filmov
tv
Selman-ı Farisi Altın Silsile

Показать описание
SELMAN-I FARİSİ (HAZRETLERİ)
Anlatıcı--- İranın İsfahan şehrinde doğan Selman-ı Farisi Hazretlerinin asıl ismi Mabeh olup,
künyesi Ebu Abdullah’tır. Kendisine Selman ismini Peygamberimiz vermiş, ayrıca ‘’Hayırlı
Selman’’ şeklinde iltifat etmiştir. Farisi Hazretleri, altın silsilenin 3. Halkasıdır.
Hazreti Selman, gençlik yıllarında Mecusi olup, ateşe tapanların dinine mensuptu.
Selman Hazretleri, bir gün İsfahan’daki kiliseye gidip bir süredir merak ettiği Hristiyanlık
hakkında bilgi aldı. Kendi dini ile Hristiyanlık dini arasında yaptığı mukayeseden sonra Hristiyan
olmaya karar verdi.
Oğlunun başka ibadetlerle meşgul olduğunu babası çok geçmeden fark edince, onu şiddetli bir
şekilde uyarıp günlerce aç ve susuz bıraktı.
Hz. Selman, babasının baskılarına tahammül edemeyeceğini anlayınca Filistin tarafından
gelen bir kervana katılarak İsfahan’dan ayrıldı. Musul, Şam, Nusaybin şehirlerinden sonra son
olarak Amuriye şehrine uğradı ve burada uzun süre bir rahibin hizmetinde bulundu.
Rahip, ölüm döşeğindeyken Selman Hazretlerine ‘’Medinede bir zat vardır. O, hakiki Nebidir.
İsmi bizim kitabımızda yazılıdır. Onun yanına gitmeni tavsiye ederim’’ dedi.
Selman Hazretlerinin, ‘’Ben o zatı nasıl tanıyabilirim?’’ şeklindeki sorusuna Rahip şöyle
karşılık verdi. ‘’O Nebi, sadaka teklif edildiğinde almaz. Ancak hediye kabul eder. Sırtında da bir
peygamberlik mührü vardır.’’
Rahibin ölmesinden sonra Selman, Medine’ye gitmek üzere bir Arap Tüccarla anlaştı. Ancak
Arap tüccarın yaptığı hile sonucu Medine’ye vardığında bir Yahudiye köle olarak satıldı.
Selman Hazretleri fırsatını bulur bulmaz Resulullah'ı aradı. Ve tarif edilen yere gelerek
Peygamberimizi ilk kez görme şerefine nail oldu.
Anlatıcı- Hazreti Peygamber bir süre sonra, Selman-ı Farisi’yi yakından tanıyınca, onun bir
Yahudinin emrinde köle olarak çalışmasını uygun görmedi ve ücretini ödeyerek hürriyetine
kavuşturdu.
Bu arada Resulullah Selman’la özel olarak ilgilenmiş, ‘’Selmanı, bizim ehl-i beytimizdendir’’
diyerek iltifatta bulunmuştu.
İşte o günlerde Resulullaha Bedir ve Uhud savaşlarının intikamını almak üzere Mekkeli
müşriklerin, Medineye saldıracağı haberi gelmişti. Allah’ın elçisi, haberi alır almaz, sahabenin ileri
gelenlerinden bir istişare heyeti oluşturulmasını emretti.
Hendek kazma fikrinin sahibi Selman Hazretlerinin dediği çıkmış, Müşrik askerleri tüm
gayretlerine rağmen hendekleri aşamayıp gerisin geriye dönmek zorunda kalmışlardı.
2
*----------------------------------*
Anlatıcı- Hazreti Selman, artık bir yandan gecesini gündüzüne katarak İslam’ı en güzel bir
şekilde yaşamaya çalışıyor, bir yandan da geçimini temin etmek için hurma dallarından sepet örüp
çarşıda satmaya çalışıyordu.
Gece karardığında namaz kılmaya çalışıyor, yorulduğunda oturduğu yerden lisanen
zikrediyor, yine yorulunca ağlıyor, oradan da yorulunca tefekkürle meşgul oluyordu.
*----------------------------------*
Anlatıcı- Hz. Selman, Resulullahın vefatından sonra, Hz Ömer’in hilafeti sırasında
düzenlenen İran Seferine katıldı. Hz. Selman, İran’ı ve coğrafya ve halk olarak çok iyi tanıdığından
bu savaşta komutanlara çok yardımı dokundu. Savaşta fil kullanan İranlılara karşı fillerin nasıl
öldürüleceklerini İslam askerlerine öğreterek düşman ordusunun üstünlüğünü bozmayı başardı.
Selman Hazretleri bir süre sonra Hz. Ömer tarafından Medayin şehri valiliğine tayin edildi.
Ancak valilik makamı Hazreti Selmanın hayatında görünür hiçbir değişiklik yapmamıştı. O, yine
sırtında bir aba ile dolaşıyor, eline geçen her şeyi fakir ve muhtaçlara dağıtıyordu.
*----------------------------------*
Anlatıcı- Medayin valiliğinden sonra Hazreti Selman, Şam’a yerleşmiş uzun süre burada
kalmıştı. İlerleyen yaşı ona hiç bir şey kaybettirmemiş, aksine ilmi ve zahidliği iyice artmıştı.
*----------------------------------*
Anlatıcı --- Hayatı boyunca Resulullahdan altmış civarında hadis-i şerif rivayet etmiş olan Hazreti
Selman, bu hal üzerine Medine’de 250 yaşında vefat etmiş ve Baki Kabristanına defnedilmiştir.
Anlatıcı--- İranın İsfahan şehrinde doğan Selman-ı Farisi Hazretlerinin asıl ismi Mabeh olup,
künyesi Ebu Abdullah’tır. Kendisine Selman ismini Peygamberimiz vermiş, ayrıca ‘’Hayırlı
Selman’’ şeklinde iltifat etmiştir. Farisi Hazretleri, altın silsilenin 3. Halkasıdır.
Hazreti Selman, gençlik yıllarında Mecusi olup, ateşe tapanların dinine mensuptu.
Selman Hazretleri, bir gün İsfahan’daki kiliseye gidip bir süredir merak ettiği Hristiyanlık
hakkında bilgi aldı. Kendi dini ile Hristiyanlık dini arasında yaptığı mukayeseden sonra Hristiyan
olmaya karar verdi.
Oğlunun başka ibadetlerle meşgul olduğunu babası çok geçmeden fark edince, onu şiddetli bir
şekilde uyarıp günlerce aç ve susuz bıraktı.
Hz. Selman, babasının baskılarına tahammül edemeyeceğini anlayınca Filistin tarafından
gelen bir kervana katılarak İsfahan’dan ayrıldı. Musul, Şam, Nusaybin şehirlerinden sonra son
olarak Amuriye şehrine uğradı ve burada uzun süre bir rahibin hizmetinde bulundu.
Rahip, ölüm döşeğindeyken Selman Hazretlerine ‘’Medinede bir zat vardır. O, hakiki Nebidir.
İsmi bizim kitabımızda yazılıdır. Onun yanına gitmeni tavsiye ederim’’ dedi.
Selman Hazretlerinin, ‘’Ben o zatı nasıl tanıyabilirim?’’ şeklindeki sorusuna Rahip şöyle
karşılık verdi. ‘’O Nebi, sadaka teklif edildiğinde almaz. Ancak hediye kabul eder. Sırtında da bir
peygamberlik mührü vardır.’’
Rahibin ölmesinden sonra Selman, Medine’ye gitmek üzere bir Arap Tüccarla anlaştı. Ancak
Arap tüccarın yaptığı hile sonucu Medine’ye vardığında bir Yahudiye köle olarak satıldı.
Selman Hazretleri fırsatını bulur bulmaz Resulullah'ı aradı. Ve tarif edilen yere gelerek
Peygamberimizi ilk kez görme şerefine nail oldu.
Anlatıcı- Hazreti Peygamber bir süre sonra, Selman-ı Farisi’yi yakından tanıyınca, onun bir
Yahudinin emrinde köle olarak çalışmasını uygun görmedi ve ücretini ödeyerek hürriyetine
kavuşturdu.
Bu arada Resulullah Selman’la özel olarak ilgilenmiş, ‘’Selmanı, bizim ehl-i beytimizdendir’’
diyerek iltifatta bulunmuştu.
İşte o günlerde Resulullaha Bedir ve Uhud savaşlarının intikamını almak üzere Mekkeli
müşriklerin, Medineye saldıracağı haberi gelmişti. Allah’ın elçisi, haberi alır almaz, sahabenin ileri
gelenlerinden bir istişare heyeti oluşturulmasını emretti.
Hendek kazma fikrinin sahibi Selman Hazretlerinin dediği çıkmış, Müşrik askerleri tüm
gayretlerine rağmen hendekleri aşamayıp gerisin geriye dönmek zorunda kalmışlardı.
2
*----------------------------------*
Anlatıcı- Hazreti Selman, artık bir yandan gecesini gündüzüne katarak İslam’ı en güzel bir
şekilde yaşamaya çalışıyor, bir yandan da geçimini temin etmek için hurma dallarından sepet örüp
çarşıda satmaya çalışıyordu.
Gece karardığında namaz kılmaya çalışıyor, yorulduğunda oturduğu yerden lisanen
zikrediyor, yine yorulunca ağlıyor, oradan da yorulunca tefekkürle meşgul oluyordu.
*----------------------------------*
Anlatıcı- Hz. Selman, Resulullahın vefatından sonra, Hz Ömer’in hilafeti sırasında
düzenlenen İran Seferine katıldı. Hz. Selman, İran’ı ve coğrafya ve halk olarak çok iyi tanıdığından
bu savaşta komutanlara çok yardımı dokundu. Savaşta fil kullanan İranlılara karşı fillerin nasıl
öldürüleceklerini İslam askerlerine öğreterek düşman ordusunun üstünlüğünü bozmayı başardı.
Selman Hazretleri bir süre sonra Hz. Ömer tarafından Medayin şehri valiliğine tayin edildi.
Ancak valilik makamı Hazreti Selmanın hayatında görünür hiçbir değişiklik yapmamıştı. O, yine
sırtında bir aba ile dolaşıyor, eline geçen her şeyi fakir ve muhtaçlara dağıtıyordu.
*----------------------------------*
Anlatıcı- Medayin valiliğinden sonra Hazreti Selman, Şam’a yerleşmiş uzun süre burada
kalmıştı. İlerleyen yaşı ona hiç bir şey kaybettirmemiş, aksine ilmi ve zahidliği iyice artmıştı.
*----------------------------------*
Anlatıcı --- Hayatı boyunca Resulullahdan altmış civarında hadis-i şerif rivayet etmiş olan Hazreti
Selman, bu hal üzerine Medine’de 250 yaşında vefat etmiş ve Baki Kabristanına defnedilmiştir.
Комментарии