Hüseyin İPEK - Muhammed İKBAL ve Mevlânâ

preview_player
Показать описание
"Yine o eski şaraptan iç. Onun bir kadehini Pervîz'in mülkü dahi karşılamaz. Gönül Kabe'sinin duvarına Celâleddin-i Rûmî'nin şiirlerini as.

Onun kadehinden taşı la'l hâline getiren o lâle rengini al. O şarap, ceylana aslan yüreği verir. Kaplanın sırtından benekleri yıkar.

Onun hararetli aşk ve heyecanından nasip aldım. Gecem onun yıldızından gündüz gibi aydınlandı. Şimdi bak bana, Kabe çölünde dudağından aslan tebessümü dökülen bir ceylan gibiyim.

O, baştan ayağa dert, ateş ve sevgidir. Onun visali ayrılık dilini iyi bilir. Aşkın lutufla dolu azameti (Cemâl), onun neyinden Allah'a mahsus bir azamete (Celal) bürünür.

Bu değersizin ruhundaki düğümü çözdü. Yol üzerindeki toprağı kimya hâline getirdi. O ney çalan (terennüm eden) mukaddes insanın neyi, bana aşkı ve sarhoşluğu tanıttı.

Gönül kapısını önümde açtılar. Bir toprak olan benden, bir cihan vücuda getirdiler. Onun feyzi ile öyle yükseldim ki, ay ve yıldızlar benimle arkadaş oldular.

Onun hayali ay ve yıldızlar arasındadır. Bakışı Ülker yıldızının ötesini görür. Bitkin gönlünü onun huzuruna ilet. Onun nefesi cıvayı dahi sükuna kavuşturur.

Fakrın sırlarını Mevlânâ'dan öğren. Zira o fakirliğe sultanlar haset eder. Başını önüne eğdiren bir fakrdan, bir dervişlikten kendini koru.

Benlik İlâhiyet'ten ayrılırsa fakrı dilencilik derecesine indirir. Ben İlâhi neş'e ve şevki Mevlânâ'nın sarhoş gözünden aldım.

Benim asmamdan pırıl pırıl bir şarap akıttı. Benim eteğime sarılan insan bahtiyar insandır. Ben evvelce Senâî'nin, Mevlânâ'nın gönlünde alevlendirdiği ateşten nasip almışım."

#muhozt
@muhozt
Рекомендации по теме
visit shbcf.ru