filmov
tv
AABF OALĞANÜŞTÜ GENEL KURULU SONUÇ BİLDİRGESİ
Показать описание
2 Kasım 2019 - AABF Olağanüstü Genel Kurulu Sonuç Bildirgesi
Baskılar Hakka ve hakikate olan inancımızı daha da güçlendirecektir!
Kamuoyunun da bildiği üzere AABK Onursal Başkanı Sayın Turgut Öker ile ilgili paralel devam eden birkaç dava var. Bunlardan sonuncusu; 2014 - 2015 yılında yaptığı konuşmalar ve sosyal medya paylaşımlarının neden olarak gösterildiği davadır. Bu paylaşımlar, Üçüncü Köprüye Yavuz Sultan Selim adının verilmesine ilişkin eleştiriler ve gezi şehitleriyle ilgili Alevi toplumunun da hem fikir olduğu taleplerin bir ifadesidir. Bu süreçte Onursal Genel Başkanımız, açılan davalardan kaçmayıp, kendi isteğiyle Türkiye'ye gitmesine rağmen ihtiyati tedbir çerçevesinde yurtdışı yasağı konmasını, Alevi toplumunu sindirmeye yönelik siyasi bir karar olarak değerlendiriyoruz. Yüzyıllardır Alevileri katleden ve Alevi inancını asimile etmek isteyen Türk-İslam Sentezi’nin yeni bir gözdağı ve saldırı dalgasıyla karşı karşıyayız. Nazarımızda; cezalandırılmak ve mahkûm edilmek istenen kişiler ve onların söylemleri değil, davamız, yolumuz ve ikrarımızdır!
Özellikle Avrupa’daki Alevileri marjinalleştirerek, Türkiye'deki Alevi kurumları ve toplumuyla olan bağlarımızı zayıflatmak isteyen AKP Hükümeti’nin bu sinsi planı; Avrupa’ya yolladığı gri pasaportlu dedeler, kurdurduğu çakma Alevi dernekleri ve benzeri diğer tüm girişimlerinde olduğu gibi yine hüsrana uğrayacaktır.
Alevilerin taleplerini dile getirmek ve bu kararlılıkla toplumsal hak mücadelesi yürütmek asla suç değildir. Aksine, Alevi İmam Hatip Projesi, Alevi köylerine zorla cami yaptırılması, Alevi çocuklarına zorunlu din dersleri kapsamında dayatılan baskı politikalarının yoğunlaştığı bir dönemde karşı koymak, tüm Alevi kurumları ve toplumumuz için bir varlık gerekçesidir. Alevi toplumu dün olduğu gibi bugün de tarihi misyonu ve inançsal değerleri doğrultusunda zulme ve baskılara toplumsal dayanışma ruhuyla karşı koyacaktır.
Avrupa’daki Alevi Hareketi; Yol bir Sürek Binbir Barış Senfonisi’nde ortaya koyduğu tabloda olduğu gibi çok dilli, çok kültürlü bir anlayışı esas alan ve halkların kardeşliği şiarıyla tüm dünyayı Rıza şehrine çevirme perspektifinden asla vazgeçmeyecektir. Alevi toplumu olarak sadece öznel taleplerimiz doğrultusunda mücadele etmenin dışında özellikle Ortadoğu’daki halklara yönelik saldırılar karşısında da barıştan yana taraf olmaya devam edecektir. Bu mücadele sürecinde dış odaklardan toplumumuza ve kurumlarımıza yönelecek her saldırı içimizdeki dava ateşini harlayacağı gibi Hakka ve hakikate olan inancımızı daha da güçlendirecektir!
Bu bağlamda onursal genel başkanımız şahsında tüm kurumlarımıza, kurum başkanlarımıza, yöneticilerimize ve genel olarak Alevi toplumuna yöneltilen saldırılara cevaben; Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri Federasyonu, Alevi Vakıflar Federasyonu, Demokratik Alevi Dernekleri ve Alevi toplumuyla birlikte 16 Kasım 2019 Cumartesi günü İstanbul Garip Dede Dergahı’nda bir araya gelerek mücadele hattımızı ortaklaştıracağız ve ezelden beri Alevi toplumuna her türlü eziyeti reva görenlere birliğimizi, dirliğimizi ve varlığımızı yeniden hatırlatacağız.
Örgütlülüğümüzün 30. yılında yolumuza ve ikrarımıza yapılan baskılara boyun eğmeyeceğiz.
Alevilik vardır. Alevilik Haktır.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu
Baskılar Hakka ve hakikate olan inancımızı daha da güçlendirecektir!
Kamuoyunun da bildiği üzere AABK Onursal Başkanı Sayın Turgut Öker ile ilgili paralel devam eden birkaç dava var. Bunlardan sonuncusu; 2014 - 2015 yılında yaptığı konuşmalar ve sosyal medya paylaşımlarının neden olarak gösterildiği davadır. Bu paylaşımlar, Üçüncü Köprüye Yavuz Sultan Selim adının verilmesine ilişkin eleştiriler ve gezi şehitleriyle ilgili Alevi toplumunun da hem fikir olduğu taleplerin bir ifadesidir. Bu süreçte Onursal Genel Başkanımız, açılan davalardan kaçmayıp, kendi isteğiyle Türkiye'ye gitmesine rağmen ihtiyati tedbir çerçevesinde yurtdışı yasağı konmasını, Alevi toplumunu sindirmeye yönelik siyasi bir karar olarak değerlendiriyoruz. Yüzyıllardır Alevileri katleden ve Alevi inancını asimile etmek isteyen Türk-İslam Sentezi’nin yeni bir gözdağı ve saldırı dalgasıyla karşı karşıyayız. Nazarımızda; cezalandırılmak ve mahkûm edilmek istenen kişiler ve onların söylemleri değil, davamız, yolumuz ve ikrarımızdır!
Özellikle Avrupa’daki Alevileri marjinalleştirerek, Türkiye'deki Alevi kurumları ve toplumuyla olan bağlarımızı zayıflatmak isteyen AKP Hükümeti’nin bu sinsi planı; Avrupa’ya yolladığı gri pasaportlu dedeler, kurdurduğu çakma Alevi dernekleri ve benzeri diğer tüm girişimlerinde olduğu gibi yine hüsrana uğrayacaktır.
Alevilerin taleplerini dile getirmek ve bu kararlılıkla toplumsal hak mücadelesi yürütmek asla suç değildir. Aksine, Alevi İmam Hatip Projesi, Alevi köylerine zorla cami yaptırılması, Alevi çocuklarına zorunlu din dersleri kapsamında dayatılan baskı politikalarının yoğunlaştığı bir dönemde karşı koymak, tüm Alevi kurumları ve toplumumuz için bir varlık gerekçesidir. Alevi toplumu dün olduğu gibi bugün de tarihi misyonu ve inançsal değerleri doğrultusunda zulme ve baskılara toplumsal dayanışma ruhuyla karşı koyacaktır.
Avrupa’daki Alevi Hareketi; Yol bir Sürek Binbir Barış Senfonisi’nde ortaya koyduğu tabloda olduğu gibi çok dilli, çok kültürlü bir anlayışı esas alan ve halkların kardeşliği şiarıyla tüm dünyayı Rıza şehrine çevirme perspektifinden asla vazgeçmeyecektir. Alevi toplumu olarak sadece öznel taleplerimiz doğrultusunda mücadele etmenin dışında özellikle Ortadoğu’daki halklara yönelik saldırılar karşısında da barıştan yana taraf olmaya devam edecektir. Bu mücadele sürecinde dış odaklardan toplumumuza ve kurumlarımıza yönelecek her saldırı içimizdeki dava ateşini harlayacağı gibi Hakka ve hakikate olan inancımızı daha da güçlendirecektir!
Bu bağlamda onursal genel başkanımız şahsında tüm kurumlarımıza, kurum başkanlarımıza, yöneticilerimize ve genel olarak Alevi toplumuna yöneltilen saldırılara cevaben; Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri Federasyonu, Alevi Vakıflar Federasyonu, Demokratik Alevi Dernekleri ve Alevi toplumuyla birlikte 16 Kasım 2019 Cumartesi günü İstanbul Garip Dede Dergahı’nda bir araya gelerek mücadele hattımızı ortaklaştıracağız ve ezelden beri Alevi toplumuna her türlü eziyeti reva görenlere birliğimizi, dirliğimizi ve varlığımızı yeniden hatırlatacağız.
Örgütlülüğümüzün 30. yılında yolumuza ve ikrarımıza yapılan baskılara boyun eğmeyeceğiz.
Alevilik vardır. Alevilik Haktır.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu