Nâzım Hikmet Ran - Saman Sarısı ( Kendi sesinden )

preview_player
Показать описание
*Crows in the Rain, Now You Can Sleep
**John Atkinson Grimshaw, The Midnight Rendezvous Canvas (1885)
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

I



kapının ötesinde bir kadın gülüyor
sağ elinde kederli bir gül açıldı
ağır ağır
kübalı bir balerinle karşılaştım ikinci katta
karlı pencerelerde
taze esmer bir yalaza gibi geçti
alnımın üzerinden
şair nicolas guillen havanaya döndü çoktan
yıllarca avrupa ve asya otellerinin hollerinde karşılıklı oturup
içtikti yudum yudum şehirlerimizin hasretini
iki şey var ancak ölümle unutulur
anamızın yüzüyle, şehrimizin yüzü
ve koparmış ipini eski kayıklar gibi yüzer
kışın sabaha karşı rüzgarda tahta cumbalar
ve bir saç mangalın küllerinde
uyanır uykudan büyük İstanbulum
iki şey var ancak ölümle unutulur.
kapıcı uğurladı beni gocuğu geceye batık
yürüdüm buz gibi esen yelin ve neonların içinde yürüdüm
vakıt hızla ilerliyordu yaklaşıyordum gece yarılarına
çıktılar önüme ansızın
oraları gündüz gibi aydınlıktı ama onları benden başka gören olmadı
bir mangaydılar
postalları, pantolonları, ceketleri, kolları
kollarında gamalı haç işaretleri
elleri, ellerinde otomatikleri vardı
omuzları miğferleri vardı ama başları yoktu
omuzlarıyla miğferlerinin arası boşluktu
hatta yakaları boyunları vardı ama başları yoktu
ölümlerine ağlanmayan askerlerdendiler.
yürüdük,
korktukları hem de hayvanca korktukları belli
gözlerinden belli diyemem
başları yok ki gözleri olsun
korktukları hem de hayvanca korktukları belli
belli postallarından
korku postaldan belli olur mu?
oluyordu onlarınki
korktukları, hem de hayvanca korktukları belli
korkularından ateş etmeğe de başladılar artsız a, rasız
bütün yapılara, bütün taşıt araçlarına, bütün canlılara
her sese, her kıvıltıya ateş ediyorlar
hatta şopen sokağında mavi balıklı bir afişe ateş ettiler
ama ne bir sıva parçası düşüyor, ne bir cam kırılıyor
ve kurşun seslerini benden başka duyan yok.
ölüler bir SS mangası da olsalar, ölüler öldüremez.
kurşunla da, bıçakla da, avulla da.
ölüler dirilerek öldürüri kurt olup elmanın içine girerek
ölüler bir SS mangası da olsalar, ölüler öldüremez.
ama korktukları, hem de hayvanca korktukları belli.
bu şehir öldürülmemiş miydi kendileri öldürülmeden önce?
bu şehrin kemikleri birer birer kırılıp derisi yüzülmemiş miydi?
derisinden kitap kabı yapılmamış mıydı, yağından sabun, saçlarından
sicim,
ama işte duruyordu karşılarında gecenin ve buz gibi esen yelin içinde
sıcacık bir francala gibi
vakıt hızla ilerliyordu, yaklaşıyordum gece yarılarına
belveder yolunda düşündüm lehlileri
kahraman bir mazurka oynuyorlar tarihleri boyunca
belveder yolunda düşündüm lehlileri
bana ilk ve belki de son nişanımı bu sarayda verdiler
tören memuru açtı yaldızlı ak kapıyı
girdim büyük salona genç bir kadınla
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
ortalıkta da ikimizden başka kimseler yoktu
bir de akvareller, bir de incecik koltuklar kanepeler
bebek evlerindeki gibi
ve sen belki bundan dolayı
bir resimdin açık maviyle çizilmiş, belki bir taş bebektin
belki bir parıltıydın, düşümden damlamış sol mememin üstüne
uyuyordun alacakaranlıkta, alt ranzada
ak boynun uzundu yuvarlaktı
yıllardır böyle derin uykulara dalmışlığın yoktu
ve işte krakof şehrinde kapris barı
vakıt hızla ilerliyor, gece yarılarına yaklaşıyoruz
ayrılık masanın üstündeydi, kahve bardağınla limonatamın arasında
onu oraya sen koydun
bir taş kuyunun dibindeki suydu
bakıyorum eğilip
bir koca kişi gülümsüyor bir buluta belli belirsiz
sesleniyorum
sesini yitirmiş geri dönüyor sesimin yankıları
ayrılık masanın üstündeydi, cıgara paketinde
gözlüklü garson getirdi onu, ama sen ısmarladın
kıvrılan bir dumandı gözlerinin içinde senin
cıgaranın ucunda senin
ve hoşça kal demeğe hazır olan avucunda.
ayrılık masanın üstünde dirseğini dayadığın yerdeydi
aklından geçenlerdeydi ayrılık
benden gizlediklerinde, gizlemediklerinde
ayrılık rahatlığındaydı senin
senin güvenindeydi bana
büyük korkundaydı ayrılık
birdenbire kapın açılır gibi sevdalanmak birilerine ansızın
oysa beni seviyorsun ama bunun farkında değilsin
ayrılık bunu fark etmeyişindeydi senin
ayrılık kurtulmuştu yerçekiminden ağırlığı yoktu,
tüy gibiydi diyemem, tüyün de ağırlığı var
ayrılığın ağırlığı yoktu ama kendisi vardı
vakıt hızla ilerliyor, gece yarıları yaklaşıyor bize
yürüdük, yıldızlara değen ortaçağ duvarlarının karanlığında
vakıt hızla akıyordu geriye doğru
ayak seslerimizin yankıları, sarı sıska köpekler gibi geliyordu
ardımızdan koşuyordu önümüzde
yagelon üniversitesinde şeytan taşlara tırnaklarını batıra batıra dolaşıyor
bozmağa çalışıyor kopernikin araplardan kalma usturlabını
ve pazar yerinde bezzazlar çarşısının kemerleri altında
rock and roll oynuyor katolik üniversitelerle
vakıt hızla ilerliyor, gece yarılarına yaklaşıyoruz
vuruyor bulutlara kızıltısı nova hutanın
orda köylerden gelen genç işçiler
madenle beraber ruhlarını da alev alev
döküyor kalıplara
ve ruhların dökümü madenin dökümünden bin kere zordur

dusselkomedya
Автор

Bir İsmet Özel bir Nazım dinlemekten ciğer kalmadı

oguzhanseker
Автор

insanın içindeki huzuru paramparça eden bir huzur veriyor

ahbeyazkaya
Автор

Muazzam duygu dolu bir şiir, gözlerim doldu büyük usta Nazım Hikmet huzurla uyu.

jackz.
Автор

"İki şey var ancak ölümle unutulur:
anamızın yüzü ve şehrimizin yüzü."
ikisinden de 1300 kilometre uzaktayken o kadar anlamlı ki

muhammedhasanguc.
Автор

Ah yüreğe dokunan şiir, ruhu okşayan şair

sukran_ayhan
Автор

10:46 dan sonra başka bir boyuta geçiyor.

yemrebal
Автор

saçları saman sarısı, kirpikleri mavi

burhanhichmet
Автор

ne korkunç bir adamsın

adımlarını ölçemiyorum

nazım hikmet

b.hakanisk
Автор

korkunç bir adamsın

sesini ışıģıni biliyorum

b.hakanisk
Автор

Şiir "Saman Sarısı"vın tamamı değil. Dünyanın en büyük şairlerinden biri olan, büyük değerimiz Nazım Hikmet'e yapılır mı bu? Hem bu şiir dünyanın en güzel şiiri. Açıklama eklesin lütfen yer verenler. @MehmetAli_Kutlu

mehmetalikutlu
Автор

Arasıra dinlemek zamanın yıprattığı bazı duyguları tamir ediyor, yeniden yerine yerleştiriyor. Onbeş günde bir dinlerim.

ibrahimunlu
Автор

Bu şiiri 19 yaşında dinlemek haz veriyor

lokmanceyhan
Автор

Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? İşin kolayına kaçmadan ama...

abimopectoree
Автор

Solaris

Medar umdum
Yalnızlığını adımlarken sokaklarının,
Gecelerinden.

O metruk yerde buldum seni,
Fırtınadan ürkmüş çocuktun.

Yıllar mı geçti aradan?

Dönüyorum denize varmadan
Müzik dalgadır diyorum
-heyecanla-
Gözlerinin rengi de …

Yararı yok …

Orada bakışın,
Ben
Tutsak
Şaşkın
Dönüyorum denize varmadan
Çaresiz …

Yıllar mı geçti aradan?

20.07.1987, Kenan Öztürk

OrganelBMİLtdŞti
Автор

Ayrılık masanın üstündeydi kahve bardağıyla limonatanın arasında onu oraya sen koydun

cansuduyar
Автор

Bu şiiri buraya yüklediğiniz için size sonsuz teşekkürler. Huzur içinde uyu, büyük şair.💙

AzizaMagsudlu
Автор

Ve sen belki bundan dolayı, bir resimdin açık mavi ile çizilmiş ❤

caglarcalcalioglu
Автор

Ne zaman geliceksin artık be admin, çok oldu bir tane proje ile gelmeyeli... Belki bı kurtarış olurdu benim için

prep_p
Автор

Alışmış olsam gerek en kısa sürede yeni bir projede görüşürüz umarım, fazla bekletme beni

prep_p