Kaybetmeyi neden bilmiyoruz? | NBA ve EPL Dersleri | Spor medyası | İnan Özdemir & Bağış Erten

preview_player
Показать описание
Sporda ergenliği nasıl aşacağız? Kaybetmeyi bilmiyor muyuz? Bağış Erten ile İnan Özdemir, haftanın spor gündemini konuştukları Yaz Deftere'nin girişinde bu sorulara cevap arıyor. Okan Buruk'tan Acun Ilıcalı'ya uzanarak sporla kurduğumuz ilişki tartışılıyor. İkili, daha sonra Pep Guardiola'ya gidiyor, Manchester City'nin düşüşü çerçevesinde Katalan teknik direktörün yaptığı açıklamaları konuşuyor. Sporda nasıl iyi bir rekabetçi olunur? Guardiola'nın yaptıklarıyla bizim yenilgiyle kurduğumuz ilişki arasında nasıl farklar var? Guardiola'yla Jose Mourinho hangi açılardan benziyor?

Michael Jordan'dan Roger Federer'e pek çok efsane üzerinden spor tarihine bakan Yaz Deftere, Fatih Terim'den Şenol Güneş'e uzanan çizgide Süper Lig tarihinin en büyük futbol adamlarını da inceliyor ve bu krizin "Zamanın Ruhu" ile alakalı olup olmadığını sorguluyor. NBA ve Premier Lig bize doğru örnekler sunabilir mi? Mike Tyson'ın kulak ısırdığı meşhur maç ne anlatabilir?

Rüzgara Karşı bölümünün girişinde ise Beşiktaş'taki gündem var. Hasan Arat'ın istifası sonrası Samet Aybaba'nın yaptığı açıklamalar Beşiktaş'ta yeni bir pencere açtı. Bu gündemde medyanın sorumluluğu nedir? Muhabirlikle kulüp temsilciliği arasında nasıl farklar vardır? Şampiyonlar Ligi ve NBA'in medyayla kurduğu ilşkiden örnekler veren Özdemir ile Erten, akabinde Jannik Sinner ve Iga Swiatek üzerinden spor dünyasındaki doping gelişmelerini analiz ediyor. Rafael Nadal, Roger Federer ve Serena Williams'ın emekliliği sonrası yeni yüzlerini arayan tenis, farklı bir krizin içinde mi? Lance Armstrong'un merkezinde olduğu bisiklet skandalları bu açıdan nasıl ipuçları veriyor? Tenis, bisiklet ve atletizm nasıl kıyaslanabilir, nerelerde ayrışıyor?

NBA'de ikinci kez Haftanın Oyuncusu seçilen Alperen Şengün'ün performansını kısaca yorumlayan Yaz Deftere ekibi, son kısımda ise Liverpool'un formundan, Liverpool-Everton derbisinden söz ediyor ve gelecek haftaya bir pas bırakıyor.

Bağış Erten ve İnan Özdemir ile Yaz Deftere, her çarşamba yeni bölümüyle Oksijen TV YouTube kanalında.

00:00 Giriş
01:35 Soru İşareti: Kaybetmeyi bilmiyor muyuz? Federer'den Jordan'a kaybetme halleri.
23:24 Rüzgara Karşı: Beşiktaş'ta yaşananlar ve muhabirlikle kulüp temsilciliği arasındaki fark.
30:02 Rüzgara Karşı: Spor dünyası doping krizinde mi?
37:19 Rüzgara Karşı: Alperen Şengün'ün NBA'de haftanın oyuncusu.
38:18 Fikstür: Haftanın dikkat çeken spor olayları.

***

Oksijen, Türkiye'nin ilk ve tek haftalık gazetesi!

🔔 Kanala abone olduktan sonra zil tuşuna basarak bildirimleri açmayı unutma!

Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Yemin ediyorum nefes aldığımı hissediyorum sizi dinlerken. Hak ettiğime inandığım spor yorumculuğu bu. Ve teşekkür ederim bıkkınlığa uğramadığınız için.

kenancolak
Автор

bu kadar leziz bir sohbeti bize izlettiğiniz için çok teşekkürler...

burcuergul
Автор

Günümü güzelleştirdiniz teşekkür ederim. Bir YouTube programı ancak bu kadar haz verebilirdi 🙏

semihseke
Автор

Bağış Erten'in süper alaturka tespiti o kadar güzel ki.

Alaturka olmayı çok seviyoruz. Bunda ısrar ediyoruz ve adım atmayı da kesinlikle reddediyoruz. Çünkü alaturkayız. Kavga etmek, ileri gitmekten daha enteresan geliyor bize.
Ortadoğu'da yaşadığımızdan mı bilmiyorum.

Post truth dediğin de bu galiba.

AykutEngin
Автор

Ben bir Tarsuslu olarak sizi izlediğimde dünya futbolu, basketi, atletizmi vs. üzerine ciddi bilgiler ve haz alıyorum. Fakat aynı anda lokal atletlerimiz, basketçilerimiz, futbolcularımız üzerine çok az bir bilgiye ve onların birbiri ile olan müsabakalarından haz almıyorum. Bu bir paradoks değil mi? Televizyonun olmadığı dönemlerde tam bu olgunun tersi söz konusuydu. Mahalle maçlarımız Real Madrid ve Barcelona maçından çok daha önemliydi ve bizi mutlu ediyordu, kavga etmemize rağmen. Acaba doğru olduğunu düşündüğümüz ve bunu besleyen dili ve konuları kullanmamız lokal müsabakaların lokal sporcu aktivistlerin altını bombalamıyor mu? Ben mesela neden sizi izlerken haz alıyorum? Neden hemen yanımda olandan hiç haberim yokken, İstanbul’daki veya ingilterdeki, veya Almanya’daki bir takımdan veya müsabakadan haz alıyorum ve ciddi bilgim var.

Ahmedo
Автор

Sırf "Kaybetmeyi bilmiyor muyuz?" bölümü > tüm spor medyasında söylenenler. Bu kadar çok kendime soru sorduğum, kendi gündemini belirleyen, zihnimi meşgul eden program izlemedim, dinlemedim. Bravo 👏👏 Bağış ve İnan ☺️❤️ Bu ikili = Bira+Turşu

rafetalagoz
Автор

Bu konu kesinlikle, sizler tarafından, konuşulsun. Konunun, konuyla alakası yok. Ağzınıza fikrinize sağlık

afatih_akan
Автор

"Kaybetmeyi kabullenmek", rekabetin, sporun özüne aykırıdır. Kaybetmeye tahammül etmeyeceksin ki başarılı olacaksın

Galasoul
Автор

Bir yüce gönüllü insanın, programda konuşulması sonraya ertlenen konuların listesini yorumlara yazmasını rica ediyorum. 😅

deryaisk
Автор

“Futbol bir dinse, bu onun kutsal kitabıdır” buna benzer bir şey hatırlıyorum Nick Hornby’nin Fever Pitch kitabının Türkçe çevirisinde Bağış abinin yazdığı. O yıllarda sıkca kendisini takip eder yazdıklarını okurdum. Aynı şapka, aynı duruş. Şu an izlerken o yılların-2000ler başı- dergilerinin, kitaplarının sesli versiyonunu dinler gibiyim. Çok teşekkürler İnan&Bağış abi. Sesinize, gönlünüze sağlık. Elleri ceplerinde, gece yarısı, sevdiği takımın yenildiği maç sonrası, walkmande melancholy man dinleyenler cemaatinden sevgiler.

tayfunturan
Автор

perşembe sabahı rutinim, eşi benzeri olmayan program, lütfen devam edin

jontoncious
Автор

Kazananın ve kaybedenin masa başında belli olduğu ortamlarda sizin başlığınız çok naif kalıyor. Ülkenin yönetimindeki siyasi yapı 22 yıldır tüm ahlaki değerleri çürüttü.

metaltuf
Автор

Hocamlar programin adini baslik kismina da yazsaniz, "Yaz Deftere #1, #2 ..." diye numaralandirsaniz daha iyi ve akilda klici olur bence

stevenmandanda
Автор

bu program radikal spor sayfası okumak gibi bir lezzet.. maşallah

urkerkaan
Автор

Kaybetmeyi kabullenememenin kazanmayı gereğinden fazla yüceltmekten doğduğunu düşünüyorum ve soruyorum: Bu kadar başarılı olmak zorunda mıyız?

Bağış Abi bile "büyük kazananların arkasında kaybetmeyi kabullenmemek yatıyor" diye açıklarken sanki "o Süper Kahramanları istiyorsak, bu kaprise de katlanmalıyız" mesajı alıyorum. Oysa kimse neden Süper Kahramanların var olması gerektiğini sorgulamıyor. Kapitalist bir illüzyona takılıp kalmışız gibi hissediyor, ve "sporun rekabetçi ruhu" açıklamasını, o uğurda ödenen bedelleri düşününce aptalca bir yatırım olarak görüyorum.

FPL_Turkiye
Автор

Bir Liverpool sempatizanı olarak merak ettim ne konuşacaksınız? Benim başarıdan öte sempati besleme nedenim, statları, kırmızı rengi çok sevmem ve Anka Kuşu hoşuma gidiyor. Sizin de yorumunuzu merak ettim. Soracak olursanız, tabii ki de Liverpool’a sadece sempati besliyorum; Galatasaray aşığıyım.

tugaylmz
Автор

"Gazetecisiniz, bir haber aldınız. Bu haber gazetecilik açısından çok önemli ama tuttuğunuz takımınıza zarar verecek bir haber ne yaparsınız?" Bir üstad bu soruyu bundan 10 yıl önce belki de spor basını bu kadar holiganlaşmamışken sormuştu :)

cihatgemici
Автор

Bişey merak ediyorum, doping legal olsa ne olur?

Mr.YSLI
Автор

Bu doping olayı iyice tuhaf bir hal aldı. Ya doping yönetmeliğnde bir sorun var ele bir krem sürmekle bile dopingli çıkıyorsun, ya da herkes dopingli merkezi güç odaklarının kararlarına göre birileri ceza alıyor sadece. Misal Ruslar ve Çinliler çok daha rahat ceza alıyor. Bence bu doping manipülasyonunu engellemek için doping serbest bırakılmalı.

alioncucetinbas
Автор

Okan Buruk: Pai Mei

Muslera: Wakabayashi

Kaan: Kaptan Amerika
Davinson: Black Panther
Apokerim: Khal Drogo
Jakobs: Falcon

Torreira: Atom Karınca
Sara: Blanka

Sallai: Sub-Zero
Yunus: Bilbo Baggins
BAY: He-Man

Osimhen: Maske

onurinanpektas