Ölülerin Sırtındaki Hayatlar ( Albert Camus Yabancı ), Kitap Özeti

preview_player
Показать описание
Beni dinlediğiniz için teşekkürler umarım yardımcı olabilmişimdir. Size yardımcı olduğumuzu bilmek, bizim motivasyon kaynağımız.

ÖZET
“Bugün annem öldü. Belki de dün, bilmiyorum. Bakımevinden bir mektup aldım: Anneniz öldü. Cenazesi yarın kaldırılacak. Saygılar.”

Annesinin ölümünü bile sıradan gören bir adamın hikâyesi. yazar Camus kitapta absürt yani saçmalık felsefesini ele alıyor. Saçma felsefesi: Dünya, hayat, insan, her şey, içinde bulunduğumuz, sürdürmek için her gün işe gittiğimiz, sürekli bir seçim içinde olduğumuz bu hayat bile manasızdır. Fikrini savunuyor. Kitabı okurken Mersault karakterinin hayata bakış açısı, varoluşa ve insanlara olan umutsuzluğu yine karakterin söylediği gibi “herkes bilir ki, hayat yaşamak zahmetine değmeyen bir şeydir” gibi sözler okuru nasıl derinden etkiliyor ve o an olduğu yerden alıp, başka bir yere götürüyorsa, kitap içerisindeki karakterlerinde onun bu davranışlarını ve onu herhangi bir kategoriye uyduramayıp zihinlerindeki yabancı kavramının oluşmasına yol açıyor.
Kitap şöyle başlıyor Mersault mektubu alır. Patronundan iki gün izin alarak bakım evine gider. Herkes ona baş sağlığı dilerken o hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam eder. Bir görevli onu müdürün çağırdığını söyler. Mersault müdürün yanına gidince biran önce bitsin de gideyim kafasında, tüm sorulara kısa cevaplar vererek kurtulmaya çalışır. Daha sonra müdür onu morga götürür. Huzurevi sakinleri oraya giderler. Onun davranışlarını garipserler. Ona niçin hiçbir hüzün belirtisi vermediğini sorunca verdiği cevap şu olmuştu: "Annemi elbette çok severdim; ama bu bir şey ifade etmezdi ki. Sağlıklı bütün insanlar, sevdiklerinin ölümünü az çok arzu etmiştir." Cenaze merasimindeyse tabutu açtırmamış üstüne üstlük kapıcıyla sütlü kahve ve sigara içmişti. Cenazeden sonra eve döner. Hafta sonunu hiç bir şey olmamış gibi sevgilisi Maria’yla geçirmişti. Sevgilisi çok aklı ve onun sıra dışı davranışlarına karşı, çok sabırlı bir kadındı. Bir gün Mersaultünün komşusu olan Raymond, onunla arkadaşlık kurmak için küçük bir yardım ister. istediği şey se onu aldatan kıza ders vermekti. Onu kırmak istemeyen Mersaultun, Arap kıza bir mektup yazar. Böylece onun oraya gelmesini sağlar. Kız eve geldiğinde Raymond kızı döver. Polis gelip Raymond’u sorguya çeker, işte o zaman Mersault, kızın onu şiddete tahrik ettiğini söyler. Raymond polisten kurtulur. Yaklaşık iki hafta sonra Mersault, Raymond ve Maria, birlikte küçük bir sahil evine giderler. Kızın ağabeyleri onun intikamını almak için Raymond’u takip etmişlerdi. Mersault ve Raymond sıkılıp sahilde bir yürüyüşe çıkıtılar. Kızın ağabeyleri önlerine çıkınca, Raymond bir an rehavete kapılarak Araplara saldırdı. Çok geçmeden Raymond kolundan bir bıçak darbesi aldı. Araplar hızla kaçarken, Mersault onu eve götürmeye çalışıyordu. Sinirinden yerinde duramayan Raymond, beline bir silah alarak onları aramak için yine sıcak kumlarda dolanmaya başladı.
Birden taşın arkasında Araplar uzanırken belirdi. Yanlarına gidince, bıçak çeken kişi hiç bir şey olmamış gibi Raymond’un gözlerine bakıyordu. Raymond elini silahına attı. Mersuent ondan silahı alarak, onu durdurdu. onu öldürmek için bir sebebinin olmadığını önce laf atmasını beklemesi gerektiğini söyledi. Buna gerek kalmadan, Canını seven Araplar silahı görünce kaçtı. Olayın bitiğini sanan Mersuent, sahilde yürürken üçüncü kez karşısına çıkan Arap bir kez daha bıçak çekince, Mersuent onu hayata olan bakış açısı gibi manasızca öldürür. Mersuent, avukat tutmamıştı. Mahkemede onu savunması için bir avukat vermişti. Mahkemede hiç bir şekilde pişmanlık belirtisi göstermeyen Mersuent, orada olan biten hiç bir şeyi umursamıyordu.
Mahkeme ilerledikçe konu Mersuent’ın annesinin cenazesinde sergilediği hal ve hareketlerinden açıldı. Konunu ilerledikçe artık Mersuent, işlediği cinayetten değil, düşünce kalabalığından sorgulanmaya başladı.
Mahkeme kalemini kırdı. İdam edilmesine karar verildi. Ölümden korkmayan bir adamı ölümle cezalandırmak ne kadar doğruydu. Kitap aslında bizlere kendimizi anlatan bir ayna niteliğinde. Sizce de realitede bizde bunu yapmıyor muyuz. Bardağı kırmış çocuğa, inancı olmayan kimseye. Aslında bizler o yargıç, Mersuent’sa bir çocuk, bir inançsız.
Yabancı yani gerçek ismiyle “L'étranger” yazarın 1942 de yayımlamış olduğu en önemli eseridir. Varoluşa dair içerisinde barındırdığı bilgiler kitabın uzun zaman gündemde kalmasını sağlamıştı. Dünya üzerinde 60'a aşkın dile çevrilmiştir. #aklımdakalanlar #albertcamus #yabancı #özet
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Hayat yaşamak zahmetine değmeyen bir şeydir..
Güzel olmuş..

cananfalcoglu
join shbcf.ru