filmov
tv
Ağlatan Ölüm Anı - Deve Kuşu @Mehmedyildiz

Показать описание
Ölünce başımıza ilk ne gelecek?
Ruhumuz göklere çıkarıldığı zaman hangi amel ile hangi kapıdan geçeceğiz?
Hangi amelimiz hangi cennet kapısını açacak?
İyi Seyirler…
Allah'ı Nasıl Tanırım? (Sözler) Video Serisi için tıklayın👇🏻
00:00 Giriş
01:22 Gaflet Hastalığı
04:21 Risale-i Nur Bölümü
07:23 Ölümün Hakikatini Bilmek
10:05 Allah'a Güvenememek
12:03 Ahirete Uygun Yaşamamanın En Büyük Sebebi - İman Zafiyeti
14:15 Ölüm Geldiğinde Mutlu Olamıyoruz
18:50 Azrail Niye Sevilmez?
19:18 Gaflet
22:23 Dünyaya Odaklanmak
26:27 Bir Gün Ahirete Doğacağız
30:06 İskilipli Mehmed Atıf Hoca
31:40 Deme “Zaman Değişmiş, Asır Başkalaşmış”
34:36 Ölüm Değişmiyor
37:09 Dış Dairedeki Camaat Ve Uhuvvet
39:19 Allah Depremi Ne İçin Kullanır?
44:55 Bir Müslüman Öldüğünde Ne Olur?
Hayalhanem;
Mehmet Yıldız;
Bize Ulaşın:
Yurtiçi ve yurtdışından iletişim için;
+90 (537) 356 75 55
+90 (530) 221 03 31
Risale-i Nur'da geçen kısım;
Sözler, 14. Söz, Hatime
On dördüncü Söz, Hatime
Gafil kafaya bir tokmak ve bir ders-i ibrettir.
وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَۤا اِلاَّ مَتَاعُ الْغُرُورِ
Ey gaflete dalıp ve bu hayatı tatlı görüp ve âhireti unutup, dünyaya talip bedbaht nefsim! Bilir misin, neye benzersin? Devekuşuna! Avcıyı görür, uçamıyor; başını kuma sokuyor, ta avcı onu görmesin. Koca gövdesi dışarıda; avcı görür. Yalnız o, gözünü kum içinde kapamış, görmez.
Ey nefis! Şu temsile bak, gör, nasıl dünyaya hasr-ı nazar, aziz bir lezzeti elîm bir eleme kalb eder. Meselâ, şu karyede, yani Barla'da, iki adam bulunur. Birisinin yüzde doksan dokuz ahbabı İstanbul'a gitmişler, güzelce yaşıyorlar. Yalnız birtek burada kalmış. O dahi oraya gidecek. Bunun için şu adam İstanbul'a müştaktır. Orayı düşünür, ahbaba kavuşmak ister. Ne vakit ona denilse, "Oraya git"; sevinip gülerek gider. İkinci adam ise, yüzde doksan dokuz dostları buradan gitmişler. Bir kısmı mahvolmuşlar. Bir kısmı ne görür, ne de görünür yerlere sokulmuşlar. Perişan olup gitmişler zanneder. Şu biçare adam ise, bütün onlara bedel, yalnız bir misafire ünsiyet edip teselli bulmak ister. Onunla o elîm âlâm-ı firakı kapamak ister.
Ey nefis! Başta Habibullah, bütün ahbab ın, kabrin öbür tarafındadırlar. Burada kalan bir iki tane ise, onlar da gidiyorlar. Ölümden ürküp, kabirden korkup başını çevirme. Merdâne kabre bak, dinle, ne talep eder? Erkekçesine ölümün yüzüne gül, bak, ne ister. Sakın gafil olup ikinci adama benzeme.
Ey nefsim! Deme, "Zaman değişmiş, asır başkalaşmış. Herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder, derd-i maişetle sarhoştur." Çünkü ölüm değişmiyor. Firak, bekàya kalb olup başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sür'at peydâ ediyor.
#ölüm
#nefis
#dünya
#işbirliği
Tevekkül
Ölüm
Dünya
Korku
Teslimiyet
Ruhumuz göklere çıkarıldığı zaman hangi amel ile hangi kapıdan geçeceğiz?
Hangi amelimiz hangi cennet kapısını açacak?
İyi Seyirler…
Allah'ı Nasıl Tanırım? (Sözler) Video Serisi için tıklayın👇🏻
00:00 Giriş
01:22 Gaflet Hastalığı
04:21 Risale-i Nur Bölümü
07:23 Ölümün Hakikatini Bilmek
10:05 Allah'a Güvenememek
12:03 Ahirete Uygun Yaşamamanın En Büyük Sebebi - İman Zafiyeti
14:15 Ölüm Geldiğinde Mutlu Olamıyoruz
18:50 Azrail Niye Sevilmez?
19:18 Gaflet
22:23 Dünyaya Odaklanmak
26:27 Bir Gün Ahirete Doğacağız
30:06 İskilipli Mehmed Atıf Hoca
31:40 Deme “Zaman Değişmiş, Asır Başkalaşmış”
34:36 Ölüm Değişmiyor
37:09 Dış Dairedeki Camaat Ve Uhuvvet
39:19 Allah Depremi Ne İçin Kullanır?
44:55 Bir Müslüman Öldüğünde Ne Olur?
Hayalhanem;
Mehmet Yıldız;
Bize Ulaşın:
Yurtiçi ve yurtdışından iletişim için;
+90 (537) 356 75 55
+90 (530) 221 03 31
Risale-i Nur'da geçen kısım;
Sözler, 14. Söz, Hatime
On dördüncü Söz, Hatime
Gafil kafaya bir tokmak ve bir ders-i ibrettir.
وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَۤا اِلاَّ مَتَاعُ الْغُرُورِ
Ey gaflete dalıp ve bu hayatı tatlı görüp ve âhireti unutup, dünyaya talip bedbaht nefsim! Bilir misin, neye benzersin? Devekuşuna! Avcıyı görür, uçamıyor; başını kuma sokuyor, ta avcı onu görmesin. Koca gövdesi dışarıda; avcı görür. Yalnız o, gözünü kum içinde kapamış, görmez.
Ey nefis! Şu temsile bak, gör, nasıl dünyaya hasr-ı nazar, aziz bir lezzeti elîm bir eleme kalb eder. Meselâ, şu karyede, yani Barla'da, iki adam bulunur. Birisinin yüzde doksan dokuz ahbabı İstanbul'a gitmişler, güzelce yaşıyorlar. Yalnız birtek burada kalmış. O dahi oraya gidecek. Bunun için şu adam İstanbul'a müştaktır. Orayı düşünür, ahbaba kavuşmak ister. Ne vakit ona denilse, "Oraya git"; sevinip gülerek gider. İkinci adam ise, yüzde doksan dokuz dostları buradan gitmişler. Bir kısmı mahvolmuşlar. Bir kısmı ne görür, ne de görünür yerlere sokulmuşlar. Perişan olup gitmişler zanneder. Şu biçare adam ise, bütün onlara bedel, yalnız bir misafire ünsiyet edip teselli bulmak ister. Onunla o elîm âlâm-ı firakı kapamak ister.
Ey nefis! Başta Habibullah, bütün ahbab ın, kabrin öbür tarafındadırlar. Burada kalan bir iki tane ise, onlar da gidiyorlar. Ölümden ürküp, kabirden korkup başını çevirme. Merdâne kabre bak, dinle, ne talep eder? Erkekçesine ölümün yüzüne gül, bak, ne ister. Sakın gafil olup ikinci adama benzeme.
Ey nefsim! Deme, "Zaman değişmiş, asır başkalaşmış. Herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder, derd-i maişetle sarhoştur." Çünkü ölüm değişmiyor. Firak, bekàya kalb olup başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sür'at peydâ ediyor.
#ölüm
#nefis
#dünya
#işbirliği
Tevekkül
Ölüm
Dünya
Korku
Teslimiyet
Комментарии