CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Genç İstihdam Çalıştayı'nda konuştu

preview_player
Показать описание
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, " Türkiye'nin kaderini ben belirlemeyeceğim. Benim yaşıtlarım da belirlemeyecek. Türkiye'nin kaderini 6 milyon 300 bin genç belirleyecek." dedi.

Kılıçdaroğlu, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Genç İstihdam Çalıştayı"nda yaptığı konuşmada, gençleri ve yaşadıkları sorunları dinlemek istediğini belirterek çözüm konusunda halkın kendisine verdiği yetkiyi sorunları dinleyerek kullanması gerektiğini söyledi. Bir anne ve baba için evladının işsiz kalmasının "derin bir acı" olduğunun farkında olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bunu yaşayan yakınlarım, akrabalarım, dostlarım var. Dolayısıyla içinde bulunduğunuz tabloyu sizin kadar acı yaşamasam bile farkındayım." diye konuştu.

Gördüğü en temel sorunlardan birinin, gençlerin özgürce yaşamak istemesi olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Düşüncelerine bir başkasının müdahale etmesini istemiyorlar. Rahatlıkla sosyal medyada siyaset kurumuna eleştiriler yapmak istiyorlar. Bir siyasetçinin alkışa değil, sağlıklı ve tutarlı eleştiriye ihtiyacı vardır. Bizim göremediğimizi gençler görebilirler. Bizim fark edemediğimizi gençler fark edebilirler. Bizim yaşamadığımızı gençler yaşıyorlar. O zaman gençlerin siyaset kurumuna yönelik eleştirilerinin bizim açımızdan ne kadar değerli olduğunun farkına varmalıyız." dedi.

Krizden çıkmanın yolunun "dört ayaklı bir stratejiyi" uygulamak olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Bu dört ayaklı stratejiye sizlerin destek vermesi lazım. Bunun birinci ayağı demokrasidir, düşünce özgürlüğüdür, yargı bağımsızlığıdır. Eğer düşünceyi ifade özgürlüğü yoksa hiçbir sorunu tartışamayız. Düşünce özgürlüğü olacak ki düşünceyi ifade edebilmeliyiz ki sorunları özgürce tartışabilelim. Yargı bağımsız olmalı ki birilerinin talimatıyla hakim bizleri içeri atmasın. Demokrasi olmalı ki sabahın köründe gençlerin kapılarını polis kırıp içeri girmesin. Bunlar olmadığı takdirde ülkeyi büyütemez, geliştiremezsiniz. İstihdam alanı yaratamazsınız."

"İşi ehline vermek, torpile son vermek demektir"

Demokrasinin aynı zamanda "devlette liyakat" demek olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"İşi ehline vermek, torpile son vermek demektir. Üniversite sınavında başarılı sonuçlar elde edip üniversiteyi bitirip, KPSS'de güzel sonuçlar elde edip, hatta Türkiye derecesine girip, mülakatta eleniyorsa bir kişi, hepimizin oturup düşünmesi lazım. Bu düzeni bizim değiştirmemiz gerekiyor. Çarpık bir düzenle ülkeyi büyütemezsiniz. Çarpık bir siyasal anlayışla ülkeyi kalkındıramazsınız, büyütemezsiniz. Demokrasi aynı zamanda can ve mal güvenliği demektir. Demokrasinin olmadığı hiçbir ülke büyümemiştir ve gelişmemiştir. Demokrasinin olmadığı ülkede, o ülkenin evlatları geleceklerini hep yurt dışında aramışlardır. İkinci ayak, Türkiye'nin üretmesi lazım. Bir ülkenin gücü üretimden beslenir. Üretirseniz güçlüsünüz. Üretirseniz dünyada saygınlığınız olur. Üretim sadece fabrikada mal üretmek değildir. Tarlada, fabrikada, edebiyatta, hizmet sektöründe üreteceksiniz. Her alanda üreteceksiniz. Ülkeyi saygın kılacaksınız. Bu ancak düşünceyi ifade özgürlüğünün olduğu ülkelerde olabilir. Baskının olduğu otoriter yapıların olduğu yerlerde insanlar düşüncelerini özgürce ifade edemezler. Sansür düşünceyi kısıtlamadır. Düşünceyi ifadeyi kısıtlamadır. Türkiye'nin üretmesi lazım."

Üretmenin ekonomik bağımsızlığın temel noktası olduğunu ve siyasal bağımsızlığın ekonomik bağımsızlık ile güçlendirileceğini belirten Kılıçdaroğlu, aksi halde siyasi bağımsızlığın da tehlikeye gireceği uyarısında bulundu. Üretimin sadece bir kavram olmadığının altını çizen Kılıçdaroğlu, "Eğer katma değeri yüksek ürün üretemiyorsanız, dünyada söz sahibi olamazsınız. Elinizde taşıdığınız cep telefonları, katma değeri yüksek bir üründür." ifadelerini kullandı.

"Benim sorumluluğum sizden daha fazla"

"Üniversiteyi bitiren bir gencin babasından, annesinden harçlık istemesi, arkadaşlarıyla buluşamaması, hele baba işsizse çok daha dramatik tabloları biliyoruz." diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Her birimizin sorumluluğu var. Benim sorumluluğum sizden daha fazla. Sosyal devlette eğer bir üniversite öğrencisi ailesinin geliri yetersiz ve kamudan yardım alıyorsa sigortalı bir işi olmadığı sürece ondan paranın istenmesi asla doğru değildir ve bunu kaldıracağız zaten. Evlatlarımız üniversiteye gitsinler diye çaba harcıyoruz, mali durumu iyi olmayan ailelerin evlatlarına belli bir kredi veriyoruz, çocuk okuldan mezun oluyor, iş bulamıyor, parayı faiziyle beraber istiyorsunuz. Devlet gençlere karşı tefecilik yapmaz. Böyle bir kural yoktur. Bunu kaldıracağım. Ancak bir işe girer, sigortalı olarak çalışır. Asgari ücret değil, asgari ücretin üstünde bir gelir elde ederse o zaman taksitle anaparayı alabilirsiniz. Asgari ücretle başlamışsa hangi parayı isteyeceksiniz? Zaten geçimini onunla sağlıyor. Bunu bütün arkadaşlarınıza anlatmanızı isterim."
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Habertürk TV YouTube hesabına “Abone” olarak, güncel haberleri ve tarafsız yorumları takip edebilirsiniz. Bağlantıya tıklayarak “Habertürk TV” YouTube hesabına abone olabilirsiniz.

haberturktv