Ne Yapabilirim? | Yeni Köye Eski Adetler | 27.Bölüm

preview_player
Показать описание
.Yaşadığımız zorlu günler devam ederken en kritik sorulardan birisi olan "Ne Yapabilirim?" sorusunun da önemi her geçen gün artıyor. Gün geçtikçe azalan motivasyonlarımız karşısında kendimizi daha çaresiz hissetmemek adına yeniden ve daha güçlü bir şekilde ne yapabilirim diye sormaya ihtiyacımız var. Bu nedenle AçıkBeyin olarak her fırsatta yeniden Ne Yapabiliriz? diye soruyoruz.

AçıkBeyin'e Katıl!:

gibi videolarımızı görmek ve takip etmek istiyorsan kanalımıza abone olmayı ve zili açmayı unutmayın;

Önce kendimizin sonra da toplumun olumlu ve faydalı yönde dönüşümüne katkı sağlamak için buradayız…

AçıkBeyin Eğitim ve Danışmanlık
''Kendine İyi Bak... Göreceksin!''

Daha fazla bilgi için:
0 (216) 356 49 69

Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

İşte bu ben ne yapabilirim. Sosyal devlet bunu gerektirir. Organize olmak, sistemli bir şekilde Türk devletinin gücünü ortaya çıkarabilecek gerçekten güzel insanlarımız var. Gelecek için umutsunuz. Fikirleriniz ruhumu aydinlatti

aynurataoglukaradag
Автор

"Okulu, ışığı sönmeyen yerlere çevirelim "ve''Çocuk görev gücü" fikrinizi İki milyon iyi insandan biri olarak muhteşem bir projeye dönüştürülebilir buldum . Tebrikler...

ruyaayanoglu
Автор

Fikirleriniz gerçekten çok önemli olsa da bir çok akrabası depremden direkt etkilenmiş biri olarak şu anki koşullarda size katılamadığım konular var.

Teyzem 30 yılın üzerinde Adıyaman'da anasınıfı öğretmeni olarak çalışıyordu. Mesleğini çok seviyor. Depremle birlikte evleri ağır hasar gördüğü için depremde Adıyaman'dan çıkmak zorunda kaldılar. Ben teyzemle konuştuğumda onun ya emekli olmasını ya da tayin istemesini öneriyorum. Adıyaman'da okul açılsa ve görevine dönse kendisi belki dengeli olsa da biz onu sevenler dengede olamayız. Bunun nedeni de başka akrabalarımızın deprem nedeniyle bina göçükleri altından zamanında çıkarılamadığı için ölmüş olmaları.

Kuzenim de Adıyaman'da öğretmen ikinci depremde evi tamamen yıkıldı. Çocuklarının ve kendinin Adıyaman'da yaşayabileceği güvenli bir yer yok.

Öğretmenlerde insan ve onlarda bu depremden travma ile çıktılar. Onlardan da evlerini kaybedenler ve sevdikleri vefat edenler oldu. Her biri acının türlü türlü halini yaşadılar. Bir toplumun tüm geleceğinin yükünü öğretmenlerin ya da sağlık çalışanlarının sırtına yüklememeliyiz. Onlarında sadece kendi hayatlarını düşünme özgürlüğü olması gerekiyor.

Geleceğe dair okullar güçlendirilmeden ya da şehirler inşa edilmeden şimdiki koşullarda deprem bölgesinde okullar açılmalı deniliyorsa o zaman o bölgede hizmet verecek öğretmenler bu hizmeti vermeyi gerçekten istiyor mu buna göre harekete geçilmeli. Diğer bölgelerden öğretmenler gönüllü olarak Milli Eğitim Bakanlığına başvurup, gidip o bölgede fiziksel olarak eğitim verebilecek psikolojik ve fiziksel dayanıma sahipse gidip vermeli. Travması olan öğretmen travması olan öğrenciyle sağlıklı bir iletişimde olamaz. Ben çocukken yaşadığım şehirde toplumsal bir travma yaşanmamış olsa da kardeşimin öğretmeni eşi ile yaşadığı sorunları yönetemediği için sınıfta tüm öğrencileri sebepsiz yere dövüp, şiddet uyguluyordu. Bunu da idare bilmesine rağmen hiç bir şey yapmadılar. Kardeşim zeki olmasına rağmen yaşadığı bu travma nedeniyle hiçbir zaman okulla sağlıklı bir bağ kuran birey olamadı. Şu an yaşanan büyük bir toplumsal travma var. Bu travmayı öğretmenler kendi içinde yönetmenin yolunu buldular mı ya da onlara bu yönde bir destek verildi mi? Bu konulara göre fiziksel hizmet oluşturulmalı.

Ben 1995 yılında üniversite sınavına girdim. Annemin ısrarlarına rağmen ben öğretmenlik ve tıp fakültesinden tercih yapmadım. Yapmama nedenim köylerde hizmet verebilecek dayanımda olmamamdı.

Öğretmenliği sadece meslek olduğu için seçmiş olan öğretmenlere de bu seçimlerine hepimiz saygı duymalıyız. Onun hayatını feda etmesini ya da kendi dengesini kurmadan aşırı verici olmasını beklememeliyiz. Hepimiz kendi özel hayatına zaman ayırma hakkına sahibiz.

Toplum olarak birey yetiştirmenin sorumluluğunu çoğumuz almayıp, tüm sorumluluğu öğretmenlere yüklemeyi ben doğru bulmuyorum. Bunu hem kriz anları için söylüyorum hem de hayatın normal akışı zamanları için.

Benim hayatımın iyi ve kötü yönde şekillenmesine etki eden eğitim hayatımda çok öğretmenim oldu. Özellikle kötü etkisi olanları yaşadığım zamanda yargılasam da olgunlaşmaya başladığımda onun da kendince sebepleri olacağını fark etmeye başladım.

Bu süreçte yapılacak çok şey olsa da yapılacakların büyük bir kısmı bir gruba yüklenmemeli. Eğer böyle olursa, gelecek 10 yıllarda yeniden sorunlarla yüzleşmeye başlayacağız. İlk adımımız bana göre 5 yaşındaki çocuktan başlayarak, her yaşın kendine ait hayatta kalma ve toplumsal birey sorumluluğu ona öğretilmeli. Birilerinin bir şey yapmasını beklemeden kaosu dengeye getirecek inisiyatifleri alarak saygı ile hayatta kalmak ve yaşamı sürdürme bilgisini 5 yaşından 120 yaşına ya da en yaşlımıza kadar edindirmeliyiz.

YaseminDeryaMetinRuhsalRehber
Автор

Sizi her dinlediğimde " iyki varsınız hocam " diyorum bununla birlikte bende kendi " ben ne yapabilirim " ime odaklanıyorum.

fakiyebereket
Автор

Yalnız bu 2 milyon iyi insanın hayat standartları çok önemli. Asla göz ardı edilmemeli. Aksi halde 2 milyon iyi insanın belki yarısı o afetin mağduru olur! Bu iyi insanları koruyup kollayacak bir otorite var mı peki sizce!? Asıl öncelikli konu bu!

arifkuyucu
Автор

Bende bir okul öncesi öğretmeniyim.Ben bakaci miyim feryadı okul öncesinin gerek sınıf öğretmenleri, gerek veliler tarafından eğitim verilmeyen iki oyun oynatıp eve gönderilen, çocukların avutulduğu, aileleri isdeyken bırakacak yerleri olmadığı için istenildiği bir birim olarak görülüyor.Tum okul öncesi ogretmenlerine dokunan bu bence.Bende gerek pandemide gerek afet durumunda şunu dedim okul öncesi madem yanlizca bakım olarak görülüyor bakanlık tarafından da, o zaman bu bölümün universiteleri kapatilsin. Bu işin eğitimi olmasın, herkesin yaptığı vasıfsız bir meslek haline getirilsin!!!

fadimeyucel
Автор

"Rehber benim" kitabı var Ziya Selçuk'un bunu okumamız lazım.
Sınıfı bir şef gibi yöneten öğretirken moderatör olmayı başaran öğretmenin meslek algısı oturur ileriye güvenle bakar.
Biz öğretmenler işimizi unutmuş ise yaramaz bir pozisyona itilmiş vaziyetteyiz. Dolayısıyla bakıcılıkta yapamıyoruz hiç bir işe de yaramıyoruz.
Suçlu kim? Diye sorup düşünmek/düşündürmek zorundayız.

fentolga
Автор

Her ne kadar "Ben bakici miyim" diye soran ögretmenler olsa da Allah muhafaza olasi bir afet karsiliginda kendisine aglayarak siginmak icin, veya yardim istemek icin gelen hic bir cocugu sahiplenmeyecegini sahsen düsünemiyorum. Zira aksi taktirde vicdan tamamen ölmüs demektir.

Emeklerinize saglik degerli hocalarim

nazimkeskin
Автор

Öğretmen evet bazen bakıcıdır. Misal isveç'te bazı belediyelerde gece 11'e kadar açık olan Türkçesi; aktivite merkezi diye adlandıracağımız okullara bağlı birimler var. Gece geç saate kadar çalışan ebeveynlerin çocukları veya arkadaşlarıyla vakit geçirmek isteyen çocuklar o binaya gidip, el işinden, film izlemeye, masa tenisi oynamaktan, ders çalışmaya ....kadar bir dolu aktivite yapıyor. Ve burada görevli yardımcı öğretmenler veya diğer branşlardaki usta eğiticiler görev yapıyor. Afet mevzu bahis olduğunda neden böyle bir görevlendirme yapılmasın ki? Ülkede bir dolu dramacı, PDR'ci, sanat öğretmeni, sanatçı...var. NEDEN?

dilangucer
Автор

Bir psikolojik danışman olarak ben de varım bu görevde.

mistefa
Автор

Ben bakıcımıyım diyen öğretmen sizce o durumlarda bir çocuğa ne kadar faydalı olabilir.daha fazla travma yaşatmasın🤔

serpilsavran
Автор

Okullar ileriki yıllar için şimdi ki devletleşmedir. Öğretmenler de sınıflarının cumhurbaşkanlarıdır. Öğretmenler çocuklara her türlü şeyi öğretmekle mükellefse, öğrenciler de başlarındaki öğretmenlere uymak zorundadır. Şimdilerde ne görüyoruz, Öğretmenlerini videoya alıp suç duyurusunda bulunmak. Bunu yaparken kendisinin ne yaptığı gerçeğini de hem kendisi hem ailesi göz ardı ediyor. Öğretmenler çocuklar için evlerinin dışındaki okullarda ANNE BABA statüsündedir. Dolayısıyla hiç bir öğrenci Öğretmenine karşı gelmemelidir. Ev de anne babasına karşı gelen çocuklar dışında. Böyle olan öğrencileri de anne babaları düşünsün...
Şunu da unutmamak gerekir ki, hiç bir öğretmen, öğrencisine sırf ego tatmini için veyahut psikopat öğretmen olduğu için bağırıp çağırmaz hakaret etmez veyahut vurmaz. Kesinlikle öğrencisinde problem vardır. En azından yüzde 95'lik kısımda bu böyledir.

ersadgeylani
Автор

Düşünce gücüyle dış görünüş değişirmi göz rengini, kilo, boy vs teşekkürler ✨

miyavsu
visit shbcf.ru