filmov
tv
Erdal ERZİNCAN / Seher Yeli (Âşık Ruhsâti)

Показать описание
SEHER YELİ
Her sabah her sabah dertli esersin
Bilmem ki muradın ne seher yeli
Kerem eyle dost köyüne gidersin
Benim de halimi de seher yeli
Ne acayip dumanlıdır başımız
Kırk yediye yüz döndürdü yaşımız
Kerbelâ cengine döndü işimiz
El aman bir damla su seher yeli
Kerem eyle Medine'ye varasın
Arzuhalim doğru dosta sunasın
Varsın Ruhsâti'yi eller kınasın
Akıyor gözümden cu seher yeli
Söz: Âşık Ruhsâti
Müzik - Tema: Geleneksel
2019 yılı 1 Haziran tarihinde Dersim Mazgirt Muhundu beldesi Şöbek köyünde gerçekleşen Hüseyin Cevahir'i anma toplantısından bir türkü kesiti. Etkinliğe Maviş Güneşer, Kemal Kahraman, Metin Kahraman ve Erdal Erzincan' türküleri ve ağıtları ile katıldılar.
Mahir Çayan ve Ulaş Bardakçı ile birlikte sloganlarla halkın dilinde destan olan 68 kuşağının devrimci önderlerinden THKP-C kurucularından olan Hüseyin Cevahir, aynı zamanda Şöbek köyünde alevilikte önemli bir ocak olan Baba Mansur Ocağının temsilcisi olan evde doğmuş ve büyümüştü.
İlkokulu Muhundu’da ortaokulu Pülümür’de, liseyi Erzincan Lisesinde bitiren Hüseyin Cevahir; İstanbul Tıp Fakültesi’nde üç yıl okudu. Ardından Ankara siyasal bilgiler de öğrenci oldu. Mahir Çayan ve Yusuf Küpeli ile birlikte devrimci faaliyet yürüttüler.
TİP ile başlayan siyasal sürecinde belirli bir zaman sonra bir kopuş yaşadı. TİP siyasi olarak gelişen sınıf mücadelesine hem teorik olarak hem de pratik olarak cevap olamadığını düşündüğü için bir grup arkadaşı ile birlikte TİP‘ten ayrıldı. Mahir Çayanlar ile birlikte Milli Demokratik Devrim çizgisinde olan Mihri Belli etrafında yan yana geldiler. Daha sonra oradan da ayrılarak Türkiye Halk Kurtuluş Partisi – Cephesi'ni (THKP-C) kurdular.
29 Mayıs 1971 de İstanbul Maltepe'de Mahir Çayan ile birlikte evleri kuşatıldı ve 51 saat boyunca çatışma yaşandı. Çatışmaların ardından vücudunda 83 kurşun bulunan Hüseyin Cevahir katledilirken Mahir Çayan yaralı olarak tutsak düştü.
Hüseyin Cevahir'in doğduğu ve Baba Mansur Ocağının evi olan mekanda gerçekleşen etkinlik boyunca ailesi ve yakınları tarafından hayatı ve anılarından bahsedildi ve Türkü ve ağıtlar söylendi.
Türkiye devrimci hareketinin önder isimlerinden birisi olan Hüseyin Cevahiri saygı ile anıyoruz.
Arkadaş Zekai Özger tarafından Hüseyin Cevahir için yazılmış bir şiir..
AŞKLA SANA
alnını
dağ ateşiyle ısıtan
yüzünü
kanla yıkayan dostum
senin
uyurken dudağında gülümseyen bordo gül
benim kalbimi harmanlayan isyan olsun
şimdi dingin gövdende
uğultuyla büyüyen sessizlik
birgün benim elimde
patlamaya sabırsız mavzer olsun
başını omzuma yasla
göğsümde taşıyayım seni
gövdem gövdene can olsun
söyle bana ey
ölümün açıklayıcı pervanesi
hangi yavru tek başına yiğittir
hangi yangın bir başına söndürülür
ah herkes susuyor
hiç kimse bilmiyor içimin yangınını
ah herkes mi susuyor
kalbimi kalbine bağladım dostum
ah herkes mi susuyor
kalbi kalbimize benzeyen dostlar
bir çarmıh gibi bırakıyorken kendini dünyaya
hayatın ateş renkli kelebekleri
bir bir tutuluyorken korkunç koleksiyonlar için
ah herkes mi susuyor
bağırsam içimdeki dehşeti
hırsım deler mi toprağı
beni
acısıyla onduran
dostumu
aşkla vurduran hayat
sana
yaşananla harlanan bağrımın sevdasını akıttım
dünyanın yeni baharına
çatlarken kadim güneş
bağrım delinirken fidanların kanıyla
anamın doğurgan karnıdır diye
sevgilimin sütlenecek göğsüdür diye
dostumun üretken gülüdür diye
sana bağlandım
sana sarıldım
beni umutsuz koma
tarihle avutma beni
çünkü aşkla sınanmışım sana
sana yangınla, suyla, ateşle
ölümle, yaprakla, şiirle sınanmışım
ey yaşarken kanayan acı
şimşekli gök, tufan, kan fırtınası
uçurum kıyısında hızla büyüyen ot
yapraksız bir ölümün anısı için
körpecik kuzuların derisi için
beni tarihle avutma
umutsuz koma beni
akıtsam deliren sevdamı
köpürür mü hayatı besleyen su
ey benim
yedi başlı kartalım
her başını
bir dağ başlangıcında koyanım
senin
böyle diri bir akarsu gibi kıvrılan gövdendir
bizim aşkımızı solduranların korkusu
çünkü elbette bir su
kendi akacağı toprağın sertliğini bilir
ve suyun gövdesiyle yırtılınca toprak
artık ırmak mı ne denir
işte devrim
ona benzer bir akışın hızına denir
yarın ne olur bilirim ben
bahar gelir, otlar büyür
ölüm de yapraklanır
bir dağ bulur uzun uzun bakarım
bir çam ağacı gölgesi
güzel kokular veren
bir damla güneş görünce
sana da gülümseyeceğim yarın
şimdi senin uzanıp yattığın otlarda
yarın yeni bir yeşillik büyüyecek
Her sabah her sabah dertli esersin
Bilmem ki muradın ne seher yeli
Kerem eyle dost köyüne gidersin
Benim de halimi de seher yeli
Ne acayip dumanlıdır başımız
Kırk yediye yüz döndürdü yaşımız
Kerbelâ cengine döndü işimiz
El aman bir damla su seher yeli
Kerem eyle Medine'ye varasın
Arzuhalim doğru dosta sunasın
Varsın Ruhsâti'yi eller kınasın
Akıyor gözümden cu seher yeli
Söz: Âşık Ruhsâti
Müzik - Tema: Geleneksel
2019 yılı 1 Haziran tarihinde Dersim Mazgirt Muhundu beldesi Şöbek köyünde gerçekleşen Hüseyin Cevahir'i anma toplantısından bir türkü kesiti. Etkinliğe Maviş Güneşer, Kemal Kahraman, Metin Kahraman ve Erdal Erzincan' türküleri ve ağıtları ile katıldılar.
Mahir Çayan ve Ulaş Bardakçı ile birlikte sloganlarla halkın dilinde destan olan 68 kuşağının devrimci önderlerinden THKP-C kurucularından olan Hüseyin Cevahir, aynı zamanda Şöbek köyünde alevilikte önemli bir ocak olan Baba Mansur Ocağının temsilcisi olan evde doğmuş ve büyümüştü.
İlkokulu Muhundu’da ortaokulu Pülümür’de, liseyi Erzincan Lisesinde bitiren Hüseyin Cevahir; İstanbul Tıp Fakültesi’nde üç yıl okudu. Ardından Ankara siyasal bilgiler de öğrenci oldu. Mahir Çayan ve Yusuf Küpeli ile birlikte devrimci faaliyet yürüttüler.
TİP ile başlayan siyasal sürecinde belirli bir zaman sonra bir kopuş yaşadı. TİP siyasi olarak gelişen sınıf mücadelesine hem teorik olarak hem de pratik olarak cevap olamadığını düşündüğü için bir grup arkadaşı ile birlikte TİP‘ten ayrıldı. Mahir Çayanlar ile birlikte Milli Demokratik Devrim çizgisinde olan Mihri Belli etrafında yan yana geldiler. Daha sonra oradan da ayrılarak Türkiye Halk Kurtuluş Partisi – Cephesi'ni (THKP-C) kurdular.
29 Mayıs 1971 de İstanbul Maltepe'de Mahir Çayan ile birlikte evleri kuşatıldı ve 51 saat boyunca çatışma yaşandı. Çatışmaların ardından vücudunda 83 kurşun bulunan Hüseyin Cevahir katledilirken Mahir Çayan yaralı olarak tutsak düştü.
Hüseyin Cevahir'in doğduğu ve Baba Mansur Ocağının evi olan mekanda gerçekleşen etkinlik boyunca ailesi ve yakınları tarafından hayatı ve anılarından bahsedildi ve Türkü ve ağıtlar söylendi.
Türkiye devrimci hareketinin önder isimlerinden birisi olan Hüseyin Cevahiri saygı ile anıyoruz.
Arkadaş Zekai Özger tarafından Hüseyin Cevahir için yazılmış bir şiir..
AŞKLA SANA
alnını
dağ ateşiyle ısıtan
yüzünü
kanla yıkayan dostum
senin
uyurken dudağında gülümseyen bordo gül
benim kalbimi harmanlayan isyan olsun
şimdi dingin gövdende
uğultuyla büyüyen sessizlik
birgün benim elimde
patlamaya sabırsız mavzer olsun
başını omzuma yasla
göğsümde taşıyayım seni
gövdem gövdene can olsun
söyle bana ey
ölümün açıklayıcı pervanesi
hangi yavru tek başına yiğittir
hangi yangın bir başına söndürülür
ah herkes susuyor
hiç kimse bilmiyor içimin yangınını
ah herkes mi susuyor
kalbimi kalbine bağladım dostum
ah herkes mi susuyor
kalbi kalbimize benzeyen dostlar
bir çarmıh gibi bırakıyorken kendini dünyaya
hayatın ateş renkli kelebekleri
bir bir tutuluyorken korkunç koleksiyonlar için
ah herkes mi susuyor
bağırsam içimdeki dehşeti
hırsım deler mi toprağı
beni
acısıyla onduran
dostumu
aşkla vurduran hayat
sana
yaşananla harlanan bağrımın sevdasını akıttım
dünyanın yeni baharına
çatlarken kadim güneş
bağrım delinirken fidanların kanıyla
anamın doğurgan karnıdır diye
sevgilimin sütlenecek göğsüdür diye
dostumun üretken gülüdür diye
sana bağlandım
sana sarıldım
beni umutsuz koma
tarihle avutma beni
çünkü aşkla sınanmışım sana
sana yangınla, suyla, ateşle
ölümle, yaprakla, şiirle sınanmışım
ey yaşarken kanayan acı
şimşekli gök, tufan, kan fırtınası
uçurum kıyısında hızla büyüyen ot
yapraksız bir ölümün anısı için
körpecik kuzuların derisi için
beni tarihle avutma
umutsuz koma beni
akıtsam deliren sevdamı
köpürür mü hayatı besleyen su
ey benim
yedi başlı kartalım
her başını
bir dağ başlangıcında koyanım
senin
böyle diri bir akarsu gibi kıvrılan gövdendir
bizim aşkımızı solduranların korkusu
çünkü elbette bir su
kendi akacağı toprağın sertliğini bilir
ve suyun gövdesiyle yırtılınca toprak
artık ırmak mı ne denir
işte devrim
ona benzer bir akışın hızına denir
yarın ne olur bilirim ben
bahar gelir, otlar büyür
ölüm de yapraklanır
bir dağ bulur uzun uzun bakarım
bir çam ağacı gölgesi
güzel kokular veren
bir damla güneş görünce
sana da gülümseyeceğim yarın
şimdi senin uzanıp yattığın otlarda
yarın yeni bir yeşillik büyüyecek
Комментарии