Faiz Haram Değildir! İşte O 4 Ayet! Prof. Gazi Özdemir'den Olay Yaratan Açıklama | İlkay Buharalı

preview_player
Показать описание
İşte O 4 Ayet! Faiz Haram Değildir! Prof. Gazi Özdemir'den Olay Yaratan Açıklama | İlkay Buharalı

#gaziözdemir #faiz #faizharammı

00:03 Kuran'da faiz ve riba meseleleri.
00:32 Riba nedir?
05:20 Faiz ile Riba arasındaki fark nedir?
07:28 Yanlış öğrenilen şeylerin günahı kime olur?
11:36 Kuran'ı Arapça okumanın sevabı fazla mıdır?

Kanalımdaki şu videolara göz atın;
1- Astrolog Şenay Devi'den MART Burç Yorumları! DİKKAT 10 Aylık Döngünüz Belirleniyor!

2- DİKKAT! Ekonomiyi Bir Anda Çökertecekler! Bunlara Hazır Olun! Ekonomist Artuğ Çetin

3-Tarihin En Büyük Kahinleri ve İslami İşaretleri ile 2021 ve Sonrası! | Serhat A. Tan

4-Bunları Bilmezsek Kaybedeceğiz! Kehanetleri Gerçekleştirmek İçin Harekete Geçtiler! | Erhan Altunay

7- Dayak, Başörtüsü, Namaz! Kuran-ı Kerim'i Yanlış Tercüme Ettiler! Ünlü Profesörden Şok Açıklamalar!

9-İLKAY BUHARALI, HAYATININ EN BÜYÜK ACISI VE KUR'AN-I KERİM İLE TANIŞMASINI GÖZYAŞLARI İLE ANLATTI!

Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Faizin hertürlüsü haramdır diyor haz muhammed sav. Konu net

ahuceyhankemiksiz
Автор

Faiz ve Ribâ Nedir?

Faiz, kelime olarak, "çoğalıp akmak, dolup taşmak" mânasına gelen feyz kökünden, "çoğalıp akan, dolup taşan" anlamında bir sıfattır. Kelime, Türkçemizde, "Borç karşılığında belli zaman sonunda alınan belirli bir meblağ veya borcun belirli sürede getirdiği kazanç" mânasında isim olarak kullanılmaktadır.

Türkçede bu mânada kullanılan faiz kelimesinin son harfi dad'dır. Arapçada bir de son harfi ze olan faiz kelimesi vardır. Bu kelime ise, "elde etmek, kurtulmak, dileğine ermek, başarmak" mânasına gelen feyz kökünden gelen bir sıfattır. "Kurtulan, istediğini elde eden, başaran" mânasına gelmektedir.

Kur'ân-ı Kerîm'de, "Borç verilen şey'i belli bir ilâve ile geri alma" mânasına olan ve feyz kökünden türeyen fâiz ) فَائض ( kelimesi yoktur. Bu kelimenin yerine, Kur'an'da ribâ kelimesi kullanılmıştır. Fevz kökünden gelen fâiz ) فائز ( kelimesi ise Kur'an'da zikredilmektedir.

Bu iki faiz kelimesinin zaman zaman birbirine karıştırıldığı görülmektedir. Nitekim İzmir'de yapılan Türkiye 2. İktisat Kongresinde Türkiye Ziraat Odaları Birliği adına sunulan bir tebliğde, böyle büyük bir yanlışlığa düşülmüş; faiz kelimesine Kur'an'da övgüyle yer verildiğinden bahisle, faizin İslâm'da haram olmadığı, haram kılınan hususun tefecilik olduğu ileri sürülmüştür. Bu iddianın yanlışlığı apaçık ortadadır. Dilimizde kullandığımız faiz kelimesiyle Kur'an'da zikredilen faiz kelimesinin - yukarıda izah ettiğimiz vechile - hiçbir alâkası yoktur. Bu bakımdan, faizin meşrû olduğu iddiasının yanlışlığı açıktır. Türkçede kullandığımız mânadaki faiz kelimesinin karşılığı, ribâ kelimesidir.

Ribâ, lügatte, "çoğalma, artma ve büyüme" mânalarına gelmektedir. Kur'an-ı Kerîm'in indiği devrede bu kelime, "Borçludan, borç süresi (vâde) mukabili alınan fazlalık" için kullanılıyordu. Bu mânası ile riba mefhumu Türkçede kullandığımız faiz kelimesinin tam karşılığı olmaktadır.

İslâm'dan Önceki Fâiz Uygulaması:

İslâm'dan önce faiz, arablar arasında son derece yaygındı. Mekke'de, Tâif'de, Medine'de faizcilik yaparak çalışmadan kazanan, halkın sırtından geçinen bankerler vardı. Bunlar, belirli süre sonunda verdikleri ana paraya ilâve olarak belli bir fazlalığı da almak üzere ihtiyaç sahiplerine borç verirlerdi. Borçlu o belirli süre sonunda borcunu ödeyemezse vâde uzatılır, buna karşılık faiz miktarı da artırılırdı. Böylece borçlu çoğu zaman aldığının kat kat fazlasını ödemek zorunda kalırlardı. Bu uygulama o derece yerleşmiş ve kökleşmişti ki, Kur'an'ın da ifade buyurduğu gibi, "alış-veriş de faiz gibidir" (el-Bakara, 275) deniliyor; faiz de tıpkı alış-veriş gibi meşrû sayılıyordu.

İslâm'da Faizin Yasaklanması:

İnsanları kökleşmiş âdet ve inançlarından vazgeçirmek oldukça zor bir iştir. Bu sebeblerdir ki başta peygamberler olmak üzere bütün ıslahatçılar, insanlara yanış fikirlerini ve kötü âdetlerini bıraktırmakta çok güçlüklerle karşılaşmışlar, büyük meşakkatler çekmişlerdir. Onlara alıştıkları kötü âdetlerini terkettirmek ve inançlarına ters gelen gerçekleri kabul ettirmek için tedric metoduna başvurmuşlardır.

Hz. Âişe Validemizin şu sözleri bu gerçeği apaçık ortaya koymaktadır:

"Kur'an-ı Kerîm'in mufassal sûrelerinden ilk nâzil olanları, Cennet-Cehennem gibi konuların anlatılmış olduğu sûrelerdir. İnsanların kalbleri ısınıp İslâm'ın emir ve yasaklarını tâkibe başlayınca helâl ve haramla ilgili hükümler inmiştir. Eğer 'içki içmeyiniz, zina yapmayınız' gibi emirler, ilk inen hükümler olsaydı, mutlaka 'içkiyi ve zinayı asla terketmeyiz' derlerdi."

Bu sebebledir ki İslâm'da içki, kumar, faiz gibi kökleşmiş âdet ve uygulamalar birden yasaklanmamış; bunların haram kılınmasında tedric yolu takibedilmiştir.

İçkinin yasaklanması 3 safhada gerçekleştiği gibi, faizin haram kılınması da 4 safhada gerçekleşmiştir. Bu konuda ilk inen hüküm Rûm sûresi'nin 39. âyetidir. Mekke devrinde nâzil olmuştur.

"İnsanların malları içinde artsın diye verdiğimiz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz, fakat Allah rızasını dileyerek verebildiğiniz herhangi bir sadaka böyle değildir. İşte onlar sevablarını kat kat artıranlardır."

Meâli arzedilen bu âyet-i kerîmede faiz yasaklanmamış, fakat faiz kazancında bereket olmayacağı beyan edilmiştir.

Medine devrinde nâzil olan Nisâ sûresi'nin 160-161. âyetlerinde ise şöyle buyurulmuştur:

"Yahudilerin haksız davranışları, çoklarını Allah yolundan çevirmeleri, kendilerine yasaklandığı halde faiz almaları ve insanların mallarını haksızlıkla yemelerinden dolayı, kendilerine helâl kılınmış olan temiz şeyleri onlara haram kıldık. Onlardan inkâr edenlere elem verici bir azab hazırladık."

Bu âyetlerde faizin müslümanlara yasaklandığına dair açık bir hüküm olmamakla beraber, Yahudilerin kendilerine haram kılındığı halde faiz aldıkları, böylece İlâhî azâbı hak ettikleri beyan edilmiştir. Bu ifade ile, faiz almanın son derece kötü ve uzak kalınması gereken bir iş olduğuna işaret olunmuştur.

Faizin müslümanlara ilk haram kılınışı Âl-i İmrân sûresi'nin 130. âyeti ile olmuştur:

"Ey iman edenler, faizi kat kat alarak yemeyiniz. Allah'tan sakının ki başarıya ulaşasınız."

Bu âyetle, o devirde en çok uygulanan ve fakiri en çok ezen fahiş ribâ, yani bileşik faiz yasaklanmıştır. Basit faizin haram olduğu hakkında henüz kesin bir hüküm inmemiştir. Bu, tıpkı içkinin, içilmesinin haram kılınmayıp sarhoş halde namaza yaklaşılmasının yasaklanması tıpkı içkinin, içilmesinin haram kılınmayıp sarhoş halde namaza yaklaşılmasının yasaklanması safhasına benzemektedir.

İslâm, önce, fakirin belini iyice kıran kat kat faiz şeklini yasaklamış oluyordu. Daha sonra nâzil olan Bakara sûresinin 275-281'inci âyetleriyle her türlü faiz kesinlikle haram kılınacaktı. Faizi kesinlikle yasaklayan bu âyetlerin meâlleri şöyledir:

"Faiz yiyenler, mahşerde ancak Şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların "alış-veriş de faiz gibidir" demelerindendir. Oysa, Allah alış-verişi helal, faizi ise haram kılmıştır. Artık kime Rabbından bir öğüt gelir de faizcilikten vazgeçerse, geçmişi kendisinedir, onun işi (bağışlanması) Allah'a aittir. Kim de faizciliğe dönerse, işte onlar Cehennemliktir ve orada ebedi kalacaklardır.

Allah, faiz kazancını eksiltir, sadakaları ise bereketlendirir. Allah nankörlük eden hiçbir günahkârı sevmez.

İnanıp yararlı işler işleyenlerin, namaz kılıp, zekât verenlerin Rabları katında ecir ve mükâfatları vardır. Onlar için hiçbir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir de.

Ey inananlar! Allah'tan korkun; eğer inanıyorsanız, faizden artakalan kısmı bırakın. Şâyet böyle yapmayacak olursanız, bunun Allah ve Resûlüne karşı açılmış bir savaş olduğunu bilin. Eğer tevbe eder de (faizden vazgeçerseniz), sermayeleriniz sizindir. Böylece ne haksızlık etmiş, ne de haksızlığa uğramış olursunuz.

Borçlu darda ise, eli genişleyinceye kadar, ona mühlet verin. Eğer bağışlarsanız, bilesiniz bu sizin için ne kadar hayırlıdır.

Allah'a döndürüleceğiniz ve sonra haksızlığa uğramadan herkesin kazancının eksiksiz kendisine verileceği günden korkunuz."

Faizle ilgili son nâzil olan âyetler bunlardır ve bu âyetlerle her türlü faiz kesinlikle haram kılınmıştır. Hz. Ömer (R.A.):

"Faiz âyeti en son inen âyetlerdendir. Resûlüllah (A.S.M.) bunun yeterince açıklamadan vefat etti. Bu sebeble faizi ve faiz şübhesi olan şeyleri bırakınız" demiştir.

Bunun içindir ki,

"Kim şübheli şeylerden kaçınırsa dinini ve ırzını korumuş olur; kim de şübheli şeylere dalarsa sonunda harama düşer."

"Sana şübhe vereni bırak, şübhe vermeyeni yap" hadîs-i şerifleri gereğince, şübheli şeylerden kaçınmak mendub sayıldığı ve takvâ işi kabûl edildiği halde, faiz şübhesinden kaçmak İslâm âlimlerince vâcib sayılmıştır.

Faizcilik, bu bakımdan en büyük günahlardandır. Kur'ân-ı Kerîm'de faizcilik Allah ve Resûlüne karşı savaş olarak nitelenmiş, hiç bir haram için böylesine tehdidkâr bir ifade kullanılmamıştır.

Nitekim Resûlüllah Efendimiz de, "Toplumu helâkete sürükleyen şu 7 şeyden sakınınız. Bunlar da:

1 - Şirk (Allah'a ortak koşmak).

2 - Sihir yapmak.

3 - Savaş ve kısas gibi meşru' bir sebeb olmadan adam öldürmek.

4 - Faiz almak.

5 - Yetim malı yemek.

6 - Savaşta düşmandan kaçmak.

7 - İffetli kadınlara iftira etmektir" buyurmuştur.

Bir başka hadis-i şerîfte ise, Peygamber Efendimiz; faiz yiyenlerin âhiretteki acıklı hâlini şu şekilde anlatmışlardır:

"Mi'rac gecesi bir insan topluluğuna rastladım. Bunların mideleri dışarıdan bakıldığında içi görülen ve içi yılanlarla dolu olan bir eve benziyordu.

- Bunlar kim? diye sordum. Cibrîl:

- İşte bunlar faiz yiyenlerdir, diye cevab verdi."

Yine hadîs-i şerîflerde: "Peygamber Efendimizin faizi alana, verene, faiz senedi yazana ve iki tarafın şahidiverine lânet ettiği" de bildirilmektedir

alparslan
Автор

Faizin her türlüsü ayaklarımın altındadır der kainatın sultanı hz.muhammed s.a.v.Kul hakkıdır ince bir çizgidir kişinin niyetine göre değişir cıkarlarına göre davranır

mahmutsar
Автор

Peygamberimiz, sahabiler, tabiin, şimdiye kadar ki gelen alimler yanlış anlamış Kuran’da geçen ‘riba’ kelimesini. Bir tek bu beyefendi mi doğru anlamış? Emin olun eğer faiz haram olmasaydı. İnsanların çoğu buna hemen kabul eder, dört elle sarılırdı.

muhsinnet
Автор

Faizle ilgili hadisler:

Hz. Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh) anlatıyor:

Resûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) buyurdular ki:
“Mirac gecesi, bir kavme uğradım ki, karınları evler gibi iri idi. Bu karınların içi yılanlarla dolu idi ve yılanlar dışarıdan gözüküyorlardı.
Ben: “Ey Cibril bunlar kimlerdir?” diye sordum.
“Bunlar faiz yiyenler!” dedi.¹

İbni Mes’ûd (Radıyallahu Anh) şöyle dedi:

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), faiz alana da verene de lânet etti.²

Hz. Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh) anlatıyor

Nebî (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“İnsanı helâke sürükleyen yedi şeyden sakınınız.”
Sahâbîler:
“Yâ Resûlallah! Bu yedi şey nedir?” diye sordular.
Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:
“Allah’a şirk koşmak, sihir ve büyü yapmak, Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı bir insanı öldürmek(haklı olarak öldürülen müstesna), fâiz yemek, yetim malı yemek, düşmana hücum sırasında harpten kaçmak, evli olup hiçbir şeyden haberi olmayan namusuna düşkün Müslüman kadınlara zina isnad etmek.”³

Bilâl-i Habeşî (Radıyallahu Anh), Allah Rasûlüʼne güzel bir hurma götürür.

Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem);
“Bunu nereden buldun?” diye sorunca
Bilâl (Radıyallahu Anh);
“Bizde âdî hurma vardı. Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yemesi için ondan iki ölçek vererek bundan bir ölçek satın aldık.” der.
Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem);
“Eyvah! Bu ribânın/fâizin ta kendisi, sakın öyle yapma! Şayet iyi hurma satın almak istersen elindekini ayrıca sat; sonra onun parasıyla iyi hurmayı satın al.” buyurur.⁴

Hz. Ebu Hureyre (Radıyallahu Anh) anlatıyor:

“Resulullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) buyurdular ki:
“Faiz yetmiş çeşit günaha sebeptir. En hafifi kişinin anasıyla zina yapması gibidir.”⁵

Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Vedâ Hutbesi’ni îrâd ederken şöyle buyurmuştur:

“Ashâbım! Kimin yanında bir emânet varsa, onu sâhibine versin! Fâizin her çeşidi kaldırılmıştır; ayağımın altındadır. Lâkin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız! Allâh’ın emriyle fâizcilik artık yasaktır. Câhiliyeden kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım fâiz de Abdulmuttalib’in oğlu (amcam) Abbâs’ın fâizidir.”⁶

Rasûlullah Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ümmetine şöyle îkaz buyurmuşlardır:

“Kim malını fâiz yoluyla artırırsa, onun âkıbeti mutlakâ malının azalarak iflâsa (fakirliğe) sürüklenmesidir.”⁷

“Kim bir kardeşinin işini yapmak için aracı olur, o da buna karşılık bir hediye verirse, hediyeyi kabul ettiği takdirde, fâiz kapılarından büyük bir kapıya girmiş olur.”⁸

“Biriniz, kardeşine ödünç para verir de ödünç alan kimse, ona bir şey hediye ederse, kabûl etmesin. Veya bineğine bindirmek isterse ona binmesin. Ancak daha evvel aralarında hediyeleşme ve yardımlaşma cârî ise bu müstesnâ.”⁹

Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) diğer bir hadîs-i şerîflerinde:

“Muhakkak ki ribânın (fâizin) en şiddetlisi, haksız yere bir Müslümanın şerefine dil uzatmaktır.” buyurmuşlardır.¹⁰

Ebû Hüreyre (Radıyallahu Anh) anlatıyor:

Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmuştur:
“İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki faiz yemeyen hiç kimse kalmayacak! Kişi doğrudan yemese bile ona tozundan bulaşacak.”¹¹

Rasûlullah Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e faiz yiyenlerin azabının bir kısmı rüyâsında gösterilmiştir. Allah’ın Rasûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu şöyle nakleder:

“…Yürüdük. Nihayet kandan bir nehire vardık. Nehrin içinde yüzen bir adam, kıyısında da yanına birçok taş yığmış bir başka adam vardı. Nehirdeki adam çıkmak isteyince, kıyıdaki onun ağzına bir taş atıyor ve onu yerine geri çeviriyordu. Çıkmak için kenara her gelişinde aynı şeyi yapıyor ağzına bir taş atıyor, o da geri dönüyordu.” Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu adamın neden böyle azap gördüğünü sorduğunda melekler onun faiz yiyen kimse olduğunu söylemişlerdir.¹²

İbn Mes’ud’dan nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Faiz yoluyla mal çoğaltan hiç kimse yoktur ki, sonunda durumu (malında) azalmaya dönüşmesin.”¹³

Hz. Cabir demiştir ki;

“Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) faizi yiyene, yedirene, yazana ve buna şahitlik eden iki kimseye lanet etti ve ‘Hepsi (günahta) eşittir.” buyurdu.¹⁴

Hz. Ömer (Radıyallahu Anh) şöyle buyurur:

“Kur’an’dan en son nâzil olan, ribâ (fâiz) hakkındaki âyettir. Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), bu âyeti tefsir etmeden irtihal etti. Binaenaleyh siz, ribâyı da (faizi de) rîbeyi de (fâiz şüphesi olanı da) terk ediniz.”¹⁵

Başka bir sözünde Hz. Ömer (Radıyallahu Anh):

“Biz, faize düşme korkusu ile on helalden dokuzunu terk ettik.”¹⁶

Ahmed b. Hanbel Abdullah b. Hanzale’den rivayet edilen hadiste ise faizin şiddetine vurgu yapılmaktadır:

“Kişinin bilerek yediği bir dirhem riba, otuz altı zinadan eşeddir / daha şiddetlidir.”¹7

>>>> Faizle İlgili Ayetler

Kaynaklar:
1: İbn-i Mâce, Ticârât, 58
2: Müslim, Müsâkât 105-106; Tirmizî, Büyû’ 2
3: Buhârî, Vasâyâ 23, Tıb 48, Hudûd 44; Müslim, Îmân 145
4: Müslim, Müsâkât, 96
5: İbn-i Mâce: 2274
6: Müslim, Hac, 147; Ebû Dâvûd, Menâsik, 56; İbn-i Mâce, Menâsik, 76, 84; Ahmed, V, 30; İbn-i Hişâm, IV, 275-276; Hamîdullâh, el-Vesâik, s. 360
7: İbn-i Mâce, Ticârât, 58; Hâkim, IV, 353/7892; Beyhakî, Şuab, IV, 392/5512; Taberânî, Kebîr, X, 223/10539
8: Ebû Dâvûd, Büyû, 82/3541
9: İbn-i Mâce, Sadakât, 19
10: Ebû Dâvûd, Edeb, 35/4876
11: Ebû Dâvûd, Büyû, 3/3331
12: Buhârî, Ta‘bîr, 48
13: İbn Mace, Ticaret, 58
14: Müslim, Müsakat, 106
15: İbn Mâce, Ticârât, 58
16: Ali el-Müttakî, IV, 187/10087
17: Sahihu’l-Câmî:3375, Ahmed bin Hanbel; Nureddin el Heysemi, Zevaid, 4/117

kanunisultansuleyman
Автор

"Ey iman edenler, ALLAH'tan korkun ! Ve gerçekten iman etmişseniz faizli kazancı terkedin ! Bunu yapmazsanız, ALLAH ve Râsulû tarafından size bir savaş açıldığını bilin! Eğer tövbe ederseniz haksızlık etmemek ve haksızlığa uğramamak üzere anaparanız sizindir" Bakara Sûresi 278-279. Âyetler

kotandilmacunal
Автор

Harama helal demek çok sıkıntılı bir durumdur

yurdakulmaras
Автор

Cennete veya cehenneme siz değil Allah gönderecek.
Bize düşen Kur'an'ı anlamak ve yaşayabilmek.
Siz kalplerde olup biteni bilemezsiniz, kalpleri sadece Allah bilir.

nevzatkale
Автор

Faiz yiyenler, ancak Şeytan tarafından çarpılmış gibi bir hale geliverirler. Bu da onların, alışveriş de faiz almaya benzer, onun eşidi demelerindendir. Allah, alışverişi helal etti, faizi haram. Rabbinden kendisine öğüt verilen, faizden vazgeçerse eskiden aldıkları ona aittir, işi de Allah'a ait. Fakat bundan sonra gene tutup faiz alanlar, ateş ehlidir, orada da ebedi kalırlar.Bakara-275

omersarihan
Автор

Arkadaşlar ben bahsettiği 4 ayeti de okudum.

Cennet ashabı iste onlar kazananlardır. diye bitiyor 4 ayette. Bakın "el faizun" ibaresini biz bizim bugün kullandığımız manada FAİZ olarak anlayabilmek için çok aşırı çaba sarfetmek kanaatindeyim.

Ramazan sohbetleri videolarını dinledim. Üşenmedim ayet numaralarını anlattıklarını 95. maddeye kadar defterime yazarak çalıştım. Söylediği çıkarımları yapmakta inanın zorlandım. 95. maddede bırakmak zorunda kaldım. O madde faiz helaldir diyordu. Artık dedim bu kadarı da fazla.

İsteyen kitabını alıp okusun, mealini 20 den fazla meali aynı anda gösteren sitelerden kontrol etsin sıkıntılar çok.

Allah bizim doğru yolu bulmamızı sağlasın. Amin.

gardenmarden
Автор

Gazi hocam, zulmün her türlüsü haramdır,
Riba'nın haram olması zulme neden olmasıdır, ihtiyaç sahibi, zor durumda olan insanlardan haksız kazanç sağlamak o insanlara zulmetmektir,
Günümüzde devletin ve bankaların hayatımızın her alanında uyguladığı FAİZ haksız kazançtır RİBA dır ve insanlara yapılan zulümdür.

burhanaltun
Автор

Ilk defa ilk defa ill defa böyle bir şey duydum ve anlatmadım, idrak edemedim 🙄😕
Mehmet Ali Bulut Hocama da sorsanız bu konuyu bir de ondan dinlesek..

zumraorhonislamoglu
Автор

Soru şu? O zaman bankalar pak tertemiz noktalar.öyle temizlerki faizden zenginliklerine zenginlik katıyorlar aksine halk ise faiz ödemekten anası ağlıyor intihara kadar sürükleniyor. Çok teşekkürler aydınlandık.

medium_codezone
Автор

Öyle bir zaman gelecekki insanlar harama helal diyecek hadisi şerif işte bu insanlar dinden çıkmıştır diyo

tayfunakncoglu
Автор

Riba ve faiz anlam olarak farklı olabilir, ancak günümüzde faiz veya riba olarak uygulanan sistemde, üretmeden sadece para satarak bankalar vs enflasyon kaybının üstünde elde ettikleri gelir adı ne olursa olsun haksız kazanç değilmidir

sedatorhan
Автор

İlkay buharalı size aslında teşekkür ediyorum herkesimden insanı konuşturuyorsunuz bizde vesilenizle yanlış adamları tanıyoruz, lakin dinini bilmeyenler için sıkıntı prof diye sözüne inanabilirler Allah korusun bu prof tanda sözlerinde yanlış tanda Allah inananları korusun. Sevgiler

eminekaratas
Автор

Efendim Kuran da devlet gozutumde olan faizini haleldir dedigi hangi ayette vardir? Kuran bana gore devlettinde ustunde Kiyamette pek zannetmiyorum Allah'in hangi devlettensin diye sorgulacagini.

MrCruC
Автор

İlkay buharalı attığın başlıklardan amacının sadece çok seyredilmel olduğu belli.

nadirtaflan
Автор

70 yaşından sonra kendini millete güldürmek bu olsa gerek. 1400 sene Kuran'ı kimse anlayamamış ama bu adam anlamış. Hadi bu adam neyse de İlkay Buharalı'nın saygınlığı yerle bir oluyor

berkutkartal
Автор

"Faiz yiyenler, Kıyamet günü kabirlerinden, başka türlü değil, ancak şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkacaklardır! Bunun sebebi, 'alış veriş de tıpkı faiz gibidir' demeleridir. Hâlbuki ALLAH, alış verişi helâl, faizi haram kılmıştır.Her kime Rabb'inden bir öğüt gelir de faizcilik ten vazgeçerse, önceden aldıkları kendisine aittir.Artık onun hakkındaki kararı ALLAH verecektir.Kim de yeniden faizciliğe dönerse, işte onlar cehennemin yoldaşlarıdır, ve orada ebedî kalacaklardır." Bakara Sûresi 275. Âyet
İlkay Hanım bakın bu kadar kesin ayetler var, bu adamı programınıza çıkarıp bu şekilde konuşmasına izin vermeyin. Ayetleri kimsenin sakladığı gizlediği yok, işte görüyorsunuz herşey çok açık, faiz haramdır. Eğer bu adamı böyle konuşturursaniz siz de vebal altına girersiniz, bu adam Kur'an Ayetlerine karşı geliyor.Siz ALLAH' a bu durumu nasıl açıklamayı düşünüyorsunuz ?

kotandilmacunal