Atatürk'ün verdiği tarihi ayarlar

preview_player
Показать описание
Fransız medyası Atatürk için, Kemal, çok hasta, Hatay’ı savunamaz haberini yapınca, Mustafa Kemal Atatürk çok hasta olmasına rağmen 19 Mayıs kutlamalarına katılmıştır. Ve bu hareket Fransızlara ve Dünya’ya bir mesaj niteliği taşımaktaydı. İngiliz kralı Edward, İstanbul’a Atatürk’e ziyarete geldiği zaman, Atatürk kendisine bir akşam ziyafeti vermişti. Ziyafetten önce bana, İngiltere Sarayı’nda verilen ziyafetler, ne şekilde olur onu bilen birisini, yahut bir aşçıyı bulun dedi. Ve nihayet bu sofra merasimini bilen birinden, bilgi alarak sofrayı o şekilde düzene koydular. Kral, akşam sofraya oturunca, Kendisini kral sarayında zannederek, memnun oldu. Atatürk’e dönerek sizi tebrik eder ve teşekkür ederim. Kendimi İngiltere’de zannettim, diyerek memnuniyetini bildirdi. Sofraya hep, Türk garsonlar hizmet etmekteydi. Bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük bir tabak birden bire yere yuvarlandı. Yemekler de halılara dağıldı. Garsonlar ve misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildiler. Atatürk, bunun üzerine Kral’a dönerek. Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim dedi. Bütün sofradakiler, Atatürk’ün bu sözüne hayran oldular. Atatürk, garsona da vazifene devam edebilirsin emrini verdi. Mustafa Kemal, 1913’de Sofya’ya atanmıştı. 11 Mayıs, Bulgarların milli bayramıydı. O gün Sofya’da, kostümlü bir balo düzenlenmişti ve Mustafa Kemal’de, bu baloya davetliydi. Hemen İstanbul ile bağlantıya geçip, müzeden bir Yeniçeri Kıyafeti istedi. Kıyafet Atatürk’e yollandı. Atatürk, Yeniçeri Kıyafetini giyerek baloya gitmiş ve tüm dikkatleri üzerine çekmişti. Bulgaristan Kralı Ferdinand’da, orada bulunuyordu. Mustafa Kemal, Bulgarlara Osmanlı’nın emrinde olduğu günleri hatırlatmak için, böyle bir şey yapmıştı. Balo da ve ülkede en çok konuşulan isimlerden biri oldu. Hatta kıyafet yarışmasında, birinci bile seçildi. Cumhuriyet Bayramı’ydı. Atatürk Sovyet Büyükelçisi’ne, Cumhuriyet Bayramı’nda kendisini Stalin’in, neden kutlamadığını sert bir şekilde sordu. Sovyet Büyükelçisi. Sizi bizim cumhurbaşkanı kutladı cevabını verdi. Atatürk sizin önderiniz kimdir diye sordu. Büyükelçi, Stalin diye cevap verdi. Atatürk bu cevap üzerine, öyleyse ben ülkemin hem cumhurbaşkanı hem de önderiyim. Cumhurbaşkanınız değil, bana kutlama mesajını Stalin göndermeliydi dedi. Büyükelçi Atatürk’e, Stalin’i aramasını ve kendisinin iletmesini söyledi. Atatürk bunun üzerine. Niçin ben ilk adımı atayım. Ben bunu ancak eşit şartlarda yapabilirim. Eğer beni kabul ettiklerini hissediyorsam yapabilirim. Başka türlü olmaz. Sizin güçlü ve mekanizma edilmiş bir ordunuz olduğunu biliyorum. Fakat ondan korkmuyorum. Benim arkamda 18 milyon halkım var. Ben çok zarar verebilirim. Ama elbette bunu hiçbir zaman yapmam. Çünkü benim sözüm benim dostluğum gibi kutsaldır, diyerek cevap verdi. Konya’da isyan çıkmıştı. Ve Konya’ya gelen Atatürk, sinirli ve üzgündü. Şehrin ileri gelenleriyle belediye salonunda konuşmaktaydı. Atatürk, düşünceli bir şekilde elinde yanan sigarayı iki parmağı arasına aldı. Ve ateşi parmakları arasında ezerek söndürdü. Şöyle dedi. Ateş nereden çıkarsa çıksın iki parmağımın arasında böyle ezeceğim. Cumhuriyetin ilanından sonra, İstanbul’da bir resepsiyon verilir. Tüm Dünya ülkelerinin elçileri davet edilir. Davet güzel bir şekilde devam ederken, bir İngiliz binbaşı bakışlarını Atatürk’ün üzerinden ayırmaz. Bütün davet boyunca Atatürk’e, dik dik bakar ve bakmaya devam eder. Atatürk ne olduğunu anlamak için yaverini gönderir. Yaver Mustafa Kemal’e şöyle der. Kendisine size karşı neden bir ters tavır takındığını sordum. O da bana Mustafa Kemal’in Çanakkale’de babasını öldürdüğünü söyledi. Bunu üzerine Atatürk şöyle der. Git sor bakalım babasının Çanakkale’de ne işi varmış.
Рекомендации по теме