filmov
tv
Şevk U Tarab Kar - Bursa Devlet Klasik Türk Müziği Topluluğu

Показать описание
PÂYİTAHT BURSA’DAN SESLENİŞLER
Bursa Devlet Klasik Türk Müziği Korosu.
Şef: Hakan Özlev
ŞEVK U TARAB KÂR / USÛL: HAFÎF (DEĞİŞMELİ)
BESTE: III. Selîm
GÜFTE: Şeyh Gâlib (1757-3.1.1799)
1.BEYİT
Der sipihr-i sîne-em dâğ-ı mahabbet kevkebest
Lîk an mehveş kücâ dâned ki rûzeş bî-şebest
KIT’A
Zi-sûz-i dil eger âhî güzer küned çi şeved
Be nûr-ı ârız-ı mâhî eser küned çi şeved
Tegâfül âdet-i şîrîn-lebân büved lîkin
Eger şehî be gedâyî nazar küned çi şeved
5. BEYİT
İltifât-ı aşk dâred hüsn-râ şîrîn-edâ
Girye-i Gâlib berâ-yi hande-i zîr-i lebest
Gazel: Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
Kıt‘a : Mefâ‘ilün Fe‘ilâtün Mefâ‘ilün Fe’ilün
(Fa‘lün)
(Güfte, Şeyh Gâlib Dîvânı’nda yer alan 5 beyitlik Farsça gazelin 1. ve 5. beyitleri ile Mukatta‘ât kısmında “Be-zebân-ı Fârisî” başlığı altında yer alan bir kıt‘adan müteşekkildir. Ancak, eserin günümüze ulaşan notalarında, 5. beyitin ilk mısra’ı; 1. beyitin sonunda, kıt’anın başında, meyân kısmında yazılıdır ve 5. beyit bölünmüş olarak icrâ edilmektedir. Cd ‘de yapılan icrâda ise meyân kısmında, 5. beyiti bölmeden, beyitin 1. mısra’ının hemen ardından 2. mısra yer almaktadır. Böylelikle şiirin anlam bütünlüğü korunmuştur.)
Benim sînemde açılan muhabbet dağı (yarası) yıldız gibidir. Ancak, günü gecesiz olan o ay yüzlü sevgili, (geceleyin ortaya çıkan) o yıldızı nasıl bilsin?
Eğer gönül yanmasıyla bir âh çekse ve o ay yüzlü sevgilinin yanağının nûruna bir iz bıraksa ne olur? Görmezden gelmek şirin (tatlı) dudaklıların âdeti olsa da, o şah (sevgili), bir dilenciye nazar eylese ne olur?
O tatlı, şîrîn edâlı güzelde aşkın iltifâtı vardır. Gâlib’in ağlaması ise, senin dudağının kenarında (altında) tebessümle meydana gelen gamze içindir.
“PÂYİTAHT BURSA’DAN SESLENİŞLER”
‘’PROJE İÇERİĞİ’’
Bursa’yı fetheden Orhan Gâzi’nin türbesinde asılı duran davuldan şöyle bahseder:
‘’Orhân Gâzi bunda medfûn olup Orhân Davulu dedikleri kırmızı kılıflı tabl-ı kebîr bu câmiin bir tâkinde asılıdır.Devlet-i Âl-i Osmân’da ibtidâ bu tabl çalınmıştır.’’ (Evliya Çelebi, 1999, s.10)
Osmanlı’da, mehteri, Osman Gâzi’ye gönderilen davul ile paralel düşünmek gerekir. I.Murad (Murad Hüdâvendigâr) devrinde, Yeniçeri birliklerinin kurulması ile mehter gelişim göstermiştir. (Judetz, 2007, s.60) Osman Gâzi, Orhan Gâzi ve I. Murad’ın mezarları Bursa’dadır.
Pâdişah Çelebi Sultan Mehmed’in oğlu, Fatih Sultan Mehmed’in babası olan II. Murad, 1421 yılında, Bursa’da, Osmanlı tahtına çıktı. Bursa’da bilimsel ve kültürel alanda yaptırdığı eserlerle ilk pâyitaht Bursa ile bütünleşmiş olan II. Murad’ın mezarı da Bursa’dadır.
II. Murad’ın saltanatı, Osmanlı’nın sanatta ilerlediği bir dönem olmuştur. II. Murad, ilim ve sanat adamlarını himâye etmiş, onları bilimsel çalışmaları için teşvik etmiştir. II. Murad, eski eserlerde sözü edilen yüzlerce birleşik makâmı inceletmiş, denemeler yaptırmış , böylece döneminde, mûsikîmiz için çok verimli yıllar yaşanmıştır. Murad Hüdâvendigâr tarafından kurulduğu bilinen ve mûsikî eğitimi de yapılan Enderûn Mektebi’nin müfredâtı, II.Murad devrinde genişletilmiştir.
Hızır bin Abdullah ‘’Edvâr-ı Mûsikî’’ adındaki eserini, daha önceki kitapları inceleyerek yazmıştır.
II. Murad’ a sunulmuş olan bu kitap, Bursa’daki mûsikî ortamı hakkında bilgilere yer verir. Ülkemizde üç nüshası mevcut olan bu eser, 48 fasıl olarak kaleme alınmıştır. II.Murad Han döneminde yaşayan Şükrullah, Safiyüddin’in, Kitâbü’l-Edvârı’nı, Terceme-i Kitâb-ı Edvâr ismi ile Türkçe’ ye çevirerek mûsikîmize önemli bir kaynak kazandırmıştır. II. Murad’a hediye edilmiş olan bu kitap, Rauf Yektâ Bey’in özel kitaplığında bulunmaktadır ancak yayınlanmamıştır. Yine bu devirde, yazarının asıl ismi bilinmeyen, ‘’el Seydi’’ takma adı ile ‘’ Hâzâ el-Matlağ fî Beyânü’l-Edvâr ve’l-Makamât’’ ismi altında yazılmış bir nazariyat kitabı mevcuttur.
Bursa Devlet Klasik Türk Müziği Korosu.
Şef: Hakan Özlev
ŞEVK U TARAB KÂR / USÛL: HAFÎF (DEĞİŞMELİ)
BESTE: III. Selîm
GÜFTE: Şeyh Gâlib (1757-3.1.1799)
1.BEYİT
Der sipihr-i sîne-em dâğ-ı mahabbet kevkebest
Lîk an mehveş kücâ dâned ki rûzeş bî-şebest
KIT’A
Zi-sûz-i dil eger âhî güzer küned çi şeved
Be nûr-ı ârız-ı mâhî eser küned çi şeved
Tegâfül âdet-i şîrîn-lebân büved lîkin
Eger şehî be gedâyî nazar küned çi şeved
5. BEYİT
İltifât-ı aşk dâred hüsn-râ şîrîn-edâ
Girye-i Gâlib berâ-yi hande-i zîr-i lebest
Gazel: Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
Kıt‘a : Mefâ‘ilün Fe‘ilâtün Mefâ‘ilün Fe’ilün
(Fa‘lün)
(Güfte, Şeyh Gâlib Dîvânı’nda yer alan 5 beyitlik Farsça gazelin 1. ve 5. beyitleri ile Mukatta‘ât kısmında “Be-zebân-ı Fârisî” başlığı altında yer alan bir kıt‘adan müteşekkildir. Ancak, eserin günümüze ulaşan notalarında, 5. beyitin ilk mısra’ı; 1. beyitin sonunda, kıt’anın başında, meyân kısmında yazılıdır ve 5. beyit bölünmüş olarak icrâ edilmektedir. Cd ‘de yapılan icrâda ise meyân kısmında, 5. beyiti bölmeden, beyitin 1. mısra’ının hemen ardından 2. mısra yer almaktadır. Böylelikle şiirin anlam bütünlüğü korunmuştur.)
Benim sînemde açılan muhabbet dağı (yarası) yıldız gibidir. Ancak, günü gecesiz olan o ay yüzlü sevgili, (geceleyin ortaya çıkan) o yıldızı nasıl bilsin?
Eğer gönül yanmasıyla bir âh çekse ve o ay yüzlü sevgilinin yanağının nûruna bir iz bıraksa ne olur? Görmezden gelmek şirin (tatlı) dudaklıların âdeti olsa da, o şah (sevgili), bir dilenciye nazar eylese ne olur?
O tatlı, şîrîn edâlı güzelde aşkın iltifâtı vardır. Gâlib’in ağlaması ise, senin dudağının kenarında (altında) tebessümle meydana gelen gamze içindir.
“PÂYİTAHT BURSA’DAN SESLENİŞLER”
‘’PROJE İÇERİĞİ’’
Bursa’yı fetheden Orhan Gâzi’nin türbesinde asılı duran davuldan şöyle bahseder:
‘’Orhân Gâzi bunda medfûn olup Orhân Davulu dedikleri kırmızı kılıflı tabl-ı kebîr bu câmiin bir tâkinde asılıdır.Devlet-i Âl-i Osmân’da ibtidâ bu tabl çalınmıştır.’’ (Evliya Çelebi, 1999, s.10)
Osmanlı’da, mehteri, Osman Gâzi’ye gönderilen davul ile paralel düşünmek gerekir. I.Murad (Murad Hüdâvendigâr) devrinde, Yeniçeri birliklerinin kurulması ile mehter gelişim göstermiştir. (Judetz, 2007, s.60) Osman Gâzi, Orhan Gâzi ve I. Murad’ın mezarları Bursa’dadır.
Pâdişah Çelebi Sultan Mehmed’in oğlu, Fatih Sultan Mehmed’in babası olan II. Murad, 1421 yılında, Bursa’da, Osmanlı tahtına çıktı. Bursa’da bilimsel ve kültürel alanda yaptırdığı eserlerle ilk pâyitaht Bursa ile bütünleşmiş olan II. Murad’ın mezarı da Bursa’dadır.
II. Murad’ın saltanatı, Osmanlı’nın sanatta ilerlediği bir dönem olmuştur. II. Murad, ilim ve sanat adamlarını himâye etmiş, onları bilimsel çalışmaları için teşvik etmiştir. II. Murad, eski eserlerde sözü edilen yüzlerce birleşik makâmı inceletmiş, denemeler yaptırmış , böylece döneminde, mûsikîmiz için çok verimli yıllar yaşanmıştır. Murad Hüdâvendigâr tarafından kurulduğu bilinen ve mûsikî eğitimi de yapılan Enderûn Mektebi’nin müfredâtı, II.Murad devrinde genişletilmiştir.
Hızır bin Abdullah ‘’Edvâr-ı Mûsikî’’ adındaki eserini, daha önceki kitapları inceleyerek yazmıştır.
II. Murad’ a sunulmuş olan bu kitap, Bursa’daki mûsikî ortamı hakkında bilgilere yer verir. Ülkemizde üç nüshası mevcut olan bu eser, 48 fasıl olarak kaleme alınmıştır. II.Murad Han döneminde yaşayan Şükrullah, Safiyüddin’in, Kitâbü’l-Edvârı’nı, Terceme-i Kitâb-ı Edvâr ismi ile Türkçe’ ye çevirerek mûsikîmize önemli bir kaynak kazandırmıştır. II. Murad’a hediye edilmiş olan bu kitap, Rauf Yektâ Bey’in özel kitaplığında bulunmaktadır ancak yayınlanmamıştır. Yine bu devirde, yazarının asıl ismi bilinmeyen, ‘’el Seydi’’ takma adı ile ‘’ Hâzâ el-Matlağ fî Beyânü’l-Edvâr ve’l-Makamât’’ ismi altında yazılmış bir nazariyat kitabı mevcuttur.
Комментарии