filmov
tv
Ne güzel, ne anlamlı bir türkü bu #türküler #shorts #nurgülşahballı

Показать описание
"Şu Karşı Yaylada" Şiiri Üzerine Kompozisyon
Pir Sultan Abdal'ın "Şu Karşı Yaylada" adlı eseri, Türk halk edebiyatının nadide parçalarından biri olarak derin bir duygusal ve sosyal içeriğe sahiptir. Şiir, ayrılık ve özlem temalarını işlerken, şairin manevi ve toplumsal bağlamını da gözler önüne serer. Her dizesi, yürek burkan bir acının, hasretin ve sevdanın içten bir yankısıdır.
Şiirin ilk dizesi, "Şu karşı yaylada göç katar katar," ile başlar. Bu ifade, göçün kaçınılmazlığını ve insanın sürekli bir yolculuk halinde olduğunu vurgular. Yayladan geçen göç katarları, hayatın geçiciliğini ve insanların sürekli hareket halinde olduğunu simgeler. Göç olgusunun yanında, şairin "Bir güzel sevdası serimde tüter" demesi, içindeki aşkın sürekli olarak zihninde ve ruhunda yankılandığını gösterir. Bu aşk, sadece bir kişiye duyulan sevgi değil, aynı zamanda ilahi ve manevi bir aşkı da ifade eder. Pir Sultan Abdal'ın aşkı, hem beşeri hem de ilahi boyutta derin bir yankı uyandırır.
"Ayrılık bana ölümden beter" dizesi, ayrılığın şair üzerindeki derin etkisini ve acısını açıkça ortaya koyar. Bu ayrılık, hem sevdiklerinden hem de manevi bağlılıklarından uzak kalmanın verdiği ızdırabı dile getirir. Şiirin nakarat kısmında tekrarlanan "Geçti dost kervanı, eyleme beni" ifadesi, dostların gidişi ve yalnız kalmanın verdiği kederi anlatır. Bu tekrar, şairin içindeki ısrarcı ve değişmez acıyı yansıtır. Dost kervanının geçmesi, hayattaki dostlukların ve sevdiklerin yitip gitmesini simgeler.
İkinci kıta, "Şu benim sevdiğim başa oturur" ile başlar. Sevilen kişinin toplumda önemli bir yere sahip olduğunu ve onun derdinin şairi bitirdiğini anlatır. Ayrılığın şaire zulüm getirdiği vurgusu, onun ne kadar derin bir acı içinde olduğunu belirtir. Bu kıtada, sevilen kişinin sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal olarak da uzak olduğunu anlamak mümkündür. Sevilenin yüceliği ve şairin ona olan erişememe hali, derin bir hasretin ve çaresizliğin ifadesidir.
Üçüncü kıta, şairin manevi yolculuğunu ve dost iline olan özlemini dile getirir. "Pir Sultan Abdal'ım dağlar aşalım" ifadesi, zorlukların üstesinden gelme ve manevi bir hedefe ulaşma arzusunu simgeler. "Çok nimetin yedim helallaşalım" dizesi ise, dünyada alınan nimetlerin ve iyiliklerin karşılıklı olarak helalleşilmesi gerektiğini belirtir. Bu, hayatın sonunda hesap verme ve temiz bir vicdanla ayrılma arzusunu ifade eder. Şair, dostlarıyla helalleşmek ve onların haklarını ödeyerek bu dünyadan ayrılmak istemektedir.
"Şu Karşı Yaylada" şiiri, Pir Sultan Abdal'ın derin duygusal ve manevi dünyasını yansıtır. Ayrılık, aşk, manevi yolculuk ve toplumla olan bağlar, şiirin ana temalarıdır. Şiirin her dizesi, Anadolu insanının derinliklerinde yankılanan bir ağıt gibidir. Bu şiir, yüzyıllar boyunca gönüllerde yaşamış ve bugün de aynı duygusal etkiyi sürdürmektedir. Pir Sultan Abdal'ın bu eseri, sadece bir şiir değil, aynı zamanda bir halkın duygusal ve manevi haritasıdır.
Pir Sultan Abdal, Şu Karşı Yaylada, Türk Halk Şiiri, Alevi Bektaşi Şiiri, Halk Ozanı, Osmanlı Dönemi Şairleri, Anadolu Halk Kültürü, Ayrılık ve Özlem Şiirleri, Manevi Şiirler, Türk Edebiyatı, Pir Sultan Abdal Şiirleri, Halk Müziği, Alevi Kültürü, Türk Şiir Analizi, Söz ve Müzik: Pir Sultan Abdal, Pir Sultan Abdal Kompozisyon, Türk Halk Edebiyatı, Mistik Şiirler, Efsanevi Türk Şairlerimiz ve halk ozanlarımızdandır.
Şu Karşı Yaylada
Pir Sultan Abdal
Şu karşı yaylada göç katar katar,
Bir güzel sevdası serimde tüter.
Bu ayrılık bana ölümden beter.
Geçti dost kervanı, eyleme beni, eyleme beni.
Geçti dost kervanı, eyleme beni, eyleme beni.
Şu benim sevdiğim başa oturur,
Bir güzelin derdi beni bitirir.
Bu ayrılık bana zulüm getirir.
Geçti dost kervanı, eyleme beni, eyleme beni.
Geçti dost kervanı, eyleme beni, eyleme beni.
Pir Sultan Abdal'ım dağlar aşalım,
Aşalım da dost iline düşelim.
Çok nimetin yedim helallaşalım.
Geçti dost kervanı, eyleme beni, eyleme beni.
Geçti dost kervanı, eyleme beni.
Pir Sultan Abdal'ın "Şu Karşı Yaylada" adlı eseri, Türk halk edebiyatının nadide parçalarından biri olarak derin bir duygusal ve sosyal içeriğe sahiptir. Şiir, ayrılık ve özlem temalarını işlerken, şairin manevi ve toplumsal bağlamını da gözler önüne serer. Her dizesi, yürek burkan bir acının, hasretin ve sevdanın içten bir yankısıdır.
Şiirin ilk dizesi, "Şu karşı yaylada göç katar katar," ile başlar. Bu ifade, göçün kaçınılmazlığını ve insanın sürekli bir yolculuk halinde olduğunu vurgular. Yayladan geçen göç katarları, hayatın geçiciliğini ve insanların sürekli hareket halinde olduğunu simgeler. Göç olgusunun yanında, şairin "Bir güzel sevdası serimde tüter" demesi, içindeki aşkın sürekli olarak zihninde ve ruhunda yankılandığını gösterir. Bu aşk, sadece bir kişiye duyulan sevgi değil, aynı zamanda ilahi ve manevi bir aşkı da ifade eder. Pir Sultan Abdal'ın aşkı, hem beşeri hem de ilahi boyutta derin bir yankı uyandırır.
"Ayrılık bana ölümden beter" dizesi, ayrılığın şair üzerindeki derin etkisini ve acısını açıkça ortaya koyar. Bu ayrılık, hem sevdiklerinden hem de manevi bağlılıklarından uzak kalmanın verdiği ızdırabı dile getirir. Şiirin nakarat kısmında tekrarlanan "Geçti dost kervanı, eyleme beni" ifadesi, dostların gidişi ve yalnız kalmanın verdiği kederi anlatır. Bu tekrar, şairin içindeki ısrarcı ve değişmez acıyı yansıtır. Dost kervanının geçmesi, hayattaki dostlukların ve sevdiklerin yitip gitmesini simgeler.
İkinci kıta, "Şu benim sevdiğim başa oturur" ile başlar. Sevilen kişinin toplumda önemli bir yere sahip olduğunu ve onun derdinin şairi bitirdiğini anlatır. Ayrılığın şaire zulüm getirdiği vurgusu, onun ne kadar derin bir acı içinde olduğunu belirtir. Bu kıtada, sevilen kişinin sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal olarak da uzak olduğunu anlamak mümkündür. Sevilenin yüceliği ve şairin ona olan erişememe hali, derin bir hasretin ve çaresizliğin ifadesidir.
Üçüncü kıta, şairin manevi yolculuğunu ve dost iline olan özlemini dile getirir. "Pir Sultan Abdal'ım dağlar aşalım" ifadesi, zorlukların üstesinden gelme ve manevi bir hedefe ulaşma arzusunu simgeler. "Çok nimetin yedim helallaşalım" dizesi ise, dünyada alınan nimetlerin ve iyiliklerin karşılıklı olarak helalleşilmesi gerektiğini belirtir. Bu, hayatın sonunda hesap verme ve temiz bir vicdanla ayrılma arzusunu ifade eder. Şair, dostlarıyla helalleşmek ve onların haklarını ödeyerek bu dünyadan ayrılmak istemektedir.
"Şu Karşı Yaylada" şiiri, Pir Sultan Abdal'ın derin duygusal ve manevi dünyasını yansıtır. Ayrılık, aşk, manevi yolculuk ve toplumla olan bağlar, şiirin ana temalarıdır. Şiirin her dizesi, Anadolu insanının derinliklerinde yankılanan bir ağıt gibidir. Bu şiir, yüzyıllar boyunca gönüllerde yaşamış ve bugün de aynı duygusal etkiyi sürdürmektedir. Pir Sultan Abdal'ın bu eseri, sadece bir şiir değil, aynı zamanda bir halkın duygusal ve manevi haritasıdır.
Pir Sultan Abdal, Şu Karşı Yaylada, Türk Halk Şiiri, Alevi Bektaşi Şiiri, Halk Ozanı, Osmanlı Dönemi Şairleri, Anadolu Halk Kültürü, Ayrılık ve Özlem Şiirleri, Manevi Şiirler, Türk Edebiyatı, Pir Sultan Abdal Şiirleri, Halk Müziği, Alevi Kültürü, Türk Şiir Analizi, Söz ve Müzik: Pir Sultan Abdal, Pir Sultan Abdal Kompozisyon, Türk Halk Edebiyatı, Mistik Şiirler, Efsanevi Türk Şairlerimiz ve halk ozanlarımızdandır.
Şu Karşı Yaylada
Pir Sultan Abdal
Şu karşı yaylada göç katar katar,
Bir güzel sevdası serimde tüter.
Bu ayrılık bana ölümden beter.
Geçti dost kervanı, eyleme beni, eyleme beni.
Geçti dost kervanı, eyleme beni, eyleme beni.
Şu benim sevdiğim başa oturur,
Bir güzelin derdi beni bitirir.
Bu ayrılık bana zulüm getirir.
Geçti dost kervanı, eyleme beni, eyleme beni.
Geçti dost kervanı, eyleme beni, eyleme beni.
Pir Sultan Abdal'ım dağlar aşalım,
Aşalım da dost iline düşelim.
Çok nimetin yedim helallaşalım.
Geçti dost kervanı, eyleme beni, eyleme beni.
Geçti dost kervanı, eyleme beni.