filmov
tv
Türü Tehlikede Uluslar: Japonya, Kore ve Çin'in 'Nüfus Krizi' Büyüyor

Показать описание
Japonya, Kore ve Çin'de nüfus erimesi kritik eşiklere geldi. Her yıl doğruganlık azalmasında yeni rekorlar kıran bu ülkelerin nüfusları 70 yıl içinde yarı yarıya azalma riskiyle karşı karşıya. Hükümetler nüfusu artırmak için her yolu deniyor, "nüfus krizi"ni varoluşsal bir sorun olarak görüyor...
Uluslararası İlişkiler insanla, toplumla ilgilidir. Ondaki değişiklikleri takip etmeden uluslararası siyasi ilişkileri, gelişmeleri anlamak olası değildir. Bu nedenle çağımızın gelişmelerini, dinamiklerini, özellikle yapısal dönüşümleri bilmek zorundayız. Bu değişimler arasında göç var, nüfusun yaşlanması ve doğum oranlarındaki azalma var. Çevremizde inanılmaz dönüşümler yaşanıyor. Daha az çocuk doğuruyoruz ve hızla yaşlanıyoruz. Hatta bazı uluslar yok olmaya doğru hızla yol alıyor…
Ulusların yok olmasını görecek kadar yaşar mıyız, bilemem, ancak önümüzdeki 50-80 yıl içinde bazı ülkelerin nüfusları yarı yarıya azalacak. Daha da önemlisi, örneğin 100 milyon kişiden 50 milyon kişiye düşecek olan o ülkelerdeki yaşlıların oranı geçmişle kıyaslanamayacak kadar artarken genç ve çocukların sayısı çok küçülecek. Bu da bu ülkelerde ciddi ekonomik gerilemelere ve toplumsal krizlere yol açacak. Modern yaşamın dayatması bir yandan da ihtiyaçlarımız artıyor. Dolayısıyla bu ülkelerde gündelik hayatı sürdürmek çok zorlaşacak. Diğer taraftan Batılı ülkeler hızlı göç nedeniyle yaşlanma ve nüfus erimesi etkilerini daha hafif atlatsa da onlar da toplumsal çatışmalara gebe… Yeni gelenler, farklı inanç ve gelenekleriyle Kuzey Amerika ve Avrupa’yı adeta işgal ediyorlar.
Nüfusları eriyen uluslar arasında Batılı ülkeler ve Doğu Avrupa başı çekiyor. Ancak son yıllarda Kore, Japonya ve Çin de Batı’ya katıldı, hatta onları geçmeye başladı. Kalabalık nüfuslarıyla bilinen birçok Uzak Asya ülkelerinde nüfus azalmaya başladı bile…
1970'lere kadar Güney Kore, Japonya ve Çin gibi Asya'nın bu bölgesindeki kadınlar ortalama 5 çocuk sahibi oluyordu. Bugün ise bu eğilim tamamen farklı... Güney Kore üst üste altıncı yıldır dünyanın en düşük doğurganlık oranını kaydetti. Hükümetin 28 Şubat'ta açıkladığı son rakamlara göre bu sayı 2022'de çift başına 0,84 çocuktan 2023'te 0,81'e geriledi. 2024 yılına gelindiğinde bu oranın daha da düşerek 0,68'e düşmesi bekleniyor.
Eğilim başka yerlere de yansıyor. Son 70 yılda doğurganlık oranları dünya çapında azalmış, toplamda %50'lik bir düşüş yaşanmıştır. En gelişmiş ekonomilerde bile bu oran artık çift başına 1,6 çocuktur; göç olmadan sabit bir nüfusa sahip olmak isteyen ülkeler için önerilen oran ise 2,1'dir.
Ancak bu Doğu Asya ülkelerindeki oranlar diğer yerlere göre daha hızlı düştü. Güney Kore'de düşen doğum oranları, "Sampo" veya "üç vazgeçen" nesil olarak adlandırılan kuşağı karakterize eden üç önemli faktörden biridir: 20'li ve 30'lu yaşlarındaki, flört etmekten, evlenmekten ve çocuk sahibi olmaktan vazgeçmiş kadınlar. 2018'de dönemin Maliye Bakan Yardımcısı Kim Yong-beom bu eğilimi " ölüm haçı " olarak ilan etti.
Japonya'da Başbakan Fumio Kishida geçtiğimiz günlerde ülkenin "sosyal açıdan işlevsiz" olmanın "eşiğinde" olduğuna dair ciddi bir uyarıda bulundu.
Aileleri daha fazla çocuk sahibi olmaya teşvik etmek amacıyla 2016 yılında tek çocuk politikasını tersine çeviren Çin, altmış yıldır ilk kez nüfusu düşen Çin, geçen yıl en kalabalık ülke olma rekorunu Hindistan'a kaptırdı. Çin 2022’de 800 bin azaldı, 2023’de 3 milyon. Bu yıl belki de 5 milyondan fazla azalacak. Çin’n nüfusu önümüzdeki 75 yılda 800 milyon kişi azalabilir…
Liderler, nüfus azalmasının ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma açısından en büyük risk olduğunu söylüyor....
#nüfus #demografi #kore #japon #japonya #çin
Uluslararası İlişkiler insanla, toplumla ilgilidir. Ondaki değişiklikleri takip etmeden uluslararası siyasi ilişkileri, gelişmeleri anlamak olası değildir. Bu nedenle çağımızın gelişmelerini, dinamiklerini, özellikle yapısal dönüşümleri bilmek zorundayız. Bu değişimler arasında göç var, nüfusun yaşlanması ve doğum oranlarındaki azalma var. Çevremizde inanılmaz dönüşümler yaşanıyor. Daha az çocuk doğuruyoruz ve hızla yaşlanıyoruz. Hatta bazı uluslar yok olmaya doğru hızla yol alıyor…
Ulusların yok olmasını görecek kadar yaşar mıyız, bilemem, ancak önümüzdeki 50-80 yıl içinde bazı ülkelerin nüfusları yarı yarıya azalacak. Daha da önemlisi, örneğin 100 milyon kişiden 50 milyon kişiye düşecek olan o ülkelerdeki yaşlıların oranı geçmişle kıyaslanamayacak kadar artarken genç ve çocukların sayısı çok küçülecek. Bu da bu ülkelerde ciddi ekonomik gerilemelere ve toplumsal krizlere yol açacak. Modern yaşamın dayatması bir yandan da ihtiyaçlarımız artıyor. Dolayısıyla bu ülkelerde gündelik hayatı sürdürmek çok zorlaşacak. Diğer taraftan Batılı ülkeler hızlı göç nedeniyle yaşlanma ve nüfus erimesi etkilerini daha hafif atlatsa da onlar da toplumsal çatışmalara gebe… Yeni gelenler, farklı inanç ve gelenekleriyle Kuzey Amerika ve Avrupa’yı adeta işgal ediyorlar.
Nüfusları eriyen uluslar arasında Batılı ülkeler ve Doğu Avrupa başı çekiyor. Ancak son yıllarda Kore, Japonya ve Çin de Batı’ya katıldı, hatta onları geçmeye başladı. Kalabalık nüfuslarıyla bilinen birçok Uzak Asya ülkelerinde nüfus azalmaya başladı bile…
1970'lere kadar Güney Kore, Japonya ve Çin gibi Asya'nın bu bölgesindeki kadınlar ortalama 5 çocuk sahibi oluyordu. Bugün ise bu eğilim tamamen farklı... Güney Kore üst üste altıncı yıldır dünyanın en düşük doğurganlık oranını kaydetti. Hükümetin 28 Şubat'ta açıkladığı son rakamlara göre bu sayı 2022'de çift başına 0,84 çocuktan 2023'te 0,81'e geriledi. 2024 yılına gelindiğinde bu oranın daha da düşerek 0,68'e düşmesi bekleniyor.
Eğilim başka yerlere de yansıyor. Son 70 yılda doğurganlık oranları dünya çapında azalmış, toplamda %50'lik bir düşüş yaşanmıştır. En gelişmiş ekonomilerde bile bu oran artık çift başına 1,6 çocuktur; göç olmadan sabit bir nüfusa sahip olmak isteyen ülkeler için önerilen oran ise 2,1'dir.
Ancak bu Doğu Asya ülkelerindeki oranlar diğer yerlere göre daha hızlı düştü. Güney Kore'de düşen doğum oranları, "Sampo" veya "üç vazgeçen" nesil olarak adlandırılan kuşağı karakterize eden üç önemli faktörden biridir: 20'li ve 30'lu yaşlarındaki, flört etmekten, evlenmekten ve çocuk sahibi olmaktan vazgeçmiş kadınlar. 2018'de dönemin Maliye Bakan Yardımcısı Kim Yong-beom bu eğilimi " ölüm haçı " olarak ilan etti.
Japonya'da Başbakan Fumio Kishida geçtiğimiz günlerde ülkenin "sosyal açıdan işlevsiz" olmanın "eşiğinde" olduğuna dair ciddi bir uyarıda bulundu.
Aileleri daha fazla çocuk sahibi olmaya teşvik etmek amacıyla 2016 yılında tek çocuk politikasını tersine çeviren Çin, altmış yıldır ilk kez nüfusu düşen Çin, geçen yıl en kalabalık ülke olma rekorunu Hindistan'a kaptırdı. Çin 2022’de 800 bin azaldı, 2023’de 3 milyon. Bu yıl belki de 5 milyondan fazla azalacak. Çin’n nüfusu önümüzdeki 75 yılda 800 milyon kişi azalabilir…
Liderler, nüfus azalmasının ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma açısından en büyük risk olduğunu söylüyor....
#nüfus #demografi #kore #japon #japonya #çin
Комментарии