filmov
tv
Cem Karaca & Ferdy Klein Orkestrası – Adsız (1970)
Показать описание
Muhtar Cem Karaca 5 Nisan 1945 yılında İstanbul’da doğmuştur. Orta öğrenimini Robert Lisesi'nde yapan Cem Karaca sanatçı bir çiftin çocuğudur. Müzikle ilk tanışması annesinin teyzesi Rosa Felegyan'ın Cem Karaca'ya piyano notaları ve piyano nağmeleri öğretmesiyle olmuştur. O zamanlarda okuduğu Batı Tarzında okulun da etkisiyle o yıllarda giderek popülerleşen Rock’n Roll akımının etkisiyle müzikler yapmaya başlar.
1965 yılında askerliğe giden Karaca için askerlik hem hayatını hem de müziğini tamamiyle değiştiren bir yer olmuştur. O zamanlara kadar beğenmediği Anadolu Tarzındaki müziğe askerdeki bir arkadaşının bağlama çalışı ile aşık olur ve hayatının sonuna kadar bu tarzı müziğinden eksik etmez. Cem Karaca askerlikteki anısının üzerindeki etkisini şöyle anlatıyor: “O noktada türküleri tanıdım ve baktım ki ben yanlış bir coğrafyada yanlış bir lisanla şarkı söylemek zorunda değilim. Ben doğru bir coğrafyada doğru bir lisanla şarkı söylemek zorundayım”
Cem Karaca, askerlik sonrası Şubat 1967'de gitarist Mehmet Soyarslan'ın kurduğu Apaşlar grubu ile tanışır. Karaca, grup ile birlikte Altın Mikrofon 1967'ye katılmıştır. Yarışmaya katıldıkları Emrah şarkısı Erzurumlu Emrah'ın şiirine yapılmış bir Karaca bestesidir. Yarışmada Karaca'nın grubu ikinci olur ancak birinci olan gruptan daha çok ilgi görürler. Cem Karaca ve Apaşlar, 1968'de Almanya'ya gidip Ferdy Klein Orkestrası ile 45'likler kaydederler. Bu dönemde Soyarslan şarkısı "Resimdeki Gözyaşları", Karaca'nın Emrah'tan sonraki ikinci hit parçası olur. 1969'da grup içinde fikir farklılıkları oluşmaya başlar. Cem Karaca, daha siyasi müziğe kaymak isterken, Soyarslan bu değişime karşıdır. "Bu Son Olsun / Felek Beni" plağından sonra grup dağılır. Apaşlar dönemi bittikten sonra grup müziğine devam etmek isteyen Karaca, Apaşlar'ın bas gitaristi Seyhan Karabay ile Kardaşlar grubunu kurar. Grup üyeleri sabitlendikten sonra, Almanya'da kayıt yapmaya karar verirler ancak çıkan bir salgın yüzünden, Karaca ve Kardaşlar birlikte Almanya'ya gidemezler. Bu sebepten dolayı Cem Karaca, tek başına Köln'e gider. Apaşlar sonrası yaşadığı müzikal aradan sonra burada kendi besteleri ve Anadolu türkülerini yine Ferdy Klein orkestrası ile kaydeder. Bu birliktelikte Ferdy Klein orkestrası ile 4 adet plak kaydeder.
Eylül 1972 yılında Cem Karaca Kardaşlar’dan ayrılır ve dünya müzik tarihinde nadir görülen bir olay meydana gelir. Cem Karaca Kardaşlar’dan ayrılıp Moğollar’a geçerken, Moğollar’ın solisti Ersen Dinleten Kardaşlar’a geçer. Moğollardan ayrıldıktan sonra Cem Karaca 1974 yılında Dervişan grubunu kurar. Şubat 1975'te Cem Karaca'nın en önemli eserlerinden biri olan "Tamirci Çırağı" yayınlanır. Bu şarkıdaki "İşçisin sen, işçi kal" söylemi Cem Karaca'nın siyasi duruşunu da ilk kez bu kadar açık göstermektedir. 1977 yılında “Yoksulluk Kader Olamaz” LP’sini piyasaya sürerler. Özellikle bu albümün ardından grubun üstlendiği politik yapı nedeni ile grubun konserlerinde çatışmalar çıkmaya başlar. 1978 yılında grubun giderek daha da politikleşmesi sebebi ile grup dağılmıştır.
1979 yıllarında Almanya'ya taşınır. Çoğu Nazım Hikmet şiirlerinin besteleri olan Hasret albümünü yayınlar. Mart 1980'de Sıkıyönetim Mahkemesi'nde Karaca'nın "1 Mayıs" plağı "komünizm progandası" nedeni ile yargılanmaya başlar. Cem Karaca, bu dönemde Avrupa turnesine başlamıştır. Dava başladıktan kısa bir süre sonra da babası Mehmet Karaca'yı kaybeder. Cem Karaca, babasının cenaze törenine katılamaz. Mahkemenin çağrılarına rağmen o dönemlerde Türkiye’deki adil yargılanma sürecine güvenemediği için ülkeye dönmez ve sonuç olarak 6 Ocak 1983'te Yılmaz Güney ile aynı gün Türk vatandaşlığından çıkarılır. Daha sonrasında bir arkadaşının vasıtası ile Turgut Özal’la görüşerek ülkeye dönmek istediğini belirtir. 1987 yılında gurbette geçirdiği yıllar sonrasında sürgününden çok sevdiği vatanına döner.
Cem Karaca müzik hayatı ile ilgili şunu söyler: “Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Dadaloğlu Emrah gibi onlarca ozanlarımız türküleri söylene söylene kendi varlıklarını devam ettirmişler. Bir gün benim türküm söylenmezse şarkım söylenmezse işte o zaman… Eyvallah!”
------------------------
Animasyon: Emre Karacan
Tipografi : Sarp Sözdinler
Kurgu Destek : İsmail Arslan
Translation: Sami Umut Can
Digital Remastering: Sinan Güngörer
------------------------
Anatolian Rock Revival Project'e destek vermek isterseniz:
You can contribute to our project via Patreon:
------------------------
A project dedicated to bringing pieces from Turkish Rock History into the light with unique artworks.
"All music rights belong to their rightful owners."
1965 yılında askerliğe giden Karaca için askerlik hem hayatını hem de müziğini tamamiyle değiştiren bir yer olmuştur. O zamanlara kadar beğenmediği Anadolu Tarzındaki müziğe askerdeki bir arkadaşının bağlama çalışı ile aşık olur ve hayatının sonuna kadar bu tarzı müziğinden eksik etmez. Cem Karaca askerlikteki anısının üzerindeki etkisini şöyle anlatıyor: “O noktada türküleri tanıdım ve baktım ki ben yanlış bir coğrafyada yanlış bir lisanla şarkı söylemek zorunda değilim. Ben doğru bir coğrafyada doğru bir lisanla şarkı söylemek zorundayım”
Cem Karaca, askerlik sonrası Şubat 1967'de gitarist Mehmet Soyarslan'ın kurduğu Apaşlar grubu ile tanışır. Karaca, grup ile birlikte Altın Mikrofon 1967'ye katılmıştır. Yarışmaya katıldıkları Emrah şarkısı Erzurumlu Emrah'ın şiirine yapılmış bir Karaca bestesidir. Yarışmada Karaca'nın grubu ikinci olur ancak birinci olan gruptan daha çok ilgi görürler. Cem Karaca ve Apaşlar, 1968'de Almanya'ya gidip Ferdy Klein Orkestrası ile 45'likler kaydederler. Bu dönemde Soyarslan şarkısı "Resimdeki Gözyaşları", Karaca'nın Emrah'tan sonraki ikinci hit parçası olur. 1969'da grup içinde fikir farklılıkları oluşmaya başlar. Cem Karaca, daha siyasi müziğe kaymak isterken, Soyarslan bu değişime karşıdır. "Bu Son Olsun / Felek Beni" plağından sonra grup dağılır. Apaşlar dönemi bittikten sonra grup müziğine devam etmek isteyen Karaca, Apaşlar'ın bas gitaristi Seyhan Karabay ile Kardaşlar grubunu kurar. Grup üyeleri sabitlendikten sonra, Almanya'da kayıt yapmaya karar verirler ancak çıkan bir salgın yüzünden, Karaca ve Kardaşlar birlikte Almanya'ya gidemezler. Bu sebepten dolayı Cem Karaca, tek başına Köln'e gider. Apaşlar sonrası yaşadığı müzikal aradan sonra burada kendi besteleri ve Anadolu türkülerini yine Ferdy Klein orkestrası ile kaydeder. Bu birliktelikte Ferdy Klein orkestrası ile 4 adet plak kaydeder.
Eylül 1972 yılında Cem Karaca Kardaşlar’dan ayrılır ve dünya müzik tarihinde nadir görülen bir olay meydana gelir. Cem Karaca Kardaşlar’dan ayrılıp Moğollar’a geçerken, Moğollar’ın solisti Ersen Dinleten Kardaşlar’a geçer. Moğollardan ayrıldıktan sonra Cem Karaca 1974 yılında Dervişan grubunu kurar. Şubat 1975'te Cem Karaca'nın en önemli eserlerinden biri olan "Tamirci Çırağı" yayınlanır. Bu şarkıdaki "İşçisin sen, işçi kal" söylemi Cem Karaca'nın siyasi duruşunu da ilk kez bu kadar açık göstermektedir. 1977 yılında “Yoksulluk Kader Olamaz” LP’sini piyasaya sürerler. Özellikle bu albümün ardından grubun üstlendiği politik yapı nedeni ile grubun konserlerinde çatışmalar çıkmaya başlar. 1978 yılında grubun giderek daha da politikleşmesi sebebi ile grup dağılmıştır.
1979 yıllarında Almanya'ya taşınır. Çoğu Nazım Hikmet şiirlerinin besteleri olan Hasret albümünü yayınlar. Mart 1980'de Sıkıyönetim Mahkemesi'nde Karaca'nın "1 Mayıs" plağı "komünizm progandası" nedeni ile yargılanmaya başlar. Cem Karaca, bu dönemde Avrupa turnesine başlamıştır. Dava başladıktan kısa bir süre sonra da babası Mehmet Karaca'yı kaybeder. Cem Karaca, babasının cenaze törenine katılamaz. Mahkemenin çağrılarına rağmen o dönemlerde Türkiye’deki adil yargılanma sürecine güvenemediği için ülkeye dönmez ve sonuç olarak 6 Ocak 1983'te Yılmaz Güney ile aynı gün Türk vatandaşlığından çıkarılır. Daha sonrasında bir arkadaşının vasıtası ile Turgut Özal’la görüşerek ülkeye dönmek istediğini belirtir. 1987 yılında gurbette geçirdiği yıllar sonrasında sürgününden çok sevdiği vatanına döner.
Cem Karaca müzik hayatı ile ilgili şunu söyler: “Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Dadaloğlu Emrah gibi onlarca ozanlarımız türküleri söylene söylene kendi varlıklarını devam ettirmişler. Bir gün benim türküm söylenmezse şarkım söylenmezse işte o zaman… Eyvallah!”
------------------------
Animasyon: Emre Karacan
Tipografi : Sarp Sözdinler
Kurgu Destek : İsmail Arslan
Translation: Sami Umut Can
Digital Remastering: Sinan Güngörer
------------------------
Anatolian Rock Revival Project'e destek vermek isterseniz:
You can contribute to our project via Patreon:
------------------------
A project dedicated to bringing pieces from Turkish Rock History into the light with unique artworks.
"All music rights belong to their rightful owners."
Комментарии