filmov
tv
Çevre İç Lagün Sahası Çorum-İskilip Yolu Uzun Karayolu Köprüsü 4K

Показать описание
ISBN 978-605-88104-0-2
Çevre İç Lagün Sahası Çorum-İskilip Yolu Uzun Karayolu Köprüsü 4K
Her köprünün alt tarafı başlı başına bir ekosistem dünyasıdır. Çorum-İskilip Karayolu üzerinde, 1.250 metre uzunluğundadır. İskilip-Çorum Karayolu’nun 15. kilometresindeki eski mevcut köprü, Kızılırmak Nehri üzerine yapılan enerji üretimi ve sulama amaçlı Obruk Barajı’nın oluşturduğu göl suları altında kalmıştır, şimdi suların az olduğu dönemde insanlar üzerinde balık tutuyorlar.
Obruk Barajı’nın yapımından sonra 55 kilometrelik İskilip-Çorum Karayolu’nun yeni bağlantı yapılması halinde 24 kilometre daha uzatılması gerektiği ve bu durumun ekonomiye yük getireceği hesaplandığında, bu nedenle baraj gölünün, ilçe ile il arasındaki mesafesinin korunarak, 1.250 metre uzunluğunda yüksek ayaklı bu köprüyle geçilmesi için inşa edilmiştir.
Köprünün, hizmete girmesiyle, Sakarya Viyadüğü ve Edirne Uzun Köprü’nün ardından Türkiye’nin 3. büyük köprüsü olmuştur. Obruk Barajı üzerinde inşa edilen köprü, harika mühendislik eseridir.
Kızılırmak İskilip Köprüsü altı ve çevresi önemli bir karasal iç lagün ve sazlıklı sulak alandır. Alan henüz Ramsar alanı kapsamında değildir. Ancak çok değerli yaban hayatı sahasıdır. Çok farklı su kuşları yaşamına ev sahipliği yapmaktadır.
Köprü sahasında göl, nehir, bataklık, sazlık, orman, kumul, çayır, mera ve tarım alanı habitatları bir arada bulunur. Besin maddelerinin çokluğu ve iklimin uygun olması biyoçeşitliliği zenginleştirmiştir. Sahada bulunan derinlik ortalaması değişkendir. İlkbaharda sular yükseldiğinde kıyı çizgileri izleri asıl konumuna gelir ve derinlik artar.
Köprü sahasında karasal sazlıklı iç lagünler Kızılırmak’ın getirdiği alüvyonlar sonucu sular azaldığında göl ile bağlantısı kesilen su kütlelerinden oluşur. Asıl önemli olanlar, bu alüvyal düzlük Kızılırmağın getirdiği alüvyonların biriktirmesi sonucunda oluşmuştur.
Köprü sahasında doğu ve kuzey kısımları, kıyıdan setlerle ayrılmış marş ve iç lagün özelliği gösteren birtakım göller ve bataklıklar bulunmaktadır. Bunlar sığ göller ve sazlıklar olup yağışın azaldığı devrelerde alanları küçülmektedir. Buradaki lagün ve sazlıkların oluşumu ve gelişimi zannedildiği gibi basit değildir.
Güneye doğru birtakım basamakların varlığı sahanın kuaterner esnasında birtakım safhalar halinde gelişimler gösterdiğini, karasal alanın östatik hareketlerinin bunda önemli bir rol oynadığını ortaya koyar. Zaman içindeki depremsel safhalar yarılmalara, interglasial safhalar ise alüvyon birikimlere sahne olmuştur.
Ova, bugünkü şeklini Flandriyen transgresyonundan sonra almıştır. Yani, en önemli gelişim, halosende son 10 000 yıl içerisinde vuku bulmuştur. Sonuç olarak birbirine komşu olan Yeşilırmak ve Kızılırmak delta ve alüvyon sahalarının gelişimleri esas olarak kuaternerin son devirlerinde hızlanmış, ovalık ve delta alanları bugünkü şeklini almıştır.
Köprü sahasında; kamış, saz, hasırotu, su sümbülleri ve yer yer nilüferler görülür. Kumul sahalarda, sütleğen, sığırkuyruğu, görülür. Çalı türlerinden mersin, kocayemiş, defne, şimşir, ormangülü, süpürgeotu, çıkırgın ve kızılcık yaygın olduğu alanlar bulunur.
Tamamen alüvyonlardan oluşmuş bulunan saha alanı içerisinde yer yer yükseklikleri 10m aşan sabit ve hareketli kumullar vardır. Lagün bölgelerinde gölden doğal kumul setleri ile ayrılmış küçük gölcükler veya bataklıklar bulunmaktadır.
Kızılırmak yatağında ve vadilerde menderesler çizerek bu muhteşem oluşumları meydana getirmiştir. Tüm sahalar pliyosen aşınım yüzeyidir. Üzerinde flüvyal çıkıntı ovaların depolarının bulunduğu bu yüzey daha sonraki safhada suların çekilmesi dolayısıyla kaide seviyesinin yarılması ile parçalanmış, yarılmış ve büyük bir kısmı ortadan kalkmıştır.
Bunu takip eden regresyonlarda bu kazılan, aşınan kısımlar tekrar alüvyonlarla dolmuş daha sonraki yeni öksin regresyonu ile bu dolguda parçalanmıştır. Flandriyen transgresyonu ile de bugünkü iç lagünsel sahalar oluşmuştur.
---------------------------------------------
Kamera/Metin Yazım : Mehmet SÖKMEN
Seslendirme : Rüksan Atak SÖKMEN
Çekim Tarihi : 04.08.2017
Prodüksiyon Yapım Tarihi: 06.08.2022
Video Prodüksiyon Yapım, Yayın Ve Yönetmeni: Mehmet SÖKMEN - 0532 525 84 93
Çevre İç Lagün Sahası Çorum-İskilip Yolu Uzun Karayolu Köprüsü 4K
Her köprünün alt tarafı başlı başına bir ekosistem dünyasıdır. Çorum-İskilip Karayolu üzerinde, 1.250 metre uzunluğundadır. İskilip-Çorum Karayolu’nun 15. kilometresindeki eski mevcut köprü, Kızılırmak Nehri üzerine yapılan enerji üretimi ve sulama amaçlı Obruk Barajı’nın oluşturduğu göl suları altında kalmıştır, şimdi suların az olduğu dönemde insanlar üzerinde balık tutuyorlar.
Obruk Barajı’nın yapımından sonra 55 kilometrelik İskilip-Çorum Karayolu’nun yeni bağlantı yapılması halinde 24 kilometre daha uzatılması gerektiği ve bu durumun ekonomiye yük getireceği hesaplandığında, bu nedenle baraj gölünün, ilçe ile il arasındaki mesafesinin korunarak, 1.250 metre uzunluğunda yüksek ayaklı bu köprüyle geçilmesi için inşa edilmiştir.
Köprünün, hizmete girmesiyle, Sakarya Viyadüğü ve Edirne Uzun Köprü’nün ardından Türkiye’nin 3. büyük köprüsü olmuştur. Obruk Barajı üzerinde inşa edilen köprü, harika mühendislik eseridir.
Kızılırmak İskilip Köprüsü altı ve çevresi önemli bir karasal iç lagün ve sazlıklı sulak alandır. Alan henüz Ramsar alanı kapsamında değildir. Ancak çok değerli yaban hayatı sahasıdır. Çok farklı su kuşları yaşamına ev sahipliği yapmaktadır.
Köprü sahasında göl, nehir, bataklık, sazlık, orman, kumul, çayır, mera ve tarım alanı habitatları bir arada bulunur. Besin maddelerinin çokluğu ve iklimin uygun olması biyoçeşitliliği zenginleştirmiştir. Sahada bulunan derinlik ortalaması değişkendir. İlkbaharda sular yükseldiğinde kıyı çizgileri izleri asıl konumuna gelir ve derinlik artar.
Köprü sahasında karasal sazlıklı iç lagünler Kızılırmak’ın getirdiği alüvyonlar sonucu sular azaldığında göl ile bağlantısı kesilen su kütlelerinden oluşur. Asıl önemli olanlar, bu alüvyal düzlük Kızılırmağın getirdiği alüvyonların biriktirmesi sonucunda oluşmuştur.
Köprü sahasında doğu ve kuzey kısımları, kıyıdan setlerle ayrılmış marş ve iç lagün özelliği gösteren birtakım göller ve bataklıklar bulunmaktadır. Bunlar sığ göller ve sazlıklar olup yağışın azaldığı devrelerde alanları küçülmektedir. Buradaki lagün ve sazlıkların oluşumu ve gelişimi zannedildiği gibi basit değildir.
Güneye doğru birtakım basamakların varlığı sahanın kuaterner esnasında birtakım safhalar halinde gelişimler gösterdiğini, karasal alanın östatik hareketlerinin bunda önemli bir rol oynadığını ortaya koyar. Zaman içindeki depremsel safhalar yarılmalara, interglasial safhalar ise alüvyon birikimlere sahne olmuştur.
Ova, bugünkü şeklini Flandriyen transgresyonundan sonra almıştır. Yani, en önemli gelişim, halosende son 10 000 yıl içerisinde vuku bulmuştur. Sonuç olarak birbirine komşu olan Yeşilırmak ve Kızılırmak delta ve alüvyon sahalarının gelişimleri esas olarak kuaternerin son devirlerinde hızlanmış, ovalık ve delta alanları bugünkü şeklini almıştır.
Köprü sahasında; kamış, saz, hasırotu, su sümbülleri ve yer yer nilüferler görülür. Kumul sahalarda, sütleğen, sığırkuyruğu, görülür. Çalı türlerinden mersin, kocayemiş, defne, şimşir, ormangülü, süpürgeotu, çıkırgın ve kızılcık yaygın olduğu alanlar bulunur.
Tamamen alüvyonlardan oluşmuş bulunan saha alanı içerisinde yer yer yükseklikleri 10m aşan sabit ve hareketli kumullar vardır. Lagün bölgelerinde gölden doğal kumul setleri ile ayrılmış küçük gölcükler veya bataklıklar bulunmaktadır.
Kızılırmak yatağında ve vadilerde menderesler çizerek bu muhteşem oluşumları meydana getirmiştir. Tüm sahalar pliyosen aşınım yüzeyidir. Üzerinde flüvyal çıkıntı ovaların depolarının bulunduğu bu yüzey daha sonraki safhada suların çekilmesi dolayısıyla kaide seviyesinin yarılması ile parçalanmış, yarılmış ve büyük bir kısmı ortadan kalkmıştır.
Bunu takip eden regresyonlarda bu kazılan, aşınan kısımlar tekrar alüvyonlarla dolmuş daha sonraki yeni öksin regresyonu ile bu dolguda parçalanmıştır. Flandriyen transgresyonu ile de bugünkü iç lagünsel sahalar oluşmuştur.
---------------------------------------------
Kamera/Metin Yazım : Mehmet SÖKMEN
Seslendirme : Rüksan Atak SÖKMEN
Çekim Tarihi : 04.08.2017
Prodüksiyon Yapım Tarihi: 06.08.2022
Video Prodüksiyon Yapım, Yayın Ve Yönetmeni: Mehmet SÖKMEN - 0532 525 84 93