MODERN ÇAĞ FELSEFESİ | FELSEFENİN ALTIN ÇAĞI

preview_player
Показать описание
Erken modern felsefe (ayrıca klasik modern felsefe), Batı düşüncesinin gelişen bir hareketiydi. Madde ve zihin gibi konuları teoriler ve söylemlerle inceleyen felsefe tarihinde, modern felsefe olarak anılan dönemin başlangıcıyla örtüşen bir dönemdir. Ortaçağ felsefe döneminin ardından gelmiştir. Erken modern felsefenin genellikle 16. ve 18. yüzyıllar arasında meydana geldiği düşünülse de bazı filozoflar ve tarihçiler bu dönemi biraz daha erkene çekmektedirler. Bu dönemde, felsefenin günümüzdeki anlayışına katkı sağlayan Descartes, Locke, Hume ve Kant gibi etkili filozoflar yer almaktadır.

Genel özet
Tarihsel olarak erken modern dönem, yaklaşık 1500-1789 yılları arasındadır, ancak "erken modern felsefe" adı altında genellikle daha dar bir zaman dilimini ifade etmek için kullanılmaktadır.

En dar anlamda, terim esas olarak 17. ve 18. yüzyıl felsefesini tanımlar ve genellikle René Descartes ile başlar. Bu tür analizlere genellikle dahil olmuş 17. yüzyıl filozofları arasında Thomas Hobbes, Blaise Pascal, Baruch Spinoza, Gottfried Wilhelm Leibniz ve Isaac Newton yer almaktadır. 18. yüzyıl, genellikle Aydınlanma Çağı olarak bilinir ve bu dönemde John Locke, George Berkeley ve David Hume gibi erken modern figürleri bulunur.

Terim bazen daha geniş bir bağlamda ele alınarak, 16. yüzyıldan önceki düşünürler Niccolò Machiavelli, Martin Luther, John Calvin, Michel de Montaigne ve Francis Bacon gibi isimleri kapsar. Bazı tanımlar ise Voltaire, Giambattista Vico ve Thomas Paine gibi düşünürleri de "erken modern" etiketi altında değerlendirir. En geniş tanıma göre, erken modern dönemin Immanuel Kant'ın 1804'teki ölümüyle sona erdiği söylenir. Bu şekilde bakıldığında, dönem son Rönesans filozoflarından Aydınlanma Çağı'nın son günlerine kadar uzanmaktadır. Çoğu uzman, dönemin René Descartes'ın 1641'de Paris'te yayınlanan Meditationes de Prima Philosophiae (İlk Felsefe Üzerine Meditasyonlar) eseri ile başlayıp, Alman filozof Immanuel Kant'ın 1780'lerdeki Critique of Pure Reason (Saf Aklın Eleştirisi) eseriyle sona erdiğini kabul eder.

Bu dönemde çeşitli düşünürler zorlayıcı felsefi problemlerle karşı karşıya kaldılar: Klasik Aristotelesçilik ve Hristiyan teolojisinin ilkelerini, Kopernik, Galileo ve Newton'un[5] ardından gelen yeni teknolojik gelişmelerle bağdaştırmak. Cansız nesnelerin hareketini fiziksel olmayan bir şeyin müdahalesi olmadan yöneten, matematiksel olarak tanımlanabilen evrensel yasaların hükmettiği modern bir mekanik kozmos imgesi, özellikle zihin, beden ve Tanrı hakkındaki yerel düşünce biçimlerini ciddi şekilde zorladı. Buna karşılık, deneysel gelişmelerde yer alan birçok filozof, insanların evren ile ilişkisine dair çeşitli bakış perspektifler geliştirip mükemmelleştirdiler.

Batı düşüncesini derinlemesine şekillendiren üç kritik tarihsel olay, Keşif Çağı, modern bilimin gelişmesi ve Protestan Reformasyonu ile sonuçlanan mezhep çatışmalarıydı.[6] Felsefe ile bilimsel araştırma arasındaki ilişki karmaşıktı, çünkü birçok erken modern bilim insanı kendilerini filozof olarak tanımlamakta ve bu iki disiplini birbirine karıştırmaktaydı. Bu iki alan sonunda birbirinden ayrılacaktı. Bilimsel kesinlik konusundaki çağdaş felsefenin epistemolojik ve metodolojik kaygıları, böyle bir ayrılığa rağmen devamlılığını sürdürdü.

Erken modern entelektüel dönem de Batı felsefesinin gelişmesine katkı sağladı. Metafizik, toplumsal varlık, epistemoloji ve akılcı düşünce gibi yeni felsefi teoriler ortaya atıldı.Gerçekliği araştırmak için akılcılığın, mantığın ve akıl yürütmenin ön plana atıldığı rasyonalizmin ilerletilmesi ve genişletilmesi üzerine güçlü bir vurgu vardı.
Рекомендации по теме