filmov
tv
Mektup - Salih Mirzabeyoğlu
Показать описание
Mektup şiiri güncellenmiş şekliyle aşağıdaki linktedir:
Yaşanmış bir hayat bırakıyorum size
Bir gün daha tahliye olmuşken hayattan.
Salih Mirzabeyoğlu / Münşeat
Seslendirme: M. Taha İnci
Diğer Şiirler:
Mektup şiirinin tamamı:
Altun göl olmayacak biliyorum
Çocuklar büyüyor değişmez gerçek
"Ve ben çürüyorum!" demem
Bilirsin ben!
Altun göl olmayacak yoktu
Gebertmediğim miskin heves
Buz gibi gülüşleri sevinçten!
Şah damarımdan gelir en kanlı kahkaha
Yalvarmayı sevmediğim gibi
Bilirsin acındırmayı da sevmem!
Kendini harcamayı seven
Zengin gönüller vardır
Zorluk bulur onları
Bilirsin ben kendimi esirgemem!
-"Kaç dostum yalnızlığına
Ormanla kaya pek iyi bilirler
Nasıl susulacağını seninle
O sevdiğin ağaca benze sen yine
O dalları geniş ağaca
Sessiz ve dinlercesine sarkar o
Gölün üzerine!"
Yalnız değil zindandayım
İçimde mahşer uğultusu
Bekçilerim hep bildiğin
Kursağında zulüm hevesi
Soğuk bakar duvarlar
Gördüğüm sıcak dostlar
Olmasaydı yanardım
Yalnızlık en pahalısı!
Yalnız değil zındandayım
Kaya içimde pıtrak
Ağaç benim içimde
İçimde bittiği toprak - hak
Ben bana benzerim
Hayâlim sarkar sessiz
O gölün sessiz hayâline
Bu kalabalık içimde
Bir odada üç kişi
Yalnızlık en pahalısı!
Altun göl olmayacak biliyorum
Bir göl var gerçi içimde
Kendi kendime yeten - diyelim! - bir göl
Ama hasret ırmağım sürükler onu da
Aşağılara - denize!
Yeni yollarda yürüyorum ben
Bana yeni bir dil geliyor maveradan
Mesih gibi canlandırıyor kelimeleri
Ve kendini konduruyor eski deyişlere
Pek yavaş geliyor bana
Benim büyüklerimden başka
Her türlü konuşma
Ey fırtına atlıyorum arabana
Seni bile kamçılamak istiyorum
Hani aşk hep birlemek ister ya
Bir nâra ve sevinç çığlığı gibi
Geçmek istiyorum engin denizlerin üzerinden
Dostlarımın kaldığı saadet köylerine
Varıncaya kadar - aşk hep yeni
Şimdi ne kadar acı verse de
Düşmanlarım bile saadetime gübre!
Pek büyüktü bulutumdaki gerilim
Şimşeklerin kahkahaları arasında
Dolu sağanakları yağdırmak istiyorum
Derinliklerden derinlere
Gerçek - bir fırtına gibi geliyor
Benim saadetim ve hürriyetim!
Ah dişi aslanım - bilgeliğim
Yumuşakça kükremeyi bir öğrense
Daha şimdiden pek çok şeyler öğrendik
Biz onunla birlikte!
Anladın - uzun zamandır bıraktım
Saadeti için didinmeyi canımın
Eserim için didiniyorum ben
Bu oldu benim saadetim
Biliyor bunu çocuklar - bütün çocuklarım
Onlar için yaşamak benim görevim - eserim
Onlar da öyle yaşıyor - yaşayacaklar
Allah ve Resulü'ne doğru görevi
Hayatı eser - ve bütün saadetler
Buna dair!
Yaşanmış bir hayat bırakıyorum size
Bir gün daha tahliye olmuşken hayattan!
***
Yaşanmış bir hayat bırakıyorum size
Bir gün daha tahliye olmuşken hayattan.
Salih Mirzabeyoğlu / Münşeat
Seslendirme: M. Taha İnci
Diğer Şiirler:
Mektup şiirinin tamamı:
Altun göl olmayacak biliyorum
Çocuklar büyüyor değişmez gerçek
"Ve ben çürüyorum!" demem
Bilirsin ben!
Altun göl olmayacak yoktu
Gebertmediğim miskin heves
Buz gibi gülüşleri sevinçten!
Şah damarımdan gelir en kanlı kahkaha
Yalvarmayı sevmediğim gibi
Bilirsin acındırmayı da sevmem!
Kendini harcamayı seven
Zengin gönüller vardır
Zorluk bulur onları
Bilirsin ben kendimi esirgemem!
-"Kaç dostum yalnızlığına
Ormanla kaya pek iyi bilirler
Nasıl susulacağını seninle
O sevdiğin ağaca benze sen yine
O dalları geniş ağaca
Sessiz ve dinlercesine sarkar o
Gölün üzerine!"
Yalnız değil zindandayım
İçimde mahşer uğultusu
Bekçilerim hep bildiğin
Kursağında zulüm hevesi
Soğuk bakar duvarlar
Gördüğüm sıcak dostlar
Olmasaydı yanardım
Yalnızlık en pahalısı!
Yalnız değil zındandayım
Kaya içimde pıtrak
Ağaç benim içimde
İçimde bittiği toprak - hak
Ben bana benzerim
Hayâlim sarkar sessiz
O gölün sessiz hayâline
Bu kalabalık içimde
Bir odada üç kişi
Yalnızlık en pahalısı!
Altun göl olmayacak biliyorum
Bir göl var gerçi içimde
Kendi kendime yeten - diyelim! - bir göl
Ama hasret ırmağım sürükler onu da
Aşağılara - denize!
Yeni yollarda yürüyorum ben
Bana yeni bir dil geliyor maveradan
Mesih gibi canlandırıyor kelimeleri
Ve kendini konduruyor eski deyişlere
Pek yavaş geliyor bana
Benim büyüklerimden başka
Her türlü konuşma
Ey fırtına atlıyorum arabana
Seni bile kamçılamak istiyorum
Hani aşk hep birlemek ister ya
Bir nâra ve sevinç çığlığı gibi
Geçmek istiyorum engin denizlerin üzerinden
Dostlarımın kaldığı saadet köylerine
Varıncaya kadar - aşk hep yeni
Şimdi ne kadar acı verse de
Düşmanlarım bile saadetime gübre!
Pek büyüktü bulutumdaki gerilim
Şimşeklerin kahkahaları arasında
Dolu sağanakları yağdırmak istiyorum
Derinliklerden derinlere
Gerçek - bir fırtına gibi geliyor
Benim saadetim ve hürriyetim!
Ah dişi aslanım - bilgeliğim
Yumuşakça kükremeyi bir öğrense
Daha şimdiden pek çok şeyler öğrendik
Biz onunla birlikte!
Anladın - uzun zamandır bıraktım
Saadeti için didinmeyi canımın
Eserim için didiniyorum ben
Bu oldu benim saadetim
Biliyor bunu çocuklar - bütün çocuklarım
Onlar için yaşamak benim görevim - eserim
Onlar da öyle yaşıyor - yaşayacaklar
Allah ve Resulü'ne doğru görevi
Hayatı eser - ve bütün saadetler
Buna dair!
Yaşanmış bir hayat bırakıyorum size
Bir gün daha tahliye olmuşken hayattan!
***
Комментарии