EZEL - Eyşan Music (Unutamıyorum) Violin (Keman) by Resul Barini Soundtrack (Instrumental Music)

preview_player
Показать описание
Violin Performace by Resul Barini from Azərbaycan
Album: Ezel (Original Soundtrack of TV Series)
Recording: Martin Barman
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

"Senin tek nefeste kurduğun bir cümle, benim kaç gece nefesimi kesti bilmiyorsun."

emrekurt
Автор

Bazılarımız şiirlere tutunuyor,
Bazılarımız şarkılara…
Bazılarımız filmlere tutunuyor,
Bazılarımız kitaplara…
Sanırım artık insan, tutunamıyor insana

bulentokyay
Автор

Öyle büyümüş ki içimizdeki yalnızlık. Sevilmeyi beklerken, beklemeyi sevmişiz
-Cemal Süreyya

ercumentgrx
Автор

Yeni birini tanımaya yorgun olduğunu hissedip yalnız kalmayı sevmeye başlamak..

crBurcu
Автор

Hayatımın arka fonunda bu müzik çalıyor sanki...

sercanserco
Автор

- Ömer ziyaretçin var!
+ Yıllardır burdayım Salim Efendi kabul ettim mi ziyaretçi?
- E bende öyle dedim, adımı söyleyin dedi.
+Neymiş adı!
- Eyşan...

thedunya
Автор

"İnsan bir kere birine geç kalır ve bir daha hiç kimse için acele etmez"

tugbaduran
Автор

gerçek olmadığını bal gibi bilirim, ama yine de sana inanırım.
yorum tutmuş, buradan Tuncel Kurtiz’e rahmet diliyorum.Nur içinde yatsın büyük üstad.

xx-kzhi
Автор

Bir 10 yıl daha geçse kendimi yine burada bulacağım çünkü her ihanet sevgiyle başlar

fadimebayram
Автор

En son yılbaşı gecesi görüştük, iznimi 1 günde uzatarak meslek hayatımı riske attım sırf onu bir gün daha fazla görebilmek için. Dünya gözüyle bugüne kadar son görüşüm oydu, oymuş.. Vedalaşıp Suriye görevi için yola koyuldum. Her şey çok güzeldi birbirimize yine daha da güzel olacağına dair sözler vererek döndüm görev yerime. Uzun süre telefon üzerinden ilerletmek zorunda olsak bile bir problem görünmüyordu. Ocak ayında, planlı iznim olan Nisan'da geldiğimde nişanlanacağımıza dair konuşmalar oldu kendi aramızda yine birbirimize söz verdik, hatta konu ailelelere kadar ulaştı haberdar oldular onlarda sevindi. Abileri, ablaları, annesi babası hepsi beni öğrendiler falan. Bunlar ciddi olarak nitelendirilebilecek bir ilişki için heyecan verici adımlardı; ki ilk kez böyle bir şey yaşadım ve hissetmediğim duygular hissettim, çünkü deli gibi aşıktım ve aşık olduğum onunda bana aşık olduğunu "düşündüğüm" insanla evlilik yolunda ilerliyorduk, hikaye muazzam görünüyor. Ancak çok değil Ocak aylarının sonlarına doğru bir takım insanların fikirlerini öne sürerek mesleğimden dolayı(askeri personelim) daha önce konuşup aştığımızı düşündüğümüz meseleler gündeme gelmeye başladı. İsmini şu an hatırlayamadığım bir öğretmeni vardı onada bir parantez açmak isterim, belki vicdanen o an söylemesi gerekenleri haklı olduğunu düşündüğü şeyleri benim hakkımda hiçbir fikre sahip olmadan aktararak aklını karıştırdı, bilmiyorum kendisini tanımıyorum ama onada hakkım helaldir, canı sağ olsun. Meselenin temeli uzaklık, mesafe, özlem gibi konulardı. Bunun üzerine birde malumunuz Bahar Kalkanı Harekatı başladı. Belki gitsem aşabileceğimiz konular iken, önce harekat dolayısıyla sonrasında ise pandemi yüzünden izinler durduruldu ve benim Nisan ayında izne çıkamama dururum oluştu. Bununda etkisiyle benim açımdan aşılabilecek olarak görünen bu konu yine problemin temeli olan mesafeninde etkisiyle büyüyerek tartışmalar, kavgalar ve bahaneler zincirini oluşturdu. Yine çok değil Ocak Şubat ayının başlarında bana ayrılmak istediğini söyledi. Ki bu benim beklediğim, ön gördüğüm son ihtimali. Daha öncesinde de çok kez gündeme gelmiş ve aştığımız konulardı çünkü. Elbette sevdiğim ve onunda beni sevdiğini "düşündüğüm" için kabul etmedim, mücadele ettim, hiçbir hatam olmamasına rağmen yeniden kazanmak istedim onu. Kendisi kafede çalışıyordu ve ben çiçekleri çok sevdiği için çoğu zaman ona gönderirdim iş yerine. İş yeri aile dostları olmasına rağmen onlarda hoş karşılardı bu durumu. Ben yine tepkisini merak ettiğim için daha öncesinde ayarladığım onun tanımadığı arkadaşımı kafeye gönderip, akabinde çiçeği yollattım. Çiçeği kabul etmeyip çöpe attığını önce arkadaşımdan sonra ise kendisinden fotoğraflı şekilde görerek öğrendim. Bana hayvan gibi kırgın olsa dahi asla bir çiçeğe kıyıp, kimden geldiğini bilmese dahi çöpe atmaz, tanımadığı bir çifte veya kişiye verip sevdiği birisine armağan etmesini söyleyecek kadar çok severdi çiçekleri. Bir nedeni olmalıydı? Varmışta nedeni. O gün, o çiçeklerin geldiği gün hoşlandığı, görüştüğü çocuk arkadaşları ile kafede imiş. Meğer bizim uzaklık, mesafe, özlem diye bahanelere sıkıştırdığımız uçurum ihanet imiş. Bir insanın elinden hiç bir şey gelmeyeceğini bildiği anlardan biriside benim bunu öğrenişim idi. Hiçbir şey yapamadım.. Gitmek istedim gidemedim, kalmak istedim sığamadım. Bütün bunların yaşandığı dönemde hem kalbimde hem etrafımda savaşın içerisinde idim. Onlarca silah arkadaşımı kaybedişim, onlardan birisi de olabilmeyi isteyişim, bir takım teselli arayışım ama bulamayışım. Öylesine çaresiz ve zor bir süreçti ki tarifini izahını yapamıyorum ama bedelini büyük ödedim. Zaman insanı sakinleştirdikçe mantıklı düşünmeye zorluyor. Ölümü bile düşünen bir insandan, bulunduğun ortamdan dolayı yaşamak zorunda olduğun bir insana dönüştürüyor hayat seni. Böyle bir karmaşanın ortasında bizim ilişkimiz bitti, zaten bitmiş ama benim için yeni bitmişti, bitmek zorunda bırakılmıştı; keza bitti demekle keşke bitebilseydi. Anasını satayım şu an bile bitti demek bu kadar zor geliyormuş meğer bana, öyle seviyordum. Çaresiz şekilde zamana bırakmaya devam ettim. Ruhen ve bedenen vermiş olduğum iki ayrı savaş devam ederken Mayıs ayında nişanlandıkları haberini aldım. Zaten ümidimi kesmiş beyaz bayrağı çoktan kaldırmıştım, ne numarası ne sosyal bir hesabı, ne de ortak arkadaşım kalmamıştı ulaşabileceğim. Bu yorum neden burada? Ezel ikimizinde en sevdiği dizi idi. Ben kendisi ile ihanetinden sonra konuştuğumda kalbimden çıkardığımı, ondan nefret ettiğimi, asla affetmeyeceğimi, beni yaşarken öldürdüğünü söylemiştim. Ve oda bana tamda bu şekilde "Ömeer, ömeeeer" diye karşılık vermişti. Çünkü biliyordu, yine gelse yine affedecek kadar çok sevdiğimi..
Aradan haftalar aylar geçti. Ben bugün hala izne çıkamamış bir şekilde Suriye'deyim. Bu süreçte hayatımda bir şeyleri değiştirebilmek adına çok bir fırsatım ve şartım olmadı.
Zaten savaşın ortasında görebileceğin yerde, görüşebileceğin insanda belli..
İçime kapandım, aşka küstüm, birisini yeniden sevebileceğime olan inancımı yitirdim. İlk aşkım, ilk sevdiğim kişi değildi belki ama en çok ona inanmıştım. İnsanın en çok inandığı yerden vuruluşunun telafisi mümkün müdür hayal gücüme sığmıyor. Kendimde onu başarabileceğimi sanmıyorum. Ama yine de her zaman savunduğum ve gurur duyduğum iyi kalpli oluşumdan ödün vermeden yaşamaya devam etmek zorunda olduğum bilincinde yaşamaya devam ediyorum.. Kafanızı şişirdiğim için özür dilerim; şunu kulağınıza küpe edinin birisiyle birbirinizi çok sevmekten ziyade, birbirinize çok güvenmeyi deneyin.. Ve sen Ruh-i revanım; Denk gelir mi bilmiyorum ama ihanetine rağmen bende ki güzelliklerin ile aşka, sevgiye ve insana küsmüş biri olarak; İsmi olmasa da ruhu Eyşan olana İdlip'ten mutluluk dileklerim ile..28.09.2020 03:44

Mumukaa_
Автор

"Sana geldim. Gelmeyecektim. Yolda gelmemem için elli tane sebep saydım ama sebepleri saydıkça farkettim ne kadar çok gelmek istediğimi."
~ Ömer Uçar / Ezel Bayraktar
Ezel 13. bölüm.. özledik be yine mi başlasak.. :)

baran_orhan
Автор

Dön bak bakalım arkana yeğen, ''gitmem '' diyenlerin kaçı yanında ?
- ramiz karaeski

ademklc
Автор

Ömer iyi çocuktu ama fena bir kusuru vardı.
İnsanlara fazla güveniyordu.
Sırf seviyor diye onları tanıdığını zannediyordu.
Eğer geri dönüp söyleyebilseydim söylerdim.
‘Ömer derdim her ihanet sevgi ile başlar.

selimklc
Автор

"kiminle yaşarsan yaşa, aklındakiyle ölürsün."

omervarlk
Автор

bazıları vardır ki izlerken sadece yorumları okurlar ama asla yorup yapmazlar . Asıl hikaye onlardadir . Gerçek hikaye sahiplerine selam olsun 🖐️

caglaryolcuu
Автор

Hayatın kuralı bu ne kadar uzağa gidersen git, başladığın yere dönersin sonunda...

headhunter
Автор

Bir öfkeyle numaramı değiştirdim bir gün.
O zamana kadar aramadın, belki de ondan sonra da hiç aramadın. Her gün bir fotoğrafını sildim, her gün senden kalan bir anıdan kurtuldum. Tam iki yıl sürdü. İşte o ilk iki yıl canım çok yandı...
Ama evimi değiştirmem çok daha uzun sürdü. Çünkü ne zaman istesen beni burada bulabilirdin. Belki özlersin, belki dayanamazsın, belki aklına eser de çat kapı gelirsin diye gidemedim bu evden.
Çok bekledim seni,
çok yandım,
çok ağladım,
çok kırıldım...
Dedim ya çok zor günler geçirdim.. .
Gitgide alışıyor insan işte her şeye...
Bitmez dediğin aşklar bitiyor,
gitmez dediğin insanlar gidiyor,
geçmez dediğin yaralar geçiyor bir bir...
Yani iyileşiyorsun...
Tam dört yıl sonra taşındım bugün. Bunca zaman gelmedin, şimdi gelsen de ancak misafir olursun. Nasıl ki sana olan sevgim bitti, öfkem de dindi geçti...
Aslında unutmuştum seni büsbütün. Az önce eski bir kitap arasında kalmış bir fotoğraf geçti elime. Ben sana bakıyorum, sen objektife gülümsüyorsun. Fotoğrafın arkasında
“Sen bana baktığın sürece ben hep mutlu olacağım...”
diye bir not vardı. Ben sana bakmıyorken sen kiminle mutlu oluyorsun diye düşündüm biraz, biraz da üzüldüm doğrusu. Sonra yaktım fotoğrafı, inan bana içim hiç acımadı. Gönlümde işte öyle tükenmişsin.
Bir zamanlar canım kanımdın,
artık hatıram bile değilsin...🌾🎉

virane
Автор

“İncinmiş olanın ahı, nereye gitse bulur sahibini” demiş Neşet ERTAŞ
Ahım yerini bulsa dahi; sahibiyle karşılaşmamak dileğiyle..
Ben senden geçtim..

ceydasunay
Автор

كل التعليقات اظن بالتركية انا اول معلقة بالعربي احب تركيا وكل الاتراك الى من فهم رسالتي كل ما تفعلون راقي فن ادب تمثيل جمال كل مافيكم راااااقي حقا
احبكم في الله يا اخوتي انا صفية من الجزائر اتشرف بكم

safiarezigat
Автор

eskisi kadar özlemiyorum seni,
ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda.
adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor.
yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
biraz yorgunum.
biraz kırgın.
biraz da kirletti sensizlik beni!
nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
“iyiyimler” yamaladım dilime.
tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni.
gel diye beklemiyorum artık,
hatta istemiyorum gelmeni.
nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
ara sıra geliyorsun aklıma, bana ne diyorum.
benim derdim yeter bana bana ne!
alıştım mı yokluğuna?
vaz mı geçiyorum, varlığından?
tedirginim aslında,
ya başkasını seversem?
inan o zaman seni hayatım boyunca affetmem.

ö z d e m i r a s a f

urazsomercengiz