filmov
tv
Allah'ın En Sevmediği Hâl - B07 - Dinle Neyden | Ömer Tuğrul İnançer
Показать описание
Ömer Tuğrul İnançer ile Dinle Neyden yoğun ve anlaşılır içeriğiyle devam ediyor...
'Tevazu nedir?' bu bölümün temel sorusu oluyor.
Mütevazi mi? Mütevazı mı? doğrusu nedir? Yanlış kullansak ama derdimizi anlatabilsek yine de olmaz mı? Bir kavramı tam anlamanın yöntemi nedir?
Tevazu sahibine mütevazı denir, doğrusu budur. Bizim algılamamız sadece bedenimize ait beş duyu ile sınırlı değildir. Sanatçı ne ile o eserleri ortaya çıkarıyor. İç itici kuvveti vardır ve ona ilham denir. İlhamı beş duyusuyla algılamaz. Beş duyu dışında kalan alanlarda biz olayları seziyoruz. Beş duyu organ dışındaki algılama, zihnin - idrakin değil kalbin algılamasıdır.
Ömer Tuğrul İnançer Dinle Neyden programının devamında şunları da ilave ediyor.
Kavramları yanlış kullansak da aramızdaki anlaşmayı temin edebiliriz. Ama bunu bedenin anlar, Sen anlamazsın.
Alçak gönlülüğe gelince, gönül çok yüksek bir mevkidir. Başka bir lisanda bunun karşılığı yok. Kalp başka, gönül başka. Doğru anlamak için kalbi anlamak lazım.
Gönül öyle yüce ki, yanına alçak kelimesini koysan 'alçak gönüllü' diye yükseltmiş olursun.
Çünkü;
Kabe bünyadı Halil-i azer’est
Dil nazargah-ı Celil-i Ekber’est
Gönlü tamir etmeden Kabe'ye gidersen mukallit olmaktan yukarı çıkamazsın ve taklit tefekkürü yok eder.
Alçak gönüllü olmak Allah'ın en sevmediği kibir, gurur belasından halas olmak demektir.
Kibir öyle bir derttir ki...
Alçak gönüllü olmak hakikati gizlemek demek midir? Hayır!
Peygamber efendimiz bir takım meziyetler sahibi olduğunu söylemeseydi biz nereden bilecektik... Ama bunu hemen şu sözle tamamlardı, "büyüklenmek için söylemiyorum." biz bilelim diye söylerdi.
Biz Muhammed (s.a.s) tapmıyoruz, biz Onun tapın dediğine tapıyoruz.
Hz. Mevlana; Seçilmiş Muhammed (s.a.s) yolunun toprağıyım demiş, tevazu da ki güzelliği görüyor musunuz?
Hürriyet Allah'a kul olmakla, yükseklik Muhammed (s.a.s.) tabi olmakla elde edilir.
Taş kalpli olma, toprak gibi ol. Baharda dünyanın güneşi yer yüzüne vurduğu zaman taş değil toprak yeşerir. Sana da bir gün güneş gibi biri vurduğu zaman toprak gibi olursan nice çiçekler açar.
Tevazunun karşıtı, kibrin bir özel şubesi ucubtur.
Muzaffer Ozak Efendi: Ucub kendini alim zannedenlerde olur.
İnsanların ayakları altında ezilmek tevazu değildir.
Her eyvallahın bir illallah noktası vardır.
Bursa kadısı Aziz Mahmud Hüdayi'ye Mürşid'i sırtında ciğer satırdı. Ama bu Onun zati terbiyesiydi.
diyerek satır satır birbirinden kıymetli bilgiler verdi.
O zaman son cümle yine Ömer Tuğrul İnançer 'den...
Hoşçakalmayın hoş kalın.
Gelin, Beraber Yürüyelim...
#dinleneyden #ömertuğrulinançer #mymecra
MyMecra’nın diğer oynatma listeleri:
Bizi aşağıdaki Sosyal Medya Adreslerimizden takip edebilirsiniz
Programlarımızı PODCAST olarak takip edebileceğiniz platformlar:
'Tevazu nedir?' bu bölümün temel sorusu oluyor.
Mütevazi mi? Mütevazı mı? doğrusu nedir? Yanlış kullansak ama derdimizi anlatabilsek yine de olmaz mı? Bir kavramı tam anlamanın yöntemi nedir?
Tevazu sahibine mütevazı denir, doğrusu budur. Bizim algılamamız sadece bedenimize ait beş duyu ile sınırlı değildir. Sanatçı ne ile o eserleri ortaya çıkarıyor. İç itici kuvveti vardır ve ona ilham denir. İlhamı beş duyusuyla algılamaz. Beş duyu dışında kalan alanlarda biz olayları seziyoruz. Beş duyu organ dışındaki algılama, zihnin - idrakin değil kalbin algılamasıdır.
Ömer Tuğrul İnançer Dinle Neyden programının devamında şunları da ilave ediyor.
Kavramları yanlış kullansak da aramızdaki anlaşmayı temin edebiliriz. Ama bunu bedenin anlar, Sen anlamazsın.
Alçak gönlülüğe gelince, gönül çok yüksek bir mevkidir. Başka bir lisanda bunun karşılığı yok. Kalp başka, gönül başka. Doğru anlamak için kalbi anlamak lazım.
Gönül öyle yüce ki, yanına alçak kelimesini koysan 'alçak gönüllü' diye yükseltmiş olursun.
Çünkü;
Kabe bünyadı Halil-i azer’est
Dil nazargah-ı Celil-i Ekber’est
Gönlü tamir etmeden Kabe'ye gidersen mukallit olmaktan yukarı çıkamazsın ve taklit tefekkürü yok eder.
Alçak gönüllü olmak Allah'ın en sevmediği kibir, gurur belasından halas olmak demektir.
Kibir öyle bir derttir ki...
Alçak gönüllü olmak hakikati gizlemek demek midir? Hayır!
Peygamber efendimiz bir takım meziyetler sahibi olduğunu söylemeseydi biz nereden bilecektik... Ama bunu hemen şu sözle tamamlardı, "büyüklenmek için söylemiyorum." biz bilelim diye söylerdi.
Biz Muhammed (s.a.s) tapmıyoruz, biz Onun tapın dediğine tapıyoruz.
Hz. Mevlana; Seçilmiş Muhammed (s.a.s) yolunun toprağıyım demiş, tevazu da ki güzelliği görüyor musunuz?
Hürriyet Allah'a kul olmakla, yükseklik Muhammed (s.a.s.) tabi olmakla elde edilir.
Taş kalpli olma, toprak gibi ol. Baharda dünyanın güneşi yer yüzüne vurduğu zaman taş değil toprak yeşerir. Sana da bir gün güneş gibi biri vurduğu zaman toprak gibi olursan nice çiçekler açar.
Tevazunun karşıtı, kibrin bir özel şubesi ucubtur.
Muzaffer Ozak Efendi: Ucub kendini alim zannedenlerde olur.
İnsanların ayakları altında ezilmek tevazu değildir.
Her eyvallahın bir illallah noktası vardır.
Bursa kadısı Aziz Mahmud Hüdayi'ye Mürşid'i sırtında ciğer satırdı. Ama bu Onun zati terbiyesiydi.
diyerek satır satır birbirinden kıymetli bilgiler verdi.
O zaman son cümle yine Ömer Tuğrul İnançer 'den...
Hoşçakalmayın hoş kalın.
Gelin, Beraber Yürüyelim...
#dinleneyden #ömertuğrulinançer #mymecra
MyMecra’nın diğer oynatma listeleri:
Bizi aşağıdaki Sosyal Medya Adreslerimizden takip edebilirsiniz
Programlarımızı PODCAST olarak takip edebileceğiniz platformlar:
Комментарии