle ilgili olarak şöyle buyurdular: “Bu ayet, Mehdi hakkında nazil olmuştur; Allah Teala şöyle buyuruyor: Eğer imamınız gaybete çekilir ve onun nerede olduğunu bilmezseniz, o zaman kim, size göğün ve yerin haberini getiren ve Allah’ın helal ve haramını açıklayan aşikâr bir imam getirir.” Sonra da: “Henüz bu ayetin tevili gelmemiştir, kesinlikle gelecektir.” dedi.[32]



15- “Allah içinizden iman edip salih amellerde bulunanlara vaat etmiştir ki; şüphesiz onlardan öncekileri nasıl güç ve iktidar sahibi kıldıysa, onları da yeryüzünde güç ve iktidar sahibi kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir...” [33]

Ebu Basir, Hz. İmam Sadık aleyhi’s-selâm’ın bu ayetle ilgili olarak şöyle buyurduğunu nakleder: “Bu ayette İmam Mehdi ve ashabı kastedilmiştir.”[34]

Büyük Şia ulema ve tefsir yazarlarından olan Merhum Şeyh Ebu Ali Fazl b. Hasan Tabersi, ünlü Mecma-ul Beyan adlı tefsirinde bu ayeti tefsir ederken Mikdad b. Esved’den şu hadisi aktarır: Resulullah şöyle buyurdu: “Yeryüzünde hiçbir çadır veya ev kalmaz, illa ki Allah izzetle veya zilletle İslam kelimesini (Kelime-i Şehadeti) ona sokar.”[35]

Yine aynı tefsirde şöyle geçer:

“İbn-i Abbas, Mücahid ve Ehl-i Beyt’ten gelen rivayetlerde bu ayetin Âl-i Muhammed’in Mehdi’si hakkında nazil olduğunu belirtilmiştir. Ayaşi, kendi senediyle Hz. İmam Ali b. Hüseyin (Zeynelabidin) aleyhi’s-selâm’ın bu ayeti okuyup şöyle buyurduğunu nakleder:

“Allah’a ant olsun ki, onlar biz Ehl-i Beyt’in Şiileridir. Allah onlara bu imkanı bizden olan birinin eliyle -ki o bu ümmetin vaat edilen Mehdi’sidir- sağlayacaktır. İşte onun hakkında Resulullah da şöyle buyurmuş-tur: “Eğer dünyanın ömründen yalnızca bir gün kalmış olsa bile, Allah, o günü benim itretimden birinin hakimiyete kavuşması için uzatacaktır. Onun ismi benim ismim olacak, yeryüzünü zulüm ve haksızlıkla dolduğu gibi adalet ve eşitlikle dolduracaktır.” Bunun benzeri rivayetler, Hz. İmam Muhammed Bâkır ve İmam Cafer Sadıkaleyhi’s-selâm’dan da rivayet edilmiştir.”[36]



16- “Andolsun, Kitap ehlinden, ölmeden önce ona (Hz. İsa’ya) inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü o da onların aleyhine şahid olacaktır.” [37]

Ali b. İbrahim, Şehr b. Havşeb’den şöyle rivayet eder:

“Haccac bana (Şehr b. Havşeb’e) “Ey Şehr”, “Kur’an’da anlayamadığım bir ayet var” dedi. Hangi ayet olduğunu sorduğumda Nisa su-resinin 159. ayeti (yukarıdaki ayet) olduğunu söyledi ve: “Vallahi ben, Yahudiler ve Hıristiyanların kellelerini vurduruyorum ve bu sırada onlara dikkatle bakıyorum, ama onların dudaklarının kıpırdadığını (Hz. İsa’ya iman ettiklerini) görmüyorum! Bu nasıl iştir ?!” dedi. Ben “Allah Teala sizi ıslah etsin, o ayet sizin tevil ettiğiniz şekilde değildir” dedim. Nasıl olduğunu sorması üzerine, şöyle açıkladım: “Hz. İsaaleyhi’s-selâm kıyametten önce dünyaya inecektir.

Böylece Yahudi ve Nasranilerden, ölmeden önce[38] ona inanmayan kimse kalmayacaktır. Hz. İsa aleyhi’s-selâm Hz. Mehdi’nin arkasında namaz kılacaktır. Haccac: “Neler söylüyorsun sen?! Bunu nereden biliyorsun ki?!” diye sorunca; “Bu hadistir.” dedim, “Ben bu hadisi Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib’den duydum!” Bunun üzerine: “Vallahi tam kaynağından duymuşsun!” dedi.[39]

kanunisultansuleyman
Автор

Kimse bu hocaya kızmasın çok doğru söylüyor NOKTA...

BarbaR_____
Автор

“İbrâhim dedi ki: 'Ben, Rabbimin gitmemi emrettiği yere doğru gidiyorum, O elbet bana yol gösterecektir. Ya Rabbî, salih evlatlar lütfet bana!' Biz de ona aklı başında bir oğul müjdeledik."

"Çocuk büyüyüp yanında koşacak çağa erişince bir gün ona: 'Evladım, dedi, ben rüyamda seni kurban etmeye giriştiğimi görüyorum, nasıl yaparız bu işi, sen ne dersin bu işe!' Oğlu: 'Babacığım! Hiç düşünüp çekinme, sana Allah tarafından ne emrediliyorsa onu yap. Allah’ın izniyle benim de sabırlı, dayanıklı biri olduğumu göreceksin!' dedi.” (Saffat, 37/99-102)
"İkisi de bu şekilde teslim olduklarında, onu tuttu şakağı üzerinde yatırdı. Biz ona şöyle seslendik: 'Ey İbrahim! Gerçekten rüyayı doğruladın. İşte biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Şüphesiz bu apaçık ve kesin, çetin bir imtihandı.' Ona büyük bir kurbanlık fidye verdik." (Saffat, 37/103-107)

kanunisultansuleyman
Автор

mehmet hocamız bi tanedir Allah onun ömrünü uzun etsin ki doğruları herzaman konuşsun isterim tabii ki sevmeyenler olacak o doğruyu konuştukça sevmesinler sorun değil son sözü yine hesap günü Allah söyleyecek. biraz aklınız varsa mehdiyeti araştırın nasıl ve nereden dinimize girmiş hangi dinler yani tahrip edilmiş dinler bekliyomuş mehdiyi kurtarıcı olarak derinlemesine araştırın.her gördüğünüz okuduğunuz kuran dışı şeye inanmayın kuran ile karşılaştırın uygunsa doğrudur boşu boşuna günaha girmeyin.

emrek
Автор

Rabbim Kuran kaynağı ışığında dinimizi arı duru anlatan hocaların sayısını artırsın inşallah. "Biz bu dini sahabe dönemi saflığıyla yaşıyoruz tertemiz, din adına ne dense kabulümüz " diyenlere de hidayet etsin.Dinimizi hurafelerden, geleneklerden ve şirk unsurlarından temizlesin Rabbimiz..Tüm müslümanları en doğru yolda birleştirsin inşallah.

meliktugrul
Автор

Selam olsun Kur'an talebelerine EYVALLAH

tevfikhaskrs
Автор

"Allah şöyle diyecek: 'Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim...'" (Maide, 5/110)
Allah... O'ndan başka İlah yoktur. Diridir, kaimdir. O, sana Kitab'ı Hak ve kendinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi. O, Tevrat ve İncil'i de indirmişti." (Al-i İmran, 3/2-3)
"Allah Katından yanlarında olan (Tevrat)ı doğrulayan bir Kitap geldiği zaman, -ki bundan önce inkar edenlere karşı fetih istiyorlardı- işte bilip-tanıdıkları gelince, onu inkar ettiler. Artık Allah'ın laneti kafirlerin üzerinedir." (Bakara, 2/89)

"Öyle ki size, kendinizden, size ayetlerimizi okuyacak, sizi arındıracak, size Kitap ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir elçi gönderdik." (Bakara, 2/151)
V. Delil

"Şüphesiz, Allah Katında İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir..."

"Şüphesiz, Allah Katında İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir..." (Al-i İmran, 3/59)
VI. Delil

"...doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün..."

Kur'an'da Hz. İsa (as)'ın ölümünü ifade eden bir diğer ayet ise Meryem Suresi'nde şöyle haber verilmektedir:

"Selam üzerimedir; doğduğum gün, öleceğim gün ve diri olarak yeniden-kaldırılacağım gün de." (Meryem, 19/33)
VII. Delil

"... beşikte iken de, yetişkin (kehlen) iken de insanlarla konuşuyordun..."

Hz. İsa (as)'ın tekrar dünyaya geleceği ile ilgili bir başka delil ise Maide Suresi'nin 110. ayetinde ve Al-i İmran Suresi'nin 46. ayetinde geçen "kehlen" kelimesidir. Ayetlerde şu şekilde buyurulmaktadır:

"Allah şöyle diyecek: Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin (kehlen) iken de insanlarla konuşuyordun…" (Maide, 5/110)

"Beşikte de yetişkinliğinde (kehlen) de insanlarla konuşacaktır. Ve O salihlerdendir." (Al-i İmran, 3/46)

kanunisultansuleyman
Автор

Hz mehti gelecek diyer peygamber gibi oda gelecek ve sizin gibi insanlara dersini verecek

volkanisk
Автор

Cevap 3:

Kur'an'a göre Hz. Muhammed (asm)'in gelişi Tevrat ve İncillerde müjdelenmiştir:

"Bir vakit Meryem oğlu İsâ şöyle dedi: 'Ey İsrailoğulları! Ben size Allah'ın Resulüyüm, önümdeki Tevratın doğrulayıcısı ve benden sonra gelecek bir Resulün müjdecisi olarak geldim ki onun ismi Ahmed'dir'. Sonra o onlara açık delillerle gelince 'Bu apaçık bir sihir.' dediler." (Saff, 61/6)

Bu ayette  "Benden sonra gelecek" ve "Onun adı Ahmed'dir." cümlelerine özellikle vurgu yapılmış ve müjdenin doğruluğuna dair tevafuk penceresinden belgeler gösterilmiştir.
Şöyle ki: 

a. "Benden sonra gelecek" anlamındaki "Ye'tî min b'adî" ifadesinin kelime ve harfleriyle birlikte ebced değeri: 611'dir. Ki bu tarih Hz. Muhammed (asm)'in peygamber olduğu tarihtir. Bu tevafuk âyetin manasını pekiştirecek ve o cümlenin kullanılmasının hikmetini ortaya koyacak mahiyettedir.

CihanAltintaş-tk
Автор

3 üncü dünya savaşı da yalvarak Allah Mehdi gelsin diye dua edcek siniz

nazliduman
Автор

Allah senin gibi yiğitlerin sayısını arttırsın inşallah

dincersuray