Elif Şafak, İntihal ve Fikirlerin Özgünlüğü Sorunu - Sanat Felsefesi

preview_player
Показать описание
*İki yazarın da herhangi bir romanını okumadım. Bu videoda güncel bir olayın etrafında gelişen felsefi meseleleri tartışmaya odaklandım. Özgünlük, Yaratıcılık, Ad Hominem gibi. Özetle olay, benim için bir başlangıç örneği.

00:00-09:18 İntihal Davasının Özeti
09:18-17:39 Sanatçı Gibi Araklamak!

💡 Yeni Başlayanlar için "Felsefe Tarihi Serisi" (45 Bölüm)

❓BEN KİMİM?

📣 Felsefi Podcast Programım "Dünyaya Fırlatıldık!" ı Dinlediniz mi?

SOSYAL MEDYA

🔻Desteklemek için "KATIL" özelliğini kullanarak topluluğun bir parçası olun:

▪️Video Editörü: Baha Can Erenoğlu
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

İki romanı okuyanlar ne düşünüyor bu konu hakkında? İki yazarın da herhangi bir romanını okumadım. Edebiyat eleştirisi yapacak kadar edebiyatla aram iyi de değildir. Bu videoda güncel bir olayın etrafında gelişen felsefi meseleleri tartışmaya odaklandım; "Özgünlük, Yaratıcılık, Ad Hominem" gibi. Özetle olay, benim için sanat felsefesine başlangıç örneği.

pelindilaracolak
Автор

Raporu veren Bilirkişi Kurulu’nda 11.000 küsür kişi yok, İstanbul Bölge Kurulu’ndaki bilirkişi sayısı bu. Raporlar genelde heyet olarak 3 kişiye gönderilir ve bunların alanı da edebiyat ve telif hukukudur. Bilirkişi Raporu okunarak intihal kriterleri ve inceleme kapsamına detaylıca ulaşılabilir.

VuslatKOCAK
Автор

Haberleri gördüğümde oturup iki kitabı da okudum. Olaylar apartmanda ve apartman sakinleri ve kapıcı dairesinde yaşayanlar arasında. Her iki kitapta da eşcinsel, metres veya fahişe var, ikiziler var. Kapıcı ailesinde gariplikler ters olarak işlenmiş. İri anne veya cüce anne, iri çocuk veya ufak çocuk gibi. Kitap isimleri arasında benzerlik var. Sinek Sarayı ve Bit Palas gibi bir mekan ismi..Bunlar benzerlikler..
Farklılıklara gelince..Elif Şafak’ın kitabı uzun(400 sayfa civarı), Mine Kırıkkanat’ın kitabı 160 sayfa civarı.. Sinek Sarayı Bit Palas’tan yıllar önce yazılmış, çok katmanlı ve polisiye gibi ilerliyor..Bir sonraki sayfayı hep merak ederek ilerliyorsunuz.. Elif Şafak o kadar gereksiz betimlemeler(tekrarlar mı demeliyim bilemedim) yapmış ki okurken sıkılıyorsunuz. Örneğin bir mutfaktan söz ediyorsa, kaşık da vardı, çatal da, kepçe de, tencere de tava da, rende de, bardak da vs vs diye uzatmış ve kitap sayfa sayısını artırmış.. Okurken sıkıldım.. Zırvalar arttıkça bir noktaya bağlayamamış ve son kısımda baş karakterin hezeyanları olarak göstermiş bütün olayları.. Böylece bu kadar saçmalık olmasını makul görmemizi sağlamaya çalışmış.
Popüler bilim kitapları okumayı tercih eden benim gibi biri için Elif Şafak kitabı bir işkenceye dönüştü.. Mine Kırıkkanat’ın kitabını ise keyifle hızlı okuduğumu söyleyebilirim.
Bittiğinde ise düşüncem şu oldu. Elif Şafak büyük olasılıkla Mine Kırıkkanat’ın kitabını seneler önce okumuştur.. Seneler sonra unutmuş ve hafızasında tekrar oluşan apartman ve sakinlerini kendi ilhamıyla yazdığını düşünmüş olabilir.. Ya da kasıtlı yaptıysa son kısmı farklı bağlayamadığı için hezeyanlar olarak bitirmiş de olabilir. Yine de iki ayrı roman için fazlasıyla benzerlik olduğunu düşünüyorum.

belginruzgar
Автор

13:29 Aklıma bir alıntı geldi. "İdeal okur, romanın ana karakteridir." (Alberto Manguel)

mrszerda
Автор

Ağzına, aklına sağlık caanım Dilozof, seni dinlerken ruhum temizleniyor🙋‍♀️🌺

senayturan
Автор

Güncel olan için felsefi bir zemin önermeniz oldukça değerli olmuş.

barsakkurt
Автор

Bir kitabi okumak onu yeniden yazmaktır. Şahane bir tespit ❤

ozlemmulayim
Автор

Picasso "İyi sanatçılar kopyalar, büyük sanatçılar çalar" der. Bu bağlamda 21. Yüzyılda geride bu kadar referans varken orijinal olmak ne kadar mümkün tartışılır gerçekten. Ki edebiyat düşkünü biri olarak birçok kısa hikaye yazıp bir tanıdığımın gerçekten yaşadığı bir hikayeyi aylarca kafamda kurgulayıp yazmaya başladığımda tesadüfen izlediğim İsveç yapımı " All Things Fair" filmiyle neredeyse aynı olduğunu görüp yazmaktan vazgeçmiştim. Ha Elif Şafak mevzusuna gelirsek genel olarak yazdığı her kitapta intihal mevzusu gündeme hep geliyor. Türk okurun ne okuyacağını ve neyin satacağını iyi biliyor, özgün bir dili yok. Türk Edebiyatı'nın Serdar Ortaç'ı adeta...

haliskoca
Автор

Olayı ele alışınıza bayıldım. Objektif ve felsefi bakış açısı budur. İyi ki varsınız.❤

nerminalpay
Автор

Bu 2 kitabı okuyarak videonuzu hazırlasaydınız, hem içerik olarak dah iyi olurdu hemde takipçileriniz konuya ilikin bakış açınızı öğrenebilirdi.

temasa
Автор

Videonun başlarında açıkçası intihal kavramının sorgulanmasını tuhaf bulmuştum.Ama şimdi bu sorgulamanın ne kadar yerinde olduğunu anlıyorum.Çünkü sanat gerçekten de koleksiyonculuktur .İnsanlar çevresinden, okuduğu kitaplardan esinlenirler .Peki esinlenmek intihal mi çoğu insanın gözünde ? Bir eser ne zaman intihal suçlamasını görmeli ? Bu sanat camiasında oldukça ciddi ve düşündürücü bir soru.

cananzehraekti
Автор

Einstein da söylemiş: “Eğer ileriyi görebiliyorsak bu bizden öncekilerin omuzlarında yükseldiğimiz içindir.”

repairteach
Автор

M. Kırıkkanat ın neden intihal olduğuna dair çok detaylı açıklamaları var.
Mutlaka okumalısnız.
Olay tesadüf olamayacak kadar benzer.

Konunun geçtiği semtten, karakterlerin isimlerine kadar..

rdvangercek
Автор

Bir edebiyatçı olarak şunu söyleyebilirim: "Bit Palas" eseri aslında Memduh Şevket Esendal'ın "Ayaşlı ve Kiracıları" adlı eserine konu olarak benziyor. O zaman teknik olarak Mine Kırıkkanat'ın eserinin de bir intihal olması gerekiyor.

ada
Автор

Mine Kırıkkanat çok popülist bir açıklama yapmış ayrıca. Hem esere odaklanmamış hem de popülist.

sedakaranfil
Автор

Konuyu çok güzel işlemişsiniz, izlemekten keyif aldım, tebrik ederim. Bence hemen hemen her alanda tarih boyunca süre gelen birikimlere eklenen kişisel dokunuşlarla yeni bir eser yaratılıyor, bilim içinde bunun böyle olduğunu düşünüyorum.

Lola__
Автор

Yine kaliteli bi içerik yine çok güzel bir ele alış 🎉 Bravo Dilara ! Bu programından dolayı tebrik ederim

silenceofharmony
Автор

Yaşı benim gibi 40-50 arası olanlar belli dönemleri daha net algılarlar. 2003 -2008 arası liberal bir dönem vardı. Belli görevleri yapma karşılığında bir yönetim iktidara getirilmişti. Ancak onun allanıp pullanması gerekiyordu. Yoksa ömrü kısa olurdu. Arkasında büyük yatırım vardı. İkiz kulelere saldırı bunun başlangıcıydı. Bu dönemin sanat ayağı da olacaktı. Buna gönüllü olan isimler bulundu ve Türkiye bir ödül sağanağına tutuldu. Eurovizyon alındı, nobel geldi. Öyle bir dönemdi ki ülkeye söven paraya ve şöhrete kavuştu. Ülkenin geçmişine sövmek demokrasi gibi anlaşılıyordu. Tüm bunlar bir monarşiyi allayıp pullayıp gizlemek için yapıldı. Çünkğ görevler vardı. 1 Mart teskeresi yemedi, Suriye parçalandı vesaire… Ordu hapse tıkıldı. Meydan boş kaldı. 2013 referandumu sonrası yani “Yetmez ama evet!” Referandumu sonrası liberaller tasfiye edildi. Orhan Pamuk yok oldu, Elif Şafak intihallerle ayakta durmaya çalıştı. Orhan Pamuk, Elif Şafak, Alev Alatlı… gibi… Mehmet Barlas’lar falan… Yani… Nobel konuşması bir felaketti. Bir dönem vardı. Irmaklar akıyordu ve bazı kişiler o ırmaktan kana kana su içtiler. Sular kesilince kayboldular. Orhan Pamuk Veba geceleri diye bir şey yazdı geçen sene galiba… Tıss! O rüzgar esti geçti. Rüzgar gibi geçti. Elif Şafak intihal yapmış mıdır? Kesin! Çünkü rüzgarın yön değiştirdiğini fark edemedi. O rüzgarla varolduğunu algılayamadı.

İntihal niyet ile açıklanır. Dolayısıyla felsefe biraz bu konuda konuşamaz. Niyet kavramsal olarak açıklanamaz. Senin yaptığından ötesini yapamaz felsefe… Bunu edebiyatçılar bile yapamayabilir. Belki sosyoloji…

Bazısı heybesini doldurdu sonra da çekti gitti. Kötü olan şu; bu insanlar gerçek anlamda sanatçı olup olmadıklarını asla bilemeyecekler…

Ama Küçük Prens, Alice, İlahi Komedya, Dönüşüm, Yeraltından Notlar, Savaş ve Barış, İlyada, Sefiller… Bunlar ve benzerleri sonsuzluğa taşındı. Hep hatırlanacaklar. Sonsuzluğa dokunamayan yok olup gidecek.

suleymanbasgoz
Автор

Asıl komik olan 150 yazarın Elif Şafak'a sahip çıkan bildiriyi imzalaması. Çaldığı bilirkişi tarafından ispatlanmış ama olsun esinlenmedir o diye sahip çıkması ülkemizin edebiyat alanında dahi kokuşmuş olduğunu gösteriyor..

asilyasayan
Автор

Sevgili Pelin Dilara Çolak, ülkenin terazisini kaybettiği bir zamanda, bu yorumunuzla ümidimi yeşerttiniz. Birilerinin ortaya tarafasız görüs sunması kadar hayati bir konu yok. Bu topluma nefes aldırır, özgürleştirir. Ülkenin geleceğinde çok güzel bir yeriniz olmasi dilegiyle.

nazanozur