filmov
tv
Sivas İmranlı Han Mezrası Hasret Gültekin'in Mezarı - Dr. Murat
Показать описание
Aileden öğrendiği saz bilgisi, şelpe tekniği, yerel ve etnik türkülere Alevi ezgilerine olan yatkınlığı ile türküyü yeniden tüm topluma sevdiren bu gencecik insan, yaşamının baharında henüz 22 yaşında iken, Sivas'ta Madımak Otelini saran gerici bir güruhun, devletin bir çok organın vurdum duymazlığı ve hatta desteği ile yaptığı katliamda aramızdan ayrılmıştır.
6 yaşında bağlama çalmaya başlayan Hasret Gültekin, ilerleyen dönemlerde profesyonelliğe adım atarak şelpe tekniğini uygulamaya başlamıştır. 1980'lerin ortalarında çeşitli albümlerin yapımlarında yer alan Hasret Gültekin, 1987 yılında profesyonel olarak ilk albümünü çıkarmıştır.
Ardından Kürtçe ve Kürtçe müziğinin söylenmesinin yasak olduğu bir dönemde bu yasağı delip Newroz adlı albüm serisini hazırlamıştır. Bu çalışmalarıyla birbirine yakın bir süreçte hazırladığı ikinci solo albümü Gece ile Gündüz Arasında ise onun ileride "Bağlama Devrimcisi" olarak anılmasına vesile olan bir yeniliği beraberinde getirir.
1991 yılında ise kendi tabiriyle ilerici müzik adını verdiği Rüzgarın Kanatları isimli albümünü dinleyicilerine sunmuştur. Albüm, Hasret Gültekin'in ilerici müziğinin yanı sıra "Derman Sendedir", "Çeke Çeke", "Yaralı Ceylan" gibi eserlere yaptığı yeni düzenleme ve introlardan, ezgilerde kullanılmış çok sesliliğe, yıllardır alışılagelmiş deyiş yapısını deyişlerin ana hatlarını, özünü bozmadan batı müziği ve ritmleriyle bir araya getirmesi, halk müziği adına bir devrim olarak nitelendirilmektedir.
2 Temmuz 1993 tarihinde Pir Sultan Abdal Şenlikleri için gittiği Sivas'ta son konserlerini vermiş ve Madımak Oteli'nin yakılması sonucu 34 kişi ile birlikte hayatını kaybetmiştir.
1991 yılında ise kendi tabiriyle ilerici müzik adını verdiği müziğinin zirvesi olan Rüzgarın Kanatları adını verdiği albümünü dinleyicilerine sunduğu dönemdir. Albüm, Hasret Gültekin'in ilerici müziğinin yanı sıra "Derman Sendedir", "Çeke Çeke", "Yaralı Ceylan" gibi eserlere yaptığı yeni düzenleme ve introlardan, ezgilerde kullanılmış çok sesliliğe, yıllardır alışılagelmiş deyiş yapısını deyişlerin ana hatlarını, özünü bozmadan batı müziği ve ritmleriyle bir araya getirmesine dek halk müziği adına bir devrim niteliği taşır ki bugün dahi benzerine zor rastlanır bir çalışmadır.
O artık yaşına yönelik tabuları çoktan yıkmıştır yaptığı ve yapmakta olduğu birbirinden önemli çalışmalarla. Arif Sağ'dan Emekçi'ye birçok ustanın yer aldığı 1992 yılında yapımı Türküler Yalan Söylemez albümünde ustalarla beraber yer alması ya da o güne dek ancak kulislerde ve özel sohbetlerde bir araya geldiği Musa Eroğlu gibi ustalarla aynı sahneyi paylaşmaya başlaması özellikle de ustaların gözünde Hasret’in bu kulvarda rüştünü ispat etmesinin en önemli göstergesidir.
Avrupa'da ve Türkiye'de verdiği sayısız konserlerin birbirini izlediği, Enel Hakk adını verdiği yeni albüm çalışmalarına başladığı bir dönemde Pir Sultan Abdal Şenlikleri için gittiği Sivas'ta son konserlerini verdi ve Madımak Oteli'nin yakılması ve katliamın büyümesi sonucu beraberindeki diğer 32 aydınla beraber 2 Temmuz 1993 günü hayatını kaybetti.
Öldükten sonra adına birçok saygı albümü ve toplama albümler çıkarıldı. 1995 yılında Rüzgarın Kanatlarında albümü tekrar piyasaya sürüldü ve albümün kapağında Yobaz Katliamı Şehidi yazısı eklendi. Türkiye'nin en iyi bağlama çalan sanatçısı olduğu söylenilmektedir ve genç yaşta hayatını kaybetmesine rağmen Alevi kültürünün en tanındık isimlerindendir.
6 yaşında bağlama çalmaya başlayan Hasret Gültekin, ilerleyen dönemlerde profesyonelliğe adım atarak şelpe tekniğini uygulamaya başlamıştır. 1980'lerin ortalarında çeşitli albümlerin yapımlarında yer alan Hasret Gültekin, 1987 yılında profesyonel olarak ilk albümünü çıkarmıştır.
Ardından Kürtçe ve Kürtçe müziğinin söylenmesinin yasak olduğu bir dönemde bu yasağı delip Newroz adlı albüm serisini hazırlamıştır. Bu çalışmalarıyla birbirine yakın bir süreçte hazırladığı ikinci solo albümü Gece ile Gündüz Arasında ise onun ileride "Bağlama Devrimcisi" olarak anılmasına vesile olan bir yeniliği beraberinde getirir.
1991 yılında ise kendi tabiriyle ilerici müzik adını verdiği Rüzgarın Kanatları isimli albümünü dinleyicilerine sunmuştur. Albüm, Hasret Gültekin'in ilerici müziğinin yanı sıra "Derman Sendedir", "Çeke Çeke", "Yaralı Ceylan" gibi eserlere yaptığı yeni düzenleme ve introlardan, ezgilerde kullanılmış çok sesliliğe, yıllardır alışılagelmiş deyiş yapısını deyişlerin ana hatlarını, özünü bozmadan batı müziği ve ritmleriyle bir araya getirmesi, halk müziği adına bir devrim olarak nitelendirilmektedir.
2 Temmuz 1993 tarihinde Pir Sultan Abdal Şenlikleri için gittiği Sivas'ta son konserlerini vermiş ve Madımak Oteli'nin yakılması sonucu 34 kişi ile birlikte hayatını kaybetmiştir.
1991 yılında ise kendi tabiriyle ilerici müzik adını verdiği müziğinin zirvesi olan Rüzgarın Kanatları adını verdiği albümünü dinleyicilerine sunduğu dönemdir. Albüm, Hasret Gültekin'in ilerici müziğinin yanı sıra "Derman Sendedir", "Çeke Çeke", "Yaralı Ceylan" gibi eserlere yaptığı yeni düzenleme ve introlardan, ezgilerde kullanılmış çok sesliliğe, yıllardır alışılagelmiş deyiş yapısını deyişlerin ana hatlarını, özünü bozmadan batı müziği ve ritmleriyle bir araya getirmesine dek halk müziği adına bir devrim niteliği taşır ki bugün dahi benzerine zor rastlanır bir çalışmadır.
O artık yaşına yönelik tabuları çoktan yıkmıştır yaptığı ve yapmakta olduğu birbirinden önemli çalışmalarla. Arif Sağ'dan Emekçi'ye birçok ustanın yer aldığı 1992 yılında yapımı Türküler Yalan Söylemez albümünde ustalarla beraber yer alması ya da o güne dek ancak kulislerde ve özel sohbetlerde bir araya geldiği Musa Eroğlu gibi ustalarla aynı sahneyi paylaşmaya başlaması özellikle de ustaların gözünde Hasret’in bu kulvarda rüştünü ispat etmesinin en önemli göstergesidir.
Avrupa'da ve Türkiye'de verdiği sayısız konserlerin birbirini izlediği, Enel Hakk adını verdiği yeni albüm çalışmalarına başladığı bir dönemde Pir Sultan Abdal Şenlikleri için gittiği Sivas'ta son konserlerini verdi ve Madımak Oteli'nin yakılması ve katliamın büyümesi sonucu beraberindeki diğer 32 aydınla beraber 2 Temmuz 1993 günü hayatını kaybetti.
Öldükten sonra adına birçok saygı albümü ve toplama albümler çıkarıldı. 1995 yılında Rüzgarın Kanatlarında albümü tekrar piyasaya sürüldü ve albümün kapağında Yobaz Katliamı Şehidi yazısı eklendi. Türkiye'nin en iyi bağlama çalan sanatçısı olduğu söylenilmektedir ve genç yaşta hayatını kaybetmesine rağmen Alevi kültürünün en tanındık isimlerindendir.
Комментарии