'İndirgenemez Karmaşıklık Kuramı'na Cevap (Özet)

preview_player
Показать описание
Bu video, 55 dakikalık "Ateizm Felsefesi" başlıklı videomdan kesilerek oluşturulmuştur. Videonun tam ve uzun versiyonu aşağıdaki linktedir. İyi seyirler...

Kanala Destek Olmak ve Discord Grubumuza Katılmak İçin Üyelik:

Sosyal Medya:

#ateizm #teizm #felsefe
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Düşünme duyusu sınırlı olanın sınırsız bir varlığı çözmesine imkan yoktur

denizkaya
Автор

Her şeyin hazır olduğu bir dünyaya gelmeniz hazırlayan biri varsa mümkün olur.Siz harika bir şekilde hazırlanmış bir sofraya oturduğunuzda o yemekleri yapan, sofrayı kuran birinin olması lazım. Zaten hazırdı deyip oturmak, o harika yemekleri yapan kişiye teşekkür etmemek, sofranın güzelliğine hayran olmamak ne kadar abes!

zeynepkodal
Автор

Yayınlarının yarısından fazlasının tekrarını izledim ama arada bu tarz özetleri izlemek de hafızamı tazelememi sağlıyor. Eline sağlık.

Umursamaz_leon
Автор

Mefkûrenin aslında ne olması veya ne olmaması adına farklı bir yaklaşım
Ve insan burda soruyor işte
Lakin sormak fikir dünyasında kaybolmaya imkan zuhur ediyor
Sormasan beyhude ömür geçiyor.
Teşekkürler

goktugkuthan
Автор

Sözler köşkü senin karşına çıkmaktan korkuyorlar diamond tema.
Gerçekten hak geldi batıl zahil oldu...

byartist
Автор

Bir tık gözlerinin altı çokmüş dio, herşeyden önce sağlığına ve kendine dikkat et. Seviliyorsun. Yine harika bir video olmuş. Eline sağlık.

furkanince
Автор

Üyelere özel video izleyemedim 3 yıldır hiç bir videonu kacirmadimya ondan herhalde üzüldüm ama kesitler yayınlansın insallh

BahtiyarYücel-om
Автор

Gerçekten de çoğu dindar insanın inancına dayanak olan ve onlarca şüphe karşısında kendi vicdanında muhasebe yaptığında şüphelerini ortadan kaldıran şey indirgenemez karmaşıklıktır. Çoğu kendi dinini bilmez ama bunu bilir. O yüzden ne kadar üzerinde durulsa o kadar önemli olan bir konu. Bravo👌

aliyikilmaz
Автор

04:32 deki kullanmış olduğun argüman pek de geçerli olmamış açıkcası çünkü orada bahsettiğin olay anladığım kadarıyla tanrının kendi kendine yaratılmış olduğunu kabul ediyorsak evreninde kendi kendine olduğunu kabul etmemiz anlayışı. Burada tanrının yerine eğer evrenin kendi kendine olduğunu düşünürsek evrende olan her şeyin belli bir amaca hizmet ettiğini kendi iradeleri ile insanlara fayda sağladıklarını kabul etmiş oluruz. Yani bir bulutun kendi düşüncesi ile yağmur yağdırması gibi bir şey. Bu yalnızca bir şey değil evrende meydana gelen en ufak belli bir düzene sahip her şey için bunu bu şekilde hayal edersek bu durum çok daha karmaşık bir hal alır bundan dolayı bunların tamamını yaratan bir allahın olduğunu ve sadece onun kendi kendine olup onun tüm bunları kontrol ettiğini düşünmemiz daha mantıklı bir düşünce olacaktır.

mklncgl
Автор

Yıllardır seni takip ediyorum. Her videonu bir kereden fazla izlemişim.
Yeni video gönderdiğini görünce heyecanla açıyor tekrar olduğunu görünce üzülüyorum

ozlemozge
Автор

İlahiyat prafesörleri ile seviyeli karşılıklı argüman videoları olsa süper bir çalışma olur

SiyasetçilerEsnaftır
Автор

Teşekkürler diamond harika bilgiler defalarca izliyorum videoları ni sevgi ile kal

dursunleventcanli
Автор

"İndirgenemez Komplekslik" kavramı şunu ifade eder: Temel fonksiyonları için birbirleriyle etkileşim içindeki ve iyi uyumlu çok sayıdaki parçadan oluşan ve bu parçaların herhangi birinin eksiltilmesinin, sistemin fonksiyonunun durmasına neden olacağı bir sistem, indirgenemez komplekslikte bir sistemdir. Yani böyle bir sistem, herhangi bir parçası eksik olarak düşünülemez ve tüm parçaları aynı anda oluşmalı ve sistematik olarak çalışmalıdır. Zamana bağlı olarak adım adım oluşma şansı yoktur, çünkü her bir sistem parçası ancak bütünlük içinde işlevini yerine getirebilir.

Evrim Teorisi’nde canlıların bir “tesadüfler zinciri” içinde oluştukları ve birbirlerinden farklılaştıkları öne sürülür. Tesadüfî değişiklik olarak da canlı genetiğinde değişime sebep olan faydalı mutasyonlar gösterilmiştir. Hâlbuki mutasyonların gelişime değil, hastalığa veya sakatlığa sebep oldukları veya etkisiz oldukları bilinmektedir. Mutasyonların faydalı oldukları farz edildiğinde ise, indirgenemez komplekslikteki sistemlerle karşılaşırız. Canlılardaki sistem ve organlar, çok sayıda parçanın bir arada çalışmasıyla işlev görür. Bu parçaların tek biri bile olmasa ya da düzgün çalışmasa o organ hiçbir işe yaramaz. Ufak bir parçası olmasa kulak duymaz, göz görmez. Bu anlamda ele alındığında, vücudumuzda bu kapsama dâhil edilemeyecek organ yok gibidir. Tümü karmaşık yapıdadır ve tüm parçalar, aynı anda ve beraber yapılmış olmalıdırlar. Yoksa tek bir parçanın olmaması veya düzgün çalışmaması, o organın işlevsiz kalması anlamına gelecektir. Sistem "aşama aşama" gelişemez, çünkü ara aşamaların hiçbiri herhangi bir işe yaramayacaktır. Burada ilginç olan, evrim teorisyeni Darwin'in de konuyla ilgili büyük bir endişe duymuş olmasıdır. Türlerin Kökeni kitabındaki ifadesi şöyledir: "Eğer birbirini takip eden çok sayıda küçük değişiklikle kompleks bir organın oluşmasının imkânsız olduğu gösterilirse, teorim kesinlikle yıkılmış olacaktır. Ama ben böyle bir organ bulamadım..." (Charles Darwin, The Origin of Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard University Press, 1964, s. 189.)

Hâlbuki o zamandan bu zamana çok şey değişmiş ve modern bilim, tüm canlıların bütün yapılarının tam bir bütünlük içinde ve indirgenemez komplekslikteki sistemlerle donatılmış olduğunu ortaya koymuştur. Şimdi çok enteresan bir görüş paylaşacağız sizinle. Fransa'nın 20. yüzyıldaki en büyük biyoloji otoritelerinden biri olan Paul Pierre Grasse, kendisi de Evrim Teorisi’ne taraftar olmasına karşın, Darwinist senaryonun "hayal kurmak"tan öteye gitmediğini şöyle açıklar: “Şanslı mutasyonların hayvanların ve bitkilerin ihtiyaçlarını sağladığına inanmak, gerçekten çok zordur. Ama Darwinizm bundan fazlasını da ister: Tek bir bitki, tek bir hayvan, binlerce ve binlerce kez, tam da olması gerektiği şekilde faydalı tesadüflere maruz kalmalıdır. Yani mucizeler sıradan bir kural hâline gelmeli, inanılmaz derecede düşük olasılıklara sahip olaylar kolaylıkla gerçekleşmelidir. Hayal kurmayı yasaklayan bir kanun yoktur, ama bilim bu işin içine dâhil edilmemelidir.” (Pierre-P Grassé, Evolution of Living Organisms, New York: Academic Press, 1977, s. 103) Çok ilginç değil mi, bu sözü söyleyen Evrim Teorisi’ne taraftar bir bilim insanı.

Önümüzde düzenli olarak yenilenen bir işleyişe sahip olan bir yapı söz konusudur. Vücudu veya bir organı oluşturan yapıtaşlarının, bir iş birliği içinde bu yapıyı oluşturmaları ve çalışmaları gerekmektedir. Başka türlüsü hayal edilemez. Bu ise, her birinin bir diğerinin emri altında çalıştığı aynı dakikada, başkalarına emir verdiğini yani komut verdiğini de gösterir. Bu çok ilginç bir durumdur. Bir hücre, diğer bir hücrenin isteğine neden riayet etme mecburiyetinde olsun ki? Vücudun veya organın bütünlüğü ve sıhhati için mi? Peki maddiyatçı felsefenin “Her canlı kendi menfaati için çalışır ve kendi yaşamı için mücadele eder” prensibine ne oldu? Dışarıdan aldığımız besin maddelerinin vücudun her tarafına vücudu beslemek için gitmesi nasıl mücadeledir? Risale-i Nur’daki tabiriyle “Nasıl bir çarpışmaktır?” Bir göz hücresinin gördüklerini beyine gönderme mecburiyeti neden olsun veya beynin gözden gelen uyarıları işleme ve sinir sistemini harekete geçirecek sinyalleri gönderme zorunluluğu neden bulunsun? Eldeki bir hücre, beyinden gelen komutlara neden riayet etsin? Bir beyin hücresi, ayaktan gelen sinirsel bir uyarının sözünü neden kabul etsin? Hücreler ve hücreleri oluşturan elementler temelde aynı ve benzer maddelerden oluştukları hâlde, nasıl ve neden âdeta birbirlerine hükmedercesine sözlerini geçirerek birbirlerinden farklılaşsınlar?

Durup dururken haricî bir müdahale ve etki olmadan bu işler başlar ve devam eder mi hiç? Böyle bir şeyi hayal etmek, zorlama bir biçimde kurgulamak ve sonra bunun adına bilim demek akıl işi midir? Gerçeği keşfetmek için o kadar karmaşık düşünmeye ve zorlama varsayımlara kendini mecbur etmeye hiç gerek yok. Zihnimizi sadece kısıtlı bir görüş alanında sıkıştırıp da, nehrin üzerinde parlayan cam parçacıklarında takılıp kalmaya hiç ihtiyaç yok. Doğru cevap çok basit ve net, bir o kadar da akılcı ve kesindir. O cam parçacıklarının her birinin üzerinde görünen tüm parlaklıklar ve yansımalar ve ışıklar, gökteki bir tek güneşin her tarafı kaplayan ve o parçacıkların tümünü birden parlatan ışığı iledir. Kafamızı içine düştüğümüz tabiat ve maddeden kaldırdığımızda ve akıl gözümüzle baktığımızda, gönül göğümüzde parlayan o sonsuz güneşi tüm ihtişamıyla göreceğiz ve tüm zerrelerin tek bir merkezden idare edildiğini ve emir altında çalıştırıldıklarını bileceğiz.

Автор

Sevgiyi nereden aldın? Üzülmeyi, acımayı nereden aldın? Annen sevgiyi merhameti nereden öğrendi? Hormon dediğin şeyler zar atar gibi mi yerleşti?
Rastgele evrimleşen insan sevmeyi öğrenebilir mi? Bu sevgi deneme yanılma işi mi? Haydi sen sevdin, karşında ki sevgiyi hissedecek evrimi nasıl gerçekleştiriyor?

phy.eng.
Автор

👏👏👏 Bravo! dünyanın gelmiş geçmiş en zeki insanı seni tebrik ediyorum. Peki öldükten sonra insan bilinci ne olacak yok olup gidiyor muyuz yani.

Ebuhamza-tszr
Автор

Benim anlamadığım bir şey. peki tanrıyı bulduk. Ondan sonra olacak ne bizim yapacağımız ne

keskinklnc
Автор

Diamond lütfen ilk mürtedler hakkında da bir video yap.

habipavut
Автор

Dalyan Temel'den sonra hızını alamamış diomand herhalde😂. 1v 3 atıyor artık.

menes
Автор

Genç kardeşim tarifi imkansız muhteşemsiniz..masala değil gerçeğe inanan kazanır.

metinisk
Автор

"Mathematical Universe" modeli gayet basit bir şekilde açıklayabiliyor evreni. Evrim varoluşun tek ve olmazsa olmaz bir mantık yasasıdır bile denilebilir. Matematik dahil. Matematik bilgiye, bilgi enerjiye, enerji atomaltı parçacıklara, atomaltı parçacıklar atomlara, atomlar moleküllere, moleküller objelere, objeler organizmalara, organizmalar biyolojik çeşitliliğe vs vs vs.

fxy