filmov
tv
Allah, neden fakirlere yardım etmiyor? / Kerem Önder
Показать описание
Allah, neden fakirlere yardım etmiyor? / Kerem Önder
فَاَمَّا الْاِنْسَانُ اِذَا مَا ابْتَلٰيهُ رَبُّهُ فَاَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ
﴾فَيَقُولُ رَبّ۪ٓي اَكْرَمَنِۜ ﴿١٥
“İnsana gelince, rabbi ona imtihan için ikramda bulunduğunda ve onu nimetlere boğduğunda, "Rabbim bana ikram etti" der (mutlu olur).” (Fecr 15)
"Soru: Cenâb-ı Hak, “Feekramehu” buyurunca, O'nun ona ikram ettiği ve bunu yaptığı anlaşılmaktadır. Ama daha sonra Cenâb-ı Hak, insanın, "Rabbim bana ikram etti" dediğini nakledince, böyle demesinden dolayı (sanki) insanı kınamış oluyor... Binâenaleyh, bu iki durumun arası nasıl telif edilebilir?
Cevap: "İnkârı ifade eden kelimenin, yani “Kellâ” ifâdesinin Cenâb-ı Hakk'ın sadece, "Rabbim bana ihanet etti" ifadesiyle ilgili bir ifade olduğu niçin söylenemesin? Biz, bu ifadenin, her ikisiyle birden alakalı bir ifade olduğunu kabul etsek bile, ne var ki bu konuda şu üç izah yapılabilir:
1) O, bu ikramda, bir hak edişin olduğuna inanmaktadır.
2) Allah'ın nimetleri mal-mülk elde etmezden önce de mevcut olup, bunlar, beden ve akıl selameti ile, din nimetidir. Binâenaleyh, bu kimse, ancak mal mülk elde ettiğinde nimetleri itiraf edince, biz, onun bu itirafından gaye ve maksadının, Allah'ın nimetlerine şükretme değil, tam aksine, elde ettiği dünyalık mal ve çoluk-çocuk ile laflanma, onlarla övünme olduğunu anlamış bulunuyoruz.
3) Kişinin, dünya nimetleriyle laflanması ve ahiret nimetlerinden yüz çevirmesi, bu kimsenin, öldükten sonra dirilmeyi inkar ettiğini göstermektedir. Bu sebeple de hiç şüphesiz, Cenâb-ı Hakk'ın naklettiği söyleşi bir zemme müstehak olmuştur: Çünkü Cenâb-ı Hak bu kimseler hakkında da, "O nefsine zulümde berdevam olarak bağına girdi, dedi ki: "Bunun ebediyete kadar helak olacağını zannetmiyorum. Kıyametin de kopacağını sanmıyorum. (Ama, senin iddiana göre) eğer ben Rabbime döndürülüp götürülürsem, andolsun, bundan daha hayırlı bir akıbet bulurum. Arkadaşı, ona cevap vererek dedi ki: "Seni (evvela) bir topraktan, sonra da bir damla sudan yaratıp, seni tekrar bir adam seviyesine getiren Allah'ı inkar mı ettin?!" (Kehf, 18/35-37) buyurmuştur.” Fahreddin Razi, Tefsir
Allah'ın adâleti
Mûsâ aleyhisselâm bir fakiri gördü. Giyeceği olmadığı için kumun içine girmişti. Mûsâ aleyhisselâma, "Bana duâ et, Cenâb-ı Hak bana yetişecek dünyalık versin, çünkü zaruretten bittim." dedi. Mûsâ aleyhisselâm duâ edince, Allahü teâlâ ona dünyalık verdi. Mûsâ aleyhisselâm birkaç gün sonra o fakiri, yakalanmış ve kalabalık halk, onun başına toplanmış olarak gördü. Sebebini sorduğunda dediler ki:
"Bu adam şarap içmiş, kavga etmiş, birisini öldürmüş. Şimdi onu kısas yerine götürüyorlar."
Mûsâ aleyhisselâm Allahü teâlânın adaletine bir kere daha îmân ve bu cüretinden dolayı istiğfar etti ve meâlen şu âyet-i kerimeyi okudu:
"Allah, kullarına (tümüne birden) rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde mutlaka azgınlık ederlerdi." Şûrâ 27
Her şeyin yaratıcısı olan Allahü teâlâ, herkese lâyık olduğu şeyi vermiştir. Seni zengin etmeyen, sana münasip olanı senden daha iyi bilir. Miskin kedinin eğer kanadı olsaydı, dünyadan serçenin neslini kaldırırdı. Öküzdeki iki boynuz eğer merkepte olsaydı, kimseyi yanına sokmazdı.
* Her musibet gelip geçicidir!
* Sınav atlatırken ne haldesin?
* Sınavın nerden olacağını Allah belirler
* Musa as ile fakir adamın konuşması
* Türkiye'de ilk öğretimi bitirmemiş zenginler var
فَاَمَّا الْاِنْسَانُ اِذَا مَا ابْتَلٰيهُ رَبُّهُ فَاَكْرَمَهُ وَنَعَّمَهُ
﴾فَيَقُولُ رَبّ۪ٓي اَكْرَمَنِۜ ﴿١٥
“İnsana gelince, rabbi ona imtihan için ikramda bulunduğunda ve onu nimetlere boğduğunda, "Rabbim bana ikram etti" der (mutlu olur).” (Fecr 15)
"Soru: Cenâb-ı Hak, “Feekramehu” buyurunca, O'nun ona ikram ettiği ve bunu yaptığı anlaşılmaktadır. Ama daha sonra Cenâb-ı Hak, insanın, "Rabbim bana ikram etti" dediğini nakledince, böyle demesinden dolayı (sanki) insanı kınamış oluyor... Binâenaleyh, bu iki durumun arası nasıl telif edilebilir?
Cevap: "İnkârı ifade eden kelimenin, yani “Kellâ” ifâdesinin Cenâb-ı Hakk'ın sadece, "Rabbim bana ihanet etti" ifadesiyle ilgili bir ifade olduğu niçin söylenemesin? Biz, bu ifadenin, her ikisiyle birden alakalı bir ifade olduğunu kabul etsek bile, ne var ki bu konuda şu üç izah yapılabilir:
1) O, bu ikramda, bir hak edişin olduğuna inanmaktadır.
2) Allah'ın nimetleri mal-mülk elde etmezden önce de mevcut olup, bunlar, beden ve akıl selameti ile, din nimetidir. Binâenaleyh, bu kimse, ancak mal mülk elde ettiğinde nimetleri itiraf edince, biz, onun bu itirafından gaye ve maksadının, Allah'ın nimetlerine şükretme değil, tam aksine, elde ettiği dünyalık mal ve çoluk-çocuk ile laflanma, onlarla övünme olduğunu anlamış bulunuyoruz.
3) Kişinin, dünya nimetleriyle laflanması ve ahiret nimetlerinden yüz çevirmesi, bu kimsenin, öldükten sonra dirilmeyi inkar ettiğini göstermektedir. Bu sebeple de hiç şüphesiz, Cenâb-ı Hakk'ın naklettiği söyleşi bir zemme müstehak olmuştur: Çünkü Cenâb-ı Hak bu kimseler hakkında da, "O nefsine zulümde berdevam olarak bağına girdi, dedi ki: "Bunun ebediyete kadar helak olacağını zannetmiyorum. Kıyametin de kopacağını sanmıyorum. (Ama, senin iddiana göre) eğer ben Rabbime döndürülüp götürülürsem, andolsun, bundan daha hayırlı bir akıbet bulurum. Arkadaşı, ona cevap vererek dedi ki: "Seni (evvela) bir topraktan, sonra da bir damla sudan yaratıp, seni tekrar bir adam seviyesine getiren Allah'ı inkar mı ettin?!" (Kehf, 18/35-37) buyurmuştur.” Fahreddin Razi, Tefsir
Allah'ın adâleti
Mûsâ aleyhisselâm bir fakiri gördü. Giyeceği olmadığı için kumun içine girmişti. Mûsâ aleyhisselâma, "Bana duâ et, Cenâb-ı Hak bana yetişecek dünyalık versin, çünkü zaruretten bittim." dedi. Mûsâ aleyhisselâm duâ edince, Allahü teâlâ ona dünyalık verdi. Mûsâ aleyhisselâm birkaç gün sonra o fakiri, yakalanmış ve kalabalık halk, onun başına toplanmış olarak gördü. Sebebini sorduğunda dediler ki:
"Bu adam şarap içmiş, kavga etmiş, birisini öldürmüş. Şimdi onu kısas yerine götürüyorlar."
Mûsâ aleyhisselâm Allahü teâlânın adaletine bir kere daha îmân ve bu cüretinden dolayı istiğfar etti ve meâlen şu âyet-i kerimeyi okudu:
"Allah, kullarına (tümüne birden) rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde mutlaka azgınlık ederlerdi." Şûrâ 27
Her şeyin yaratıcısı olan Allahü teâlâ, herkese lâyık olduğu şeyi vermiştir. Seni zengin etmeyen, sana münasip olanı senden daha iyi bilir. Miskin kedinin eğer kanadı olsaydı, dünyadan serçenin neslini kaldırırdı. Öküzdeki iki boynuz eğer merkepte olsaydı, kimseyi yanına sokmazdı.
* Her musibet gelip geçicidir!
* Sınav atlatırken ne haldesin?
* Sınavın nerden olacağını Allah belirler
* Musa as ile fakir adamın konuşması
* Türkiye'de ilk öğretimi bitirmemiş zenginler var
Комментарии