filmov
tv
A Haber İdeal Şehir Nasıl İmar Edilmeli - Elazığ Depremi | Mimar Mehmet OSMANLIOĞLU #elazığdeprem
Показать описание
ELAZIĞ DEPREMİ SONRASI BÖLGEDE ALINMASI GEREKLİ TEDBİRLER
ELAZIĞ VE ÇEVRESİNDE YENİ BİNALAR NASIL İNŞA EDİLMELİDİR?
Ülke genelinde doğru ve tekniğine uygun bir dağılımla 1 milyar insan bahçeli evlerde oturacak şekilde geniş bir coğrafyada yaşıyoruz. Problem arazi kıtlığı değil, ülke ölçeğinde plansızlık ve –kasıt yoksa- akıl kıtlığından kaynaklanmaktadır.
Mevcut şehrin yeri, arazi ve zemin yapısı incelenerek, yerleşime uygun değilse, şehri yerleşime uygun bir zemin yapısı olan bölgeye taşımak için harekete geçilmelidir! (Bölgeyi tanıyan bir uzman mevcut Elazığ şehrinin eski bağ ve bahçelerin bulunduğu tarım arazisine kurulup yayıldığını belirtmişti.)
Yerleşime uygun yeni şehir için nüfus limiti belirlenmiş olan(mesela 250.000 kişi) ve yerleşme alanları, ve büyüme-gelişme alanları dahil yerleşim sınırları belirlenmiş bir imar planı hazırlanmalıdır. Bu planlar asgari 50 yıl değiştirilemeyecek şekilde TBMM eliyle güvence altına alınmalıdır.
Şehri bu alan ve nüfusu aşmayacak şekilde kontrol altında tutarak, yeni nüfus hareketlerini bölgeye yakın ve şimdiden planlanmış olan yeni ilçe ya da yerleşim merkezlerine yönlendirmek zaruridir. Bu suretle sağlıklı bir şehirleşme modeli kurulup, sürdürülebilecektir.
İlk 3 maddeye uygun şehirleşme modeliyle eş zamanlı olarak imar planlarında yatay şehir paradigmasına uygun 2-3 katı geçmeyen bina yüksekliğine izin vermek lazımdır.
Şehre yakın bölgelerdeki nehir, dere, göl, orman gibi tabiatın bütününü koruyup kirletmeyecek tedbirler şimdiden alınmalıdır.
Şehirler ve yerleşmeler dere yatakları(kuru dere de olsa), alüvyonlu zeminler, dolgu alanları, deprem fay hatlarına yakın bölgelerde kurulmamalıdır.
Şehirler doğal sit alanlarını bozacak şekilde ve yer altı v eyer üstü tarihi eserlerin yoğunlaştığı bölgelerin hemen yanı başında onları tahribe açık bırakacak yerlerde kurulmamalıdır.
Şehirler iklimsel şartlar açısında müsait olmayan, aşırı rüzgâr alan, güneşlenme oranı düşük arazilerde kurulmamalıdır.
Şehir civarındaki tarım arazileri büyük bir hassasiyetle korunarak, gelecek nesillerin emaneti hüsnü muhafaza edilmelidir. Tarım ve dolayısıyla toprak ve su geleceğin en değerli iki tabi emanetidir.
Devlet politikaları; insanların barınma, su, hava, gibi ihtiyaçlarını en ucuza sağlamak üzerine bina edilmelidir. Mevzuat müteahhitlerin ev edinecekler üzerinden rant elde etme alışkanlığından vazgeçmesini sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
Günü kurtaracak palyatif tedbirler yerine, şehrin kurulduğu yerin değiştirilmesi gerekiyorsa, bölge halkı ikna edilerek, yerel halkın talepleri doğrultusunda oluşturulacak ev plan tipolojisiyle yapılacak az katlı binalarla şehir kademeli olarak yeni yerine taşınmalıdır.
Japon bilim adamlarının yapmış olduğu incelemelere göre dünyanın depreme en fazla dayanıklı yapım sistemi; hafif ama rijit ve yapımı kolay olan Osmanlı ahşap çatkı sistemidir. Binalar az katlı yapıldığında betonarme gibi, birim ağırlığı çok fazla olup çevre dostu olmayan bir yapım tekniği yerine, ahşap, çelik, doğal taş ve hatta tekniğine uygun kerpiç gibi yapı malzemelerinden inşa edilmelidir. Az katlı binalar, büyük müteahhit firmalar gerektirmeyeceğinden çok daha ucuza mal olmaktadırlar.
Şehirlerde konut bölgeleri konutlar manzara, güneşlenme ve rüzgâr açıları farklı oluşarak zengin bir görünüm oluşturacak şekilde sağlam zemine yapısı taşıyan eğimli yamaçlarda, kamuya açık tesisler de düz arazilerde inşa edilmelidir.
Binalar, deprem yönetmeliğine göre doğru malzeme ve teknoloji kullanılarak inşa edilmelidir. Bina mimarisi taşıyıcı sistem bina ağırlık merkezi ile rijitlik merkezi birbirine yakın olacak şekilde doğru tasarlanmalı, taşıyıcı sistem binan bir kenarında asimetrik olarak yoğunlaştırılmamalıdır.
Tekniğine uygun yapılan betonarme bir binanın ömrü 50-80 yıldır. Bina ömrü ile yapıda kullanılacak malzemeler paralellik arz etmelidir.
Mimar Mehmet OSMANLIOĞLU
#elazığ #elazığdepremi #deprem #idealşehir #idealkent #şehirkurma #kent
ELAZIĞ VE ÇEVRESİNDE YENİ BİNALAR NASIL İNŞA EDİLMELİDİR?
Ülke genelinde doğru ve tekniğine uygun bir dağılımla 1 milyar insan bahçeli evlerde oturacak şekilde geniş bir coğrafyada yaşıyoruz. Problem arazi kıtlığı değil, ülke ölçeğinde plansızlık ve –kasıt yoksa- akıl kıtlığından kaynaklanmaktadır.
Mevcut şehrin yeri, arazi ve zemin yapısı incelenerek, yerleşime uygun değilse, şehri yerleşime uygun bir zemin yapısı olan bölgeye taşımak için harekete geçilmelidir! (Bölgeyi tanıyan bir uzman mevcut Elazığ şehrinin eski bağ ve bahçelerin bulunduğu tarım arazisine kurulup yayıldığını belirtmişti.)
Yerleşime uygun yeni şehir için nüfus limiti belirlenmiş olan(mesela 250.000 kişi) ve yerleşme alanları, ve büyüme-gelişme alanları dahil yerleşim sınırları belirlenmiş bir imar planı hazırlanmalıdır. Bu planlar asgari 50 yıl değiştirilemeyecek şekilde TBMM eliyle güvence altına alınmalıdır.
Şehri bu alan ve nüfusu aşmayacak şekilde kontrol altında tutarak, yeni nüfus hareketlerini bölgeye yakın ve şimdiden planlanmış olan yeni ilçe ya da yerleşim merkezlerine yönlendirmek zaruridir. Bu suretle sağlıklı bir şehirleşme modeli kurulup, sürdürülebilecektir.
İlk 3 maddeye uygun şehirleşme modeliyle eş zamanlı olarak imar planlarında yatay şehir paradigmasına uygun 2-3 katı geçmeyen bina yüksekliğine izin vermek lazımdır.
Şehre yakın bölgelerdeki nehir, dere, göl, orman gibi tabiatın bütününü koruyup kirletmeyecek tedbirler şimdiden alınmalıdır.
Şehirler ve yerleşmeler dere yatakları(kuru dere de olsa), alüvyonlu zeminler, dolgu alanları, deprem fay hatlarına yakın bölgelerde kurulmamalıdır.
Şehirler doğal sit alanlarını bozacak şekilde ve yer altı v eyer üstü tarihi eserlerin yoğunlaştığı bölgelerin hemen yanı başında onları tahribe açık bırakacak yerlerde kurulmamalıdır.
Şehirler iklimsel şartlar açısında müsait olmayan, aşırı rüzgâr alan, güneşlenme oranı düşük arazilerde kurulmamalıdır.
Şehir civarındaki tarım arazileri büyük bir hassasiyetle korunarak, gelecek nesillerin emaneti hüsnü muhafaza edilmelidir. Tarım ve dolayısıyla toprak ve su geleceğin en değerli iki tabi emanetidir.
Devlet politikaları; insanların barınma, su, hava, gibi ihtiyaçlarını en ucuza sağlamak üzerine bina edilmelidir. Mevzuat müteahhitlerin ev edinecekler üzerinden rant elde etme alışkanlığından vazgeçmesini sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
Günü kurtaracak palyatif tedbirler yerine, şehrin kurulduğu yerin değiştirilmesi gerekiyorsa, bölge halkı ikna edilerek, yerel halkın talepleri doğrultusunda oluşturulacak ev plan tipolojisiyle yapılacak az katlı binalarla şehir kademeli olarak yeni yerine taşınmalıdır.
Japon bilim adamlarının yapmış olduğu incelemelere göre dünyanın depreme en fazla dayanıklı yapım sistemi; hafif ama rijit ve yapımı kolay olan Osmanlı ahşap çatkı sistemidir. Binalar az katlı yapıldığında betonarme gibi, birim ağırlığı çok fazla olup çevre dostu olmayan bir yapım tekniği yerine, ahşap, çelik, doğal taş ve hatta tekniğine uygun kerpiç gibi yapı malzemelerinden inşa edilmelidir. Az katlı binalar, büyük müteahhit firmalar gerektirmeyeceğinden çok daha ucuza mal olmaktadırlar.
Şehirlerde konut bölgeleri konutlar manzara, güneşlenme ve rüzgâr açıları farklı oluşarak zengin bir görünüm oluşturacak şekilde sağlam zemine yapısı taşıyan eğimli yamaçlarda, kamuya açık tesisler de düz arazilerde inşa edilmelidir.
Binalar, deprem yönetmeliğine göre doğru malzeme ve teknoloji kullanılarak inşa edilmelidir. Bina mimarisi taşıyıcı sistem bina ağırlık merkezi ile rijitlik merkezi birbirine yakın olacak şekilde doğru tasarlanmalı, taşıyıcı sistem binan bir kenarında asimetrik olarak yoğunlaştırılmamalıdır.
Tekniğine uygun yapılan betonarme bir binanın ömrü 50-80 yıldır. Bina ömrü ile yapıda kullanılacak malzemeler paralellik arz etmelidir.
Mimar Mehmet OSMANLIOĞLU
#elazığ #elazığdepremi #deprem #idealşehir #idealkent #şehirkurma #kent