“Kalaycı geldi hanım”

“Kalaycı geldi hanım”- Eskilerden gelen bir meslektir kalaycılık. Halen tek tük dolaşılır sokaklarda. El arabasına koydukları takım-taklavat ile mahalle mahalle dolaşır: “Kalaycı geldi hanım” diye bağırılırdı. Bunu duyan evin hanımları bakır tencereyi tabağı kapar koşardı sıraya girmek için. Az sonra itinayla yere kazılan hafif çukur biraz odun, biraz kömür tutuşturulur, çabuk yansın diye el körüğüyle hava basılıp, ateş canlandırılırdı. Bundan sonrası ustanın maharetine kalırdı. Önüne sıra sıra dizilmiş bakır tencere, sahan, kap-kaçak ne varsa, sıradan alınır ıslak kuma sürtülerek ön temizlik yapılır. Artından bakır tencere-tabak ateş üstünde gezdirilir, pamuğa sürülmüş toz kalay içine dışına iyice yedirilerek kalay tamamlanırdı.

Kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerden: Kalaycılık

Gel zaman git zaman bu mesleğe olan talepte, ilgi de azalmaya başladı. Teknolojik ürünler bakır mutfak aletlerine olan ihtiyacı ortadan kaldıracak hamleler ile hayatı kolaylaştırıcı ev gereçleri ürettikçe kalaycılık mesleği fazla direnemedi. Hatta neredeyse kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasında gösterilir olmuştu. Tüketici zamanla bilinçlenip doğal olan, sağlığına iyi gelen ürünlere yöneldikçe kalaycılıkta kıpırdanmaya başladı. Geçtiğimiz gün Gölcük’ün Yüzbaşılar mahallesinde yol kenarına kurdukları tezgahın önünde kalaylanmış bakır kapları pırıl pırıl kalaylanmış görenler mazide kendini buldu. Halen bu geleneği sürdürmek isteyenler evden getirdikleri bakır kapları kalaycı İlker’in önüne dizdiler. Yalova’dan geldiğini söyleyen İlker bey bu gün otuz yaşında olduğunu, baba mesleği olan kalaycılığı yirmi yıldır sürdürdüğünü belirtti.