filmov
tv
'Ben Aşka İnanmıyorum' diyenler haklı mı?.
Показать описание
AŞK HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKEN 10 GERÇEK
1. Aşk, kâinatın yaratılış sebebidir. Bunun en zirve noktası ise Yüce Allah’ın, Hz Peygamberimize, “Sen olmasaydın ben bu kâinatı yaratmazdım.” sözüdür. “Ben aşka inanmıyorum.” diyenlerin sorunu geçmişte yaşadıkları kötü ilişki tecrübesinden başka bir şey değildir.
2. İlk görüşte aşk diye bir eylemin varlığına inanmıyorum; çünkü aşk tanıdıkça kuvvetlenen bir duygudur. Beğenme ve hoşlanma aşkın basamaklarıdır. Platonik aşk, kavramına da karşıyım. Çünkü aşk, tek taraflı yaşanan bir duygu değil karşılıklı olarak kalplerin senkronize olarak birlikte atma hâlidir. İlk görüşte yaşanan heves, heyecan, ilgi, merak, toplumsal baskı ile ortaya çıkan geçici bir sevgidir.
3. Tanışma, nişanlılık ve sözlülük dönemindeki yakınlaşmanın adı asla aşk değildir. “Nasılsa evleneceğiz.” gibi kocaman bir yalana kendinizi kaptırmayın. Çünkü aşk, cinsel dürtülerin tatmin edilmesi değil duyguların birbirinde tamir edilmesidir. Cinsellik aşkın başlaması için değil sürdürülebilmesi için gereken bir eylemdir.
4. Aşk, fazlalıkları törpüleme eksiklikleri tamamlama bir ve bütün olma sanatıdır. Hiç kimse mükemmel değildir. O yüzden çiftlerin bu hemhâl olmayı gerçekleştirmeleri gerekmektedir.
5. “Evlilik aşkı öldürüyor.” kocaman bir yalandır, inanmayın. Evlilik aşkı zenginleştirir, çeşitlendirir. Ben, aşk evlenince başlar diyor ve ısrarla bu tezimi savunmaya devam ediyorum. Çünkü evliliğin aşkı öldürdüğü iddiasıyla yola çıkanların yaptıkları, aldatma ve başka başka arayışları aşk adı altında yani ahlaksızlığı meşrulaştırma gayretlerinden başka bir şey değildir. Ayrıca aşkın bir kavuşamama durumu olduğunu kavuşunca aşkın bittiğini söyleyenlere de asla itibar etmeyin. Unutmayın aşk kavuşunca başlar.
6. Sevgi ve aşk karıştırılmamalıdır. Kutsal kitabımızda aşk sözcüğü hiç geçmez. Onun yerine aşırı sevgi anlamında meveddet sözcüğü kullanılır. Sevgi, insan yüreğinin, ruhunun ve vücudunun kendi rızası olmadan hoşlandığı bir şeye meyletmesi; aşk da bu duyguların en yakıcı ve şiddetli hâlidir. Yani aşk, kontrol edilebilen değil; kontrolüne girilendir. Ama aşkın kontrolüne girmek hayatın kontrolünü kaybetmek olarak algılanmamalıdır. Çünkü aşk, kişiyi fabrika ayarlarına geri döndürür. O yüzden, “Aşk bedene girince akıl seyahate çıkar.” gibi cümleler külliyen uydurmadır.
7. İnsan birkaç kişiye aynı anda değil ama farklı zamanlarda âşık olabilir. Aynı anda aşk diye bir şey söz konusu değildir. Çünkü ruhun ve yüreğin yenilenmesi için zaman geçmesi gerekmektedir. Fakat hiçbir zaman hepsi en üst düzeyde yaşanmaz mutlaka bir tanesi diğerlerinden daha şiddetlidir. Yani hep aynı duyguyu aramayın ve beklemeyin.
8. Allah’ın yarattıklarını, Yüce Yaratıcının bir parçası olarak görüp onu bu sebeple sevmek Beşeri Aşk’tır. Bu aşkın kademe kademe yükselmesi İlahi Aşk’a götürür. Ama sadece ilahi aşkın kıyısında demlenip kalabilmek de mümkün. Fakat Hz. Peygamberin “Bana dünyadan üç şey sevdirildi. Güzel koku, gözümün nuru namaz ve kadın.” Hadisi şerifini de unutmamalıyız. Yani Allah’ın yarattıklarını sevmeden Allah’ı sevme iddiası güdük bir iddiadır.
9. Aşk, beyinde değil yürekte gerçekleşen bir eylemdir. Çünkü bütün ilahi kaynaklar insan vücudundaki kalbe işaret eder. Yani son zamanlarda aşkın beynin bir işlevi olduğu iddiaları doğru değildir. Fakat aşk bedene girince ağrı kesici kullanmaya gerek yok. Çünkü aşkın tedavi edici özelliği vardır.
10. Aşkı sürdürülebilir kılmak için doğru kodlamalar yapmak ve doğru kaynaklardan beslenmek zorunludur. “Aşk yaşamında kadın, ancak hünerli bir çalgıcının elinde dile gelen bir lir gibidir. Kadınlar bizleri sevdikleri zaman her suçumuzu bağışlarlar.” sözünün aldatmaya teşvik anlamı taşıdığına; “Erkek az fakat sık sever, kadın ise çok ancak bir kez sever.” sözünün başka kadınlara yönelmeye işaret ettiğine; “Erkekler kadınların ilk aşkı, kadınlar da erkeklerin son aşkı olmak ister.” sözünün çarpık ilişkilere davetiye çıkardığına; “Erkekler gözleriyle, kadınlar kulaklarıyla sever.” sözünün çok indirgemeci bir yaklaşım olduğuna inanıyorum. Evlenmeden önce çocuk yapmaya varana dek her şeyin evlenmeden önce tüketilmesini arzulayan TV, Sinema, Tiyatro ve Kitaplarda verilmeye çalışılan subliminal mesajların çoğunun amacı aile yapımızı ortadan kaldırmak ve çarpık ilişkilere davetiye çıkarmaktır.
EŞİM İSTERSE OLUR KİTABIMDAN
Kader gayrete aşıktır prensibiyle, bir avuç toprak bir kaç damla suyum ben, neyimle övüneyim işte buyum ben diyerek sizlerle yolumuza devam ediyorum.
Zekeriya EFİLOĞLU
Eğitimci-Yazar
Комментарии