filmov
tv
Fatih Sultan Mehmet'in Tabutu Neden Açıldı?
Показать описание
Devlet büyüklerinin öldükten sonra mumyalanması bütün kültürlerde var olan bir gelenektir. Mumyalama ve defin işlerinde kullanılan teknikler ülkeden ülkeye fark eder. Bazen aylar süren bu işlemler çok da pahalıdır. Örneğin Mısırda firavunların mumyalanması 8 ayı bulan bir süreçtir. Firavun öldükten sonra beyni ve iç organları çeşitli teknikler kullanılarak bedenden çıkarılır. Çıkarılan iç organların yerine birçok kimyasal sürülür. Vücut sodyum karbonatla kaplanır ve bu şekilde uzun süre beklenir. Bir çeşit kurutma işlemidir. Kurutma tamamlandıktan sonra, kalan tuzlar iyice temizlenir, dış kısımlar yine kimyasallarla cilalanır ve vücut sargı bezleriyle kaplanır. Tabutun içine ise birçok özel eşya ve dua içeren muskalar koyulabilir.
Mumyalama geleneği eski Türklerde var olan ve Osmanlı’da da devam eden bir gelenektir . Buradaki mumyalama “pastırma” yöntemi denen bir yöntemle yapılır. Tahnitleme diye de adlandırılır. Aslında sonuçta bozulup kokacak iç organların çıkarılarak veya eritilerek , vücudun geri kalan kısmının kimyasallarla korunmasına dayanır. Bir çeşit pastırma gibi kurutma denebilir. Bu şekilde mumyalanan cenaze bir lahde yerleştirilir ve lahit de yer seviyesinin altında yapılan bir odaya konulur. İçeriden bir duvar örülüp, odanın dışarısı ile bağlantısı iyice kesilir. Sadece içerdeki merdivenin en son basamağının üstüne bir kapak yapılır. Yeraltındaki bu mezar odanın üstüne ise bir nevi sahte bir lahit veya sanduka yerleştirilir. Bu şekilde ziyaretçiler içinde tabutun bulunduğunu sandıkları bu sahte mezarı ziyaret ederler.
Fatih Sultan Mehmet’in cenazesi de bir sürü maceradan sonra bu şekilde bir süreçten geçer. Yeni bir sefere çıkmak için 1481’in 27 Nisan’ında ordusuyla İstanbul’dan ayrılan Fatih, 3 Mayıs günü Maltepe civarında vefat eder. Vezirleri, hükümdarın Anadolu’da valilik yapan iki oğluna, Şehzade Bayezid ile Cem’e babalarının vefatını haber verir. Cenaze, bu arada gizlice Topkapı Sarayı’na nakledilir. Bu arada iki oğul arasında taht savaşı başlar, İstanbul tam bir kaos içindedir.
İşte bu ortamda Fatihin cenazesi sarayın bir odasında unutulur ve kokar. Ancak, İç savaş sona erip Bayezid iktidara gelince Fatihin cenazesi kaldırılır. Kokan cenazenin mumyalama işini Baltacılar kethüdası, yani bir nevi bugünün özel kalem müdürü gibi bir işlevi olan Kasım yapar. Hatta Bayezid'e da da yaptığı işlemi bir yazı ile bildirir. Şöyle der;
“…koku yüzünden cenazenin yanına kimseler yaklaşamadı. Ben, usta ile gidip cenazenin içini boşalttım. “
Her şey o andan sonra başladı...
Mumyalama geleneği eski Türklerde var olan ve Osmanlı’da da devam eden bir gelenektir . Buradaki mumyalama “pastırma” yöntemi denen bir yöntemle yapılır. Tahnitleme diye de adlandırılır. Aslında sonuçta bozulup kokacak iç organların çıkarılarak veya eritilerek , vücudun geri kalan kısmının kimyasallarla korunmasına dayanır. Bir çeşit pastırma gibi kurutma denebilir. Bu şekilde mumyalanan cenaze bir lahde yerleştirilir ve lahit de yer seviyesinin altında yapılan bir odaya konulur. İçeriden bir duvar örülüp, odanın dışarısı ile bağlantısı iyice kesilir. Sadece içerdeki merdivenin en son basamağının üstüne bir kapak yapılır. Yeraltındaki bu mezar odanın üstüne ise bir nevi sahte bir lahit veya sanduka yerleştirilir. Bu şekilde ziyaretçiler içinde tabutun bulunduğunu sandıkları bu sahte mezarı ziyaret ederler.
Fatih Sultan Mehmet’in cenazesi de bir sürü maceradan sonra bu şekilde bir süreçten geçer. Yeni bir sefere çıkmak için 1481’in 27 Nisan’ında ordusuyla İstanbul’dan ayrılan Fatih, 3 Mayıs günü Maltepe civarında vefat eder. Vezirleri, hükümdarın Anadolu’da valilik yapan iki oğluna, Şehzade Bayezid ile Cem’e babalarının vefatını haber verir. Cenaze, bu arada gizlice Topkapı Sarayı’na nakledilir. Bu arada iki oğul arasında taht savaşı başlar, İstanbul tam bir kaos içindedir.
İşte bu ortamda Fatihin cenazesi sarayın bir odasında unutulur ve kokar. Ancak, İç savaş sona erip Bayezid iktidara gelince Fatihin cenazesi kaldırılır. Kokan cenazenin mumyalama işini Baltacılar kethüdası, yani bir nevi bugünün özel kalem müdürü gibi bir işlevi olan Kasım yapar. Hatta Bayezid'e da da yaptığı işlemi bir yazı ile bildirir. Şöyle der;
“…koku yüzünden cenazenin yanına kimseler yaklaşamadı. Ben, usta ile gidip cenazenin içini boşalttım. “
Her şey o andan sonra başladı...
Комментарии