filmov
tv
arap camisi
![preview_player](https://i.ytimg.com/vi/nsPeUKyazh8/maxresdefault.jpg)
Показать описание
arap camisi
Bilindiği üzere Hz. Muhammed'in "İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur," hadisi şerifinin güzelliğine erişmek için binlerce Müslüman ve birçok sahabe 600'lü yılların sonu ile 700'lü yılların başında İstanbul'u fethetme umuduyla yollara düştü. Karadan ve denizden zorlu bir yolculuk sonrası üç kez İstanbul'u kuşattı İslam ordusu. Kimi kuşatma yedi yıl sürdü kimisi daha az. Ebu Eyyûb el-Ensari'nin katıldığı kuşatmadan 50 yıl sonra üçüncü kuşatmayı 717'de İslam ordusunun ünlü komutanı Mesleme bin Abdülmelik yaptı, Galata bölgesine ele geçirdi. Bir yıl süren kuşatma sonrasında kale içini fethedemese de yedi yıl boyunca askerleriyle birlikte burada kaldı. Müslümanların ibadetlerini yerine getirmesi için Bizans Kralı Leon ile anlaşma yaparak şimdiler de Karaköy Perşembe Pazarı'nda hırdavatçıların arasında gizlenmiş Arap Camii'ni yaptırdı. Yani bundan tam 1296 yıl önce... İstanbul'un ilk camisi olan Arap Camii'nden İstanbul semalarına ilk ezan sesi de bu camiden yükseldi. Tam yedi yıl boyunca... Emevi Halifesi Ömer bin Abdülaziz Şam'daki isyanlar nedeniyle Mesleme bin Abdülmelik'i geri çağırınca, İstanbul kuşatması kaldırıldı. 800 yılına kadar cami olarak kalan bu tarihi yapıyı, Galata bölgesine yerleşen Cenevizliler kiliseye çevirdiler. Caminin çan kulesi o dönemde ilave edildi.
FATİH TEKRAR CAMİYE ÇEVİRDİ
Fatih Sultan Mehmet, 1453 yılında İstanbul'u fethettiğinde bina halen kilise olarak durmaktadır. Fetihten iki yıl sonra çan kulesi minareye, kilise de aslına yani camiye geri döndürülür. Fatih Sultan Mehmet, mabedin avlusuna Mesleme bin Abdülmelik adına bir makam yaptırır. Bazı rivayetlerde Mesleme'nin kabrinin Arap Camii'nin önünde olabileceği dile getirilir. Arap Camii'nin bir özelliği de ahşap olması. Ancak tahta kurusu gibi haşereler asla bu ahşaba yanaşmıyor. Mimari özelliği Arap tarzını yansıtıyor. Özellikle de minaresi 716 yılında Şam'da yapılmış olan Emevi Camii'ni andırıyor. Ahşap olduğu için birçok yangın tehlikesi atlatan camiye yapılan en büyük eklenti II. Mustafa'nın eşi Saliha Sultan tarafından yaptırılan şadırvan oldu.
SADECE KADİR GECESİ AÇILIYOR
Arap Camii'nin çilehanesi Mesele bin Abdülmelik'ten kalma. Bu küçük odacıkta eskiden Kutsal Emanetler saklanırmış. Ama güvenlik gerekçesiyle artık bu küçük odada saklanamıyor. Arap Camii İmamı Cafer Talan, Sakal-ı Şerif'leri canı gibi koruyor. Çünkü Sakal-ı Şerif'ler her atanan yeni imamın üzerine zimmetleniyor. Üç tane bulunan bu Kutsal Emanetler'den ikisi muma sarılmış bir şekilde muhafaza ediliyor. Sakal-ı Şerif'ler Ramazan ayı içerisinde sadece Kadir gecesi ziyarete açılıyor. Sabah namazına kadar da ilgiden dolayı ziyaret sürüyor.
KARAKÖY'ÜN ADI 'KAHR KÖYÜ'NDEN Mİ GELİYOR?
Bizansa karşı seferleriyle ün kazanan Emevi kumandanı Mesleme bin Abdülmelik'in komutanlık tarzı, Hz. Muhammed dönemindeki en önemli komutanlardan Halid bin Velid'e benzetilir. Mesleme, sarışın olmasından ve atılganlığından dolayı Sarı Çekirge namı ile tanınır.
Evliya Çelebi'nin aktardığına göre, komutan Mesleme bin Abdülmelik'in, Ayasofya'daki Üçbucak denilen yerde de ibadet ettiği söylenir.
Karaköy adını semte ilk yerleşen Karailerden aldığı söylense de Galata'yı ele geçiren Mesleme bin Abdülmelik ve ordusunun yedi yıl boyunca çok sıkıntı ve hastalık çektiklerinden dolayı kaldıkları muhite 'Kahr Köyü' adını verdikleri söylenir. Yani Karaköy'ün adının 'Kahr Köyü'nden türediği de rivayetler arasında.
Bir başka anlatıda şudur: Mesleme bin Abdülmelik ordusunun motuvasyonunu artırmak amacıyla Hz. Muhammed'in İstanbul'un fethiyle ilgili sözlerini ordunun önünde sık sık tekrar ettirirmiş.
Bilindiği üzere Hz. Muhammed'in "İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur," hadisi şerifinin güzelliğine erişmek için binlerce Müslüman ve birçok sahabe 600'lü yılların sonu ile 700'lü yılların başında İstanbul'u fethetme umuduyla yollara düştü. Karadan ve denizden zorlu bir yolculuk sonrası üç kez İstanbul'u kuşattı İslam ordusu. Kimi kuşatma yedi yıl sürdü kimisi daha az. Ebu Eyyûb el-Ensari'nin katıldığı kuşatmadan 50 yıl sonra üçüncü kuşatmayı 717'de İslam ordusunun ünlü komutanı Mesleme bin Abdülmelik yaptı, Galata bölgesine ele geçirdi. Bir yıl süren kuşatma sonrasında kale içini fethedemese de yedi yıl boyunca askerleriyle birlikte burada kaldı. Müslümanların ibadetlerini yerine getirmesi için Bizans Kralı Leon ile anlaşma yaparak şimdiler de Karaköy Perşembe Pazarı'nda hırdavatçıların arasında gizlenmiş Arap Camii'ni yaptırdı. Yani bundan tam 1296 yıl önce... İstanbul'un ilk camisi olan Arap Camii'nden İstanbul semalarına ilk ezan sesi de bu camiden yükseldi. Tam yedi yıl boyunca... Emevi Halifesi Ömer bin Abdülaziz Şam'daki isyanlar nedeniyle Mesleme bin Abdülmelik'i geri çağırınca, İstanbul kuşatması kaldırıldı. 800 yılına kadar cami olarak kalan bu tarihi yapıyı, Galata bölgesine yerleşen Cenevizliler kiliseye çevirdiler. Caminin çan kulesi o dönemde ilave edildi.
FATİH TEKRAR CAMİYE ÇEVİRDİ
Fatih Sultan Mehmet, 1453 yılında İstanbul'u fethettiğinde bina halen kilise olarak durmaktadır. Fetihten iki yıl sonra çan kulesi minareye, kilise de aslına yani camiye geri döndürülür. Fatih Sultan Mehmet, mabedin avlusuna Mesleme bin Abdülmelik adına bir makam yaptırır. Bazı rivayetlerde Mesleme'nin kabrinin Arap Camii'nin önünde olabileceği dile getirilir. Arap Camii'nin bir özelliği de ahşap olması. Ancak tahta kurusu gibi haşereler asla bu ahşaba yanaşmıyor. Mimari özelliği Arap tarzını yansıtıyor. Özellikle de minaresi 716 yılında Şam'da yapılmış olan Emevi Camii'ni andırıyor. Ahşap olduğu için birçok yangın tehlikesi atlatan camiye yapılan en büyük eklenti II. Mustafa'nın eşi Saliha Sultan tarafından yaptırılan şadırvan oldu.
SADECE KADİR GECESİ AÇILIYOR
Arap Camii'nin çilehanesi Mesele bin Abdülmelik'ten kalma. Bu küçük odacıkta eskiden Kutsal Emanetler saklanırmış. Ama güvenlik gerekçesiyle artık bu küçük odada saklanamıyor. Arap Camii İmamı Cafer Talan, Sakal-ı Şerif'leri canı gibi koruyor. Çünkü Sakal-ı Şerif'ler her atanan yeni imamın üzerine zimmetleniyor. Üç tane bulunan bu Kutsal Emanetler'den ikisi muma sarılmış bir şekilde muhafaza ediliyor. Sakal-ı Şerif'ler Ramazan ayı içerisinde sadece Kadir gecesi ziyarete açılıyor. Sabah namazına kadar da ilgiden dolayı ziyaret sürüyor.
KARAKÖY'ÜN ADI 'KAHR KÖYÜ'NDEN Mİ GELİYOR?
Bizansa karşı seferleriyle ün kazanan Emevi kumandanı Mesleme bin Abdülmelik'in komutanlık tarzı, Hz. Muhammed dönemindeki en önemli komutanlardan Halid bin Velid'e benzetilir. Mesleme, sarışın olmasından ve atılganlığından dolayı Sarı Çekirge namı ile tanınır.
Evliya Çelebi'nin aktardığına göre, komutan Mesleme bin Abdülmelik'in, Ayasofya'daki Üçbucak denilen yerde de ibadet ettiği söylenir.
Karaköy adını semte ilk yerleşen Karailerden aldığı söylense de Galata'yı ele geçiren Mesleme bin Abdülmelik ve ordusunun yedi yıl boyunca çok sıkıntı ve hastalık çektiklerinden dolayı kaldıkları muhite 'Kahr Köyü' adını verdikleri söylenir. Yani Karaköy'ün adının 'Kahr Köyü'nden türediği de rivayetler arasında.
Bir başka anlatıda şudur: Mesleme bin Abdülmelik ordusunun motuvasyonunu artırmak amacıyla Hz. Muhammed'in İstanbul'un fethiyle ilgili sözlerini ordunun önünde sık sık tekrar ettirirmiş.