filmov
tv
Allah Dostlarının Özel Duaları I Olaylar ve Dualar I Mustafa Yılmaz
Показать описание
Bu özel bölümde, Allah dostlarının Kur'an-ı Kerim'den derlediği hiziplerin ve duaların hikmetine ışık tutuyoruz. İmam Cafer-i Sadık, İmam Gazzali, Hasan Basri gibi büyük zatların derin ilhamlarla oluşturduğu bu hiziplerin yanı sıra, Hocaefendi’nin bizzat hazırlayıp tavsiye ettiği "Hizbül Hıfz ve Reca" duasını ayrıntılı şekilde ele alıyoruz.
فَرْدٌ حَيٌّ قَـيُّومٌ حَكَمٌ عَدْلٌ قُدُّوسٌ
﴿رَبَّنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَإِلَيْكَ أَنَبْنَا وَإِلَيْكَ الْمَص۪يرُ رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَاغْفِرْ لَنَا رَبَّنَاۚ إِنَّكَ أَنْتَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ﴾
***
﴿إِلَّا تَنْصُرُوهُ فَقَدْ نَصَرَهُ اللهُ إِذْ أَخْرَجَهُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا ثَانِيَ اثْنَيْنِ إِذْ هُمَا فِي الْغَارِ إِذْ يَقُولُ لِصَاحِبِه۪ لَا تَحْزَنْ إِنَّ اللهَ مَعَنَاۚ فَأَنْزَلَ اللهُ سَك۪ينَتَهُ عَلَيْهِ وَأَيَّدَهُ بِجُنُودٍ لَمْ تَرَوْهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا السُّفْلٰىۜ وَكَلِمَةُ اللهِ هِيَ الْعُلْيَاۜ وَاللهُ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ﴾
***
﴿يَٓا أَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّغْ مَٓا أُنْزِلَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۜ وَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُۜ وَاللهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِۜ إِنَّ اللهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ﴾
***
﴿قَالَ هَلْ اٰمَنُكُمْ عَلَيْهِ إِلَّا كَمَٓا أَمِنْتُكُمْ عَلٰٓى أَخ۪يهِ مِنْ قَبْلُۜ فَاللهُ خَيْرٌ حَافِظًاۖ وَهُوَ أَرْحَمُ الرَّاحِم۪ينَ﴾
***
﴿وَأَيُّوبَ إِذْ نَادٰى رَبَّهُٓ أَنّ۪ي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَأَنْتَ أَرْحَمُ الرَّاحِم۪ينَۚ فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَكَشَفْنَا مَا بِه۪ مِنْ ضُرٍّ وَآتَيْنَاهُ أَهْلَهُ وَمِثْلَهُمْ مَعَهُمْ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِنَا وَذِكْرٰى لِلْعَابِد۪ينَ﴾
***
﴿قَدِ افْتَرَيْنَا عَلَى اللهِ كَذِبًا إِنْ عُدْنَا ف۪ي مِلَّتِكُمْ بَعْدَ إِذْ نَجّٰينَا اللهُ مِنْهَاۜ وَمَا يَكُونُ لَنَٓا أَنْ نَعُودَ ف۪يهَٓا إِلَّٓا أَنْ يَشَٓاءَ اللهُ رَبُّنَاۜ وَسِعَ رَبُّنَا كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًاۜ عَلَى اللهِ تَوَكَّلْنَاۜ رَبَّنَا افْتَحْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ قَوْمِنَا بِالْحَقِّ وَأَنْتَ خَيْرُ الْفَاتِح۪ينَ﴾
***
﴿اَلَّذ۪ينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ إِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُوا لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إ۪يمَانًاۗ وَقَالُوا حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪يلُ﴾
***
﴿فَإِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِيَ اللهُۘ لَٓا إِلٰهَ إِلَّا هُوَۜ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظ۪يمِ﴾
Hıfz ve Reca Hizbi
Bismillahirrahmanirrahîm
Ferdün, Hayyün, Kayyûmün, Hakemün, Adlün, Kuddûsün.
Hazreti Allah, benzeri ve zıddı olmayan Ferd.. hayatı Kendinden ebedî hayy olan Hayy.. Kendi Kendine kâim olan ve varlığı ayakta tutan Kayyûm.. dilediği gibi hükmeden biricik hüküm sahibi Hakem.. her icraatında adalet ve istikameti takip eden Adl ve Zâtında mukaddes ve münezzeh, fiillerinde mutahhir ve munazzif Kuddûs’tür.
“Yüce Rabbimiz! Yalnız sana güvenip dayandık, Sana yöneldik ve sonunda da Senin huzuruna varacağız. Ey Ulu Rabbimiz, bizi kâfirlere deneme konusu kılma, affet bizi. Çünkü Sen Azîz ve Hakîm’sin.”
***
“Eğer Siz Peygambere yardımcı olmazsanız, Allah vaktiyle ona yardım ettiği gibi yine yardım eder. Hani kâfirler onu Mekke’den çıkardıklarında, iki kişiden biri olarak mağarada iken arkadaşına, ‘Hiç tasalanma, zira Allah bizimle beraberdir.’ diyordu. Derken Allah onun üzerine sekinetini, huzur ve güven duygusunu indirdi ve onu, görmediğiniz ordularla destekledi. Kâfirlerin dâvasını alçalttı. Allah’ın dini ise zaten yücedir. Çünkü Allah Azîz ve Hakîm’sin.”
***
“Ey şanı yüce Peygamber! Rabbinden sana indirilen buyrukları tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan risalet vazifesini yapmamış olursun. Allah seni, zarar vermek isteyenlerin şerlerinden koruyacaktır. Allah kâfirleri hidâyet etmez, emellerine kavuşturmaz.”
“Yâkub (aleyhisselam) dedi ki: ‘Daha önce onun kardeşini size emanet ettiğim gibi bunu da size inanıp emânet edeyim, öyle mi? Ben size değil sadece Allah’a ısmarlarım. Çünkü en iyi koruyan Allah’tır ve O, merhametlilerin en merhametlisidir.”
“Eyyûb (aleyhisselam)’ı da an. Hani o, ‘Ya Rabbî, bu dert bana iyice dokundu. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın’ diye niyaz etmiş, Biz de onun duasını kabul buyurup katımızdan bir lütuf ve ibadet edenlere bir ders olmak üzere, hastalığını iyileştirmiş, kendisine aile ve dostlarını bir misliyle beraber vermiştik.”
“Allah bizi sizin o batıl dininizden kurtardıktan sonra kalkıp tekrar dininize dönecek olursak Allah’a büyük bir iftira atmış oluruz. Allah göstermesin, sizin inancınıza dönmemiz kesinlikle mümkün değil! Rabbimizin ilmi her şeyi kapsar. Biz yalnız Allah’a dayanırız. Ey bizim Rabbimiz! Bizimle şu halkımız arasında Sen âdil hükmünü ver, haklı haksız açığa çıksın. Sen elbette hüküm verenlerin en iyisisin!”
“Onlar öyle kimselerdir ki halk kendilerine, ‘Düşmanlarınız olan insanlar size karşı ordu hazırladılar, aman onlardan kendinizi koruyun.’ dediklerinde, bu tehdit onların imanlarını artırmış ve ‘Hasbunallah ve ni’me’l-vekil/Allah bize yeter. O ne güzel vekildir!’ demişlerdir.”
“Buna rağmen aldırmaz, yüz çevirirlerse, ey Resulüm, de ki: “Allah bana yeter. O’ndan başka tanrı yoktur. Ben yalnız O’na dayanırım. Çünkü O, büyük Arş’ın, muazzam hükümranlığın sahibidir.”
فَرْدٌ حَيٌّ قَـيُّومٌ حَكَمٌ عَدْلٌ قُدُّوسٌ
﴿رَبَّنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَإِلَيْكَ أَنَبْنَا وَإِلَيْكَ الْمَص۪يرُ رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَاغْفِرْ لَنَا رَبَّنَاۚ إِنَّكَ أَنْتَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ﴾
***
﴿إِلَّا تَنْصُرُوهُ فَقَدْ نَصَرَهُ اللهُ إِذْ أَخْرَجَهُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا ثَانِيَ اثْنَيْنِ إِذْ هُمَا فِي الْغَارِ إِذْ يَقُولُ لِصَاحِبِه۪ لَا تَحْزَنْ إِنَّ اللهَ مَعَنَاۚ فَأَنْزَلَ اللهُ سَك۪ينَتَهُ عَلَيْهِ وَأَيَّدَهُ بِجُنُودٍ لَمْ تَرَوْهَا وَجَعَلَ كَلِمَةَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا السُّفْلٰىۜ وَكَلِمَةُ اللهِ هِيَ الْعُلْيَاۜ وَاللهُ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ﴾
***
﴿يَٓا أَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّغْ مَٓا أُنْزِلَ إِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۜ وَإِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُۜ وَاللهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِۜ إِنَّ اللهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ﴾
***
﴿قَالَ هَلْ اٰمَنُكُمْ عَلَيْهِ إِلَّا كَمَٓا أَمِنْتُكُمْ عَلٰٓى أَخ۪يهِ مِنْ قَبْلُۜ فَاللهُ خَيْرٌ حَافِظًاۖ وَهُوَ أَرْحَمُ الرَّاحِم۪ينَ﴾
***
﴿وَأَيُّوبَ إِذْ نَادٰى رَبَّهُٓ أَنّ۪ي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَأَنْتَ أَرْحَمُ الرَّاحِم۪ينَۚ فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَكَشَفْنَا مَا بِه۪ مِنْ ضُرٍّ وَآتَيْنَاهُ أَهْلَهُ وَمِثْلَهُمْ مَعَهُمْ رَحْمَةً مِنْ عِنْدِنَا وَذِكْرٰى لِلْعَابِد۪ينَ﴾
***
﴿قَدِ افْتَرَيْنَا عَلَى اللهِ كَذِبًا إِنْ عُدْنَا ف۪ي مِلَّتِكُمْ بَعْدَ إِذْ نَجّٰينَا اللهُ مِنْهَاۜ وَمَا يَكُونُ لَنَٓا أَنْ نَعُودَ ف۪يهَٓا إِلَّٓا أَنْ يَشَٓاءَ اللهُ رَبُّنَاۜ وَسِعَ رَبُّنَا كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًاۜ عَلَى اللهِ تَوَكَّلْنَاۜ رَبَّنَا افْتَحْ بَيْنَنَا وَبَيْنَ قَوْمِنَا بِالْحَقِّ وَأَنْتَ خَيْرُ الْفَاتِح۪ينَ﴾
***
﴿اَلَّذ۪ينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ إِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُوا لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إ۪يمَانًاۗ وَقَالُوا حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪يلُ﴾
***
﴿فَإِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِيَ اللهُۘ لَٓا إِلٰهَ إِلَّا هُوَۜ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظ۪يمِ﴾
Hıfz ve Reca Hizbi
Bismillahirrahmanirrahîm
Ferdün, Hayyün, Kayyûmün, Hakemün, Adlün, Kuddûsün.
Hazreti Allah, benzeri ve zıddı olmayan Ferd.. hayatı Kendinden ebedî hayy olan Hayy.. Kendi Kendine kâim olan ve varlığı ayakta tutan Kayyûm.. dilediği gibi hükmeden biricik hüküm sahibi Hakem.. her icraatında adalet ve istikameti takip eden Adl ve Zâtında mukaddes ve münezzeh, fiillerinde mutahhir ve munazzif Kuddûs’tür.
“Yüce Rabbimiz! Yalnız sana güvenip dayandık, Sana yöneldik ve sonunda da Senin huzuruna varacağız. Ey Ulu Rabbimiz, bizi kâfirlere deneme konusu kılma, affet bizi. Çünkü Sen Azîz ve Hakîm’sin.”
***
“Eğer Siz Peygambere yardımcı olmazsanız, Allah vaktiyle ona yardım ettiği gibi yine yardım eder. Hani kâfirler onu Mekke’den çıkardıklarında, iki kişiden biri olarak mağarada iken arkadaşına, ‘Hiç tasalanma, zira Allah bizimle beraberdir.’ diyordu. Derken Allah onun üzerine sekinetini, huzur ve güven duygusunu indirdi ve onu, görmediğiniz ordularla destekledi. Kâfirlerin dâvasını alçalttı. Allah’ın dini ise zaten yücedir. Çünkü Allah Azîz ve Hakîm’sin.”
***
“Ey şanı yüce Peygamber! Rabbinden sana indirilen buyrukları tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan risalet vazifesini yapmamış olursun. Allah seni, zarar vermek isteyenlerin şerlerinden koruyacaktır. Allah kâfirleri hidâyet etmez, emellerine kavuşturmaz.”
“Yâkub (aleyhisselam) dedi ki: ‘Daha önce onun kardeşini size emanet ettiğim gibi bunu da size inanıp emânet edeyim, öyle mi? Ben size değil sadece Allah’a ısmarlarım. Çünkü en iyi koruyan Allah’tır ve O, merhametlilerin en merhametlisidir.”
“Eyyûb (aleyhisselam)’ı da an. Hani o, ‘Ya Rabbî, bu dert bana iyice dokundu. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın’ diye niyaz etmiş, Biz de onun duasını kabul buyurup katımızdan bir lütuf ve ibadet edenlere bir ders olmak üzere, hastalığını iyileştirmiş, kendisine aile ve dostlarını bir misliyle beraber vermiştik.”
“Allah bizi sizin o batıl dininizden kurtardıktan sonra kalkıp tekrar dininize dönecek olursak Allah’a büyük bir iftira atmış oluruz. Allah göstermesin, sizin inancınıza dönmemiz kesinlikle mümkün değil! Rabbimizin ilmi her şeyi kapsar. Biz yalnız Allah’a dayanırız. Ey bizim Rabbimiz! Bizimle şu halkımız arasında Sen âdil hükmünü ver, haklı haksız açığa çıksın. Sen elbette hüküm verenlerin en iyisisin!”
“Onlar öyle kimselerdir ki halk kendilerine, ‘Düşmanlarınız olan insanlar size karşı ordu hazırladılar, aman onlardan kendinizi koruyun.’ dediklerinde, bu tehdit onların imanlarını artırmış ve ‘Hasbunallah ve ni’me’l-vekil/Allah bize yeter. O ne güzel vekildir!’ demişlerdir.”
“Buna rağmen aldırmaz, yüz çevirirlerse, ey Resulüm, de ki: “Allah bana yeter. O’ndan başka tanrı yoktur. Ben yalnız O’na dayanırım. Çünkü O, büyük Arş’ın, muazzam hükümranlığın sahibidir.”
Комментарии