Rapunzel Kıyafet Rengi Detayı #shorts #tangled #rapunzel

preview_player
Показать описание
Bilinmeyen bir zamanda, bilinmeyen bir krallıkta, bilinmeyen bir mekanda ancak gizemli bir kulede saklanırken, o kulede yaşayan güzel ve cesur, 20 metre uzunluğunda altın sarısı saçları olan Rapunzel tarafından esir alınır. Yıllardır hapsedildiği kuleden çıkma yolları arayan Flynn’i esir alan meraklı kız, yakışıklı hırsızla bir anlaşma yapacaktır. Bu tuhaf ikili, süper-polis bir atın, aşırı korumacı bir bukalemunun ve sevimsiz bar haydutlarının da olduğu aksiyon dolu bir maceraya yelken açar.

Bize destek vermek için katıla katılabilirsiniz
İnstagramdan takip etmeyi de unutmayın:
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Aynen hırsızlıkta iyiliğe örnek bir davranıştı zaten 😂

pandora
Автор

Dolabı siyah ve kırmızı dolu olan ben: 😮

ekde
Автор

birde shrekde farkedilmeyen detay var. (1) krallikta f harfi var fiona yi temsil ediyor. Shrek ayciceklerinin masasinin uzerine ay cicegi koyuyordu yani Sunflower ingilizcede shrek in s si. Cizmeli kedide ise son dilekte ilk kralin tisortunu yirtarken p harfi yapiyor yani puss in boots un s harfi

lyien
Автор

Bu bir detay degilki Amerikan sinemasının neredeyse tüm filmlerinde kıyafetlerin rengi kişiliği yansıtır.

ugurseyha
Автор

aşk da kırmızıyı simgeliyo o zaman neymiş aşk kötüymüş😢 aga be...
































😂😂😂😂😂😂😂

ela_ceylin
Автор

Mesela flynn ı yaratmak için birsuru kadın çalışan toplayıp herkes için ideal ve en yakisikli olan karaktere karar verilmis

nexaine
Автор

Kirmizi aşkı da temsil ediyor ona ne dicez

tolunaycengiz
Автор

Onu değilde filmi dün izledim .. en çok at maksimusa güldüm 😂😂😂

candurmaz
Автор

Hadi ama dostum kırmızı en sevdiğim renk

rmamadrid
Автор

Abi iyiki varsın senin sayende öğreniyorium herşeyi

pisipisi_edit
Автор

Rapunzel

RapunzelBir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş.
Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki güzel çiçekleri ve sebzeleri seyrederken, kadının gözleri sıra sıra ekilmiş özel bir tür marula takılmış. O anda sanki büyülenmiş ve o marullardan başka şey düşünemez olmuş.
“Ya bu marullardan yerim ya da ölürüm” demiş kendi kendine. Yemeden içmeden kesilmiş, zayıfladıkça zayıflamış.
Sonunda kocası kadının bu durumundan öylesine endişelenmiş, öylesine endişelenmiş ki, tüm cesaretini toplayıp yandaki evin bahçe duvarına tırmanmış, bahçeye girmiş ve bir avuç marul yaprağı toplamış. Ancak, o bahçeye girmek büyük cesaret istiyormuş, çünkü orası güçlü bir cadıya aitmiş.
Kadın kocasının getirdiği marulları afiyetle yemiş ama bir avuç yaprak ona yetmemiş. Kocası ertesi günün akşamı çaresiz tekrar bahçeye girmiş. Fakat bu sefer cadı pusuya yatmış, onu bekliyormuş.
“Bahçeme girip benim marullarımı çalmaya nasıl cesaret edersin sen!” diye ciyaklamış cadı. “Bunun hesabını vereceksin!”
Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları nasıl canının çektiğini, onlar yüzünden nasıl yemeden içmeden kesildiğini bir bir anlatmış.
“O zaman, ” demiş cadı sesini biraz daha alçaltarak, “alabilirsin, canı ne kadar çekiyorsa alabilirsin. Ama bir şartım var, bebeğiniz doğar doğmaz onu bana vereceksiniz.” Kadının kocası cadının korkusundan bu şartı hemen kabul etmiş.
Birkaç haftasonra bebek doğmuş. Daha hemen o gün cadı gelip yeni doğan bebeği almış. Bebeğe Rapunzel adını vermiş. Çünkü annesinin ne yapıp edip yemek istediği bahçedeki marul türünün adı da Rapunzel’miş.
Cadı küçük kıza çok iyi bakmış. Rapunzel oniki yaşına gelince, dünyalar güzeli bir çocuk olmuş. Cadı bir ormanın göbeğinde, yüksek bir kuleye yerleştirmiş onu. Bu kulenin hiç merdiveni yokmuş, sadece en tepesinde küçük bir penceresi varmış.
Cadı onu ziyarete geldiğinde, aşağıdan “Rapunzel, Rapunzel! Uzat altın sarısı saçlarını !” diye seslenirmiş. Rapunzel uzun örgülü saçlarını percereden uzatır, cadı da onun saçlarına tutuna tutuna yukarı tırmanırmış.
Bu yıllarca böyle sürüp gitmiş. Bir gün bir kralın oğlu avlanmak için ormana girmiş. Daha çok uzaktayken güzel sesli birinin söylediği şarkıyı duymuş. Ormanda atını oradan oraya sürmüş ve kuleye varmış sonunda. Fakat sağa bakmış, sola bakmış, ne merdiven görmüş ne de yukarıya çıkılacak başka bir şey.
Bu güzel sesin büyüsüne kapılan Prens, cadının kuleye nasıl çıktığını görüp öğrenene kadar hergün oraya uğrar olmuş. Ertesi gün hava kararırken, alçak bir sesle “Rapunzel, Rapunzel! Uzat altın sarısı saçlarını !” diye seslenirmiş. Sonrada kızın saçlarına tutunup bir çırpıda yukarı tırmanmış.
Rapunzelönce biraz korkmuş, çünkü o güne kadar cadıdan başkası gelmemiş ziyaretine. Fakat prens onu şarkı söylerken dinlediğini, sesine aşık olduğunu anlatınca korkusu yatışmış. Prens Rapunzel’e evlenme teklif etmiş, Rapunzel’de kabul etmiş, yüzü hafifce kızararak.
Ama Rapunzel’in bu yüksek kuleden kaçmasına imkan yokmuş. Akıllı kızın parlak bir fikri varmış. Prens her gelişinde yanında bir ipek çilesi getirirse, Rapunzel’de bunları birbirine ekleyerek bir merdiven yapabilirmiş.
Her şey yolunda gitmiş ve cadı olanları hiç farketmemiş. Fakat bir gün Rapunzel boş bulunup da. “Anne, Prens neden senden daha hızlı tırmanıyor saçlarıma?” diye sorunca herşey ortaya çıkmış.
“Seni rezil kız! Beni nasıl da aldattın! Ben seni dünyanın kötülüklerinden korumaya çalışıyordum!” diye bağırmaya başlamış cadı öfkeyle. Rapunzel’i tuttuğu gibi saçlarını kesmiş ve sonrada onu çok uzaklara bir çöle göndermiş.
O gece cadı kalede kalıp Prensi beklemiş. Prens, “Rapunzel, Rapunzel! Uzat altın sarısı saçlarını !” diye seslenince. cadı Rapunzel’den kestiği saç örgüsünü uzatmış aşağıya. Prens başına neler geleceğini bilmeden yukarıya tırmanmış.
Prens kederinden kendini pencereden atmış. Fakat yere düşünce ölmemiş, yalnız kulenin dibindeki dikenler gözlerine batmış. Yıllarca gözleri kör bir halde yitirdiği Rapunzel’e gözyaşları dökerek ormanda dolaşıp durmuş ve sadece bitki kökü ve yabani yemiş yiyerek yaşamış.
Derken bir gün Rapunzel’in yaşadığı çöle varmış. Uzaklardan şarkı söyleyen tatlı bir ses gelmiş kulaklarına.
“Rapunzel! Rapunzel!” diye seslenmiş. Rapunzel, prensini görünce sevinçten bir çığlık atmış ve Rapunzel’in iki damla mutluluk göz yaşı Prensin gözlerine akmış. Birden bir mucize olmuş, Prensin gözleri açılmış ve Prens görmeye başlamış.
Birlikte mutlu bir şekilde Prensin ülkesine gitmişler. Orada halk onları sevinçle karşılamış. Mutlulukları ömür boyu hiç bozulmamış

anitadagdelen
Автор

Kırmızı niye kötülüyü simgelesin ki?Çok saçma.Gayet güzel bir renk, aşkın rengi

movielover.
Автор

Bu yüzden survivorda gönüllüleri tutuyoruz jskska

TurkumlanbenAUUUU
Автор

Bence Rapunzel saçları sarı olduğu için mor bir elbise giyiyordu. Ne alaka derseniz birbirine zıt renkleri giymek renkli, rengarenk gözükmeye sebep olur. Bu yönden de onun hakkında renkli bir kişiliği var şeyi çıkar belki ne bilim fkwfkkaf

Mooniellune
Автор

Film detaycilari kafayı yemiş 2 olay örgüsü arasında yapımcının filmi yaparken bile farketmedigi ufak detaylari aşırı önemli ve büyük bir şey gibi lanse ediyorsunuz

yayyyt
Автор

Onu bunu boşverin Türk bayrağı kırmızı

Jennrubyxx
Автор

EeEeE aBi TüRk bAyRaGıNıN ReNgİ kIrMıZı hIg

ikrakaran
Автор

Ablam sinemada ilk gösteriminde izlemişti yaa en sevdiğim ilk 5 film de😊

Melooo_
Автор

Kim dedi KIRMIZI KÖTÜ BİR RENK DİYE KIRMIZI DÜNYANIN EN İYİ RENGİ SAÇMALAMAYIN

bilgebizdikaplus
Автор

şimdi alın bu bilgiyi bi yerinize sokun

brcu
visit shbcf.ru