filmov
tv
Adile Naşit Oğlunun Ölüm Haberini Aldı, Sahneye Çıkıp Kahkaha Attı | O An
Показать описание
Sıcak bir Haziran sabahıydı. Turne için geldikleri İzmir’in havası, neşesine neşe katıyordu. Güzel yüzünden gülümseme eksik olmuyor, otelde karşılaştığı herkese “günaydın” denemeden geçmiyordu.
Hayattaki en büyük mutluluğuydu tiyatro. Perde açılıp da sahneye adım attığında Adile olmaması gerekiyordu ama kendisini en çok da orda buluyordu. Sanki tüm hafta nefesini tutuyor ve sahneye çıktığında ciğerlerine hava doluyordu.
En büyük bağlılığı da dostlarınaydı. Kıskançlık duygusuna yer yoktu onun kalbinde. Dostlarının en güzel işlerde, en yüksek yerlerde olsun diye, kendisinden çok dua ederdi onlar için. Hele bir de sahneye dostlarıyla çıkar, en mutlu anlarını en sevdiği insanlarla yaşarsa tadından yenmezdi.
Bu akşam da öyle bir akşam olacaktı. Papatya desenli uzun elbisesini giydi. Aynada kendine şöyle bir baktı. Ne yapsa güzel görünemiyordu. Mesleğine başladığı ilk yıllarda bile sırf bu yüzden geri planda bırakılmıştı. Başroldeki güzel kadın olamamıştı belki ama gülüşüyle ve enerjisiyle vazgeçilmez olmayı başarmıştı.
Üstelik oyunları artık sadece İstanbul’da izlenmiyor, turnelere çıkıp şehir şehir geziyorlardı. Sıra İzmir’e gelmişti. Uçaktan indiğinde yüzüne çarpan Ege havasının tazeliğini hala hissediyordu. Kahvaltı için alt kata indiğinde hem dostu hem de rol arkadaşı Gazanfer’le karşılaştı. İkisi de çok canlı, çok enerjik uyanmışlardı. Ta ki o haberi öğrenene kadar.
Hayattaki en büyük mutluluğuydu tiyatro. Perde açılıp da sahneye adım attığında Adile olmaması gerekiyordu ama kendisini en çok da orda buluyordu. Sanki tüm hafta nefesini tutuyor ve sahneye çıktığında ciğerlerine hava doluyordu.
En büyük bağlılığı da dostlarınaydı. Kıskançlık duygusuna yer yoktu onun kalbinde. Dostlarının en güzel işlerde, en yüksek yerlerde olsun diye, kendisinden çok dua ederdi onlar için. Hele bir de sahneye dostlarıyla çıkar, en mutlu anlarını en sevdiği insanlarla yaşarsa tadından yenmezdi.
Bu akşam da öyle bir akşam olacaktı. Papatya desenli uzun elbisesini giydi. Aynada kendine şöyle bir baktı. Ne yapsa güzel görünemiyordu. Mesleğine başladığı ilk yıllarda bile sırf bu yüzden geri planda bırakılmıştı. Başroldeki güzel kadın olamamıştı belki ama gülüşüyle ve enerjisiyle vazgeçilmez olmayı başarmıştı.
Üstelik oyunları artık sadece İstanbul’da izlenmiyor, turnelere çıkıp şehir şehir geziyorlardı. Sıra İzmir’e gelmişti. Uçaktan indiğinde yüzüne çarpan Ege havasının tazeliğini hala hissediyordu. Kahvaltı için alt kata indiğinde hem dostu hem de rol arkadaşı Gazanfer’le karşılaştı. İkisi de çok canlı, çok enerjik uyanmışlardı. Ta ki o haberi öğrenene kadar.
Комментарии