Halifelik nedir? Müslümanların halifesinin olması zorunlu mudur? | Prof. Dr. İbrahim Maraş

preview_player
Показать описание
Öncelikle şunu söyleyelim ki halifelik dünyevi bir idaredir. Ne Kurʼanʼı Kerim ne de
Peygamberimiz sağlığında; insanlara şu işi şöyle yapın ya da benden sonra şunu getirin
şeklinde bir tavsiyede bulunmamıştır. İnsanların kendi işleridir. Dolayısıyla peygamberimiz
vefat ettiğinde ilk Müslümanlar Medineliler toplanarak kendi aralarında bir yönetici seçmeye
karar vermişlerdir. Bu gayet tabi bir olaydır. Çünkü devlet boşluk kabul etmez, anında birini
seçmeniz gerekir. Bizi ilgilendiren bugüne kadar uygulanmış sisteme bakıldığında ne
Kurʼanʼda ne sünnette; halifeliğin papalık benzeri dini bir kurum olduğuna dair hiçbir veri
yoktur. Üstelik bugüne kadar da böyle bir iddiada İslam dünyası yapılanmamıştır. Hilafet dini
amaçla ilk olarak sadece bir kere Kırımʼın Ruslar tarafından ele geçirilmesine müteakip 2.
Katerinanın imtiyazında kullanılmıştır. Kendisi Rusyaʼda yaşamakta olan Müslümanlar sizin
himayeniz altında olsunlar, sizin himayenizde yaşayan Ortadokslar da benim himayemde
olsun demiştir. Katerina bunu verdikten sonra kendisi Müslümanların himayesinde olmasını
engellemek için hemen Rusya Müslümanları Müftülüğünü kurmuştur. Atamayı da kendisi
yapmış, dolayısıyla bir taraftan verip bir taraftan da engellemeye çalışmıştır. Osmanlı da bunu
kullanmayı hayatında düşünmemiştir. Çünkü Osmanlı Yavuz Sultan Selim döneminde bile
hilafeti aldığında Türklerin bir devlet anlayışı vardı zaten. Biz Fatih dönemine baktığımızda
da hilafet benzeri tartışmaların hiçbir zaman yapılmadığını ama sanki padişahlara verilen
yetkinin de Türk Devlet anlayışlarıyla hilafette verilen yetkinin aynısı olduğunu düşünüyoruz.
Zaten tarihte hiçbir zaman İslam ülkelerini bir bayrak altında toplayan bir devlet olmamıştır.
Böyle bir şey ütopiktir, böyle bir şeyin peşinde koşmak da imkansızdır. Aslında bunun
başlangıcı esas olarak Hz. Ali, Hz. Osman dönemi tartışmaları sonucunda Hicri 1. Asrın
sonunda Şia mezhebi ortaya çıkması ve o klasik Pers geleneği ve başka geleneklerin etkisiyle
sanki hilafet Hz. Aliʼnin, ehli beytin hakkıydı gibi düşüncelere karşı ehli sünnet geleneği
kendince bir mücadele ortamı geliştirmek için sanki bunu kabul eder mahiyette, buna karşı bir
argüman geliştirmek üzere hilafeti dini bir gelenekmiş gibi kabul etmelerine dayanmaktadır.
Oysa böyle bir şey olmadı. En çok son dönemden bahsederler. 2. Abdulhamit asla hilafeti

siyasi olmanın dışında; bütün ülkeleri toprağım etrafında birleştiririm veya bir bayrak içinde
sınırlandırırım şeklinde bir düşünceye kapılmadı. Zaten bu imkansızdı, ayakta durmaya
çalışıyordu. Sadece kendisine destek bulmak için bir hilafet politikası uyguladı. O dönemde
Ziya Gökalp veya o dönemin meşhur aydınları, bir kısmı iki grup İsmail Gaspıralı ve Ziya
Gökalp gibi aydınlar hilafetin sadece ve sadece ilmi ıstılah birliği ve eğitim birliği olarak
görülmesini bir kültürel birlik olarak görülmesini savunuyordu. Cemalettin Afgani ve İkinci
Abdulhamit dediğim gibi buna çok fazla girmeyip, biraz İslam dünyasından destek alalım
diye siyasi görüyorlardı. Benim elimde Rusya Devletiʼnin çarlık döneminde hazırlattığı polis
raporları da var. Pan İslamizm ya da İttihad-ı İslam kavramı bize batılı oryantalistlerin
suçlama mahiyetinde yüklediği bir kavram. Hilafeti de bu şekilde algılamak istiyorlar. Yani
Müslümanlar kendi aralarında bir siyasi birlik değil de ticari birlik ve eğitim birliği
sağladığında hemen korkuyorlar. Bunlar bir araya mı geliyor?.. bu gayet doğaldır. Onun için
biz hilafet değil de şöyle anlamalıyız ki Müslümanların içtimai birliği, sosyal birliği her
zaman söz konusudur. Müslümanların kültürel birliği her zaman söz konusudur. Ziya
Gökalpʼin dediği gibi eğitim birliği ve yahut da ıstılah birliği her zaman söz konusudur ama
siyasi birlik hiçbir zaman söz konusu olmamıştır. Bunun karşısındaki teori bizim için daha
mantıklıdır. Bu normal devlet geleneğidir, şartlar neyi gerektiriyorsa o. Mesela Farabi olsun,
İbni Sina olsun el Medinetül Fazıla adında bir devlet teorisi geliştirdiler. Esas geçerli olan
teori budur. Daha gerçekçidir, ahlaka ve adalete dayalıdır. Onun için mesela Tatar
alimlerinden Musa Carullah devletlerin imanı küfrü olmaz, devletlerin imanı adalettir küfrü
de zulümdür demiştir.

Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

"Devletlerin imanı küfrü olmaz, devletlerin imanı adalettir. Küfrü de zulümdür." Musa Carullah.

Çınar.Venüs
Автор

Maalesef bu arkadaşın hiç bir bilgisi yok kendi kapsamında konuşuyor

Mikail.
Автор

Sevgili dini cevaplar konsilinde yer alan değerli ilahiyatçılar lütfen TV'lerde twitterda vs olan ateist hesaplarla hacc edin ve dini sorularımızı aydınlatın. Hayırlı çalışmalar🤲🏼

elifboyukbayram
Автор

İslam)Hakiki İnsan demek.Hür bir Ruh-Hür bir Vicdan-Hür bir Şuur olarak mükemmel hal ve hareketlerinde özgürler.Kısıtlı Vicdanlar degil Hür Vicdanlar bir deger

bahriyebicak
Автор

Bu videonun konusundan ve alanından farklı olacak ama 'İntihar etmenin dini hükmü nedir? Bu konudaki geleneksel söylem olan cehennemliktire nasıl bakmak gerekir?' sorularını sormanızı rica ediyorum.

batuhantasdemir
Автор

Hocam Allah'ın izniyle hizb ut tahrir hepsini bir tek hilafet altında toplayacak inşAllah. 🤣🤣🤣

ismailtoprakci
Автор

Allahım
Bakara da
﴾30﴿ Hani Rabbin Meleklere,
“Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım”
demişti.
Onlar,
“Biz seni övgü ile tesbih ederken ve
senin kutsallığını dile getirip dururken
orada fesat çıkaracak ve
kan dökecek birini mi yaratacaksın?”
dediler.
Allah
“Şüphe yok ki,
Ben sizin bilmediklerinizi bilirim”
buyurdu.
Diyor ayeti kerimede
Peygamber
Zaten sağlığında bu görevi
Yani Halifeliği
Bizzat kendi Peygamberlik sıfatıyla yerine getiriyordu
Daha sağlığında bunu kurumsallaştırmamış olması veya fırsatını yakalayabilmek becerememiş olması
Müslümanlığın yeterince olgunlaşmamış olması neticesi
Vefatının hemen ardından çıkan
Çıkarılan iç savaşlarında
Az bir ölçekte sebebi olarakta açıklanabilir
434 453 yılları arasında
Atillanın hükümdarlığı sürecinde
Hükümdarlığından önceki dönemi
Romada geçirdiği
Romayla ve ileri gelenleriyle tanıştığıda dikkate alındığında
Romada içten içe sürekte olan
Christiyanlık ve paganizm çekismesi
hatta ciddi ciddi savaşı hesaba katıldığında
Paganizme karşı
Vatikan Türk
Papa Atilla iş birliği düşünülebilir
Ki o dönem müslümanlık daha gelmemiş
Hak dinlerden sonuncusu Christiyanlıktı
Gidin Vatikana sorun
Ellerinde o döneme ve daha evveline uzanan arşivler hali hazırda beklemekte
Türkler tarafından
Pagan yani putperest olan
Doğu ve batı Olarak bölünmüş olan
iki Romada çökertildi
Velhasıl
Bu çöküş
Batıda Christiyanlılığın ve yeni Krallıkların önünü açtı
Bölünen Roma imparatorluğundan doğan Fransız İngiliz Alman ve diğer Krallıklar
Bu sayede
Yeni kapanan firavun çağının ardından
Roma çağıda kapanmış oldu
Lakin günümüzde hala bir Roma anlayışı süre gelmekte
Amerika bayrağındaki kartalın
Romadan miras kalma olduğu düşüncesindeyim
Romanın önce kendi içinde bölünerek
Sonradan her ikisininde sırayla çökertilmesi
Doğuda Müslümanlığın Peygamberi
Yani halifesi
Yani idarecisi
Muhammed aSelamında gelişini de hazırlamış oldu
453 te ölen Atilladan
571 de doğan Muhammet aSelama
118 senelik boşluk
Daha buna Peygamberliği 40 yaşlarında başladığı bilindiğine göre
150 160 senelik bir süreç
Ve Müslümanlığın tohumu atılır
gelişim süreci başlar
O ana kadar sırf kız oldukları için
Evlatlarını diri diri gömen putperest
Ne diyelim diye düşünmekteyim
Vahşilerden
Bir ümmet çıkaran Muhammed aSelam
Yani Allahımın Peygamberi Halifesi
Ondan itibaren
Müslümanlığı dünyaya yayan
Yine sırasıyla farklı Halifeler
Ümmetin başını toparlayıp yönetmekteler
Üç kişi olduğunuzda
İçinizden birini lider önder reis seçin dinildiği bilinmekte
Allahımızın El Cami sıfatının birleştiriciliği bilinerek
İbadet hanelerimize Cami denilmesi
Tesadüfün eseri kesinlikle değil
Halife yaratmayı dileyenin
Bizzat Allahım olduğunun bilinmesi
Halifeninde Halifelik makamınında
Hafife alındığının görülmesi
kabul edilebilir bir terbiyesizlik
Kesinlikle değil
Müslümanlığın birliğinin temelinide çatısınıda oluşturan
Kuran hüküm ve esaslarına dayalı
Bir düzen
Gereklilikten öte
Kutsallığı vurgulanıp bilinmeli
Nisa 75
Hem size ne oluyor ki,
Allah yolunda:
"Ey Rabbimiz!
bizleri bu halkı zâlim olan memleketten çıkar,
tarafından bizi iyi idare edecek
bir sahip ve
bize katından
bir kurtarıcı gönder"
diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler,
kadınlar ve çocukların kurtarılması uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?
Ayeti kerimenin farklı ama benzer tercümelerinden tercihim olan bunda
Ne diyor
Bize bir Sahip bir Kurtarıcı gönder
Bu imdat diyenin imdadına yetişmesi gereken
Her hangi biride olabilir
Ailesi için mücadele veren
bir babada ve onun destekçisi yardımcısı annede olabilir
Cemaatinden sorumlu bir İmam
Mahallesinden sorumlu bir muhtar
Şehirin yönetici kadroları
Haksızlığa batıla savaş açmış
Bir devletin bir ordunun
Yöneticisi reisi cumhuru veya başkanı
Ordusunun baş komutanı
Değil sadece Müslümanların
farklı Peygamberlerden oluşan
İslam dininin
Bütününde İslamın birliğini beraberliğini teminat altına alan
O kişide olabilir
Halife denilir
Birleştirici Yönetici Sahip Kurtarıcı
Halifeyi gayet güzel tarif edebilir
Birleştiriciliği ve Yöneticiliği
Millet içerisinde
Adaletle hüküm verip
Uygulanmasını ve sürdürülmesini gerektirir
Sahipliği devletin tapulaştırılmasından ziyade
Milletin İstiklaline Özgürlüklerine ve Haklarına
Sahip çıkılması korunması olarak açıklanır
Kurtarıcılığı
Ayette varlıklarına dikkat çekilen
İmdat arayıp bekleyen
İnsanlardan olduğu kadar
Hayvanlara kadar
Bütün Canlılarıyla beraber
Yer yüzünde imdada muhtaç
her kim varsa
İmdadına yetişilmesi gerektiği
Sorumluluğunun taşınması demektir
Daima Haklının savunulması
Adalet esaslarının başını çekmektedir
Bunları bütünüyle ve detaylandırılmış haline
Devletleşmek denilmiştir
İnsanın günahkarlığına
Yani hataya düşebileceğine dikkat çeken
Kuranı Kerimdende anlaşılabileceği üzre
İnsanlardan oluşan
Devletlerinde hata yapma olasılığı dikkate alınıp tedbir alınması
Nefes almak kadar hayatidir
Tarih boyunca farklı yapılarla
Krallıklar Sultanlıklar Padişahlıklar
İmparatorluklar hatta firavunluklar
Binlerce yıllara yayılmışlar
İnsanlarda olduğu gibi
çağlardada imparatorluklardada devletlerdede ölümlülük
Gözle görülebilen bir hakikat
Lakin bu noktada
Anka örneği yerini almakta
Her daim doğan gelişen olgunlaşan büyüyüp parçalanan devletler
yerini yenilerine bırakmıştır
Ve bu noktada
Yep yeni bir çağın
İlk adımlarının atıldığına
Hep birlikte şahid oluyoruz
Globalleşen
Yani bütünleşen ve sayesinde giderek küçülen dünyamızda
Milletler kendi içlerinde
Yapılanırken
Yine Milletler arası anlaşmalarında
Güncel bir tabirle
Modernize edilmesi
Yani geliştirilmesi
Gerektiği kadar
Yenilenmesi
Titizlikle hazırlanıp
Adaletin
hem temel taşı
hem çatı taşı oluşturması esastır
Dikkatlerinize sunarım
İlahi kitaplar birbirlerini tamamlıya tamamlıya gelişmişlerdir
Bu tabiki
Biz Diyerek hükümlerine başlayan
Ortak yaratıcımız
Tarih boyunca
Farklı dillerde
Farklı dinlerde
Farklı isimlerle bilinsede
Kendinden öncekileri tasdikleyen
Son kitap
Kuran da geçen adıyla
Allahımızın taktiri sonucu ve neticesidir
Ben yer yüzünde bir halife yaratacağım dediğinde
Geleceği kısmen
levhümahfuzdan görebilselerde
Tümüyle
Allahımız kadar bilemeyen
Meleklerin şaşkınlığı anlaşılabilir
Lakin itaati red eden şeytanın isyanı
asiliğinin savunulurluğu
söz konusu bile değil
İnsanlık bir aile
canlılar ise ortak bir kaynaktan beslenerek
Aslında birbirlerinin akrabası konumundadır
İnsana bahşedilen şerefin
Hakkını vermek ise
Boynumuzun borcudur
Bu dünya cennetten bir fragman
Bir örnek
Bir sahne
Bir okul
Bir sınav salonu
Bir arena
Hak ile batılın çatışmasında
Er meydanı
Halil İbrahim sofrasının taa kendisi
Cennet kapısı
Cehennem çukuru
Uçuş ile çöküş arasındaki
Nihayi durak
Tüm bu hükümleri verende
Düzeni kuranda
Tabiki
Halifeninde ilahı
Bizzat
Allahım

JESUISELAMI
Автор

Bayındır hoca varya o adama da anlatın bunları her nekadar karşı gibi dursa da tutturmuş islam yönetimi diye abi dinle sadece kendini yönetirsin başkasını neden ilgilendiriyor bunlar ya bıktım su muhabbetten

Joker-cero
Автор

Intihar eden cogu insan asiri psikolojik sikintilarin sonucunda intehar ediyor Yani suur kaybi bunu kimse keyfi veya sebepsiz nedenlerle yapmaz Psikiyatistler neden var gitmiyorlar sonucunda akibet cikiyor Bu toplumsal bir mesele aslinda bu konuda calisma olmasi ciddi bir bunalim asma kurumu kurulmasi lazim

birbilen
Автор

Allah razi olsun hocam bilmeyenler oyrenyor

nazabatkasumova
Автор

Allah secer Halifesini niye Hz Ibrahime Bakara 124 Allah niye Ayet hangi indir

salikaxak
Автор

Devlet Şeriat ile yönetilmek zorundamı.. Allah' ın (cc)hükmü ile yani..

alparslan
Автор

çok mühim bir mevzuda konuşuyorsak üstünkörü konuşamayız. elli bin kitap okuyup mevzuyu her yönüyle ele almalıyız. artıları eksileri bir sarraf terazisi ile tartmalıyız.
evet, allah'ın kitabında bir halifelik müessesi yoktur. ancak bizi halifelik müessesesinin lüzumuna götüren ip uçları vardır.

"ey iman edenler! allah’a itaat edin, peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de ..." (nisa, 59)
âyeti bize her büyüklükte cemiyetin bir başı olmasının beşeri bir lüzum olduğunu gösteriyor. bir köyün, bir şehrin, bir memleketin ve evet bir ümmetin başı olmalıdır. elbette bir köyün başı ile bir memleketin başının vazifeleri farklı olacaktır. bir ümmetin başının vazifeleri ise bambaşka.


"müslüman ülkelerin siyasi birliği ütopik" diyorsunuz. kısmen haklısınız. kısmen diyorum. çünkü osmanlı bunu büyük oranda başarmıştı. osmanlı müslüman siyasi birliğinin dışında iran ve doğusunda beş-on müslüman ülke kalmıştı sadece. kaldı ki iran hariç onlar da halifeyi tanıyorlardı. bu "tanıma" bizi bir önceki paragrafın son cümlesine götürür. halifenin vazifesi elbette bir ülkenin başkanı gibi vergi toplamak, medeni kanun'da değişiklik yapmak olmayacaktır. ama mesela aşağıdaki âyetin gereğini yapacaktır.

"eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. eğer dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve adaletli davranın. çünkü allah, adaletli davrananları sever." (hucurat, 49)

âyetin işaret ettiği nato benzeri bir askeri yapı bir farz gibi duruyor, değil mi? buna tabii felaketlerdeki insani yardımları, ticari işbirliğini artırıcı tedbirleri, üniversitelerarası işbirliği, ilh. gibi belki onlarca, belki yüzlerce hususu ilave edebiliriz. hepsi bir anda değil, ama adım adım.

bunlar zor görünüyor olabilir. ama imkânsız değil. abd başarmış, ab başarmış, rf başarmış. bu ihtiyacı ve başarılmasını müslüman ülkelere çok görmek pek iyi niyetli değil. en hafif tabiriyle "öğrenilmiş/edinilmiş çaresizlik" gibi duruyor. size zoru başarın demiyorum elbette. o siyasilerin işi. ama siz bir ünv. hocasısınız, bir münevversiniz, yol göstericisiniz; biraz silkinin, ufkunuzu genişletin. en azından "ya hayr konuşun, veya susun."

ismetsoner
Автор

Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Beni İsrail'i peygamberler (aleyhimusselam) idare ediyorlardı. Bir peygamber ölünce onun yerine ikinci bir peygamber geçiyordu. Ancak, benden sonra peygamber yok. Ama ardımdan halifeler gelecek ve çok olacaklar. " Orada bulunanlar: "(Onlar hakkında) bize ne emredersiniz?" diye sordular. "Önceki biatınıza sadakat gösterin. Onlara haklarını veriın. . Onlar üzerindeki haklarınızı (eda etmedikleri taktirde, kendilerinden değil) Allah'tan isteyin.Zira Allah teala, idareleri altındakilerin hukukunu onlardan soracaktır" buyurdu."

Bu hadis sahih hadistir. Halifelik hakkında ayetler ve hadisler çok. Bırakın İslam'da hilafet var mıdır tartışmalarını hilâfeti inkar etmek bile insanı küfre sokar. Çünkü akaide ters düşersiniz.

tolgacan
Автор

Hocam dur zaten ortalık karışık. Halifelik yoktur falan birde bu işle uğraştırma bizi.

onderamakendineonder