Kur'an diğer ilahi kitaplar tahrif edildiği için mi indirildi?

preview_player
Показать описание
#Kuran #Kitap #tahrif
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Kuran deyişdirilmemiş.Diyerleri kısmen.Sabiilerin ve mecusilerin kitapları Kuranda keçmiyorsa kutsal diyil.Kendilerine göre kutsal olabilir.

emingasimzadeh.
Автор

İncil’in Tahrif Süreci

İncil, esas itibarı ile Hz. İsa’ya Allah Teala tarafından vahyedilen ilahî bir kitaptır. Kur’an-ı Kerim, İncil’in Hz. İsa’ya vahyedilen ilahî bir kitap olduğunu defaatle haber verir. Yerli ve yabancı kaynakların ittifakla bildirdiğine göre Hz. İsa kendisine vahyedilen bu İncil’i ne kendisi yazmış ne de yazdırmaya fırsat bulabilmişti. Çünkü Hz. İsa’nın tebliğ hayatı hem oldukça kısa sürmüş (üç yıl), hem de bu dönemde çile ve meşguliyetler had safhaya ulaşmıştı.

Bununla beraber, Hz. İsa’nın semaya yükseltilmesinden evvel kendisine iman eden havarîlerin sayısı on iki kadardı; ne var ki bunların çoğu okuma-yazma bilmiyordu. Dolayısıyla İncil’i yazma imkânı oluşmadı. Ayrıca ilk Hristiyanlar, Hz. İsa’nın pek yakında geri döneceğini bekledikleri için İncil’i yazıya geçirme gereği duymamışlardı.

Bu hususla ilgili diğer bir olayı daha zikretmek gerekir ki o da İncil’in yazılı bir kitap olarak gönderilmeyişidir. Tevrat Hz. Musa’ya yazılı olarak levhalar halinde indirilmişti, İncil ise tıpkı Kur’an-ı Kerim gibi yazılı metinler hâlinde nazil olmayıp, Hz. İsa’ya şifahen vahyedilmiştir.

Hz. İsa’nın semaya yükseltilmesinden sonra Hristiyanlar sürekli onun geri döneceğini beklemişler, onun dönüşü gecikince hiç olmazsa akıllarında kalan İncil âyetlerini yazıya geçirme gayreti içine girmişlerdir. Ne var ki Hz. İsa’yı gören ve mesajını dinleyenlerin sayısı oldukça azalmıştı.

Neticede ancak Hz. İsa’nın semaya yükseltilmesinden 30-40 sene sonra İnciller yazılmaya başlanabildi. Bu süre zarfında Hz. İsa’ya inananların sayısı kısmen artmış, Hristiyanlık az da olsa başka milletlere yayılmış bulunuyordu. Artık doğrudan Hz. İsa’yı dinleyenler veya Hz. İsa’nın tebliği kendisine ulaşanlar, hem kendi ihtiyaçlarını gidermek, hem de Hz. İsa’yı görmemiş ve Hz. İsa’nın tebliği kendisine ulaşmamış olanlara onun mesajını ulaştırmak istiyorlardı. Bu nedenle onlar, akıllarında kaldığı kadarıyla İnciller yazmaya koyulmuşlardır.

İlk dönemlerde “Hatırat” da denen bu İncillerin sayısı çok fazlaydı. Hristiyanlarca muteber sayılan İncillerin (Matta, Markos, Luka, Yuhanna ve Mektuplar) sınırlandırılması, diğerlerinin apokrif/sahte sayılması ta dördüncü asrı buldu (325 İznik Konsili). Bu dört İncilden ilk üçü 60-80, Yuhanna ise 90-100’lerde yazıldı. Görüldüğü üzere günümüzdeki İncillerden hiçbiri Hz. İsa hayatta iken yazılamamıştır.

Dikkat çekici bir durum da bu dönemde Grekçe dahi yazılan İncillerin günümüze ulaşmayışıdır. Zira elimizdeki en eski Grekçe İncil yazmalarının IV. asra ait olduğu bilinmektedir. Bu durumla ilgili olarak ayrıca ifade edilmesi gereken bir husus da şudur: İncillerin yazımı Hz. İsa’dan en az 30 yıl kadar gecikince Hristiyanlık akidesi nerdeyse teşekkül etmiş; Hz. İsa’nın tanrılığı tartışılmaya başlanmış, Tevrat’ın kutsal metin olarak kabulü benimsenmiş, kurtuluşun Hz. İsa’ya bağlı olduğu iddia edilmiştir.

İşin bir başka ilginç tarafı,  Hz. İsa Aramice konuştuğu halde dört İncil de Grekçe yazıldı. İlk İncil olan Matta’nın Aramice yazıldığı söylense de günümüze ulaşmamıştır. Bundan daha da ilginci, Hristiyanlık tarihinde Matta ile Yuhanna İncilinin yazarlarının Matta ve Yuhanna olmayıp, onların yerine bu İncilleri başkalarının yazdığı iddiası ve tartışmasıdır.

Hristiyanlık âlemi Müslümanlardan farklı olarak, Hz. İsa’ya İncil adında bir kitabın vahyedildiğini kabul etmez. Onlara göre ete-kemiğe bürünmüş, yani insan suretinde bir tanrı olan Hz. İsa’nın bizzat kendisi vahiydir. Başka bir ifade ile Hz. İsa’nın her söylediği ve yaptığı vahiyden ibarettir. Dolayısıyla onların bu inançlarından şöyle bir netice çıkarılmıştır: Bu günkü İnciller, Allah tarafından vahyedilen âyetlerden ziyade Hz. İsa’nın söz ve davranışlarından ibarettir. Ne var ki bunda bile haddinden fazla eksiklik ve fazlalıklar vardır. Çünkü bu İnciller arasında ifade farkı, mana farkı ve hatta çelişkiler bulunmaktadır. Bunun da ötesinde aynı İncil’de bile birbiriyle çelişen ifadelere rastlanmaktadır.

Bugün İncil adı verilen eldeki kitaplar, Müslümanların anladığı manada vahiy eseri değildir. Onlar ilk devir havarilerinin ve onların öğrencilerinin sözlerinden ibarettir. Onlar nasıl inanmak istemişlerse öyle yazmışlardır. Hristiyanlar ise, İncil yazarlarının Tanrı’nın ve Kutsal Ruh’un himayesi altında bu İncilleri yazdıklarına inanırlar. Böyle bir himaye olsaydı, İncillerde çelişki ve tutarsızlık görülmezdi.

Batıda genelde Kitab-ı Mukaddes, özelde de Yeni Ahit içerisinde bulunan çelişkileri gidermek üzere Kitab-ı Mukaddes tetkik ve tenkitleri başlatılmıştır. Bu yeni bilimsel metoda göre Kitab-ı Mukaddes içerisinde Tanrı’ya ait olanla olmayan tespit edilecek, bu kitap tüm tutarsızlıklardan arındırılacaktı. Örnek vermek gerekirse, bir araştırmaya göre Hz. İsa’ya ait olduğu söylenen 518 söz tespit edilmiş, yapılan tetkik neticesinde bu sözlerin tam 1544 farklı şeklinin olduğu görülmüş, tüm bu sözlerden ancak 18 tanesinin Hz. İsa’ya ait olabileceği belirtilmiştir.

Yukarıda beyan edilenlere ek olarak dört İncil’de bulunan bazı tahrif belirtileri ve çelişkileri şöyle sıralayabiliriz:

1. Matta, Markos ve Luka İncillerine göre Hz. İsa’nın risaleti bir yıl, Yuhanna’ya göre ise iki yıldan fazla sürmüştür.
2. Hz. Davud’dan (a.s.) Hz. İsa’ya kadar geçen kuşakların sayısı Matta’ya göre 26 iken Lukaya göre 40’tır.
3. İncillerin bazı yerlerinde Hz. İsa’ya uluhiyet isnad edilirken bazı yerlerde de ona insanoğlu denmektedir. Bu ikisi arasında gözden kaçmayacak açık bir çelişki görülmektedir.
4. Hristiyanlığa göre Hz. İsa çarmıha gerileceği sırada “Allah’ım! Allah’ım! Beni neden terk ettin!” diye Allah’a yalvarmıştır. Bu söz Tanrı İsa’nın ise, onun Tanrı olduğu halde kendini koruyamadığı anlaşılıyor. Peygamber İsa’nın sözü ise, onun Tanrı’yı hakkıyla tanımadığı anlaşılıyor. Çünkü bir peygamber “Allah’ım! Beni neden terk ettin?” demez. Bizim inancımıza göre ne Hz. İsa çarmıha gerilmiş, ne de böyle bir yakarışta bulunmuştur.
5. Matta, Hz. İsa’nın soy kütüğünü Hz. İbrahim’e kadar 40 kişi olarak verirken, Luka bunun 55 olduğunu söyler.
6. İncillerde Hz. İsa için sık sık “Allah’ın oğlu”, “Yusuf’un oğlu”, “Davudoğlu”, "Âdemoğlu” gibi ifadeler kullanılır. Bunların arasında açık bir çelişki vardır.
7. Markos İncilinde İncil Allah’a, Romalılara, Mektub kitabında ise Hz. İsa’ya nispet edilir.
8. Luka İncilinde bir yerde kurtarıcı Hz. Allah, diğer bir yerde de Hz. İsa olarak verilmektedir.
9. İncillerde Tanrının görülüp görülemeyeceği hususunda çelişkili bilgiler bulunmaktadır.
10. Bu İnciller, Allah Teala’ya nispet edilemeyeceği gibi Hz. İsa’ya da nispet edilemez. Allah’a nispet edilemeyeceğini, aslının korunamadığından, yazıya geçirilemediğinden, ortada üzerinde ittifak edilen ortak bir metin olmadığından vb. durumlardan anlamaktayız. Hz. İsa’ya nispet edilemeyişini ise, bu İncilleri onun yazdırmayışından, onu dinleyen ve dinleyenleri dinleyenlerin yazdıkları İnciller içinde bulunan tutarsızlık, yanlışlık ve çelişkilerden anlamaktayız. Bu İncillerin Hz. İsa’ya ait olmayışının diğer bir sebebi de çarmıh olayının İncil metinlerinde geçmesidir. Çarmıhın İncillerde zikredilişi, bu İncillerin sonrakiler tarafından kaleme alındığını gösterir.

Bu gibi çelişki ve tutarsızlıkların Allah’a nispet edilen bir kitapta bulunamayacağına, diğer taraftan bir peygamberin kendini tanrılaştırıp tanrıyı da insanlaştıramayacağına göre, Hristiyan kutsal kitabının sonradan insan eliyle yazıldığı ve tahrif edildiği ortaya çıkmaktadır.


salimsirin
Автор

Eski kitapları tasdik "içinde geçen her ayet doğrudur, onaylıyorum, fakat ek olarak Kuran'ı indirdim" demek değildir, adam gibi anlatın milletin aklını çelmeyin. Ne yani Allah 6 gün yarattı 7.gün yoruldu dinlenmeye mi çekildi? tevratta bu yazar, Yakub ile güreştiği yazar, Lut'ın kızları ile ilişkiye girmesini yazar... İsa'nın çarmıhta öldüğünü yazar...Yani velhasıl tasdik " bu kitapları indirende Allahtı, aynı yerden geliyor, kabul ediyoruz aynı rabbe inandık, aynı elçileri kabul ettik fakat siz kelimeleri oynattınız, bozdunuz, işte en günceli-doğrusu budur" demektir.

nebukadnezar
Автор

Şimdi Allah bozulmuş olan tevrat ile incil ile hükmedin derken boşuna mı dedi bunları yoksa Allah bir şey bilmiyor mu?
Bozulmuş kitaplar ile hükmetmenin anlamı nedir ?

Yanlarında, içinde Allah’ın hükmü bulunan Tevrat varken nasıl oluyor da seni hakem yapıyorlar, sonra bunun ardından verdiğin hükümden yüz çeviriyorlar? İşte onlar (kendi kitaplarına da, sana da) inanmış değillerdir. (Mâide 5:43, )

İncil ehli Allah’ın onda indirdiği ile hükmetsin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, fasıkların ta kendileridir. (Mâide 5:47)

(Ey Muhammed!) Sana da o Kitab’ı (Kur’an’ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık, Allah’ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma.

"Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı."

Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir.
(Mâide 5:48)

vielleichtmaybe