Eyvallah #keşfet #rap #rapmusic #ceza #2025

Bakma gökyüzüne, bakma maziye, bakma bahara
kırık kurşun kıskançlık havanda su dövmekten başka bir şey yapmaz.
Eyvallah yaşanan zamana, anılara.
Eyvallah yüzümüze düşen üç beş yağmur damlasına,
artık yoksun, hiç var olmadın belki de, hiç!
Eyvallah Aşkı yastık özgürce öpmüştük ya alnından,
soğuk kış gecelerinde kalbimize bir parça gibi çöken ayrılıklar düşüncesi,
düşünceden çıkmış, eyvallah! En güvendiği yerden kırılır mı insan? Yılkı gibi yıkıldı kimsesizliğim bağrımın tam ortasındaki ovalarıma, neredesin Hızır Baba? Masal mısın yani? Tansiyonu tavan yaptı kalemimden damlayan kelimelerin, çizgi siyah beyaz. Yudum yudum içtim hüznü sayende, eyvallah. Eyvallah yaşanan zamana, anılara. Eyvallah yüzümüze düşen üç beş yağmur damlasına, artık yoksun, hiç var olmadın belki de, hiç! Eyvallah Durma mehtabımda, durma takıntılı kasıntı odalarımda. Durma! “Kalbinin gürültüsünü protestosan gürültü yap, sağ olsun düşlerin.” Yak bir sigara, yansın ellerine düşen beyaz saflığım. Yak gitsin sana koşmak için sesian yüreğim. Sen benim diğer yarım… Her şeye eyvallah. Saatini kurdum ömrünün sonunda huzursuz kuşları göndereceğim kapına. Gece çalacak kapıyı, içeri dalacak karanlıklar kuşlardan önce. İntihar onun iyi niyetimi gösterdi, nefretle duaya açıldı irili ufaklı. Biliyordum, bilincimdeydim bir gün, apansız gidecektin. Sağır olan düşlerinin ne faydası vardı ruhumuza. Ayın yapan gece mavisi ve kayan dünyadaki yıldız eserinin, eyvallah. Dokunsan yanacağım, güçlü değilim. Güçlüymüş gibi görünüyorum ama değilim… Dokunsan hüngür hüngür ağlayacağım. Dokunsan nehir nehir yanacağım. Arsız sonbaharlar biriktirdim ceplerimde Kör düşlerimden ölüm fışkırır benim Ruhumu yağmurlara bağışladım Nasırlı karanfil ellerin açılmasız artık Dokunsan yanacağım Cihana sataşacağım Kaçmadım hiç aşktan! Dokunsan ağlayacağım! Ağaçların gözlerine bakarak durulandım Eyvallah yaşanan zamana, anılara. Eyvallah yüzümüze düşen üç beş yağmur damlasına, artık yoksun, hiç var olmadın belki de, hiç! Eyvallah Gözlerimde yanan yüreğini saçtım kurudum Solgun uzaklarımda uçan kırmızı uçan ateş otobüsleri Ve derin gecelerin engin göğü altında
Sana susan sokaklar yaratacağım!
Dokunsan yanacağım Fırat gibi taşacağım!
Geçmişe savurduğun küllerle karalandım Aşktan kaçılır mı hiç? Tahmin edilemiyor değil mi? Ben düşündüğün, düştüğün yerde! Kırgınlığının kokusu parçalanıyor bu koca şehirde, onun ayakta kalmasının beni her köşesinde. Onun ağrısının ayak sesinde düşeceği yanaklarından avuçlarına. Kim kazandı veya kim kaybetti kuşları?